Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/433 E. 2020/864 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/433 Esas
KARAR NO : 2020/864
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :19/07/2019
KARAR TARİHİ : 21/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın İstanbul … Şubesi ile davalı kredi lehtarı … San. ve Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, İşbu sözleşmeyi diğer davalı kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, bahse konu sözleşmelere istinaden kredi lehtarı/borçlu lehine iskonto kredisi, çek taahhüt bedeli tazmin kredisi ile gayrinakdi çek taahhüt bedeli kredisi kullandırıldığını, ilgili kredilerin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle … Noterliğinin 11.02.2019 tarihli ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarname ile İskonto kredisi 100.000,00 TL ile gayrinakdi çek taahhüt bedeli 27.990,00 TL DEPO edilmesinin talep edildiği, İhtarname ile verilen sürede borcun ödenmemesi sonucunda, … icra Md. 2019/… E. sayılı dosyası ile takip açıldığı, davalı/borçluların, asıl borca, işlemiş faize, faiz oranına ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, 129.166,78 TL alacak üzerinden davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptaline, takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; İlgili icra dairesinin yetkili olmadığını, takibin Anadolu icra dairelerinde açılması gerektiğini, Çek yapraklarının iadesi yönünde herhangi ihtarın davalılara gönderilmediğini, kefillik koşullarının da oluşmadığını, bu nedenle herhangi bir borcun söz konusu olmadığını, GKS’deki imzanın davalıya ait olmadığını belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1- … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası
2- Sözleşme, ihtarname, ihtarname tebliğ evrakı
3- Banka kayıtları
4- Davalı şirketin ortaklarını gösterir İTO kaydı
5- Davalının nüfus kayıt örneği
6-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Yetki itirazı yönünden; 6100 sayılı HMK’nun 19. maddesinde “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunmazsa davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir” hükmü düzenlenmiştir.
İtirazın iptali davasının öncelikle görülme şartı; yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun yapılıp süresinde itiraz ile durmuş bir icra takibinin bulunmasıdır. İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildikten sonra itirazın iptali davası açılması halinde, mahkemece öncelikle (mahkemenin görev ve yetkisinden önce) icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı incelenmeli, icra müdürlüğü yetkisiz ise dava, dava şartı yokluğundan HMK 114/2.maddesi uyarınca usulden reddine karar vererek işten el çekmesi gerekir. İtirazın iptaline bakan mahkemenin icra dairesini yetkili daireye göndermek gibi bir karar vermesi mümkün değildir. Ancak icra müdürlüğü yetkili ise ara kararı ile gerekçesi yazılarak icra müdürlüğünün yetkisine vaki itiraz ret edilerek, mahkemenin görevli olup olmadığı, şayet mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş ise mahkemenin yetkili olup olmadığı incelenmelidir. Nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesi 2012/… Esas 2012/… Karar, 2014/… Esas 2015/… Karar sayılı emsal ilamları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davalı tarafından icra dairesinin yetkisine ve kesin yetki hali mevcut olmayan işbu davada mahkemenin yetkisine süresinde itiraz edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesi gereğince İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu kabul edilmiştir. Genel kredi sözleşmesi tacirler arasında düzenlenmiş ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan, HMK’nun 17.maddesi uyarınca sözleşmedeki bu yetki şartı geçerlidir. Bu itibarla, Mahkememizce öninceleme duruşmasında 1 nolu arar karar ile davaya bakmaya İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun n 68/b maddesi uyarınca “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.Bu madde hükmüne göre,kefil yönünden alacağın muaccel olması için kat ihtarının borçluya tebliği gerekiyor ise de kat ihtarının kefile tebliğ şartı bulunmamaktadır. Ancak kefile yapılacak tebliğ,kefil hakkında temerrüt faizi uygulanması için değerlendirilir. Dosyada bulunan sözleşmenin, 10. maddesinde,müşteri ve kefillerin sözleşmede belirtilen adresine yapılacak tebligatların adlarına yapılmış sayılacağı, sözleşmede bildirilen adres değişikliğinin ticaret siciline kayıt edilerek bildirilmediği takdirde sözleşmede kanuni ikametgah kabul edilen adrese yapılacak tebligatların geçerli sayılacağı düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, kat ihtarının sözleşmedeki adrese gönderilmesi yeterli olup, borçluların sözleşmedeki adresten ayrılmış olmaları sebebiyle tebliğ yapılmamasının önemi yoktur.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 581 vd. maddelerinde kefalet detaylı ve sıkı şekil kurallarına bağlı olarak düzenlenmiştir. TBK’nun 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet varsa bunu belirtmesi ve tüm bunların kefilin el yazısı ile yazılması gerekir. TBK’nun 584.Maddesi gereğince ise kefilin evli olması durumunda eşinin en geç sözleşmenin kurulması anında açıkça yazılı rızasının bulunması gerekmektedir. Tüm bu şartlar kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartı olup herhangi bir eksikliğin bulunması durumunda geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın “Eş Rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; ” …Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise; “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
İstanbul Ticaret Odası; firma sicil kayıtları incelenmesinde davalının asıl borçlu şirketin ortağı olduğu görülmüştür.
Genel Kredi Sözleşmelerinin incelenmesinde; 21.03.2018 tarihli sözleşmenin davalı şirket ile davacı arasında imzalandığı, davalılardan …’ın 375.000,00-TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, 05/09/2018 tarihli sözleşmenin davalı şirket ile davacı arasında imzalandığı, davalılardan …’ın 125.000,00-TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, 14.12.2016 tarihli Çek Taahhütnamesinde ise davalı kredi lehdarı şirkete çek karnesi verildiği görülmüştür.
Kat İhtarnamesinin incelenmesinde; davacı banka tarafından … Noterliği’nin 11.02.2019 tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmedeki adresine 13.02.2019 tarihinde, diğer davalı kefilin sözleşmedeki adreslerine 13.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davacı tarafından ödeme yapılmak üzere 24 saat süre verildiği, temerrüt tarihinin tebliğden itibaren 1 gün eklenmek suretiyle 15.02.2019 olduğu görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesi’nin 2019/… esas sayılı takip dosyasında kredi sözleşmelerinden kaynaklanan 100.000,00-TL asıl alacak 1.119,37-TL işlemiş faiz, 55,97-TL %5 gider vergisi olmak üzere toplam 101.175,34-T; Çek yaprak bedelinden kaynaklanan 2.030,00-TL asıl alacak, 1,37 işlemiş faiz, 0.07 %5 gider vergisi olmak üzere toplam 2.031,44TL, genel toplamda 129.166,78-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin davalılara 11.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da süresi içerisinde 12/03/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, sözleşme ve banka kayıtları ile asıl borçlu şirketin Ticaret Odası kayıtları dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bankacı bilirkişinin 28/05/2020 tarihli 15 sayfadan ibaret raporunda özetle ; Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den SONRA 21.03.2018 ve 05.09.2018 tarihinde akdedilmiş olması nedeniyle, davalı/kefilin şirket ortağı ve/veya yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine davacı bankaca hacet duyulmamış olduğu, … no.lu iskonto kredisi hesap ekstresine göre 26.11.2018 tarihinde 65.000,00 TL’lık iskonto kredisi kullandırıldığını, iskonto kredisi için kredinin teminatına alınan çekin 25.02.2019 tarihinde karşılıksız çıkması üzerine kredi borcu ödenemediğini, … no.lu iskonto kredisi hesap ekstresine göre 04.12.2018 tarihinde 35.000,00 TL’lık iskonto kredisi kullandırıldığını, iskonto kredisi için kredinin teminatına alınan çekin 11.03.2019 tarihinde karşılıksız çıkması üzerine kredi borcu ödenemediğini, bedelleri iştira edilen 2 adet çekin halen davalı banka kasasında müşterek muhafaza altında tutulmakta olduklarını, hesap kat tarihinden sonra 5941 sayılı Çek K’nun 3 m. kapsamında karşılıksız çıkan çekten dolayı çek hamiline 2.030,00 TL tazminat ödendiğini, bu alacak kalemi yönünden temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu kanısıyla bu alacak kalemi bakımından bir hesaplama yapılamadığını, Davacı banka ile davalı kredi lehtarı … San. ve Ltd. Şti. arasında imzalanan Çek Taahhütnamesi ve Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden, davacı banka nezdinde … no.Iu bir Vadesiz Ticari Mevduat Hesabı açıldığı ve bu hesap üzerinden davalı kredi lehtarı şirkete çek karneleri verilmiş olduğu anlaşıldığını, takip tarihinden sonra olmak üzere (6) adet karşılıksız çek yaprağından dolayı çek hamillerine 5941 Sayılı Çek K’nun 3. M. kapsamında toplam 11.750,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, Davalı/kefilin, Genel Kredi Sözleşmesinde kefilin sorumluluğunu düzenleyen yukarıda belirtilen (V) bendi Altında çek kredisi ile ilgili açık bir düzenlemenin bulunmaması ve çek taahhütnamesinde davalı kefilin kefalet imzasının bulunmaması nedeni ile birlikte bu yöndeki emsal Yargıtay içtihatları da nazara alınarak davalı kefilin sözleşmesel bakımdan sorumluluğunun bulunmadığı değerlendirildiğin, Davalı kefilin gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesinden sözleşmesel olarak sorumlu tutulamayacağı değerlendirildiğini çünkü, sözleşmenin kefaleti düzenleyen maddesi altında gayrinakdi çek kredisine ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığını, Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak takip tarihinden başlamak üzere 2.030,00 TL asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık %24,24 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebilineceği, Gayrinakdi Çek Taahhüt Bedeli Kredisi Yönünden: Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen (2) adet çek yaprağından dolayı toplam 4.060,00 TL’sını faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirketin (kefil hariçtir) depo etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı, takip tarihinden sonra olmak üzere (6) adet karşılıksız çek yaprağından dolayı çek hamillerine 5941 Sayılı Çek K’nun 3. M. kapsamında toplam 11.750,00 TL tazminat ödemesi yapılmıştır. işbu çek yaprağı bedellerinin tazmin edildikleri tarihlerden itibaren %24,24 oranında işleyecek faizi ve bunun %5 BSMV ile birlikte davalılardan talep edilebileceklerini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı … vekili tarafından her ne kadar kefilin sözleşmedeki imzası inkar edilmiş ise de mahkememizce madde 211 uyarınca davalı asile isticvap davetiyesi gönderildiği, ihtaratlı davetiyeye rağmen davalının mahkememiz huzurunda hazır olmadığı, bu halde yasa gereği imzayı ikrar etmiş sayılarak yargılamaya devam olunmuştur. Sözleşme de davalı şirketin asıl borçlu, diğer davalının müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefilin yukarıda ayrıntılı anlatılan kefalet sözleşmesi şekil şartlarını sağladığı, kefilin şirket ortağı olduğu bu hali ile de eş rızası aranmayacağından kefaletin geçerli olduğu, davacı tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalıların sözleşmedeki adreslerine tebliğ edildiği, kefile başvurulabileceği, temerrüdün oluştuğu, davalı kefil gayrinakdi kredi niteliğinde olan çek yapraklarının bankaca ödenmesi gereken asgari miktarların bankaca risk hissedilmesi üzerine depo edilmesi kefilden istenemez ise de, banka tarafından ibraz edilen çeklerin yasal sorumluluk bedelinin ödenmesi halinde artık bu ödemeler de nakdi krediye dönüşeceğinden kefilin kefalet sorumluluğu kapsamına gireceği, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek;
Dava konusu kredi borcu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline; takibin
– 392-7925467 nolu ticari kredi yönünden;
100.000,00-TL asıl alacak, 1.119,37-TL işlemiş faiz, 55,97-TL BSMV olmak üzere toplam 101.175,34-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %40 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
-Çek Tahhüt Bedeli Kredisi yönünden;
2.030,00-TL asıl alacak, 1,37-TL işlemiş faiz, 0,07-TL BSMV olmak üzere toplam 2.031,44-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %24,24 oranında temerrüt faizi işletilmesine,
-Depo Edilmesi talep edilen ancak tanzim edilen çekler yönünden;
11.750,00-TL asıl alacak, üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %24,24 oranında temerrüt faizi işletilmesine,
-Depo Talebi yönünden;
2 adet çek yaprağı 4.060,00-TL’ davalı şirket tarafından depo edilmesine, fazlaya dair istemin reddine
2-Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 23.893,35-TL icra inkar tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 8.130,03-TL harçtan, peşin alınan 2.205,85-TL harç mahsup edilerek kalan 5.924,18-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.205,85-TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.250,25-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.256,59-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinnin 13/3 maddesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 853,90-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 786,80-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.216,30-TL’nin davalılardan, 103,70-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2020

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır