Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/493 E. 2021/234 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/493 Esas
KARAR NO : 2021/234
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2018
KARAR TARİHİ : 22/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 29.09.2016 tarihinde makine satışı konulu mukavele imzalandığını, sözleşme gereği ödemelerin %100 peşin, banka havalesi, leasing ödemesi şeklinde yapılması akabinde ebatlama makinesi, kenar bantlama makinesi, kalibre zımpara makinesi, … delik makinesinin davacı şirkete en kısa zamanda teslim edileceğini, davacı şirketin bağlanma parası (pey akçesi, avans) olarak davalı şirkete 100.000,00-TL tutarında ödeme yapıldığını, bu ödemenin TBK 178 uyarınca cayma tazminatı olarak öngörülmediğinin sözleşmede açık olduğunu, bu sebeple akdin bozulmasında tarafların haklı olup olmadığına bakılmaksızın TBK 177 uyarınca onu veren tarafın karşı taraftan istirdata yetkili bulunduğunun Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, davalı davalı şirkete bağlanma bedeli olarak ödenen 100.000,00TL’nin iadesi hususunda …. Noterliği … yevmiye sayılı 20.07.2017 tarihli ihtarname gönderildiğini, davalı tarafın 100.000,00-TL bağlanma bedelinin cayma bedeli olarak kesildiğini, arta kalan 5.925,50-TL’nin 7 gün içerisinde hesap numarası bildirilmesi akabinde ödeneceğini bildirdiklerini, davacı tarafça … İcra Dairesi’nin 2018/… Esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalı tarafın takibe itiraz ettiğini, davacı şirketin ortak ve yetkililerinden … Tüzen’in şirketin mahvına sebebiyet verecek şekilde şirketi dolandırmakla aleyhine … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/… hazırlık sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda şirketin 2.313,878,00-TL parasını zimmetine geçirdiğinin tespit edildiğini, şirket çeklerinin factoring şirketlerine kırdırılması ve şahsi harcamalarında kullandığı bedellerde hesaplandığına şirketi 4.000.000,00-TL civarında dolandırması akabinde şirket aleyhine onlarca icra takibi başladığını ve şirkete ait tüm malların haczedildiğini, şirketin ticari faaliyetini sürdüremez noktaya geldiğin ve faaliyetin sonlandığını, davanın kabulü ile 100.000,00-TL bağlanma parasının ihtar tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı ile 4 adet makinenin satışı için %100 peşin olmak üzere 177.500,00 Euro+KDV karşılığı anlaşma yapıldığını, davacı şirketin sadece 100.000,00-TL ödeme yaptığını kalan tutarı ödemediğini, sözleşme konusu makinelerin tesliminin sipariş teyidi ve kaporanın ödenmesinin ardından fuar sonrası Kasım 2016’da olacağını, cayma durumunda makul miktarda cezai şart öngörüldüğünü, davalı tarafından sipariş teyidi yapıldığını davacı tarafça 100.000,00TL kısmi ödeme yapıldığını ve yine sözleşmedeki şekilde davacı talebi üzerine sözleşme konusu malların fuarda sergilendiğini, ancak daha sonra davacı tarafından makine bedellerinin ödenmediğini, fuar sonrası 31 Mayıs 2017 tarihine kadar davalıyı oyaladıklarını ve daha sonra yazı göndererek makineyi almaktan vazgeçtiklerini bildirdiklerini, sözleşmede cayma halinde sözleşme bedelinin %10’u oranında cezai şart ödemeyi gayrikabili rücu olarak kabul edildiğini, cezai şartın mahsubu sonrası bakiye 5.925,50-TL bedelin iade edileceğini bildirdiklerini, 17.750,00-Euro+KDV cayma bedeli, 2.000-Euro depo ve antrepo bedeli karşılığı 94.074,50-TL’nin mahsup edildiğini, davacı tarafça ödenen bedelin bağlanma parası değil sözleşme bedelinden kısmi ödeme olduğunu, davacı tarafın iç ilişkilerinin bu davanın konusu olmadığını, sözleşme yapıldığı sırada davacı tarafın ödeme gücü olduğu halde sözleşmeye aykırı davrandığını, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER
1- … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası
2-Sözleşme, İhtarnameler
3-… CBS 2017/… soruşturma sayılı dosyası
4-Tarafların ticari defter ve kayıtları
5-Bilirkişi raporu
6-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesi nedeniyle ödenen bağlanma parasının iadesi talebine ilişkin istemine ilişkindir.
Davacı taraf davasını 14/05/2018 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesine açmış olup, bu mahkemenin 2018/… Esas, 2019/… Karar sayılı ve 04/02/2019 tarihli kararı ile yetkisizlik kararı verilmiş olup, kararın 28/05/2019 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleştiği, davacı tarafın 15/08/2019 tarihinde dosyanın yetkili Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği ve dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Pey akçesi; bir sözleşme yapılırken, taraflardan birinin öbür tarafa sözleşmenin yapıldığına delil olmak üzere verdiği bir miktar para veya başkaca taşınır bir maldır. Pey akçesine “kapora” da denir. Sözleşme yapılır yapılmaz taraflardan birinin diğerine bir miktar para vermesinin ne gibi bir maksada dayandığı açık bir şekilde anlaşılamıyorsa, verilen paranın pey akçesi olduğu karine olarak kabul edilir. Bu karinenin aksini iddia eden taraf iddiasını yasal delilerle kanıtlamalıdır.
Pey akçesi bir cayma parası değildir, ancak sözleşmenin bir kanıtıdır. Cayma parası ise, taraflara sözleşmeden serbestçe cayabilme yetkisi veren bir miktar paradır ve uygulamada, cayma akçesi, zamanı rücu, pişmanlık akçesi isimleriyle anılmaktadır. Bu ayrımı göz önüne alan kanun koyucu da 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 177. maddesinde 818 sayılı Borçlar Kanununun156 maddesinin I ve II. fıkralarını kapsar şekilde bağlanma parası, 178. maddesinde ise 156/III. fıkrayı kapsar şekilde cayma parasını düzenlemiştir.
Pey akçesi (kapora) mahalli adeti gösteren uygulamada asıl borçtan mahsup edilecek ön ödeme olarak verilmekte olup iadesinin istenebilmesi için kaparonın verilmesine konu sözleşmeden dolayı pey akçesini veren kişinin bu miktarda veya daha fazla borçlu durumda olmaması gerekir.
(Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2015/4039 Esas 2015/5935 Karar, 2014/6685 Esas 2015/335 Karar sayılı emsal ilamları)
Cezai şartı düzenleyen ; 6098 sayılı TBK’nın 179. maddesinde cezai şartın türleri seçimlik cezai şart (TBK 179/1), ifaya eklenen cezai şart (TBK 179/2) ve ifa yerine cezai şart yani dönme cezası (TBK 179/3) olarak düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 179/1 hükmüne göre; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir”. Borçlu, borca uygun hareketle yükümlü olup, bu hükme göre taraflar, sözleşmede borçlunun ya borcunu sözleşmeye uygun olarak ifa etmesini ya da ceza koşulunu ödenmesini kararlaştırmış olabilirler ancak bu durumda seçim hakkı alacaklıya tanınmıştır. Alacaklı borcun aynen ifasını talep edebileceği gibi bundan vazgeçerek ceza koşulunun ödenmesini de talep edebilir.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman makine mühendisi ve mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin 2018/ … esas sayılı takip dosyasında mal alımı olmadığından sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan 100.000,00-TL asıl alacak 6.704,79-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 106.704,79-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 30/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 02/04/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
… Noterliği … yevmiye sayılı 12.07.2017 tarihli ihtarnamesinin incelenmesinde, davalı keşideci … San ve Tic Ltd Şti’nin muhatap … Tic Ltd Şti’ye bakiye makine bedellerinin 3 gün içerisinde ödenerek makinelerin teslim alınmasını aksi halde 17.750Euro +KDV cayma bedeli, 2.000-Euro depo ve antrepo bedeli olan toplam 94.074,50-TL bedelin kesilmek sureti ile bakiye 5.925,50-TL bedelin 7 gün içinde bildirilecek hesaba ödenebileceğinin ihtar edildiği, 19/07/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği görülmüştür.
… Noterliği … yevmiye sayılı 20.07.2017 tarihli ihtarnamesinin incelenmesinde, davacı keşideci … San ve Tic Ltd Şti’nin … San ve Tic Ltd Şti’yi 29.09.2016 tarihli sözleşme gereği ödeme yapmak için leasing başvurularının reddildiğinden mücbir sebeplerle makina bedelleri ödenemeyeceğinden 100.000,00-TL’nin iadesinin 3 gün içerisinde yapılmasının ihtar edildiği, 21/07/2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiği görülmüştür.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/… soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, müştekiler … , … ve Tic Ltd Şti olduğu, şüpheli … hakkında hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan düzenlenen iddianamenin iade edilerek 2018/ … Hazırlık numarasına kaydının yapıldığı, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyası ile şüpheli hakkında kamu davası açıldığı görülmüştür.
Sözleşmenin incelenmesinde, taraflar arasında 29.09.2016 tarihli sözleşme akdedildiği, sözleşme gereği 171.271,23-Euro+KDV bedelle … panel ebatlama makinesi, … kenar bantlama makinesi, … Libra …kalibre zımpara makinesi, … delik malinesi olmak üzere 4 adet makinenin satışına ilişkin olduğu, sözleşme gereği ödemenin %100 peşin olarak yapılacağı, teslimatın spariş sonrası ve kaporanın ödenmesi ile fuar sonrası 2016 Kasım ayında teslim edileceğinin akdedildiği, sözleşmenin 3.5.maddesinde malın geç teslim alınmasından veya geri iadesinden kaynaklanan giderlerin alıcıya ait olduğu, 1.3.maddesinde alıcının cayması halinde finansman giderleri de olmak üzere tüm zararı alıcının ödemeyi gayrikabili rücu edeceğinin kabul edildiği, cayma halinde meydana gelecek zararın alıcının ödeyeceği peşinata mahsup edilebileceği, ayrıca cayma halinde %10 cezai şart ödemeyi alıcının gayrikabili rücu olarak kabul ettiğinin akdedildiği görülmüştür.
Makine Yüksek Mühendisi ve Mali bilirkişinin 20/12/2020 tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davalı tarafa ait 2016-2017 hesap dönemi ticari defterlerin HMK 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiği, davalı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre; ödeme emri tarihinde davacının davalıdan 100.000,00.-TL alacağının olduğu, davalı tarafın; sözleşmeye binaen yapmış olduğunu iddia ettiği giderlerin 9.049,71-TL olduğu, davacının sözleşmede belirtilen 4 adet makinenin alımından vazgeçmiş olmasının nedeninin teknik nedenlere dayanmadığını, davacının ödeme sıkıntısından yani leasing firmalarından kredi alamamasından kaynaklandığını, sözleşme konusu olan 4 adet makinanın yurt dışından İtalya’dan … şirketinden davalı şirket tarafından ithal edilerek davacıya satışının yapılacağı, davalının sunduğu faturalardan bu 4 adet makinanın … şirketinden davalı tarafından alımının yapılmış olduğunun görüldüğü ve ayrıca ithalat işlemlerinin gümrüklerde gerçekleşmiş olduğunun anlaşıldığı, bu makinaların sözleşmede belirtilen teknik özelliklerdeki makinalar olduğunun anlaşıldığı, sözleşmenin Ödemeye İlişkin Genel Kurallar maddesinin 3. fıkrasında belirtilen, cayma halinde sözleşme bedelinin %10 oranında cezai şart bedelinin hesaplanması için, sözleşme tarihinde yukarıda ayrıntılı gösterildiği gibi sözleşme bedeli üzerinden %18 KDV dahil 68.107,72-TL olarak hesaplandığı, davalı tarafa ait 2016-2017 hesap dönemi ticari defterlerin HMK 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiği, Davalı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre; ödeme emri tarihinde davacının davalıdan 100.000,00.-TL alacağının olduğu, davalı tarafın; sözleşmeye binaen yapmış olduğunu iddia ettiği giderlerin 9.049,71.-TL olduğu, davacının ödeme emrinde talep ettiği, 100.000,00.-TL asıl alacak 6.704,79-TL faizin yerinde olup olmadığı, davalı taraflın cayma bedeli olarak 100.000,00.-TL ve sözleşme gereği yaptığını iddia ettiği masrafların yerinde olup olmadığı ya da ne kadar olduğunun belirleneceği kanaati belirtilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; uyuşmazlık davacı tarafından ödenen paranın cayma parası olup olmadığı, davacı tarafından iadesinin istenip istenmeyeceğine ilişkindir. Davacı alacağının tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış ve borçlunun itirazı üzerine takip durmuştur. Bilindiği üzere alacaklı isterse İİK. 67. maddesi çerçevesinde alacağın tahsili için itirazın iptali davası açabilir veya genel hükümlere göre alacak davası ikame edebilir. Alacaklıyı itirazın iptali davası açması yönünde yasada zorlayıcı bir hüküm yoktur. Alacak davası açan alacaklı İİK. 67. maddesindeki haklarından yararlanamaz. Nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2016/… Esas 2018/… Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Bu kapsamda davacı taraf alacak davası açmış olup yargılamaya devam olunmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde; davacı tarafından davalı hesabına ödenen 100.000,00-TL’nin TBK’nun 177. maddesi uyarınca bağlama parası niteliğinde olduğu görülmüştür. Sözleşmenin 1. sayfasının teslim süresi bölümünde kaporanın ödenmesinden bahsedildiği, sözleşmenin ödemeye ilişkin genel koşullar başlığı 3. madde de bu paranın peşinat olarak belirtildiği, sözleşeme de ödenen paranın cayma parası olduğu ilişkin açık hüküm bulunmadığı görülmekle, ödenen paranın bağlanma parası olduğu kabul edilmiştir. Aksini ispat yükü üzerinde olan davalı tarafın ispatlaması gerektiği gibi bu paranın kapora olarak belirtilmesi TBK’nun 178.maddesi anlamında cayma parası olduğu anlamına gelmeyecektir. Ancak TBK’nun 236. maddesi uyarınca borcunu ifa etmeyen alıcı, satıcının bu yüzden uğradığı zararları gidermekle yükümlüdür. Davalı taraf davacının sözleşmeyi yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, depolama, ardiye masrafları olduğunu savunmuş ve dava konusu paranın bu masraflar karşılığı düşülmesine istemiştir. Bu halde mahkememizce dosya alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaplamada davacının 9.049,71-TL masraf yapıldığını tespit etmiştir. O halde davacının vermiş olduğu bağlanma parasından yapılan bu giderler düşülecektir.
Ayrıca davalı taraf davacının sözleşmeyi yerine getirmemesi nedeniyle sözleşme uyarınca cezai şart taleplerinin olduğu ve bunun ödemeden düşülmesini talep etmiştir. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere taraflar arasındaki sözleşmenin ödemeye ilişkin genel koşullar 3. maddesi uyarınca sözleşme bedelinin %10’nu oranında cezai şart ödenmesi kararlaştırılmıştır. Toplam sözleşme bedeli 171.271,23 Euro + KDV = 202.100,05 Euro olup, cezai şart %10’u olan 20.210,01 Euro olarak kabul edilmiştir. Bilirkişi raporunda her ne kadar cezai şartın hesabında sözleşme tarihindeki kur esas alınmış ise de cezai şartın davacı tarafından 20/07/2017 tarihli ihtarname ile malın teslim alınmayacağı ve 3 gün içinde ödeme talep edilmiş, ancak bu tarihten önce davalı satıcı tarafından 12/07/2017 tarihli ihtarname keşide etmiş ve ihtarname 19/07/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı satıcı ihtarname ile 7 gün süre vermiş olup temerrüt tarihi 27/07/2017 olarak kabul edilmiştir. Bu halde davalı ihtarname tebliği davacının ihtarname tarihinden önce olmakla temerrüt tarihi olarak 19/07/2017 tarihi esas alınmış, Uyap üzerinden yapılan kontrol de 27/07/2017 tarihli kurun 4.15 TL olduğu 20.210,01 * 4,15 =83.871,54-TL cezai şart talep edebileceği kabul edilmiştir.
Bu halde davacının toplam ödemiş olduğu 100.000,00-TL’den 83.871,54 TL cezai şart 9.049,71-TL masraf olmak üzere toplam 92.921,25-TL’nin düşümü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2017/4080 Esas – 2018/4534 Karar emsal ilamı; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/1627 Esas 2019/805 Karar sayılı emsal ilamı )
Gerekçeli karar yazım aşamasında davacı tarafından talep edilen miktarın TL olmasına rağmen mahkememizce maddi hataya düşülmek suretiyle temerrüt tarihinden itibaren yabancı para cinsine uygulanan faize karar verilmiş olmakla, tarafların tacir olması talebin TL olması nedeniyle avans faizi talep edebileceğinden hükmün tashihine karar verilerek, tashih şerhi düzenlenmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 7.108,75-TL’nin temerrüt tarihi olan 27.07.2017 tarihinden itibaren 3905 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca kamu bankalarının euro mevduat hesabına uyguladığı yıllık mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 485,59-TL harçtan, peşin alınan 1.707,75-TL harç mahsup edilerek kalan 1.222,16-TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 485,59-TL peşin harç, 35,90TL başvuru harcı olmak üzere toplam 521,49-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinnin 13/3 maddesine göre hesaplanan 12.774,67-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.851,75-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 131,60-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 11,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 10,20-TL’lik kısmının davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine; arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır