Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/499 E. 2022/350 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/499 Esas
KARAR NO : 2022/350

DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
DAVA TARİHİ : 21/08/2019
KARAR TARİHİ : 11/05/2022

Mahkememizde görülen tazminat davası sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/

İDDİA:
Davacı vekili, 04/09/2017 günü dava dışı sürücü …’in adına kayıtlı …plakalı aracın… yolunda … Gişelerine 500 metre kala davalılardan… adına kayıtlı davalı …’ın idaresindeki …plakalı çekici tarafından çekilmekte olan …plakalı yarı römorka çarpması sonucu çift taraflı vuku bulunan trafik kazasında… plakalı araçta yolcu olan müvekkillerinin desteği…’in vefat ettiğini her iki aracın kusurlu olduğunu beyanla belirsiz alacak davası olarak şimdilik her bir davacı yönünden 1.500 TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden haksız fiil tarihi 04/09/2017, sigorta ve güvence hesabı yönünden ise 23/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş olup, bilahare bedel arttırım ve ıslah dilekçeleri ile beraber bilirkişi raporuna göre toplamda 109.656,00 TL olarak talebini belirlemiştir.
SAVUNMA:
Davalı Güvence Hesabı vekili, davadan önce davacılara 220.345,00 TL ödeme yapıldığından sorumluluklarının kalmadığını, yapılan ödemenin yeterli ödeme olduğunu, aksi durumda ise kusurun ve aşkın zararın ispatı gerektiğini, tazminatın Hazine Müsteşarlığı uzman bilirkişisi tarafından TRH 2010 ve teknik faiz kullanılarak tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca sigortasını yaptırmayan … plakalı araç işleteni …’e davanın ihbarı gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davalı… Sigorta vekili sigortalısının kusuru bulunmadığını, müvekkilinin temerrütünün söz konusu olmadığını, davacıların desteğin zararını ispatlamakla mükellef olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı… ve … vekilleri de, müvekkillerinin kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadıklarını belirterek davanın reddini istemişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, özellikle kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ve yapmış olduğu saptamalar uyarınca; 04/09/2017 günü saat 08:35 sularında sürücü…’in sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile…Otoyolunda Edirne yönüne doğru seyrederken… Gişeleri’ne 500 metre kala davalı… idaresindeki … plakalı çekiciye bağlı olarak hareket halindeki … plakalı yarı römorka ön taraf ile çarpması sonucu… plakalı aracın sağ ön tarafında yolcu olarak bulunan davacıların desteği…’in vefatı ve birden fazla yolcuların yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının vuku bulduğu anlaşılmaktadır.
Davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan uzman bilirkişi mütalaasında, dava dışı otomobil sürücüsü …’in asli kusurlu olmasının yanı sıra davalı çekici sürücüsü …’ın da kazanın oluşumuna tali kusuru ile katkıda bulunduğu belirtilmiştir. Ancak gerek olay mahallinde düzenlenen tutanak gerekse de ceza mahkemesindeki tespitler uyarınca aynı istikamette devam eden … plakalı dorseli çekicinin yakın mesafeden takibi neticesinde takip mesafesinin… plakalı araç sürücüsünün kusuru ile ihlali sonucu kazanın meydana geldiği sabittir. Davalı Mesut Irmak idaresindeki çekici ve römorkun kendi şeridinde normal hızında seyrettiği, oluşa nazaran kazanın olmaması için alması gereken herhangi bir tedbir ve yükümlülüğün bulunmadığı sabittir. Kendi şerinde normal seyreden araca kusur izafe eden uzman mütalaası isabetli görülmemiştir. Kaldı ki kazaya ilişkin olarak davanın görüldüğü İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı 20/10/2020 tarihli kararında da, …’ın kusurunun bulunmadığından ötürü beraatine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmış olup mahkememizce yapılan kusur tespitleri ceza dosyası içeriği ile örtüşmektedir. Her ne kadar hukuk yargıcı ceza mahkemesinin vermiş olduğu beraat kararı ile bağlı değilse de, TBK’nın 74. maddesi gereğince ceza yargılamasında tespit edilen maddi vakıa ile bağlı olup yaptırılan kusur incelemeleri ile ceza mahkemesince saptanan hususlar birbirini doğrular niteliktedir. Buna göre sürücü …’in asli ve tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla Güvence Hesabı dışındaki davalılar yönünden davanın külliyen reddi gerekmiştir.
Davacıların dinlettiği tanıklar… ile … oğlu tarafından talimat mahkemesinde desteğin …isimli şirkette kömür madencisi olarak ustalık yaptığını, müteveffanın hesabına 3.200 TL net maaş yattığını, ayrıca elden 300-400 TL ödeme aldıklarını belirtmişlerdir. Tanıklardan … 300 TL’nin elden avans haftalık aldıklarını beyan etmiştir.
Dosyada desteğin maaş hesabına ilişkin herhangi bir banka kaydı yada SGK hizmet bordrosunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak 2015 yılında geçirmiş olduğu iş kazasındaki bilirkişi raporunda kazancın aylık net asgari ücretin 2,080 katı olarak hesap edildiği görülmektedir. 6552 sayılı kanunun 9. maddesi ile 3213 sayılı Maden Kanununa eklenen ek 9. madde uyarınca taş kömürü işçilerine ödenecek ücret miktarı asgari ücretin 2 katından az olamaz. 2017 yılı yasal asgari ücret agi dahil net 1.470,71 TL olup müteveffanın hesaplanan kazancı o tarihteki 3.500 TL asgari ücretin 2,3798 katına tekabül etmektedir. Diğer bir yandan dosyada mübrez zabıta araştırma tutanağına göte desteğin maden ocağında asgari ücretli işçi olarak çalıştığı belirtilmiştir. Tanıklardan … haftalık 300 TL olmak üzere toplamda aylık 1.200 TL asgari ücretin yanı sıra ek ücret elden verildiği anlamına gelecek şekilde beyanda bulunmuşsa da, iş kazası dosyasındaki saptanan tespitler ile meslek odalarından gelen cevabi yazılar bir arada değerlendirilerek vefat tarihi itibariyle toplam aylık 3.500 TL kazancının bulunduğunun kabulü gerekir. Davacılar vekilinin buna ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Gerek meslek odası yanıtları gerekse de iş mahkemesindeki rapor içeriği adı geçen tanığın beyanlarını çürütür niteliktedir.
Bilirkişi tarafından son yargıtay uygulamalarına göre TRH 2010 bakiye yaşam tablosuna göre tespit yapılmıştır. KTK’nın 111. maddesi gereğince davadan önce Güvence Hesabı tarafından davacılara yapılan kısmi ödemeler yasal faizi ile güncellenerek tenzil edilmiştir. Güvence Hesabı vekili rapora yönettiği 28/03/2022 tarihli itirazında zararların büyük oranda karşılandığını ve ödeme tarihindeki verilere nazaran fahiş nispetsizlik bulunmadığını belirtmişse de, ibranamenin geçerli bir belge olabilmesi için kayıtsız ve şartsız olması gerekliliği karşısında, 06/08/2018 tarihli ibranamenin davacı … tarafından kendi adına asaleten diğer davacılara velayeten ”fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak” imzalanması, ihtirazi kayıt içermesi nazara alındığında, söz konusu belgenin geçerli bir ibraname olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Yapılan toplam 220.345,00-TL ödeme davacıların kabulünde olmakla ancak makbuz hükmünde kabul edilebilir. Dolayısıyla bilirkişinin makbuz kabul ederek güncelleme yapması yerinde olup, davalı Güvence Hesabı vekilinin bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir. Reddi gerekir.
Kaza tarihi itibariyle teminat limiti 330.000 TL olup, KTK’nın 96/1. maddesi gereğince davadan önce yapılan ödeme de düşülerek garameten paylaştırmak suretiyle davacıların tazminat paylarının belirlenmesi için ek rapor alınmıştır. Buna göre hüküm tarihine en yakın güncel verileri içeren 10/02/2022 tarihli bilirkişi hesap raporuna göre …için 87.676,58 TL, …içi 10.256,79 TL, …yönünden ise 11.722,63 TL olarak tespit edilmiştir. Talep arttırım sonrası alınan iş bu ek rapor uyarınca davacılar vekili ıslah dilekçesi ile talebini ıslah etmiş olup, davalılara tebliğ edilmiştir. Davalı Güvence Hesabı vekili ıslaha karşı zaman aşımı def’inde bulunarak, davada ikinci kere talebin arttırılamayacağını ileri sürmüştür. Eldeki dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olup bir kez talep arttırım dilekçesi verildikten sonra bir defaya mahsus ıslah dilekçesi sunulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön söz konusu değildir. Uzamış ceza zaman aşımı süresi içerisinde ıslah dilekçesinin verildiği görülmekle, davalı vekilinin savunması yerinde değildir. Tüm bu anlatımlara göre sigortasız …plakalı aracın tam kusuru uyarınca poliçe teminat limiti kapsamında kanunen sorumlu olan Güvence Hesabı aleyhine aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir. Karşı araç sürücüsünün yukarıda açıklanan nedenlerle kusurlu olmadığı tespit edildiğinden o davalılar yönünden davanın reddi, Güvence Hesabı yönünden ise kabulü cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-…yönünden 87.676,58 TL , … yönünden 10.256,79 TL,…yönünden ise 11.722,63 TL olmak üzere toplam 109.656,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi 07/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı Güvence Hesabından alınarak davacılara ödenmesine, diğer davalılar yönünden davanın reddine,
2-Alınması gereken 7.490,60 TL harçtan peşin alınan ve bilahare ikmal olunan toplam 403,64 TL harcın mahsubu ile, bakiye 7.086,96 TL’nin davalı Güvence Hesabından tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden (HMK’nın 57. maddesi gereğince davacıların ihtiyari dava arkadaşı oldukları da gözetilerek) hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktarlar üzerinden hesap edilen … için 12.197,96 TL, … için 5.100,00 TL, …için 5.100,00 TL nisbi vekalet ücretlerinin davalı Güvence Hesabından alınarak davacılara ödenmesine,
4-Davalılar …, … Türk Sigorta Şirketi ve … Nakliye İnşaat Turizm Tekstil Petrol Gıda San. ve Tic. Şti. kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktarlar gözetilerek davacı …aleyhine 1.500 TL, davacı… aleyhine 1.500 TL, davacı … aleyhine 1.500 TL vekalet ücretlerinin davacılardan alınarak (davalıların ret sebeplerinin ortak olduğu gözetilerek) davalılara ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacılar tarafından sarfedilen, 715,90 TL posta ve tebligat masrafı, 1.600,00 TL bilirkişi masrafı, 403,64 TL peşin ve tamamlama harçları, 44,40 TL başvuru harcı, 6,40 TL vekalet harcı olmak üzere cem’an 2.770,34‬ TL’den ibaret yargılama giderinin davalı Güvence Hesabından alınarak davacılara ödenmesine,
6-Davadan önce hazineden sarf edilmiş bulunan 1.980,00 TL’den ibaret arabuluculuk giderinin davalıdan Güvence Hesabından tahsili ile hazineye irad kaydına, gereği için yazı işleri müdürlüğünce tahsil yazısı yazılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.11/05/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*