Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/491 E. 2021/336 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/491 Esas
KARAR NO : 2021/336

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 12/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı borçlu şirket arasında 23.05.2011 tarihli Kart Satış Sözleşmesi imzalandığını, Müvekkili şirket tarafından üye kuruluşlar vasıtası ile müşteri şirket personeline elektronik ödeme kartı Ticket ile yemek yeme olanağı sağladığı sistem, hizmet ve bu hizmetin bedelinin ödenmesine ilişkin şartlar Kart Satış Sözleşmesi’ nin konusunu oluşturduğunu, işbu davanın konusunu oluşturan alacak, belirtilen sözleşmeden doğan alacaklara ilişkin kesilmiş faturalardan kaynaklandığını, davacı şirketin tüm sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen borcun ödenmemesi sonucunda alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış, davalı borçlu şirket yetkiye ve borca itiraz ederek takibi durdurmuş olduğunu, Davalı borçlu ile davacı şirket arasında sözleşmeye dayanan bir ticari ilişki olduğu, cari hesap ekstresi bakiye bedellerinin ödenmediği ve alacağımızın muaccel olduğunu belirterek, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına, %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı yan arasında 23.05.2011 tarihli Kart Satış Sözleşmesi imzalanmış olup, davalı tarafından hiçbir zaman bu sözleşmeye itiraz edilmemiş, ödemelerin her ay düzenli bir şekilde davacı yana gerçekleştirildiğini, davacı yanın kötü niyetli bir şekilde mükerrer ödeme talep ettiğini, davaya konu olan İstanbul … İcra müdürlüğü …Esas sayılı icra dosyası ile açılan 24.890,20-TL tutarındaki alacağa ilişkin olarak davacının toplu bir şekilde alacak talebinde bulunduğunu, ancak davacı yanca bu taleplerin ayrıntılı bir şekilde hangi aya ait faturalarının ödenmediğini izah etmesi gerektiğini, takip öncesinde temerrüde düşürülmediğinden faiz talebinin dayanaksız olduğunu, dekontlarda da görüleceği üzere davalı firmanın tüm ödemelerini düzenli bir şekilde gerçekleştirdiğini davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER
1-İstanbul … İcra müdürlüğü …Esas sayılı dosyası
2-Tarafların ticari defter ve kayıtları
3-Sözleşme
4-Bilirkişi raporu
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının İcra Dairesinin ve Mahkememizin yetkisine itirazı yönünden; İtirazın iptali davasının öncelikle görülme şartı; yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun yapılıp süresinde itiraz ile durmuş bir icra takibinin bulunmasıdır. İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildikten sonra itirazın iptali davası açılması halinde, mahkemece öncelikle (mahkemenin görev ve yetkisinden önce) icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı incelenmeli, icra müdürlüğü yetkisiz ise dava, dava şartı yokluğundan HMK 114/2.maddesi uyarınca usulden reddine karar vererek işten el çekmesi gerekir. İtirazın iptaline bakan mahkemenin icra dairesini yetkili daireye göndermek gibi bir karar vermesi mümkün değildir.
2004 sayılı İİK’nun 50/1 maddesi yollamasıyla icra müdürlüğünün yetkisi bakımından HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK ‘unun 89/1 maddesi uyarınca aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanıdaki yerleşim yerinde ifa edilir. Buna göre dava konusu icra takibinin alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki yetkili icra dairesince yapılmış ve davanın yetkili mahkemede açılmış olduğu anlaşılmakla yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden Gölbaşı …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyası ile rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında cari hesap ekstresinden kaynaklanan 24.890,20-TL asıl alacak 1.261,40-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.151,60-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin 24/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 27/05/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Sözleşmenin incelenmesinde; davacı ile davalı arasında 23/05/2011 tarihinde Ticket Restaurant Kart Satış Sözleşmesi akdedildiği, ödeme şeklinin havale, vadenin 45 gün ve %5 iskonto, sözleşmenin geçerli olduğu tarihin 01.06.2011, 84 kullanıcı personel belirlendiği görülmüştür.
Mali bilirkişinin 30/11/2020 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davalı şirketin işlemlerinin yevmiye defter kayıtlarına alınmasında muhasebe usul ve esaslarına aykırı bir işlem görülmediğini, şirketin incelenen muhasebe katılarında davacı… Anonim Şirketi ile olan işlemleri 329 Diğer Ticari Borçlar Hesabı…alt koduyla kayıt ve takip edildiğini, davacı şirketin icra takibine başladığı 22.05.2019 tarihi öncesi 30.04.2019 tarihi itibariyle davalı …A.Ş.’nin davacı şirketle olan ticari ilişkilerinin takibinin yapılmış olduğu 329 Diğer Ticari Borçlar Hesabı alacak bakiyesi 24.890,17-TL olup, bu durum davalı şirketin bu tarih itibariyle davacı şirkete bu tutarda borçlu olduğunu gösterdiğini, davacı şirketin icra takibine koymuş olduğu cari ekstrede görülen ticari hareketlerle, davalı şirketten alınan cari ekstredeki kayıtların, davalının ödemeleri, davacının düzenlemiş olduğu faturalar, iade faturalarının bire bir örtüştüğünü, tarafların ticari ilişkilerinin aralarında imzaladıkları 22.05.2011 tarihli sözleşme ile başladığı belirtildiğini, dava dilekçesi ekinde yer alan sözleşme fotokopisinde ödemenin 45 gün vadeli olarak yapılacağı davacının düzenlemiş olduğu faturalarda ise, son ödeme tarihleri yazılmış “vade tarihinde ödenmeyen fatura bedelleri için % 3 gecikme faizi uygulanır ” denildiğini, neticeten davalı şirket e-defter uygulamasına tabi olup, ticari defterlerini elektronik ortamda tutuldukları, davacı şirketçe icra takibi ekinde yer alan cari hesap ekstresi bakiye rakamı üzerinden icra takibinin başlatıldığını, itirazın iptali dava dilekçesi ekinde cari hesap ekstre bakiyesine tekabül eden iki adet fatura fotokopisi konulduğunu, yerinde inceleme yetkisiyle istenen davalı şirketin muhasebe kayıtlarını gösterir cari hesap ekstresinin incelenmesinde; Davacı şirketin düzenlemiş olduğu faturalar, davacı şirkete yaptığı ödemeler, davacı şirketçe uygulanan vade farklarının ve davalının bunlara karşı düzenlediği iade faturalarının aynı şekilde kayıtlarında mevcut olduğu, davacının icra takibine konu alacağı varlığının davalı muhasebe kayıtlarıyla da teyit edilmesi sonrasında, ödenmemiş bakiye faturalardan kaynaklı alacağının, 24.881,00-TL ve hesaplanan gecikme faizi tutarının 1.284,83 TL olmak üzere 26.165,83 TL olarak hesaplandığını belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davalının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, dolayısıyla bu faturalara ilişkin işin yapıldığının kabulü gerektiği, faturaların davalının defterlerine kayıtlı olması nedeniyle ispat yükünün davalıda olduğu, davalının aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davalının ise herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, davacı defterlerinin incelenmesinin usul ekonomisi de nazara alınarak yargılamaya fayda sağlamayacağı, zira faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmakla ispat yükünün davalıda olduğu, icra takibinde her ne kadar işlemiş faiz talebi bulunsa da davanın asıl alacak üzerinden açıldığı, kaldı ki davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talep de edilemeyeceği, faiz oranı yönünden ise taraflara arasında faiz oranına dair sözleşme bulunmadığı, davacı tarafından tek taraflı düzenlenen faturalardaki faiz oranı ile talep de bulunamayacağı, tarafların tacir olması nedeniyle avans faizi talep edebileceği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek;
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline, takibin 24.890,20-TL asıl alacak üzerenden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatı 4.978,04-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
3-Alınması gereken 1.700,24-TL harcın, peşin alınan 294,31-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.405,93-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcının ve 294,31-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.179,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.733,53-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2021

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır