Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/439 E. 2020/740 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/439 Esas
KARAR NO : 2020/740
DAVA : Anonim Şirket Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 23/07/2019
KARAR TARİHİ : 12/11/2020

Mahkememizde görülen iptal davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacılar vekili, müvekkillerinin 31/05/2019 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 3, 4 ve 5 nolu maddelerine ayrı ayrı muhalefet şerhi sunmalarına rağmen zapta geçirilmeyerek kısaca yazıldığını, genel kurula sunulan faaliyet raporunun gerçeği yansıtmadığını, şirketin sermayesinin önceki yıllarda zarar edilmesine bağlı olarak 2/3’ünden fazlasının yitirilmesi sonucu iflasın eşiğine gelmesi nedeni ile 3. maddenin iptali gerektiğini, bilanço ve gelir tablolarının hesap verme ve dürüstlük ilkesine uygun olmadığından mali durum hakkında TTK’nın 420. maddesi gereğince görüşmelerin ertelenmesi taleplerinin kabul edilmeyerek bilanço kar ve zarar hesaplarının tasdik edildiğini, dolayısıyla 4. Maddenin de iptale mahkum olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullandıklarından 5. maddenin de iptali gerektiğini beyanla, 31/05/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 3, 4 ve 5. Maddelerin iptalini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili davacı hissedarlar tarafından tanzim olunarak verilen vekaletnameler uyarınca usulüne uygun olarak oy kullanımı gerçekleşmediğini, muhalefet şerhlerinin usulüne uygun olmadığından, özel dava şartı yokluğu söz konusu olduğunu, zira peşinin muhalefet yapılamayacağını, genel kurul tutanağından haberi olmadıkları ve zapta geçirilmediği yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, bilançoların şirketin gerçek durumunu yansıttığını, bilanço kar ve zarar hesaplarının oy çokluğuyla onaylanmasına bağlı olarak ibranın da zımnen gerçekleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibari ile anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
TTK’nın 420. maddesi gereğince azınlık, pay sahipleri, finansal hesaplara ilişkin görüşmelerin ertelenmesini talep ettiği takdirde buna ilişkin gündem maddesinin görüşülmesi kanunen mümkün olmadığı gibi divan başkanlığınca erteleme kararı verilmesi gerekir. TTK’nın 420. Maddesin de yer alan bu hakkını kullanırsa, finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konularda genel kurul artık karar alamaz, bu istemin gerekçeleri bildirilerek genel kurul toplantı tutanağına geçirilmesi gerekir, ancak genel kurul bu gerekçelerin haklı olup olmadığı hususunda herhangi bir karar alamaz. Diğer yandan azınlık pay sahiplerine tanınan bu hak doğrudan doğruya TTK’nın 424. maddesi ile de bağlantılıdır. Ortaklık finansal tablolarına dayanılarak çıkartılan bilançonun onaylanması aynı zaman yönetim kurulu üyelerinin ibrası yönünde kullanılacak oyda da etkilidir. Çünkü henüz daha genel kurul tabloları hakkında müzakere de bulunmamıştır. Bunlara dayalı olarak hazırlanan yıllık rapor, hem yıllık rapora ve hem de finansal tablolara dayanılarak verilecek ibra kararı da, henüz yeterli derecede aydınlanmamış, genel kurul tarafından görüşülemez (TEOMAN, Ömer: “Yargıtay’ın Bilanço Görüşmelerinin Ertelenmesine İlişkin Kararlarının Değerlendirilmesi”, V. THYKS, Ankara 1988, s. 88) Dolayısıyla finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesi azınlık pay sahiplerince talep edilmesine rağmen, genel kurul yönetim kurul üyelerinin ibrası yönünde karar verirse, bu karar da iptali mümkün bir karar niteliğine sahip olur. Somut olayda, davacıların azınlık pay sahipleri sıfatını taşıdıkları anlaşılmakla gündemin 4 nolu maddesinde faaliyet raporlarının ve mali tabloların aydınlatıcı olmadığından bahisle ertelenmesinin talep edildiği ancak oy çokluğu ile ertelemeye gerek bulunmadığı belirtilerek bilanço ve kar – zarar hesaplarının tasdik edildiği, 5. madde de ise buna bağlı olarak ilgili faaliyet dönemine ilişkin ibra kararı verildiği görülmektedir.
Azınlık pay sahiplerinin talebine ve görüşmelerde belirtilmesine rağmen divan başkanlığının bu konuda takdir hakkı olmaksızın bilanço görüşmeleri ile buna bağlı yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşülmesinin TTK’nın 420/1 maddesi gereğince 1 ay sonraya bırakılması gerekirken, oy çokluğu ile tasdik edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Dolayısıyla 4 ve 5. maddelerin iptal edilmesi gerekir.
Diğer yandan TTK’nın 436. maddesi gereğince yapılan incelemede, yönetim kurulu başkan yardımcısı …’nun hem kendisinin hem de eşi Semih İlhan Söylemezoğlu’nun ibrasında oy kullanması nedeniyle ve oy hakkından yoksunluk kuralına aykırı olarak kullanılan oylara bağlı olarak karar nisabının etkilendiği anlaşılmakla ibraya ilişkin 5 numaralı madde bu yönden de iptale mahkumdur.
Faaliyet raporunun tasdikine ilişkin 3 nolu madde yönünden yapılan incelemede ise davalı şirketin 2017-2018 yıllarında borca batık olduğu ve teknik iflas konumunda bulunduğu tespit edilmiştir. Buna rağmen kabul edilen faaliyet raporunda şirketin mali bünyesine yönelik olarak sermayenin karşılıksız kalmadığı ve borca batıklık söz konusu olmamış gibi beyanlarda bulunulduğu, faaliyet raporunun gerçeği yansıtmadığı anlaşılmaktadır. Zaten bilanço görüşmelerinin ertelenmesine ilişkin azınlık pay sahiplerinin talebi bu gündem maddesi ile de yukarıda açıklandığı üzere bağlantılıdır. Dolayısıyla 3 nolu madde de iptal edilmiştir.
Davalı vekilince muhalefet şerhlerinin usulüne uygun olarak zapta geçirilmediği ve davacılar tarafından düzenlenen vekaletnamelerin bakanlığın genel kurullara ilişkin yönetmelik hükümlerine aykırı olması sebebiyle iptali istedikleri toplantıya katılmaları ve oy kullanmalarının geçersiz olduğunu ileri sürmüştür.
Anonim şirketlerin genel kurul toplantılarının usul ve esaslarına ilişkin yönetmeliğin 21. maddesine uygun olmayan vekaletnamelerin geçersiz olduğu, düzenlenmiş ise de TTK’nın 427/2 maddesi gereğince yetki belgesinin yazılı olması yeterlidir. Yönetmelik hükümleri de normlar hiyerarşisi gereğince kanuna aykırı olamayacağından bu yöne ilişkin savunmalar yerinde görülmemiştir. Öte yandan vekaletnamede temsilcinin genel kurulda sahip bulunduğu payları temsile yetkilidir ibaresinin yazılması yeterli olup vekaletnamede pay adedinin belirtilmemesi ve somut özel yetkilerin ayrı ayrı zikredilmemesi temsil yetkisini geçersiz kılmaz.
Muhalefet şerhi yönünden yapılan savunmaya dair incelemede de, kararın altına olmasa da toplantı tutanağının ekine ya da arkasına yazılı dilekçe ile alınan kararlara muhalif olunduğunun belirtilmesi yeterlidir. Somut olayda toplantı tutanağında karar alınmadan önce muhalif görüş zikredildiği gibi, karar alındıktan sonra da divan başkanlığına hitaben yazılan dilekçelerde de ayrı ayrı ve tereddüte yer olmayacak şekilde muhalefet şerhinin karara eklenildiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak usule ilişkin itirazlar da yerinde görülmemiş olup yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile ilgili toplantı maddelerinin ayrı ayrı iptali gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-İş bu davanın kabulü ile davalı …Ş nin 31.05.2019 tarihinde yapılmış olan Genel Kurul Toplantısında alınan 3, 4 ve 5 maddelerin İPTALİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL maktu karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00-TL’nin miktar itibariyle tahsiline yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 44,40-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 88,80-TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
4-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesaplanan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından sarf edilen; 5.000.00 TL bilirkişi gideri, 75.50 TL posta tebligat gideri olmak üzere cem’an 5.075,50-TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.12/11/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*