Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/524 Esas
KARAR NO : 2019/1295 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 21/08/2014
KARAR TARİHİ : 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 21.08.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkili tarafından konut sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan sigortalı …’e ait “… Mah. … Cad. … Sok. N … D … Küçükçekmece /İstanbul” adresinde bulunan dairede 01.03.2014 tarihinde davalı tarafından üretilen, piyasaya sürülen ve servis hizmeti sağlanan … LCD televizyonundan kaynaklanan yangın çıktığını, sigortalı dairede maddi zarara yol açtığını, müvekkilinin dava konusu olay nedeniyle sigortalısına 22.04.2014 tarihinde 10.000,00 TL, 09.05.2014 tarihinde 14.260,53 TL olmak üzere toplam 24.260,53 TL sigorta tazminatı ödediğini, TTK.mad. 1472 maddesi gereğince ödemiş olduğu tazminat nedeniyle sigortalının haklarına halef olduğundan davalı tarafın sorumluluğunu karşılayan 24.260,53 TL alacak için davalıya rücu hakkı doğduğunu, müvekkil şirkete sigortalı bulunan dairede zarara sebebiyet veren yangının, gerek yangın raporu gerekse ekspertiz raporuna göre davalı tarafından üretilen … marka LCD TV’den çıktığının sabit olduğunu, davalı … A.Ş.’nin yangına neden olan LCD TV’nin imalatçısı, pazarlayıcısı ve servis sağlayıcısı olması sebebi ile gerek satış sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmesel sorumluluğu gerekse imal ettiği ürünlerde ihmal ve kayıtsızlıktan kaynaklanan hatası nedeniyle haksız fiil sorumluluğunun bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 24.260,53 TL sigorta tazminatının, 10.000,00 TL’sinin ödeme tarihi olan 22.04.2014 tarihinden, 14.260,53 TL’sinin ödeme tarihi olan 09.05.2014 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, yangının çıkış sebebinin kesin olarak bilinmediğini, yangın sebebiyle davacının uğradığını iddia ettiği zararın miktarının fahiş ve gerçeğe aykırı olduğunu, yangına sebep olan müvekkil şirkete ait lcd televizyonun değil bölgeye elektrik dağıtımını gerçekleştiren elektrik dağıtıcısının da olabileceğini, esasen yangınların en büyük sebebi olarak standartlara ve fenni gereksinimlere uygun olmayan elektrik tesisatlarının gösterildiğini, dava konusu televizyonun montajının müvekkil şirket tarafından yapılmadığını belirterek her bakımdan haksız olan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Hasar dosyası, sigorta poliçesi ve dayanakları, itfaiye raporu, fotoğraflar ibraz edilmekle, iddia ve savunmaların değerlendirilmesi varsa sorumluluğun ve gerçek zarar miktarının (sigorta şirketince yapılan ödemenin eşya ve bina zararı olarak kadri muraf bulunup bulunmadığı) tespiti için dosya yangın uzmanları …, …, …, İnşaat Mühendisi … ve Sigorta Uzmanı …’a tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 09/06/2015 tarihli raporunu ve itiraz üzerine de 02/05/2016 tarihli ek raporunu sunmuştur.
Toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde Dava; sigorta şirketince sigortalısına ödenen bedelin imalatçı firmadan rücuan tazmini talebini içermektedir.
Davayı ilişkin bilirkişi kurulundan kök ve ek raporlar aldırılmıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ; “Davanın kabulü ile 24.260,53-TL nin 10.000-TL sine 22.4.2014 tarihinden 14.260,53-TL sine 9.5.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … E, … K sayılı 17.06.2019 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; “Davacı sigorta şirketi olup, davalılardan rücuen tazminat talebinin nedeni, yangına sebebiyet veren LCD televizyonun üreticisi olan davalı … AŞ ile davacının sigortalısı arasındaki satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Buna göre; Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. ” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporlarına itibar edilerek, gerek … nın Avrupa Yakası … nün 02/03/2014 tarihli yangın raporunda ve gerekse dava dışı … Sigorta Ekspertiz tarafından yapılan 19/08/2014 tarihli ekspertiz raporunda yangının sigortalı dairenin salon bölümünde fişi prize takılı vaziyetteki … marka LCD televizyonun kablo bağlantı yerlerinde herhangi bir nedenle kısa devre sonucu oluşan şerarenin kablo izolelerini ve televizyonun plastik aksamlarını eritmesi ile meydana geldiği, yangına maruz kalan televizyonun duvar askısından kurtularak yere düştüğü etrafta bulunan eşyalara sirayet ettiği, büyüyen yangının daire içerisinde bulunan eşyaların duvar, tavan, taban ve diğer odaların islenmesine ve eşyaların kısmen yanmasına neden olduğu, itfaiyenin sıkmış olduğu su nedeniyle de ıslandığı ve maddi hasarın meydana geldiği, anlaşılmıştır.
Ancak Davacı sigorta şirketi olup, davalılardan rücuen tazminat talebinin nedeni, yangına sebebiyet veren LCD televizyonun üreticisi olan davalı … AŞ ile davacının sigortalısı arasındaki satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Buna göre; Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Görev yönünden Reddi ile dosyanın Görevli Nöbetçi İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2- HMK 20. Maddesi gereğince dosya kesinleştikten sonra 2 hafta içinde Görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvuruda bulunulmaz ise Davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtaratına, (ihtarat yayıpldı.)
3- Yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda Görevli Mahkemece karar verilmesine,
Dair verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay İlgili dairesine temyiz yolu açık olmak üzere açıkça karar verildi. 17/12/2019
Katip …
Hakim …