Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/462 E. 2021/450 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/462 Esas
KARAR NO : 2021/450

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2019
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davalılardan …Tic. A.Ş.’nin müvekkili bankaya başvurusu üzerine müvekkili banka ile davalı şirket arasında ‘Genel Kredi Sözleşmesi’ akdedildiğini, söz konusu sözleşme gereğince de müvekkili banka tarafından davalı şirkete Çek Taahhüt Kredisi, Ticari Kredili Mevduat Hesabı, Taksitli Ticari Kredi ve …-…kredileri kullandırıldığını, diğer davalı …’ın da akdedilen sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, yapılan tüm uyarılara rağmen borçluların sözleşmeden doğan borçlarını ödememeleri üzerine müvekkili banka tarafından borçlulara Kahramanmaraş … Noterliği’nin 25/03/2019 tarihli, … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, borçluların, taraflarına keşide edilen hesap kat ihtarnamesine rağmen, sözleşmelerden kaynaklanan borçlarını ödememeleri üzerine; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların haksız ve mesnetsiz olarak; yetkiye, takibin aslına ve tüm ferilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, davalılardan …Tic. A.Ş.’nin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş yetkili icra müdürlüğünün…İcra Müdürlüğü olduğu belirtildiğini, davalı … A.Ş.’nin yetki itirazı son derece haksız, hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, borçlular ile akdedilmiş olan Genel Kredi Sözleşmesi ile yetkili mahkeme ve icra dairesinin açıkça kararlaştırıldığını, davalıların sözleşmelerden kaynaklanan borçlarını ödemeyerek imzalamış olduğu sözleşmeleri ihlal ettiklerini, bu nedenlerle davalıların haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptalini ve takibin devamını, davalıların her birinin ayrı ayrı %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat çıkarıldığı, davaya cevap verilmediği görüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 20/02/2020 tarihli celsesi 4 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 10/09/2020 tarihli raporunda özetle;
“SONUÇ:
1-Davacı banka ile davalı kredi lehtarı … Tic. A.Ş. firması arasında Genel Kredi sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi diğer davalı kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Davalı/Kefilin Kefalet Limiti ve Sorumluluğu: Davalı kefillerin, sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 2.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarının 563.836,56 TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin borcun tamamından (Kendisinin ve asıl borçlunun temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı) müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği,
3-Davacı Bankanın Takip Tarihi İtibariyle Alacakları:

Alacak Kalemleri
Talep edilen
Hesaplanan
Talep edilmesi gereken
a) Asıl alacak-Kredili mevduat hesabı kredisi (%30,24)
280.431,84
280.431,84
280.431,84

İşlemiş Faiz
9.125,02
8.009,11
8.009,11
BSMV
456,25
400,46
400,46
İhtarname masrafı
684,34
684,34
684,34
b) Asıl alacak-taşıt kredisi (%45)
239.957,80
239.957,80
239.957,80
İşlemiş faiz
10.944,47
10.198,17
10.198,17
BSMV
547,23
509,91
509,91
C) Asıl alacak-taksitli kredi (%45)
43.446,92
43.446,92
43.466,92
İşlemiş faiz
2.010,82
2.010,82
2.010,82
BSMV
100,53
92,32
92,32
Toplam Alacak
593.961,34
585.577,33
585.577,33
4-Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 8.384,01 TL (593.961,34-585.577,33=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı (Kredili mevd.hes. kredisi için) 280.431,84 TL’na %30,24 oranında; asıl alacak tutarı (taşıt kredisi için) 239.957,80 TL’na %45 oranında ve asıl alacak tutarı (taksitli kredi için) 43.446,92 TL’na %45 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
5-İcra İnkar Tazminat Yönünden
Davalı kredi lehtarı şirkete ve davalı kefillere hesap kat ihtarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş sayıldığı göz önüne alındığında, alacağın detayını bilebilecek durumda oldukları, bu nedenle alacağın/borcun likit ve muayyen olduğu nazara alındığında, yukarıda tespit edilen toplam 585.577,33 TL nakdi alacak üzerinden sayın mahkemece uygun görülebilecek oran (%20) dahilinde, icra inkar tazminatına hükmedilebilineceği,
6-Davacı banka lehine … plakalı araç üzerine rehin konulduğu, taşınır rehnin paraya çevrilmesi yoluyla İstanbul… İcra Md. … E. Sayılı dosyası ile takip açıldığı, rehinli aracın tahmini değeri 120.000,00 TL dava değerinden mahsup edilerek davanın ikame edildiğini ve harca esas miktarın bu şekilde 345.871.27 TL olarak belirlendiği iddia edilmektedir. Bu hususun takdiri sayın mahkemeye aittir.
Sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 03/12/2020 tarihli celsesi 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin … tarihli ek raporunda özetle;
“SONUÇ:
Davacı vekilinin beyan ve itirazları yukarıda etraflıca bir kez daha irdelenmiştir. Mevcut delil durumuna göre kök raporda herhangi bir revizyon yapılamamıştır. Dolayısıyla kök rapordaki görüş ve kanaatimle aynen bağlı bulunmaktayım.” denilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat’ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
GKS’mesi, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Davacı ıslah dilekçesi ile rehinli aracın tahmini değeri olan 120.000 TL dava değerinden mahsup edilerek açılması ve sonrasında caracın İstanbul … İcra Dairesinin …sayılı takip dosyasında satışından elde edilen 97.246,62 TL olması nedeniyle aradaki fark açısından ve bilirkişi raporunda tespit edilen miktar yönünden neticei talep miktarı artırılmıştır.
Bilirkişi raporunda taşıt kredisi olarak olarak belirttiği kredi ihtiyaç kredisi – taksitli kredi olup ; taksitli kredi olarak belirttiği kredi ise taşıt kredisi olduğu anlaşılmıştır.
17.04.2018 tarihli GKS gereğince davalı …’a KMH, taşıt ve taksitli krediler kullandırılmış olup, anılan sözleşmede davalı … 2.000.000 TL limit ile müteselsil kefalet vermiştir.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu, TBK’nun 598/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, davalı/kefil Tahsin’in şirket ortağı ve yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
GKS gereğince düzenlenen hesap kat ihtarı, kredi lehdarı davalı …açısından bila tebliğ iade edilmiş ise de İİK 68/b maddesi gereğince kredi lehdarı açısından tebliğ edilmiş sayılması gerektiği, bu nedenle kefile başvuru için TBK 586. Madde gereğince “ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması” koşullarının da gerçekleştiği; 29.03.2019 tarihi itibariyle her üç davalıya tebliğ edilmiş olup, verilen 1 günlük sürenin sonu olan 31.03.2019 tarihi itibariyle her iki davalı da temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
GKS’de her ne kadar TCMB’na bildirilen en yüksek faiz temerrüt faizinin belirlenmesinde ölçü olarak alınmış ise de;
Genel kredi sözleşmelerinde temerrüt faizi oranın belirleme yetkisinin bankanın keyfine bırakılmasında doktrinde eskiden beri çok kuvvetli bir şekilde ileri sürülen görüşleri “Ticari Kredilerde Temerrüt Faizi oranının Sözleşme Eliyle Bankaların inisiyatifine Bırakılması Sorunu” ( Barış Bahçeci – http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2017-128-1632) isimli makaleden aynen aktarmak gerekir ise:
“Öğretide özellikle ekonomik özgürlükleri sınırlandıran sözleşmelerin sözleşme ile taahhütte bulunan kişinin ekonomik özgürlüğünü yok etmesi veya ağır şekilde kısıtlaması halinde ahlaka aykırı kabul edildiği dikkat çekmektedir.
Konumuzla ilgisi nedeniyle …’in genel kredi sözleşmelerinde yer verilen kurallarla, bankalara faiz oranlarını tek taraflı artırma yetkisi hakkındaki görüşlerini burada özellikle zikretmek gerekmektedir. Yazara göre bu hükümler, bankaya tek yanlı olarak, diledikleri kadar artırma yetkisi vererek, banka müşterisi sanayici ve tüccarın iktisadi varlığının yok olması tehlikesi yaratacak biçimde mutlak surette bankaların keyfine bağlı tutmakta, tüccar ve sanayicileri bankaların vesayetine sokmakta ve iktisadi faaliyet hürriyetinin kullanılmasını felce uğratan bir nitelik taşımaktadır. Bu hükümler, BK md 19 ve 20 gereğince hem kişilik haklarına hem de ahlaka aykırı olduğundan batıldır.
Eren daha dar bir çerçevede, sözleşmenin taraflarından birinin hukuki veya fiili tekel durumunda bulunması halinde, güçlü ve üstün durumunu kullanarak edimler arasında büyük oransızlığa sebep olmasının gabin dışında bir olgu sayılarak ahlaka aykırı olarak nitelendirilmesi gerektiği görüşündedir.62 Kocayusufaşaoğlu, ise “Türk hukukunda banka kredi sözleşmelerinde bankalara sözleşmede yer alan faiz oranlarını sonradan herhangi bir sınıra bağlı olmaksızın tek taraflı olarak istedikleri kadar artırma” yetkilerinin tanınmasının ahlaka aykırı olduğu BK md 19 ve 20 gereğince hükümsüz sayılması gerektiğini belirtmektedir.
Ticari kredi ilişkisinin doğumunda öncelikle bir temel ve çerçeve sözleşmesi olan genel kredi sözleşmesi (…) yapılmaktadır. … ile kredi kuruluşu kredi limiti çerçevesinde belirli bir miktara kadar nakdi veya gayrı bir nakdi bir kredi sağlama borcu altına girmektedir. … Borçlar Kanunu md 306 vd’da düzenlenen karz sözleşmesi niteliği taşır (Canaris, Bankvertragsrecht, Rn. 1206). Yüksek Yargıtay kararlarında da bu görüş savunulmaktadır.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-1650 esas, 2019/507 karar sayılı ilamındaki “Ne var ki Yargıtay uygulamasında bankaların Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.
O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir. ” gerekçe mahkememizce de kabul edilmekle taşıt kredisi ve taksitli kredi temerrüt faizinin tespitinde fiilen uygulanan akdi faiz baz alınarak bu faiz oranlarının % 100’ü hesaplanarak temerrüt faizi bulunmuş ve taleple de bağlı kalınılmıştır.
KMH kredide temerrüt faizi oranın tespiti ise TCMB’nın 2006/1 ve …sayılı tebliğleri doğrultusunda yapılmıştır.
Davalı/kefillerin, Genel Kredi Sözleşmesinde kefilin sorumluluğunu düzenleyen çek kredisi ile ilgili depo yükümlülüğüne ilişkin açık bir düzenlemenin bulunması nedeni ile davalılardan kefillin de depo sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Teknik ayrıntısı yukarıda özetlenmeye çalışıldığı ve ek bilirkişi raporunda tam detayı olduğu üzere bilirkişi tarafından hesap kat tarihinde, takip tarihinde ve hukuki menfaatin tespiti açısından dava tarihinde asıl alacak ve temerrüt tarihi ve temerrüt faiz oranına göre fer’ileri hesaplanmıştır.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yetki itirazında bulunulmuş ise de GKS’de yetki şartının bulunduğu, yetki şartının gerçek kişi kefiller açısından da TTK 7. Maddedeki teselsül karinesi gereğince geçerli olduğu, buna göre yetki itirazının yerinde olmadığı, davalı …’in itiraz dilekçesine yetki itirazı başlığı olsa da yetkili icra dairesini beyan etmediğinden geçerli bir yetki itirazının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile,
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında
Davalı …’in geçerli bir yetki itirazı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı … şirketinin yetki itirazının iptaline,
Davalıların itirazlarının;
280.431,84 TL KMH asıl alacak
8.009,11 TL işlemiş faiz
400,46 TL BSMV
684,34 TL ihtarname masrafı
239.957,80 TL Taksitli kredi asıl alacak
10.198,17 TL işlemiş faiz
509,91 TL BSMV
43.446,92 TL Taşıt kredisi asıl alacak
1.846,46 TL işlemiş faiz
92,32 TL BSMV olmak üzere toplam 585.577,33 TL alacak üzerinden iptaline,
Gayri nakdi alacaktan kaynaklanan depo hakkına itirazın ise 2.030 TL’nin davalılardan tahsili ile faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine şeklinde davalıların itirazların iptaline
KMH için asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren TCMB’nın belirlediği …ve …sayılı tebliği ile belirlenen kredi kartlarına uygulanan % 30,24 (değişen oranlarda) gecikme faiz oranında , taşıt kredisi için % 45 oranında sözleşmesel temerrüt faizi, taksitli kredi için % 45 oranında sözleşmesel temerrüt faizi uygulanmasına ve bu temerrüt faizi üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) alınmasına şeklinde işleyecek temerrüt faizi oranlarına da itirazlarının iptaline,
2-117.115,46 TL % 20 icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında menkul rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte yapılan tahsilatın kapak hesabında dikkate alınmasına,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 40.139,46-TL ilam harcından peşin alınan 7.065,06-TL harcın düşümü ile eksik kalan 33.074,40-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 7.065,06 TL peşin harç olmak üzere toplam 7.109,46-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,

6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 46.430,37-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.877,10-TL yargılama gideri davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.27/05/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”