Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/539 E. 2021/623 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/539 Esas
KARAR NO:2021/623

DAVA:Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/02/2015
KARAR TARİHİ:30/06/2021

Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin Türkiye kıyılarında kurulmuş ve kurulacak olan fenerlerin, radyofarların, deniz işaretlerinin ve sis düdükleri gibi kıyı emniyeti cihazların işletilmesinden sorumlu olduğunu, bu tip cihazlar ve cihazların kullanımı hususunda 1 aylık yangın sigortası alımı için ihale açıldığını ve davalının bu ihaleyi kazandığını, hazırlanan poliçe kapsamında … bulunan … … … … sigortalanan yerlerden biri olduğunu, fenerin yerinden sökülerek deniz dibine düşmek suretiyle hasarlandığını, sigorta şirketinin sigorta bedelini ödemekten kaçındığını ileri sürerek, 250.235,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, kazanın fenerin olduğu bölgedeki hava şartlarının dalgalı ve rüzgarlı olması nedeniyle zamanla yerinden oynadığı ve denizin dibine devrildiği için meydana geldiğini, hasarın poliçe kapsamına girmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, yangın sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunan deniz fenerinde oluşan hasar bedelinin davalı sigortacıdan tahsiline ilişkindir. Mahkememizin …/… Esas , … Karar sayılı 22/02/2017 günlü ilk kararı ile; kazıkların yerlerinden kolayca çıkarak üzerindeki platformu taşıyamayarak devrilmesi sonucu hasarın kusurlu imalat hatasından ileri geldiği, yani yeterli kazık boyu bulunmadan ve bölgenin mevsimsel şartlarına uygun olarak inşa edilmediği, hasarın kusurlu imalat nedeniyle poliçe de yer alan yer kayması klozu kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Kararımız davacı vekilince istinaf kanun yoluna götürülmüştür. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 03/10/2019 tarihli, …/… Esas, …/… Karar sayılı kararı ile; söz konusu deniz fenerinin yapımına ilişkin proje, yapı ruhsatı, var ise fenerin yapımından önce fenerin bulunduğu alanda deniz suyu derinliğinin tespitine ilişkin yapılmış ölçüm ve fizibilite çalışması ve buna ilişkin tüm bilgi ve belgeler de toplandıktan sonra gerektiğinde konusunda uzman ve dalış uzmanı refakatiyle yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif ve inceleme yapılmak suretiyle deniz tabanıyla deniz yüzeyi arasındaki mesafe (deniz suyu derinliği) ile deniz tabanındaki kalan mesafe tespit edildikten sonra yeterli kazık boyu bulunup bulunmadığı, bahse konu deniz fenerinin bulunduğu bölge yapısına ve mevsim şartlarına uygun inşa edilip edilmediği, hasarın kusurlu imalat hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı husunda gerekçeli ve denetime elverişli alınacak bilikişi raporuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle kararımız kaldırılarak yeniden tahkikat işlemleri yapılması için dosyamız iade edilmiştir.
İstinaf kararı doğrultusunda davacı idareye yazı yazılarak sigorta konusu kazıklı fenere ilişkin proje, yapı ruhsatı ile ilgili sair belgelerin celbi dosyaya sağlandıktan sonra fenerin bulunduğu yer … Mahkemelerine keşif ve bilirkişi raporu için yeniden talimat yazılmıştır. İlk alınan 30/11/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu incelendiğinde, söz konusu deniz fenerinin yerinde bulunamadığı ancak dosyada yer alan kazık rapor cetvelinde belirtiği üzere en derin bir nolu kazığın 4,40 metre çakıldığı, iki nolu kazığın 3,85 metre çakıldığı, üç nolu kazığın 3,80 metre çakıldığı, dört nolu kazığın da 3,80metre çakıldığı anlaşılmış, yapılan keşifte kazığın olabileceği yerler gezilerek incelenmiştir. Olayın olduğu 28/12/2012 ile 29/02/2012 tarihlerinde rüzgar hızının 7-9 bofor (kuvvetli fırtına) olduğu meteorolojiden gelen yazı cevabından anlaşılmıştır.
Poliçedeki fırtına klozu maddesinde 7 bofordan fazla esen veya fırtına sırasında rüzgarın sürüklediği veya attığı şeylerin sonucu sigortalı şeyde doğrudan meydana gelecek zararlar teminat kapsamında bulunmaktadır. Ayrıca kazıklı deniz feneri inşaatının kesin kabul işleminin 04/08/2005 tarihinde yapıldığı ve olay tarihine kadar 7 yıllık süre zarfında hiç bir zarara uğramadığı halde olay tarihindeki şiddetli rüzgar fırtınası nedeniyle devrildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla imalat hatası söz konusu olamaz. Zira, 7 yıllık süre zarfında hiç bir hasara uğramamış bir deniz fenerinin aradan uzun bir zaman geçtikten sonra imalat hatasına dayalı olarak devrilmesinin teknik yönüyle izahı bulunmamaktadır. Ayrıca meteoroloji literatürüne göre de 7 bofordan fazla esen rüzgar fırtına olarak nitelendirilmiştir. Bu nedenle hasarın mücbir sebepten ileri geldiğinin kabulü gerekir.
Davadan önce sigorta şirketinden alınan eksper raporunda yeterli gerekçe göstermeksizin fenerin poliçe değerinin 1/3’ü alınarak tam ziya öncesi değeri 83.161,00-TL olarak takdir edilmiş ise de sigorta hukukundaki gerçek zarar ilkesi uyarınca riziko tarihi 06/03/2012 tarihi itibariyle sigorta konusu malın rayiç değerinin tespiti için talimat mahkemesine yeniden yazı yazılarak riziko tarihi itibariyle rayiç araştırması yaptırılması istenmiştir. Buna göre tespit edilen rayiç bedel uyarınca aşağıdaki şekilde poliçe ve sözleşmeye uygun olarak davanın kısmen kabulü gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Tazminat bedeli 249.485,00-TL’nin 24/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alınması gereken 17.042,32-TL harçtan peşin alınan 4.273,40-TL harcın mahsubu ile, bakiye 12.768,92/TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarfedilen, 4.273,40-TL peşin harç, 25,20-TL başvuru harcı, 3,80-TL vekalet harcı olmak üzere cem’an 4.302,40-TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 25.913,95-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 750,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 1.013,80-TL posta ve tebligat masrafı, 6.650,00-TL bilirkişi masrafı, 384,90-TL keşif ücreti ile 200,00-TL ATGV masrafı olmak üzere cem’an 8.248,70-TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 8.224,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 30/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*