Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/435 E. 2020/385 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/435 Esas
KARAR NO:2020/385 Karar

DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/07/2019
KARAR TARİHİ:07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 22.07.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili Banka’nin … şubesi ile kredi boçlusu …. Ltd.Şti.arasında imzalanan Genel Kredi sözleşmelerine istinaden firmaya krediler açılıp kulandırıldığını, davalı … ise söz konusu Genel kredi sözlemesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi borçunun ödenmemesi üzerine, …. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı şirkete ihtarname ihtar edildiğini, borçun ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine …. icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlu tarafın haksız itirazı ile takibin durdurulduğunu, takip dosyasındaki itirazın iptalini, takibin takip talebindeki şartlarla ve tahsil edilmemiş olan alacak yönünden devamını, davalıya nakit alacağı üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin verdiği 08.08.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacı bankanın … Şubesi ile dava dışı ….ve Tic. Ltd.Şti arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanarak kredi kullandırıldığını, Davalı müvekkili ise bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığını, Asıl borçlunun krediyi ödememesi üzerine davalı olan müvekkilinden alacağın tahsili için …. icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yoluna gidildiğini, Davalı takibe itiraz ederek durdurduğunu, geçekli bir kefalet sözleşmesi söz konusu olmadığını, dava konusu kefalete eşi tarafından yazılı bir şekilde rıza vermediğini, kat hesabı ihtarnamesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davacının icra takibinin kanusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 46.515,24.-Tl asıl alacağa % 33 temerrüt faizi tutarı 639,58 Tl, % 5 Gider Vergisi tutarı 31,98 Tl, ihtar protesto masrafı 369,74 Tl ile birlikte toplam 47.556,74.-Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 04.05.2020 tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Rapor içinde verilen inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda; Davacı Bankanın 15.01.2019 Takıp Talep Tarihi itibariyle 45.547,21 TL asıl alacak (tespitlerimiz gibi), 639,50 TL Temerrüt Faizi (banka talebi gibi), 31,98 TL %5 BSMV (banka talebi gibi), 369.94 TL Masraf olmak üzere TOPLAM 46.588,71 TL Alacaklı olduğu, Davacının borç, tamamen ödeninceye kadar, davalıdan 45.547,21TL (tespitlerimiz gibi) olan Asıl Alacak üzerinden %33.00 oranında temerrüt faizi ve laiz üzerinden %5 BSMV talep edebileceği” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı bankanın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada Dava dışı asıl borçlu ….Ltd.Şti. ile davacı Banka arasında; 31.12.2015 tarihinde, Bir adet 2.000.000.-TL lık Geııel Kredi Sözleşmesi nin akdedilmiş olduğu sözleşmenin fotokopisinin dava dosyasında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında imzalan genci kredi sözleşmesine davalı kefil …’ın’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak 31.12.2015 tarihinde imzaladığı anlaşılmaktadır.
Akdedilen Sözleşmeye istinaden dava dışı asıl borçluya; … Referan numaralı Kredili Mevduat (Tüzel Kişi) Kredileri, Tahsis edilerek kullandırıldığı, Sunulan İhtarnamelerden ve Kredi hesap Ekstrelerinden anlaşılmaktadır. Kullandırılan bu kredilerden dolayı borç doğmuş olup, Doğan borçtan dolayı davacı Bankanın borçluyu ve kefillerini hep birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere takıp ve dava hakkının bulunduğu, kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan Kredi Sözleşmesinin Sayfasında davalı kefil tarafından kendi el yazısı ile yazılmış olan beyana göre 2.000.000,00TL tutar ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları bu nedenle davalı kefil …’ın kefalet Limitinin Toplam 2.000.000,-TL olduğu ve taraflar arasında akdedilen Sözleşmenin 3. Sayfasında 4.S. Maddesinde belirlenen hüküm ile kefilin sorumluluğunun belirlendiği tespit edilmiştir.
Kefilin Sorumluluğu: TBK’nun 589 ve 590. Maddesi (Mülga;BK 490 m); Yeni TBK göre; “Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur. Eski BK göre; Kefil kefil olduğa miktar ile bu miktara ilaveten kendi temerrüdünün (direniminin) kanuni sonuçlarından sorumludur… “denildiği.
Yargıtay 19.HD 09.01.1993 T. 92/9781E. 93/8447S.K “..Kefilin temerrüdü, kredi hesabını kat eden bankanın, müteselsil kefile TBK’nun 117 m/mülga B.K.101/2 maddesi hükmünce temerrüt ihtarında bulunması ile geçerlidir. Denildiği Görülebileceği üzere kefilin temerrüdü, cari hesabın kesilmesi ve kat edilecek ihtarnamenin kefile tebliği ile doğabileceği hem yasa ve hemde emsal Yargıtay kararları ile sabittir.
Bu durumda davalı kefillerin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihine kadar işlenmiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumlu olacakları kanaatine varılmıştır.
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ….Ltd.Şti. arasında 31.12.2015 tarihinde bir adet 2.000.000,-TL lık Genel Kredi Sözleşmesi nin akdedilmiş olduğu, imzalan genel kredi sözleşmesine davalı kefil …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, imzalanmış olan Kredi Sözleşmesinin 8. Sayfasında kefalet limitine yer verilmiş olduğu; davalı kefil … tararından Kefalet tutan 2.000.000,-TL olarak 31.12.2015 tarihi atıldığı ve davalı tarafından Kefalet limiti dahilinde müteselsil kefil sıfatıyla 31.12.2015 tarihinde imzalandığı, görülmüştür.
11.04.2013 tarih ve 6455 sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 77′ inci maddesi ile anılan hükme fıkra eklenerek mevzuatta değişikliğe gidilmiş ve eşin rızasının aranamayacağı hâller düzenlenmiştir.
Buna göre. ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler. 27.12.2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için 11.04.2013 tarihi itibariyle eşin rızasının varlığı aranmayacaktır.
Madde hükmünden anlaşıldığı üzere 28.03.2013 tarihi itibariyle ticari şirketlerdekinin mesleki faaliyetleri kapsamında verebileceği kefaletlerde eşin rızası aranrnayacaktır.
Nilekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/10886 K. 2U17/493 K. sayılı kararında, “Ticaret siciline kayıtlı ticarî işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme reva şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetlerle ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf ve sanatkarlar tarafından verilecek kefaletleri, Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kamı» kapsamında kullanılacak kredilerdi’ verilecek kefaletler ve farım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleriyle, kamu kıtrimi ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefalet için eşin rızası hükmü aranmaz hükmü dikkate alınarak limited şirket ortağı olan davalıların işleriyle ilgili kefil olurken eşlerinin muvafakat lanın almalarına gerek bulunmamaktadır” şeklinde bu husus belirtilmiştir.
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında 31.12.2015 tarihinde bir adet 2.000,000,00TL lık Genel Kredi Sözleşmesi nin akdedilmiş olduğu, Davalı KEFİL …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede imzası bulunması nedeniyle doğan borçtan kefalet limiti kapsamında sorumlu olduğu ve davacının davalıyı ayrı ayrı veya birlikte takip ve dava hakkının mevcut olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı banka tarafından …..Noterlği tarafından 23,11.2018 tarih 27250 nolu Hesap Kat ihtarnamesinde Stephan înciyan; davalı kefil adına sözleşmede belirtilen adrese gönderilen hesap kat ihtarnamesi “EVDE BULUNMADIĞI İADE EDİLDİĞİ” Komşusuna haber verildiği haber kağıdının kapısına yapıştırıldığı ayrıca mahalle muhtarına bırakıldığı ibaresi ile 26.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, 26.11.2018 tarihli NOTER tebliğ şerhinden anlaşılmaktadir. Dava konusu ihtarname Sözleşmenin 7.3 maddesi uyarınca 26.11.2018 tarihinde davalı borçluya tebliğ edilmiş olduğu kabul edildiğinden, bankaca tanınan 3 günlük sürenin ilavesi ile 28.11.2018 olacağı kanaatine varılmıştır.
Kredili Mevduat Hesabının 31.10.2018 tarihi itibariyle 44.564,56TL olan borç bakiye verdiği belirlenmiştir. Alacağın takip tarihînden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek %33,00 temerrüt faizi ve %5 BSMV, icra giderleri, vekalet ücreti ile birlikte BKM 100’e göre tahsili talebidir, 15.01.2019 Tarihinde Takibe geçtiği görülmektedir.
Buna göre; TCMB tarafından belirlenen faiz oranlarının; 01.10.2018-31.12.2018 tarihi arası; Aylık akdi faiz oranı % 2,25, Aylık gecikme faiz oran % 2,75, olduğu, bilinmektedir. Buna göre Davacı- Alacaklı Bankanın Kredili Mevduat Hesabı alacağına uygulayacağı faiz oranları; Akdi Faiz.% 2.25 aylık X 12 = yıllık % 27.00 Temerrüt Faiz % 2.75 aylık X l2= yıllık % 33,00 Olarak belirlenmiştir.
Yukarıda belirtildiği gibi üzere 31.10.2018 Son Ödeme Tarihinde kalan ve ödenmeyen Toplam 44.564,56 TL asıl alacak olarak belirlenen miktara, Son Ödeme Tarihi 31.10.2018 tarihinden 28.11.2018 Temerrüt Tarihine kadar % 27,AKDİ FAİZ uyğulandığında asıl alacak 45.547,21 Tl olarak belirlenmiştir. Temerrüt Tarihi 28,11,2018 tarihinden 15.01.2019 Takip Tarihine kadar %33,00 temerrüt faiz ve %5 Gider Vergisi uygulanarak yapılan hesaplamada toplam alacak miktarının 48.021,43 Tl olarak bulunmuştur.
Ancak davacı icra takibinde 46.515,24 TL asıl alacak, 639,50 Tl Kat Öncesi İşlenmiş gecikme faizi, 31,98 TL %5 BSMV, 369.94 TL Masraf olmak üzere TOPLAM 47.556,74 TL Alacak talep etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının talepleri doğrultusunda Temerrüt faiz ve Gider Vergisi Miktarı tespitlerimizden küçük olmakla talebiyle bağlı bulunduğu, Dolayısıyla, davacının 5535615 NOLU KREDİLİ MEVDUAT HESABI Kredisinden kaynaklanan toplam alacak miktarının, 45.547,21 TL asıl alacak, 639,58 TL Temerrüt Faizi, 31,98 TL % 5 BSMV, 369,94 TL Masraf olmak üzere TOPLAM 46.588,71 TL üzerinden hüküm kurmak gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere İş bu davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 46.588,71 Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan 45.547,21 Tl ye % 33 oranında temerrüt faizi ile faizin % 5 oranında GV uyğulanmasına, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİY 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 9.317.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 46.588,71-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan 45.547,21 Tl ye % 33 oranında temerrüt faizi ile faizin % 5 oranında GV uyğulanmasına, fazla istemin reddine
% 20 icra inkar tazminatı 9.317.-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 3.182,47-TL nin peşin alınan 574,38-TL den düşümü ile kalan 2.608,09-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 618,78-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 856,20-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 838,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 6.856,53-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 968,03-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/07/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza