Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/494 E. 2021/943 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/494 ESAS
KARAR NO:2021/943 KARAR

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/08/2019
KARAR TARİHİ:02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu 15/08/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı …arasında 04.02.2013 tarihli Genel Gözetim Hizmeti verilmesine ilişkin sözleşme ile 01.03.2015 tarihli temizlik, yemek ve çay servisi hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmeler akdedildiğini ancak bu sözleşmelerin davalı tarafından 26.04.2019 tarihinde tek taraflı fesh ettiğini, bilahare davacı çalışanı olan … ve …’in ilk sözleşmenin 14. son sözleşmenin 19 md. aykırı olarak kendi merkezinde çalıştırmaya başladıklarını, sözleşme hükümlerine göre bunları çalıştıramayacaklarını, çalıştırır ise 1 aylık hizmet bedeli kadar tazminat doğacağını, sözleşmeye aykırılık nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak koşulu ile şimdilik 1.000,00-TL’nin 21.06.2019 temerrüt tarihi itibarıyla avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ile ücret-i vekâletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 01/10/2019 tarihli cevap dilekçesini özetle: Alacak belirli olmasına rağmen belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacı çalışanı olan … ve …’in iş akitlerinin davacı yanca fesh edilmiş olduğunu, hatta kıdem tazminatı ve işçilik ücretleri ödenmediğini, bu şahısları işe alındığında davacı çalışanı olmadığını, davanın reddi ile yargılama masrafları ile ücret-i vekâletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 22.07.2020 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı yan ile davalı yan arasında akdedilen 04.02.2013 tarihli ve 17.06.2019 tarihli sözleşmelerde; “…, …’nin temin ettiği görevleri kendi bordrosuna alamaz. Aldığı ya da çalıştırdığı takdirde …’nin her bir personel için bir aylık hizmet bedeli kadar tazminat hakkı doğar…” dendiği, davacı yanın incelenen ticari defter kayıtlarında davalı adına düzenlenen en son Hizmet Bedeli Faturası 29.05.2019 tarihli … no.lu 11.328,00-TL tutarlı olduğu, Mahkemenizin davalı yanın taraflar arasında akdedilen sözleşmeye/sözleşmelere aykırı davranışta bulunduğu yönünde karar vermesi seçeneğinde; taraflar arasında münakit o sözleşmelere istinaden her iki sözleşmenin güncel toplam hizmet bedeli 11.328,00 TL olup, muhasebesel değerlendirmeye nazaran, davacı şirketin 2 adet personellerini davalı şirket merkezinde çalıştırılması nedeniyle sözleşmede /sözleşmelerde yer alan cezai şart hükmü uyarınca (11.328,00 TL x 2-) 22.656,00-TL ceza koşulunun ödenmesinin gerekeceği, aktif husumet ve Netice-i talep ile bağlılık hususlarının Mahkemenin değerlendirmesi içinde kaldığı ve bu hususların Mahkemece hüküm anında gözetilmek mevkiinde olduğu, bundan başka Mahkemenin nazara alabileceği” kanaati ile Mahkemenin değerlendirmesine sunulduğu görüldü.
Bu rapora yapılan itiraz üzerine itirazların değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişi kuruluna verilerek ek rapor düzenlemeleri istenilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 24.12.2020 tarihli 4 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Kök rapor’da yan anlatımları ve ilişki kapsamı teknik ve mali cepheleriyle mufassal surette muhterem Mahkemenin huzuruna getirilmiştir. HMK md. 282 hükmü gereği bilirkişi görüşü yüce Mahkemeyi takyit etmemekle, delillerle doğrudan temas eden sayın Mahkeme, tamamen davacı savları veya tamamen davalı savunmaları yönünde hüküm kurmakta muhtardır. Bir önceki cümle mahfuz tutularak arz edelim ki; davalı yanın Kök Rapora vaki itirazlarının yüce Mahkemenin münhasır değerlendirmesine muntazır bulunduğu, sair hususlarda Kök Rapor ‘da yer bulan kanaat ve yüce yargı makamının değerlendirmesine sunulan Bilirkişiliğimizce muhafaza edildiği mütalaa edilmektedir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen sair belge dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava davacı ile davalı …arasında 04.02.2013 tarihli Genel Gözetim Hizmeti Verilmesine İlişkin Sözleşme ile 01.03.2015 tarihli Temizlik, Yemek Ve Çay Servisi Hizmeti Verilmesine İlişkin Sözleşmeler akdedildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu sözleşmelerin davalı tarafından 26.04.2019 tarihinde tek taraflı fesh ettiğini bildirmiştir.
Daha sonra davacı çalışanı olan … ve …’in ilk sözleşmenin 14. son sözleşmenin 19 md. aykırı olarak davalının kendi merkezinde çalıştırmaya başladıkları anlaşılmaktadır.
Davacı yan ile davalı yan arasında 04.02.2013 tarihli sözleşme akdedilmiş olduğu, akdedilen o sözleşmenin 14. maddesinde; “… …, …’nin temin ettiği görevleri kendi bordrosuna alamaz. Aldığı yada çalıştırdığı takdirde …’nin her bir personel için bir aylık hizmet bedeli kadar tazminat hakkı doğar.” denmiştir. Yine davacı yan ile davalı yan arasında 01.03.2015 tarihli sözleşme akdedilmiş olduğu, akdedilen sözleşmenin 19. Maddesinde; “v. …, …’nin temin ettiği görevleri kendi bordrosuna alamaz. Aldığı yada çalıştırdığı takdirde …’nin her bir personel için bir aylık hizmet bedeli kadar tazminat hakkı doğar” denmiştir. Davalı yan Beyoğlu 37. Noterliğinden düzenlenen 26.04.2019 tarihli … yevmiye no lu ihtarnamesi ile hizmet sözleşmelerini fesih ettiklerini davacı yana ihtar etmiştir.
Davacının Ticari Defterlerinde Yapılan Tespitler; Davacı yanın incelenen 2018-2019 yılları ticari defterlerinde davalı yan ile hizmet sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişkisinin mevcut olduğu, incelenen ticari defterlerine göre davalı yandan 30.06.2019 tarihi itibariyle cari hesap (cari işlem akışı kaydı) boyutunda bir alacağının bulunmadığı, bakiyenin sıfır olduğu görülmüştür.
Davacı yanın incelenen ticari defter kayıtlarında davalı adına düzenlenen en son Hizmet Bedeli Faturası 29.05.2019 tarihli … no.lu 11.328,00 TL tutarlı olduğu, 5.4 Mahkemenizin, davalı yanın taraflar arasında akdedilen sözleşmeye/sözleşmelere aykırı davranışta bulunduğu yönünde karar vermesi seçeneğinde; taraflar arasında münakit o sözleşmelere istinaden her iki sözleşmenin güncel toplam hizmet bedeli 11.328,00 TL olup, muhasebesel değerlendirmeye nazaran, davacı şirketin 2 adet personellerini davalı şirket merkezinde çalıştırılması nedeniyle sözleşmede /sözleşmelerde yer alan cezai şart hükmü uyarınca (11.328,00 TL x 2-) 22.656,00 TL ceza koşulunun ödenmesinin gerekeceği, aktif husumet ve Netice-i Talep ile bağlılık hususlarının Mahkemenin değerlendirmesi içinde kaldığı ve bu hususların sayın Mahkemece hüküm anında gözetilmek mevkiinde olduğu, bundan başka sayın Mahkemenin nazara alabileceği diğer seçeneğin de, yukarıda, bu rapor içinde yüce Mahkemenin değerlendirmesine sunulu bulunduğu” sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Davacı yan vekili tarafından bilirkişi kök raporuna karşı sunulan 05.08.2020 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; “Bilirkişi raporundaki aleyhe hususların hiçbirini kabul etmediğini, taraflar arasında akdedilen 04.02.2013 ve 01.03.2015 tarihli hizmet sözleşmelerinde “…., …’nin temin ettiği görevleri kendi bordrosuna alamaz. Aldığı ya da çalıştırdığı takdirde …’nin her bir personel için aylık hizmet bedeli kadar tazminat hakkı doğar..” hükmünün yer aldığını, davalı şirketin sözleşmeleri 26.04.2019 tarihli … yevmiye no’lu ihtarnameyle feshettiğini, 04.02.2013 tarihli sözleşmenin 14. Maddesine, 01.03.2015 tarihli sözleşmenin 19. Maddesine aykırı olarak şirketin … ve … isimli iki çalışanını kendi merkezinde çalıştırmaya başladığını, tarafların tacir oldukları için TTK hükümleri uyarınca sözleşmelerden doğan borçları yerine getirirken basiretli bir tacir gibi davranmaları gerektiğini, davalı tarafın aldığı hizmeti davacı tarafı aradan çıkararak ücret ödemeden almaya devam etmesinin davacı tarafın ticari menfaatlerini ihlal ettiğini, tarafımızdan hazırlanan raporda davacı yanın davalı adına düzenlenen en son hizmet faturasının 29.05.2019 tarihli … nolu 11.328,00 TL tutarlı fatura olduğunu, ilgili sözleşmelerde de belirtildiği üzere söz konusu cezai koşulun bir personel için aylık hizmet bedeli olduğunu, davalı tarafın ödemesi gereken bedelin kök raporda da belirlendiği üzere 2 adet personele yönelik toplam 22.656,00 TL olduğunu, davalının sözleşmeye aykırı hal ve davranışları nedeniyle davanın kabulünü, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi…” şeklindedir.
Davacı vekili davasını ıslah ederek 22.656,00-TL ye ıslah edilerek davalıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Yanlar arasındaki sözleşme 26.04.2019 tarihi olması nedeniyle temerrüt tarihinin 30.04.2019 olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle asıl ve ıslahla açılan davanın kısmen kabulü ile taktiren hakkaniyet indirimi dikkate alınarak 11.328,00-TL nin temerrüt tarihi olan 30.04.2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kısmen kabulü ile taktiren hakkaniyet indirimi dikkate alınarak 11.328.-TL nin temerrüt tarihi olan 30.04.2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 773,81-TL nin peşin ve ıslahla alınan 414,40-TL den düşümü ile kalan 359,41-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 458,40-TL peşin, başvuru ve ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00.-TL’nin (660,00-TL’nin davalıdan 660,00-TL ‘nin davacıdan ) tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 1.704,040-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 852,20-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 800,00-TL yargılama giderinin red edilen miktar oranlanarak takdiren 400,00-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Tarafları gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır