Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/541 E. 2021/558 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/541 Esas
KARAR NO:2021/558

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/10/2019
KARAR TARİHİ:21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket tarafından, … Devlet Hastanesinde bulunan jeneratör için yedek parça değişimi yapıldığını, söz konusu mal/hizmet teslimine ilişkin fatura bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü”nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalı taraf davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-Davacının ticari defter ve kayıtları, mutabakat
3-Bilirkişi raporu
4-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında cari hesap dökümünden kaynaklanan 24.072,88-TL asıl alacak 1.266,70-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.339,58-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 07/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 07/03/2017 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mutabakatın incelenmesinde; taraflar arasında 31.12.2016 tarihi itibari ile davalının davacı Erme İnşaat’a 24.072,88-TL borcu bulunduğuna ilişkin mutabakat imzalandığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 11/12/2020 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı şirket tarafından ibraz edilen dava konusu 2016 – 2017 yıllarına ait e-defter beratlarının zamanında alındığı, envanter defterlerinin açılış noter tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı, ticari defter kayıtlarının düzenli, yasalara ve muhasebe tekniğine uygun olarak, zamanında işlenmiş olduğu, yılsonu – yılbaşı devir kayıtları ile ticari defterlerinin birbirini teyit ettiği, 6102 sayılı TTKnın maddeleri de göz önüne alınarak 2016 ve 2017 yıllarının ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunabileceği, davacının ticari defter kayıtlarına göre; 01.03.2017 takip tarihi itibariyle 24.072.88TL (takipteki asıl alacak miktarı kadar) davalıdan asıl alacağı olduğu, davacının takibe konu alacağının 23.11.2016 tarihli … numaralı e-faturadan kaynaklandığı, davacının asıl alacağının takip tarihi itibariyle 128 kodlu şüpheli ticari alacaklar hesabında takip edildiği, taraflardan davalı … ticari defter ve belge ibrazında bulunmadığını, davacının takibe dayanak faturası incelendiğinde, faturanın davalı şirkete teslim/tebliğ edildiğine dair faturanın üzerinde bir imza ibare ya da emare yok ise de takibe dayanak fatura e-fatura olup, e-fatura kâğıt fatura ile aynı hukuki sonuçlara sahip otmakla birlikte farklı teknik özellikleri ve düzenlemeleri olduğunu, ister ret yanıtı ile dönülmüş olsun ister harici haklar ile itiraz edilmiş olsun TTK hükümlerinde belirtilen 8 günlük süreye uygun olarak yapılması gerektiği, çünkü belirtilen 8 (sekiz) günlük itiraz süresine uymak tacir olmanın hukuki sonuçlarından bir tanesi olup bu süre geçtikten sonra yapılan itirazlar ve e-fatura uygulaması üzerinden dönülen ret yanıtlan söz konusu faturaların alıcı tarafından fatura içeriğinin kabul edilmiş olduğu ve davalı aleyhine borç doğurduğu sonucunu doğurduğunu, davacının takipte talep ettiği alacağının dayanağt e-faturalara (temel fatura) davalının süresi içinde itiraz ettiğine dair dosyaya sunulu bir delil bulunmadığını, aynca davalı şirketin e-fatura kapsamında olup olmadığı Gelir İdaresi Bakanlığının “…” internet sitesinden kontrol edilmiş olup davalı şirketin e-fatura kapsamında olduğu, bu İtibarla davacının takipte talep ettiği alacağının dayanağı e-faturanın davalı şirket aleyhine borç doğurduğu sonucuna varıldığını, neticeten davacının ibraz olunan ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam olduğu, davacının ticari defterlerinin de sahibi lehine delil vasfında olduğu, davacının ticari defterlerine göre 24.072,88TL (takip miktarı kadar) davalıdan alacaklı olduğu, davalının ticari defter ibrazında bulunmadığı, davacının takibe konu alacağının oluşturan faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu, davacının ticari defterlerindeki verilere, defterlerinin delil niteliğine ve davacı faturasının davalı aleyhine borç doğuruyor olması sonucuna göre davacının 24.072,88TL (takip miktarı kadar) davalıdan alacaklı olduğu, takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faize yer olmadığı, Davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 01.03.2017 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %9,75 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, mahkememizce öninceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davalıya işbu duruşma tutanağının ihtaratlı olarak tebliğ edildiği, inceleme gün ve saatinde davalı hazır olmadığı gibi mazeret de bildirmediği, incelemenin sadece davacı defterleri üzerinden yapıldığı, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu ve faturaların defterinde kayıtlı olduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının faturaya konu malı teslim ettiği veya hizmeti verdiğini kanıtlaması gerektiği, davacı tarafından sunulan mutabakatın bulunduğu, davalı davaya cevap vermemekle HMK madde 128 uyarınca inkar etmiş sayılacağından mahkememizce 6100 sayılı HMK madde 171 uyarınca davalıya isticvap davetiyesi çıkarıldığı, belirlenen gün ve saatte davalı şirket yetkilisinin hazır olmadığı, bu halde mutabakattaki imzayı ikrar etmiş sayıldığı, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, her ne kadar icra takibinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, işlemiş faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmediği, o halde davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, nitekim Yargıtayın yerleşik içtihatlarının da bu doğrultu da olduğu, bu nedenle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 24.072,88-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 4.814,57-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 1.644,41-TL harçtan, peşin alınan 432,96-TL harç mahsup edilerek kalan 1.211,45-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 432,96-TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 477,36-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 826,50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 784,80-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.253,40-TL’nin davalıdan, 66,60-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır