Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/453 E. 2021/352 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/453 Esas
KARAR NO : 2021/352
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2019
KARAR TARİHİ : 19/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Davacı müflis şirketin …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… Esas sayılı dosyasından 10.02.2017 günü saat 15:12’den itibaren iflasına karar verildiğini, iflas kararının kesinleştiğini, iflas işlemlerinin … İcra ve İflas Müdürlüğü’nün 2017/6 İflas dosyası ile devam ettiğini, müflis şirket hakkında basit tasfiye yapıldığını, davalı şirket aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı dosyası ile cari hesaba dayalı ilamsız icra takibi yapıldığım, davalı şirket tarafından icra takibine itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediğini, davacının borçlu şirketin itirazından 20.02.2019 tarihinde haberdar olduğunu, davacı tarafça arabulucuya başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığı için anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, iflas masası tarafından müflis şirket ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemelerinde davalı şirketin 12.519,35 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, iflas masası tarafından davalı şirkete borcun ödenmesi için 26.02.2019 tarihli muhtıra gönderildiğini, iş bu muhtıraya rağmen davalı şirket tarafından borcun ödenmediğini, itirazının iptali ile takibin devamına, davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli itiraz etmesi nedeniyle % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine» yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı … Ticaret AŞ’nin dünyanın en büyük ilk 20 ilaç şirketi grubu olan … Grubu’nun Türkiye iştiraki olduğunu, müflis şirketin ticari defterleri üzerinde alınan bilirkişi raporlarında yapılan cari hesap tespitine dayanarak davalı şirketin müflis şirkete 12.519,35 TL tutarında bir borcu olduğunu iddia ederek davalı şirket aleyhine icra takibi başlattığını, her ne kadar sözde alacağın faturadan kaynaklandığı ifade edilse de bahsi geçen bilirkişi raporlarında yapılan varsayımsal tespitler dışında dosyaya fatura ve benzeri herhangi bir somut delil sunulmadığını, cari hesaplarında yer alan kayıtların hukuki kaynaklarının varlığını ve geçerliliğini incelemediğini, bu sebeple, müvekkili şirkete iddia edilen dava konusu tutar kadar bir hizmet verildiğini kanıtlayan ve gönderilen herhangi bir faturaya dayanmayan, varsayıma dayalı bilirkişi raporlarının müvekkili şirketin, müflis şirkete borçlu olduğunu kanıtlayamadığının açık olduğunu, müflis şirketin davalı şirket adına düzenlediği toplam 7 fatura bulunduğunu, müflis şirketin banka hesaplan ve ticari defterleri incelendiğinde toplam değeri 22.079,48 TL tutarında olan bu faturalann tamamının ödendiğinin açık bir şekilde görülebileceğini, belirtilen faturalar dışında herhangi bir fatura ulaşmadığını ve kendisine tebliğ edilmeyen bir faturaya istinaden ödeme yapma yükümlülüğünün bulunmadığını, davanın reddini talep etmişlerdir.
DELİLLER
1- … İcra Müdürlüğü’nün 2018/ … Esas sayılı dosyası
2-…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… Esas sayılı dosyası
3-Tarafların ticari defter ve kayıtları
4-Bilirkişi raporu
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesi’nin 2018/ … Esas sayılı takip dosyasında cari hesap alacağından kaynaklanan 12.519,35-TLasıl alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin 24/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 27/07/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… Esas 2016/… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … A.Ş.tarafından iflasın ertelenmesine ilişkin davanın kabulüne karar verilerek 16/03/2016 gününden itibaren 1 yıl süre ile iflasın ertelenmesine karar verildiği, hükmün 25/04/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
… İcra Dairesi’nin 2017/ … İflas 30/06/2020 tarihli cevabi yazısı ile müflisin cari hesap ekstresi ve cari hesap ekstresi dayanak belgelerinin kendilerinde bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez. Bu bilgiler ışığında mahkememizin 5. celsesinde davacı tarafa yemine ilişkin beyanda bulunmak üzere süre verilmiş ise de davacı vekilinin yemin deliline dayanmadığı görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mali bilirkişinin 12/06/2020 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; taraflarca İncelemeye ibraz edilen yasal defterlerin tasdikle ilgili yükümlülüklerin kanuni sürelerinde yerine getirildiği, Davacı tarafın huzurdaki davada davalıdan 12.519,35.-TL tutarında alacaklı olduğu gerekçesiyle talepte bulunduğu, takip talebinde söz konusu alacağın dayanağı olarak ‘20.06.2018 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen ve ödenmeyen müflis şirket alacağı ve cari hesap alacağı’ hususunun gösterildiği, davacı tarafın dava konusu alacak dayanağı olarak dosyaya cari hesap ve dayanak belgeleri sunmadığı, davaya dayanak olarak gösterilen bilirkişi raporunda ise davacı şirketin yasal defterlerinde İflas tarihi itibariyle alacaklı ve borçlu olarak göründüğü firmaların ünvanlarının ve davacı şirketin alacaklı/borçlu olarak göründüğü tutarların listesinin yer aldığı, ancak alacağı oluşturan dayanakların neler olduğu hususunda hiçbir açıklamanın, incelemenin ve değerlendirmenin yer almadığının görüldüğü, davacının defteri kebir defterinin ana hesap bazında döküldüğü, alt hesap bazında dökülmediği, bu nedenle davacının yasal defterlerinde dava konusu alacak talebinin nelerden oluştuğuna yönelik olarak bir inceleme yapılamadığı, Davalı tarafin yasal defterlerinde davacıya cari hesap bakiyesi olarak herhangi bir borcun görünmediği, davalı tarafın yasal defterlerinde davacı tarafça kesilen toplam 7 adet faturanın kayıtlı olduğu ve bu faturaların bedellerinin banka aracılığıyla davacıya ödendiğinin görüldüğü, huzurdaki dava yönünden tevdi edilen görevler yönünden bir inceleme ve değerlendirme yapılabilmesi için davacı tarafça davalıdan talep edilen alacakla ilgili olarak cari hesap ekstresi ve cari hesap ekstresine dayanak belgelerin dosyaya sunulmasının gerektiği, bu belgeler sunulduktan sonra bir değerlendirme yapılabileceği belirtilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu iddiası ile davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, davalı defterlerinin incelendiği, davalı defterlerine göre davalının borçlu olmadığı, davacı tarafından iflas eden davacı defterleri üzerinde alınmış bilirkişi raporuna dayanıldığı, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davacının faturanın tebliğ edildiği, itiraza uğramadığı ve fatura konusu mal veya hizmetin davalıya verildiğinin ispatlanması gerektiği ispatlayamadığı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı, yemin hakkı hatırlatıldığı, davacı tarafından yemin deliline dayanılmadığı, bu halde davasını ispatlayamadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin alınan 213,80-TL harçtan mahsubu ile bakiye 154,50-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00.-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
19/04/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır