Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/528
KARAR NO : 2020/188
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/07/2013
KARAR TARİHİ : 14/07/2014
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde özetle; davalının maliki olduğu gayrimenkul üzerinde müvekkili şirket lehine 22/03/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, intifa bedelinin müvekkili tarafından peşin olarak ödendiğini,davaya konu gayrimenkul üzerindeki akaryakıt istasyonunda müvekkilinin ürünlerinin satışının intifa hakkı süresince devam edeceği inancıyla akaryakıt istasyonunun faaliyetinin geliştirilmesi ve iyileştirmesi amacıyla önemli değere sahip yatırımlar yapıldığını,davalı bayiinin satış faaliyetinin geliştirilmesi ve diğer bayiiler arasındaki rekabetçi konumunun güçlendirilmesi için satış teşvik primi veya başka adlar altında finansal destek ödemelerinde bulunulduğunu, Rekabet Kurulu internet sitesinden 12/03/2009 tarihinde gerçekleştirdiği genel bir bildirimle intifa hakkı ve benzeri etkiye sahip sözleşmeler ile ilgili 5 yılı aşan süreler bakımından 4054 sayılı kanunun 4. maddesi kapsamında yasak anlaşma olarak değerlendirileceği 15 yıl süreli intifa hakkının 22/03/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 5 yılı aşan kısmının geçersiz kılındığını, davalının maliki olduğu gayrimenkul üzerinde müvekkili şirket lehine tesis edilen hukuksal tasarruf hakkı için muhataba ödenen peşin ivaz bedelinin geçersiz kılınan süresine (23/02/2011 tarihinden sonraki dönem) tekabül eden kısmına ilişkin güncellenmiş bedel olan 524.374,47-TL’nin, davalının ticari faaliyetinin geliştirilmesi, istasyonun inşası ve iyileştirilmesi işlerinde kullanılmak üzere veya başkaca nedenlerle kendisine ödenen primlerin geçersiz kılınan süreye tekabül eden (23/02/2011 tarihinden sonra) kısmına ilişkin güncellenmiş bedel olan 283.521,99-TL’nin anılan istasyondaki faaliyetin geliştirilmesi için davaya konu akaryakıt istasyonunda müvekkili tarafından gerçekleştirilen kalıcı yatırımların (mütemmim cüz niteliğindeki yatırımlar, malzeme – teçhizat, demirbaş desteği) işlememiş süreye tekabül eden kısmının denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak güncelleştirilmiş miktarı olan 16.865,91-TL’nin davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsil olunarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili asıl davada cevap dilekçesinde özetle; şirket merkezinin Konya olduğunu, yetkisizlik nedeniyle dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, taraflar arasında 22/03/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 15 yıl süreli sözleşme ile intifa hakkı tesis edildiğini, ancak mevzuatta yapılan değişiklikler ile 5 yıldan sonraki dönemlerdeki sözleşmelerin geçersiz hale geleceğinin kararlaştırıldığını, buna göre taraflar arasında yapılan 22/03/2006 tarihli sözleşmenin 22/03/2011 tarihinde sona erdiğini, davacının işbu sebepsiz zenginleşme talebini ise 1 yıllık süre içerisinde 22/03/2012 tarihine kadar ileri sürmesi gerektiğini,ileri sürülen hususların daha önce İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında incelendiğini ve davanın esastan reddedildiğini, ancak kararının henüz kesinleşmediğini, bu nedenle yeniden dava ikame edilmesinde hukuki menfaat bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, Konya ili Selçuklu ilçesi …Mah. … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde davacı şirket lehine 22/03/2006 tarihinden geçerli olmak üzere 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, bu kapsamda 2006 yılında söz konusu istasyonun BP kriterlerine uygun hale getirilmesi amacıyla inşaat ve iyileştirme çalışmaları gereği bir kısım düzenlemeler yapıldığını, yasal düzenlemeye dayalı surette bitmek zorunda kalan iş ilişkisinden ötürü şirketlerinin bir kusurunun bulunmadığını, ancak davacı yanın var olduğu iddiasında bulunduğu yatırımlara ilişkin olarak bu yatırımlarını koruma gayesi altında yeni bir akit çabası sergilemediklerini, yaptırılan düzenlemelerin işletmenin faaliyeti süresince kullanıldığını ve yıpranarak eskidiğini, bunun dışında davacı yanın prim destek bedeli adı altında aktardığını beyan ettiği kaynakların 15 yıllık süreye yönelik olarak yapıldığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, bu hususun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, tüm usulü itirazlarının reddi halinde hukuki mesnetten yoksun haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı şirketin sahibi olduğu taşınmaz üzerinde müvekkil yararına 22/03/2006 tarihinde geçerli olarak ve bedeli peşin ödenmiş şekilde 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, bu borcun teminatı olmak üzere aynı taşınmaz üzerine 26/12/2006 tarihinde 400.000-TL bedelli ipotek kurulduğunu ve taşınmazda yüksek miktarlı yatırımlar yapıldığını ancak rekabet kurulunun 12/02/2009 tarihli kararı uyarınca 18/09/2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin süresi ne olursa olsun yapıldıkları tarihten itibaren ilk 5 yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceği, 5 yılı aşan süreler bakımından muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının kararlaştırıldığını, davalıya peşin ödenen ivaz bedelinin geçersiz kılınan süresine rastlayan kısmına ilişkin güncellenmiş bedel 524.374,47-TL’nin, taşınmazdaki istasyonun inşa ve iyileştirilmesi işlerinde kullanılmak amacıyla ödenen primlerin geçersiz kılınan süresine rastlayan güncellenmiş değeri 283.521,99-TL’nin, kalıcı yatırımların işlememiş süreye rastlayan kısmına yönelik güncellenmiş miktarı 16.865,91-TL’nin ödenmediğini, toplam ödenmeyen miktarın 824.762,37-TL’ye ulaştığını bu miktarın tahsili yönünden İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinde …Esas sayılı açılan davanın devam ettiğini, davalının ödemekle yükümlü olduğu miktarın ipotekle teminat altına alınmış 400.000 TL’nin tahsili yönünden İstanbul …İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyasından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yollu takibe itiraz edildiğini bildirerek mahkememiz dosyasının aralarındaki bağlantı nedeniyle İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasıyla birleştirilerek davalının yapılan takibe itirazın iptaline karar verilmesini ve icra inkar tazminatı alınmasını istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkeme ilamı olmadan ipoteğin paraya çevrilemeyeceğini, davanın yerinde olmadığını, usul yönünden de yetki ve derdestliğe bağlı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalıya ait istasyona yapıldığını bildirdiği kalıcı yatırımların değerlendirilmesi için mahalline talimat yazılmak suretiyle değerlerinin tespiti istenilmiş, tespite konu mahalde, keşif tarihi itibariyle yapılan incelemede;
”-mevcut petrol istasyonunun …. petrol logo ve reklami altinda akaryakıt satışının yapıldığı, halen çalışır ve faal durumda olduğu,
-akaryakıt tanklarına nitrojen uygulanması;nın yakıt tanklarında kaçak olup olmadığı ile ilgili bir uygulama olup 31/12/2001 tarihinde yapıldığı keşif tarihi 17/07/2013 itibariyle …. A.Ş ürünleri satışı yapıldığı ve aradan yaklaşık 12 yıl geçtiğinden, yapılan bu uygulama ile ilgili bir tespitin yapılması mümkün bulunmadığı,
-Nefeslik yükseltilmesi keşif tarihi 17/07/2013 itibariyle 2″ çapında galvanizli boru ile yakıt tanklarının nefeslik borularının yükseltildiği görülmüştür.,yapım tarihinin 31/10/2002 ve mevcut olduğu,
-… program yükleme işçilik ve montaj Bu konu program yükleme işlemi olup, 31/12/2006 tarihinde yapıldığı belirtildiği sisteme program yükleme işçiliği olup,el ile tutulur bir durum olmadığı sarf tarihinin 31/12/2009 olduğu,
-kaçak detektörü… motorin Bu demirbaş emtianın davalı işyerinde mevcut olduğu işyeri yetkilisi tarafından belirtilmiştir. Ancak, tespit mahallinde görülememiştir. 29/12/2004 tarihinde yapıldığı,
-dolum adaptörü Bu demirbaş emtianın davalı işyerinde mevcut olduğu işyeri yetkilisi tarafından belirtilmiştir. Ancak, tespit mahallinde görülememiştir. 31/12/2007 tarihinde yapıldığı,
-survey bedeli tank seviye ölçüm sistemi Bu demirbaş emtianın davalı işyerinde mevcut olduğu işyeri yetkilisi tarafından, kırıldığı belirtilmiş olup görülememiştir. 30/11/2008 tarihinde yapıldığı,
-istasyon atg işleri bu uygulama işlemi 25/11/2008 tarihinde yapıldığı belirtilmiş olup, keşif tarihi itibariyle mevcut değildir.
-…tank seviye ölçüm sistemi Bu demirbaş emtianın davalı işyerinde mevcut olmadığı sarf tarihinin 04/12/2008 tarihli olduğu,
-tcp/ıp modüle kablolama ve montaj işleri tank ekip bu demirbaş emtianın davalı işyerinde mevcut olmadığı anlaşılmıştır. (27/12/2008)
-mobilizasyon ürün değişimi Bu husus 29/12/2004 tarihli taşıt tanıma sistemi ile ilgili olup mobilizasyon bedeli olarak adlandırılmıştır. Keşif tarihi itibariyle davalı işyerinde mevcut değildir.
-yazar kasaların … projesine uyumlu hale getirilmesi,keşif tarihi itibariyle … ürünleri satışı ve demirbaşları kullanıldığından bu husus ile ilgili belirleme yapılamamıştır. (31/12/2007)
-acil stop butonu projesi Bu demirbaş emtianın ve yapıldığı belirtilen proje ile ilgili bir hususun davalı işyerinde mevcut olmadığı yaptığımız incelemeden anlaşılmıştır. (31/12/2004) görülemedi.
-98 kurşunsuz dönüşüm projesi Yapıldığı belirtilen proje ile ilgili bir hususun davalı işyerinde mevcut olmadığı, keşif tarihi itibariyle … olarak faaliyet gösterdiğinden, bu husus ile ilgili değerlendirmenin yapılması mümkün değildir.(29/12/2004)
-gas detection system Bu demirbaş emtia davalının işyeri bodrum katında mevcut olduğu görülmüştür. (30/09/2006)
-uzatma kablo topraklı priz kanal taşıtmatık (31/12/2007)-data kablosu elektrik malz. taşıtmatık (30/11/2008)-wind pro 85-120 cm (kaldırım panosu) Bu emtiaların davalı işyerinde mevcut olmadığı (1/05/2010)
-kart-tls 350 tcp/ıp modüle – tank ekipmanı Bu demirbaş emtianın davalı işyerinde mevcut olmadığı,(30/11/2008) Davacı vekilinin 20/10/2013 havale tarihli dilekçe ekinde sunduğu yukarıdaki yatırım/demirbaş listesi esas alınarak yaptığımız inceleme sonucunda, davalı işyerinde aşağıda belirtilen iki adet emtiaların mevcut olduğu,2″ nefeslik yükseltilmesi (7 adet) Keşif tarihi 17/07/2013 itibariyle 2″ çapında galvanizli boru ile yakıt tanklarının nefeslik borularının yükseltildiği 18.9.2010 tarihi itibariyle 3.000-TL, dava tarihi itibariyle 3.600-TL olduğu ,gas detectıon system Bu demirbaş emtia davalının işyeri bodrum katında mevcut olduğu 12.000-TL,14.400-TL değerinde olduğu” denilmiştir.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle;
”Davacı ….’nin davalıya “intifa bedeli” adı altında 558.004,30TL + 302.916,62TL tutarında ödeme yaptığı, davalının bu ödemeler karşılığında davacıya aynı tutarlarda fatura kestiği, davalıya ait istasyonun iyileştirilmesi ile ilgili olarak, davacının davalıya bu ödemeler haricinde başkaca bir ödeme bulunmadığı tespit edilmiştir.
Mahallinde inceleme yapıldıktan sonra bu kez davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış bilirkişi kurulu raporunda özetle;
”Taraflar arasında 23.02.2006 tarihli olarak imzalanmış olan…petrolleri anonim şirketi işleticilik anlaşması (sözleşme) yer aldığı, sözleşmenin süresi 5 yıl olarak kararlaştırılmış, 22.02.2011 günü akşamı sona erecektir.
Davalı … Sanayi A.Ş. adına kayıtlı Davacı lehine İNTİFA HAKKI tesis edildiği, Tapu Senedi ve Resmi Senet fotokopilerinde, intifa hakkının bedeli (intifa hakkı tesisi günündeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru esas alınarak 350.000.-ABD Doları (USD) karşılığı) 472.885.-YTL, tesis tarihi 22.03.2006 ve süresi 15 yıl olarak belirtildiği,davacı vekili 20.03.2013 tarihli dilekçesinde intifa hakkının başlangıç süresini fatura tarihi olan 24.03.2006 tarihinden başlatarak hesaplama yaptığı, tapu siciline intifa hakkı kayıt tarihinin 22.03.2006, fatura tarihinin 24.06.2013 ve fatura bedelinin ödenmesi tarihinin 31.03.2006 olması göz önüne alınarak, 22.03.2006 tarihinin esas alınması, gerekmekle, intifa hakkının 21.03.2021 günü sona ereceği, davalı tarafından düzenlenen 24.03.2006 tarihli ve… sayılı faturadan İntifa İvaz Bedeli olarak davacının davalıya 472.885+85.119,30(%18 KDV) olarak toplam 558.004,30-TL ödeme yükümlülüğüne girdiği, davacı tarafından davalının hesabına 31.03.2006 tarihinde ödendiği anlaşılmaktadır.
İadesi gereken bir tutar olur ise fatura düzenleyenin hesaplanan tutar üzerinden KDV’yi ayrıca hesaplayarak bedeli tahsil etmesi vergi idaresine karşı yükümlülükleri çerçevesinde kendi sorumluluğu olduğundan rapordaki hesaplamalar KDV hariç tutarlar üzerindendir.
Dava dilekçesinde, intifa hakkı bedelinden iadesi istenen tutar 524.374,47TL’dir.Tapu siciline 15 yıllık intifa hakkı süresi 558.004,30-TL bedel üzerinden tescil edilmiştir.Toplam 5399 gün için ödenen 472.885-TL’nin 11.08.2011 tarihinden sonraya isabet eden kısmı, 11.08.2011 tarihi itibariyle,303.052,81TL olarak hesaplanmaktadır. Bu tutara Dava tarihi olan 13.07.2012 tarihine kadar, kanuni faiz oranı dikkate alınarak yapılan hesaplama ile eklenecek faiz tutarı 25.153,38TL olduğu, intifa hakkı bedelinden davalının davacıya iade etmesi gerekecek tutar, Dava tarihi itibariyle 303.052,81TL anapara ve 25.153,38TL olmak üzere toplam 328.206,19TL olarak hesaplanmaktadır.
Davacı şirket tarafından Davalı şirkete 31.03.2006 tarihinde Davacının …hesabına EFT yapılmak suretiyle 302.916,62TL ödeme yapıldığı görülmektedir. Davalı muhasebesinden adı geçen bilirkişi tarafından alman kayıtlarda bu tutarın “121243 FT katılım bedeli” açıklaması ile kaydedildiği görülmektedir. Bu işleme ilişkin olarak davalı tarafından düzenlenen 24.03.2006 tarihli faturada 256.709,-TLlik bedele %18 oranında KDV (46.207,62TL) eklenmek suretiyle 302.916,62-TL olduğu, faturadaki açıklama “satış teşvik pirimi olduğu,bu çerçevede,dosya içeriğine göre ancak sözleşme ile bağlantısı kurulabilecek bir ödemenin Sözleşme süresini aşan bir döneme ait olmasının mümkün olmadığı ,Ayrıca, Sözleşmede Satış Teşvik Primi hakkında açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, davalıya ödenen bir ücretin iadesi bakımından da sözleşmeyi ve sözleşme süresini esas almak gerekeceği, sözleşmenin 22.03.2011 tarihinde sona erdiği beyan edildiği Satış Teşvik Primi ödemesi dolayısıyla, davalının davacıya bir iade yükümlülüğünün doğmadığı,
Dava dilekçesinde, sabit yatırımlar bedelinden iadesi istenen tutar 16.865,91TL, yatırımın defter değeri 32.271,41-TL, düşülecek amortismanlar -24.801,62-TL, bakiye değer 11.310,41-TL olduğu keşif sırasında mevcudiyeti tespit edilen ve 23.10.2011 tarihi itibariyle değerleri toplamı 18.000TL olan iki adet kalemin dava tarihi olan 13.07.2012 tarihine kadar,toplam faiz tutarı 1.170-TL olup,dava tarihi itibariyle, davacının davalı şirketin maliki olduğu istasyon ile ilgili olarak yaptığı sabit yatırımlara ilişkin olarak talep edebileceği tutar, faiz dahil, 19.170-TL olarak hesaplandığı,
Böylece davacının davalının talep edebileceği toplam alacak tutarının, dava tarihine kadar hesaplanmış faizleri ile birlikte 347.376,19-TL olarak hesaplandığı tespit ve kanaatlerine varılmıştır” denilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamaya göre, asıl dava yönünden, taraflar arasındaki anlaşmanın yasal düzenleme ile getirilen kısıtlama nedeniyle tarafların kusuru dışında bir sebeple sona erdiği,15 yıllık süre için davalıya intifa bedeli KDV dahil 558.004,30TL ödendiği,intifa bedelinin toplam 5.399 gün için ödenmesine rağmen rekabet kurulu kararı sebebiyle bu sürenin ancak 1.939 gününün kullanıldığı, kalan 3.460 günün ise kullanılamadığı, kullanılmayan süreye isabet eden intifa bedeli tutarının 357.591TL olduğu ve peşin ödenen bu bedelin davacıya iadesinin gerektiği, bayilik sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalının sahibi olduğu akaryakıt istasyonuna yapılan yatırımların akaryakıt satışının yapılabilmesi için zorunlu yapılan giderler olup, bu yatırımların davaya konu sözleşmeden çok daha önce taraflar arasında yapılmış olduğu anlaşılan eski tarihli sözleşmeler gereğince yapıldıkları, davalı kadar davacının da sözleşmeden yararlandığı, bu bakımdan söz konusu yatırımların davalı yararına sebepsiz zenginleşme teşkil etmediği, intifa hakkından bağımsız olarak taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 5 yıllık süre için kararlaştırıldığı ve süresini tamamladığı, bayilik sözleşmesindeki yükümlülüklerini yerine getiren davalıdan sözleşme süresinin sona ermesi nedeniyle satış teşvik primi adı altında ödenen ücretin iadesinin istenemeyeceği, satış destek priminin istasyondaki bayilik faaliyetiyle ilgili olup intifa hakkı ile ilişkilendirilemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen dava yönünden ise, taraflar arasında meydana gelen ticari ilişki nedeniyle davacı yararına 2. derecede 400.000TL tutarında limit ipoteği tesis edildiği, intifa bedelinden iadesi gereken bedelin 357.591TL olduğu, diğer taleplerin ise yerinde olmadığı, bu sebeple ipotek limiti 400.000TL ise de takip tarihi itibariyle iadesi gereken bedelin 357.591TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23.05.2019 gün, 2017/2886 Esas, 2019/3446 Karar sayılı düzeltme ilamı ile;
“Davacının dava konusu yaptığı intifa bedelinin kullanılmayan kısmına ilişkin bedelin hesabında KDV’nin dikkate alınamayacağı hususu yanında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapıldığı için alacak davası ile mükerrer tahsilat oluşturacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, alacak davasının reddine karar verilmesi gerektiği, intifa bedelinin KDV hariç hesaplanacak miktarının tahsilini temin edecek şekilde hüküm kurulması için yerel mahkeme kararının asıl ve birleşen davalı yararına bozulmasına karar verilmiş, asıl ve birleşen davacının temyiz itirazları incelenmemiştir. Dairemizin işbu kararına karşı asıl ve birleşen davacı vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
Davacı, dava konusu yaptığı alacaklar için aynı tarihte bir alacak davası açmış ve hem de ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmıştır. İlamsız takibe itiraz üzerine açtığı itirazın iptali davası, alacak davası ile birleştirilmiştir. İİK’nun 45. maddesinin birinci fıkrası uyarınca rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusuna karşı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilir. Başka türlü bir takip yapılamaz. Ancak anılan madde hükmü, borçluya karşı alacak davası açılmasını engelleyen bir düzenleme içermemektedir. Zira alacaklı açacağı bir alacak davası sonunda elde edeceği ilama dayalı olarak ipotek hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatabilecektir.
Somut olayda davacı açtığı alacak davası ile toplam 824.762,37TL’nin davalıdan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, bu alacağın ipotekle temin edilen 400.000TL’lik kısmı için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip başlatmış, bu takibe itiraz üzerine itirazın iptali davasını açmıştır. İtirazın iptali davasının konusu olan 400.000TL alacak, itirazın iptali davasından önce açılan alacak davası içinde talep edilmiş olduğundan itirazın iptali davasında derdestlik durumu oluşturulmuştur. HMK’nın 114. maddesinin birinci fıkrasının “ı” bendinde düzenlenen aynı davanın, daha önce açılmış ve hâlen görülmekte olmaması dava şartı olup mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır. Bu itibarla mahkemece öncelikle birleştirilen itirazın iptali davasının derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekmektedir. Mahkemece daha sonra davacının alacak davası sonuçlandırılıp karara bağlanmalıdır.Mahkemece davacının alacağının 357.591,00TL olduğu saptanmıştır. Mahkemece davacının sair alacak taleplerinin reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davalının intifanın kullanılmayan bölümünden doğan iade sorumluluğu sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmaktadır. Sebepsiz zenginleşmeye ilişkin TBK’nın 79. maddesi hükmü gereğince davalı sadece kendisinin sebepsiz zenginleştiği miktar kadar sorumludur. Bu sebeple davacı tarafından ödenen ve ancak davalının elinde kalmayan KDV ödemesi dikkate alınmamalıdır. Mahkemece bakiye intifa hesabında KDV’nin dikkate alınması doğru olmamıştır. Hal böyle olmasına rağmen yerel mahkeme kararının açıklanan bu olgulara göre bozulması gerekirken, derdestlik dava şartı gözetilmeden yazılı şekilde farklı gerekçelerle bozulması doğru görülmemiş, asıl ve birleşen davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 08.03.2017 gün, 2016/5209 E.-2017/1885 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklandığı şekilde değişik gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 08.03.2017 gün, …E.-…K. sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, asıl ve birleşen davacı vekilinin tüm, asıl ve birleşen davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, yine yukarıda açıklanan gerekçelerle asıl davanın ve birleşen davanın asıl ve birleşen davalı yararına BOZULMASINA” denilerek dosyanın mahkememize iade edildiği ve Mahkememizin … Esasına kaydedildiği görülmüştür.
Yapılan bilirkişi incelemesi ve toplanan tüm delillere göre ; Bilirkişiler sözleşmenin haklı sebeble feshedilmediği yolunda kanat bildirmiş iseler de taraflar arasında başlangıç tarihi 22.3.2006 olan bir adet bayilik sözleşmesi akdedildiği ve süresinin 5 yıl olduğu ,sözleşmenin başlangıcında davalıya ait taşınmaz üzerinde bayilik sözleşmesinden ayrıca 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği ,sözleşmenin taraflarca feshedilmeden ömrünü tamamladığı ve sunulan belgelerden davaya konu sözleşmeden evvelki tarihe ilişkin ayrıca taraflar arasında yine başka bir sözleşmenin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre intifa hakkının Rekabet Kurumunun süresi 5 yılı aşan bayilik sözleşmeleriyle ilişkili diğer sözleşmelerinde 5 yılı aşan sürelerinn 5 yılı aşan kısımlarını geçersiz addetmesiyle birlikte davalının yeniden bir bayilik sözleşmesi imzalanamamasıyla ihtilafın çıktığı anlaşılmaktadır.
Asıl davadaki Yatırım bedeli açısından :Süresinden evvel sonlandırılması nedeniyle istasyona yapılan bir kısım yatırım bedelinin iadesi gerektiği iddiasında ise de bu yatırımların davacı vekilinin açıklama dilekçesinde toplam defter bedeli 36.163,35- TL olan bir liste sunulduğu bu listeye göre 31.12.2001 tarihinde 8.984,71-TL 3.10.2002 tarihinde 794,21-Tl , 29.12.2004 tarihinde 425,32-TL lik harcamalarda istenmekte ise de işleticilik anlaşmasının 23.2.2006 tarihli olup , intifa hakkının tesis tarihi de 22.3.2006 tarihidir.Bu yatırımlar sonlandırıldığı iddia edilen intifa hakkının tesis tarihinden daha evvelki tarihleri taşımaktadır.Süregelen ve sona erdiği anlaşılan bayilik sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalı istasyona yapılan yatırımlar örneğin, yazar kasaların otp sistemine uyumlu hale getirme masrafı, akaryakıt tanklarına nitrojen uygulaması ,istasyon atg işleri , taşıtmatik sistem kurulumu,lotaly program yükleme bedeli ,kurşunsuz benzim dönüşüm projesi hepsi istasyonda akaryakıt satışının yapılabilmesi için zorunlu yapılan giderler olup masraf kabilindendir. Bu masraflar Son alınan bilirkişi raporunda 32.271,41-TL olan bu yatırımların amortisman uygulanmış bakiyesinin 11.310,41-TL olduğu tebit edilmiş , davacınında ürünlerinin satılabilmesi için tesbit edilebildiği kadarıyla son sözleşmeden evvel bir dönem sözleşme süresince yararlandığı masrafların iadesi isteminin reddine karar verilmiştir. Davaya konu ömrünü fesih edilmeksizin tamamlayan iki sözleşme süresince yapılmış masraflar olduğu,davalı kadar davacının da sözleşmeden yararlandığı kanaatına varılarak davalı bakımından da sebesiz zenginleşme teşkil etmeyen kalıcı değer ifade etmeyen masraflar bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
İntifa bedeli bakımından yapılan incelemede , Davalı şirkete ait taşınmaz üzerinde 22.3.2006 tarih ve … yevmiye numarası ile 15 yıl süre için intifa hakkının kayıt ve tescil edildiği ,21.3.2021 tarihine kadar yürürlükte iken 11.8.2011 tarihinde Rekabet Kurumu kararı nedeniyle terkin edildiği , sonuçta yasal düzenlemeler nedeniyle umulan müddetten daha evvel yasal düzenleme ile getirilen kısıtlama nedeniyle davalının kusuru dışında bir sebeble sona erdiği, 15 yıllık süre için davalıya kdv dahil 558 004,30-TL ödendiği,5399 gün için ödenen intifa bedelinin bir güne isabet eden tutarı. 103.35-TL dir.Bu sürenin 1939 günü kullanılmış , 3.460 günü ise kullanılamamıştır. Kullanılmayan süreye isabet eden tutar , 303.052,81-TL (KDV’siz) olup,peşin ödenen bu bedelin davacıya iadesi gerekir.
Davacı bu bedeli KDV’si ile ödemiş ise de ;davalının intifanın kullanılmayan bölümünden doğan iade sorumluluğu sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmakta olup sebepsiz zenginleşmeye ilişkin TBK’nın 79. maddesi hükmü gereğince davalı sadece kendisinin sebepsiz zenginleştiği miktar kadar sorumlu olup, bu sebeple davacı tarafından ödenen ve ancak davalının elinde kalmayan KDV ödemesi dikkate alınmamıştır.
Davacı taraf iadesi gereken intifa bedeli dışında güncellenmiş bedeli de talep etmekte ise de anılan ödeme intifa hakkının terkin edildiği tarihe kadar davacı şirketin kullanımında kabul edilerek bu süre için ayrıca semere istemi mümkün görülmemekte ,herne kadar terkinden itibaren semere istenibileceği düşünülse de iyiniyetli sebebsiz zenginleştiği kabul edilmesi gereken malik davalının elinde kalan paranın iadesi ile sorumulu tutulması gerektiği kanaatına varılarak intifa bedelinden kalan kısmının davacıya iadesi gerekmektedir.
Satış Destek primi için yapılan istemin ise intifa hakkından bağımsız olarak taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 5 yıllık süre için kararlaştırıldığı şekilde tamamlandığı ,bayilik sözleşmesindeki yükümlülüklerini yerine getiren davalıdan sözleşme süresinin sona ermesi nedeniyle iade istenemeyeceği ,satış destek priminin istasyondaki bayilik faaliyetiyle ilgil olup intifa hakkı ile ilişkilendirilemeyeceği yolundaki bilirkişi kurulu görüşüne iştirak edilerek reddine karar verilmiştir.
Birleşen davaya ilişkin olarak ; İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla adi takipte, itiraz üzerine takip durduğunda alacaklı itirazın iptali davası açıp aldığı ilamı ibraz ederek ipoteğin paraya çevrilmesi takibine ilamlı takip olarak devam edebilir.
Somut olayımızda davacı 13.7.2012 tarihinde bakiye alacakların tahsili için eldeki asıl davayı açmış ve ayrıca , aynı gün taşınmaz üzerindeki 400.000-Tl bedelli ipoteğinin paraya çevrilmesi için ilamsız takip başlatmıştır. Alacaklının yargıyı meşgul etme, dava seçiminde kullandığı hakkının ötesine geçerek inkar tazminatını da isteme adına daha önce açtığı alacak davasına rağmen, itirazın iptali davası açma hakkı -konusunu zaten kendisi ihtilaflı hale getirmiş olmakla- derdestlik itirazı ile karşılaşacaktır ki bozma ilamı doğrultusunda birleşen itirazın iptali davasının derdestlik itirazı nedeniyle de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada davanın kısmen kabulüne, intifa bedelinden kaynaklanan 303.052,81-TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine,
2-Birleşen davanın derdestlik itirazı nedeniyle REDDİNE,
3-Asıl dava yönünden;
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 20.701,53-TL ilam harcından peşin alınan 12.245,75-TL’nin mahsubu ile bakiye 8.455,78-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davacı tarafından yatırılan 21,15-TL başvuru harcı ile 12.245,75-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 29.663,70-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 13/3 maddesine göre hesaplanan 29.663,70-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan 4.441,30-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.631,90-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Birleşen dava yönünden;
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 54,40-TL ilam harcından peşin alınan 6.831,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 6.776,60-TL ilam harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün yasal süresi içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.20/02/2020
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”