Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/484 E. 2022/79 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/484 Esas
KARAR NO : 2022/79

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2019
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu 07.08.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirketin festivaller düzenlemekte olup, bugüne kadar düzenlemiş olduğu başarılı festivallerle müzik dünyasında başarıyla anıldığını, davalı şirketin ve davalı şirketin yayını olan … gazetesinde yazı yazan diğer davalı … … tarihli yazısında “… isimli pek çok festivalini yaratıcısı ve organizatörü olduğun, “Ortalık festivalden geçilmiyor. Bu festivaller tek bir şirket tarafından …tarafından yapılmaktadır.” şeklinde haber yaptığını, Davalıların müvekkili şirket hakkında … gibisin tekel kurmak istiyorum. Yıktın rekabet hukukunu eyledin viran, Kapalı devre bir ekosistem, Yarattığınız sistemler, kullandığınız yöntemler, …’dan …’e … başlıklı yazıları ile müvekkilini suçladığını, müvekkili şirketi tekelcilikle, haksız rekabet’çil ikle, mobbing’cilikle, festivallerde kötü yiyecek sunmakla, müşterilerini kazıklamakla, cebindeki kuruşa göz dikmekle vb. gerçek dışı suçlamalarda bulunarak kötülemek suretiyle haksız rekabette bulunduğunu; davalı …’nın yazısında müvekkili şirketin düzenlediği festivallerin boykot edilmesini, festivallere gidilmemesinin, sanatçıların festivallere katılmamasını, festivale gitmemeye teşvik ettiğini belirterek; Müvekkili şirket aleyhine yapılan haksız rekabet nedeniyle 50.000,00TL Manevi tazminatın … temerrüt tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Davalılardan … Gazetesinin günlük siyasi bir gazete olduğunu, çok deneyimli yazı işleri kadrosu olduğunu diğer davalı müvekkilini ise ekonomi doktoru olduğunu, davalı gazete ve internet sitesinde davaya konu haberin yayınlandığını, davaya konu haberde esasen müzik festivallerindeki tekelleşmenin uluslararası örnekler verilerek eleştirildiğini, davaya konu yazının bu durumun sektörde haksız rekabete oluşturduğunu, davacı ve şirket hakkında ve benzeri iddilara … başta olmak üzere birçok sosyal medya sitesinde yayımlandığını, davaya konu haberin gerçek ve güncel olduğunu, yayımlanmasında kamu yararı olduğunu, bunun kamusal bir figür olmanın kaçınılmaz sonucu olduğunu ve hukuka aykırı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davaya konu gazete yazısının haksız rekabet hükmülerinin çerçevesinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davaya konu yazının basın özgürlüğü kapsamında olduğun belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 13/04/2021 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; Dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle Sayın Mahkemenin kabulü halinde, davacının ibraz olunan ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam olduğu, davacının ticari defterlerinin de sahibi lehine delil vasfında olduğu, davacı 2019 Mali döneminde 495.119,73TL kurum kârı elde ederek 111.165,38TL kurumlar vergisi ödediği, bu itibarla davacının davaya dayanak gösterdiği haber ve yayınlarda adı geçen festivallerin defter kayıtlarında gelir hesaplarında yer aldığı, dava konusu köşe yazısında yer alan ifadelerin TTK m. 55/1-a (1) hükmü uyarınca kötüleme, dolayısıyla haksız rekabet teşkil ettiği;Manevi tazminatın şartlarının oluştuğu; ancak miktarını belirlemede takdir yetkisinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, sonuç ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Davalı vekilinin rapora itirazlarının değerlendirmek yeniden bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 14/12/2021 tarihli 5 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Kök rapordaki açıklamalar ve ulaşılan neticeler aynen muhafaza edilmekle birlikte, Tüzel kişilerin de kişilik haklarının zedelenebileceği, somut uyuşmazlık bakımından davacı tarafın kişilik haklarının basın yolu ile ihlal edilebileceği, Davalı tarafların yapmış olduğu yayınların bir haberde bulunması gereken gerçeklik unsurunu taşımaması sebebiyle hukuka aykırı olduğu, ayrıca kullanılan ifadelerin gereksiz yere incitici olup, eleştiri sınırlarını aştığı, dolayısıyla kök raporda da ifade edildiği üzere kötüleme suretiyle haksız rekabetin oluştuğu, Haksız rekabetin sadece rakipler arasında işleneceğinin kabul edilmediği, dolayısıyla da söz konusu uyuşmazlık bakımından davalılarca haksız rekabet fiilerinin işlenebileceği ve işlendiği, Sonuç ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davalılardan … Gazetesinin … tarihli sayısında ve internet sitesinde yayımlanan davalılardan … tarafından kaleme alınan köşe yazısında davacı hakkında yer alan ifadelerin haksız rekabet teşkil etmesi itibarı ile, haksız rekabetin men’ine ve ref ine ve 50.000 TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinden ibarettir.
Dosyamıza yan vekilleri tarafından sunulan belgelerde; davacı tarafından davalı … aleyhine dava konusu yazı nedeniyle suç duyurusunda bulunulmuş olup, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … No’lu iddianamesi ile …. Asliye Ceza Mahkemesinde …. sayılı dosya ile dava açılmış olduğu görülmektedir.
Dosyamızda davanın tarafları arasındaki hukuki ilişkiler ile bağlantılı olarak davalılardan …’nın fiillerinin, haksız rekabet teşkil edip etmediğinin doğru bir biçimde belirlenmesi ve nitelendirilmesidir. Haksız rekabet, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanabilir. TTK m. 55 hükmünde “dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” başlığı altında, haksız rekabet hallerinin başlıcaları sayılmıştır. “Başlıca” ifadesi, TTK m.55’de gösterilen haksız rekabet hallerinin sınırlı sayıda olmadığını, bunların örnek mahiyetinde sayıldığını göstermektedir. Bu nedenle, m.55’de sayılmamış olan ve fakat m.54/2’de verilen ilk/tanım çerçevesinde haksız rekabet olarak nitelendirilebilecek davranış ve uygulamaların mevcut olabileceğinde tereddüt yoktur.
Türk Ticaret Kanunu’nun 54. maddesi haksız rekabeti şu şekilde açıklamıştır: “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Haksız rekabet, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanabilir.
Kanun uygulamada en sık rastlanan ve haksız rekabet teşkil eden halleri TTK’nın 55. maddesinde örnekseme yoluyla göstermiştir. Geniş ticari yaşamda haksız rekabet niteliğini haiz tüm hareketleri sınırlı sayıda yazmak mümkün olmasa da, uygulama kolaylığı açısından en çok rastlanılan durumlar yeni TTK’da artırılarak kategorize edilmiştir. Doktrinde bir davranış veya uygulamanın haksız rekabet olarak nitelendirilebilmesi için, madde 55’te sayılan hallerden birine dahil olması veya madde 55’te savılan haller ile benzerlik göstermesi ya da genel ilke olan TTK 54/2 uyarınca haksız rekabet teşkil etmesi gerekmektedir.
MADDE 55- “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle; Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarım, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, Stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek, Türk Hukuk Sistemi kötülemede o kadar inceye gitmiştir ki, kötülemenin incitici olması halinde dahi haksız rekabetin varlığını kabul etmiştir. Diğer bir ifade ile, kötüleme açıkça hakaret etmek değildir.
Hukukumuzda, haksız rekabet hükümlerinin amacı, sadece rakiplerin menfaatlerinin ve rakipler ile müşterileri arasındaki ilişkilerin korunması değildir. Haksız rekabet fiili rakibin şahsiyet haklarının ihlal edilmesinden ibaret değildir. Haksız rekabet hükümleri rakiplerin, müşterilerin, diğer tüm piyasa katılımcılarının, toplumun menfaatlerini ve ülke ekonomisini koruyan hükümlerdir. Bu noktada anlaşılmaktadır ki, gerek Kanunun kaynağı olan İsv. HRK, gerek TTK Tasarısı, Kanunun (TTK’nın haksız rekabete ilişkin maddelerinin) uygulanması için rekabet ilişkisinin gerekliliğinden açıkça vazgeçmiştir. Eş söyleyişle haksız rekabetin failinin rakip olması gerekmeyecektir. Benzer yaklaşım İsviçre Federal Mahkemesi tarafından “…” kararında da benimsenmiştir. Buna göre, “şüphesiz, fiili gerçekleştiren kişinin rakip olması gerekli değildir. Sadece objektif olarak müşteri elde etmek bakımından bir işletmeye avantaj veya dezavantaj sağlamaya ya da pazar payını azaltmaya veya arttırmaya yönelik fiiller engellenmektedir. Bu açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlık bakımından inceleme yapıldığında, davalı tarafın davacı ile rekabet etmiyor olması veya davalılardan bir tanesinin tacir dahi olmaması haksız rekabetin gerçekleşmeyeceği sonucunu doğurmayacaktır.
Bu durumda davalı şirketin ve davalı şirketin yayını olan … gazetesinde yazı yazan diğer davalı … … tarihli yazısında “…, …, …, …, …, … … festivalleri ile …, …, …, … isimli pek çok festivalini yaratıcısı ve organizatörü olduğun, “Ortalık festivalden geçilmiyor. Bu festivaller tek bir şirket tarafından …tarafından yapılmaktadır.” şeklinde haber yaptığını, Davalıların müvekkili şirket hakkında … gibisin tekel kurmak istiyorum. Yıktın rekabet hukukunu eyledin viran, …, …’dan …’e … başlıklı yazıları ile davacıyı karşı suçlamalarda bulunarak kötülemek suretiyle haksız rekabette bulunduğunu; davalı …’nın yazısında davacı şirketin düzenlediği festivallerin boykot edilmesini, festivallere gidilmemesinin, sanatçıların festivallere katılmamasını, festivale gitmemeye davet etmesi eylemleri değerlendirildiğinde, dava konusu köşe yazısında yer alan ifadelerin TTK m. 55/1-a (1) hükmü uyarınca haksız rekabet teşkil ettiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
TTK’da hak sahibinin haksız rekabet nedeniyle TBK m. 58 ilkeleri çerçevesinde manevi tazminat İsteme hakkı da öngörülmüştür. Tüm bu nedenlerle davanın kısmen kabulü ile taktiren 10.000.-Tl manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, haksız rekabetinde menine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu asıl davanın kısmen kabulü ile taktiren 10.000.-Tl nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alanıp davacıya verilmesine, haksız rekabetinde menine , fazla istemin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 683,10-TL nin peşin alınan 853,88-TL den mahsubu ile kalan 170,78-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 727,50-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.709,00-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 541,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT 10/2 maddesi gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 500-TL yargılama giderinin red edilen miktar oranlanarak takdiren 400-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalılarz vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır