Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/413 E. 2021/230 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/413 Esas
KARAR NO : 2021/230
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2019
KARAR TARİHİ : 18/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile davalı kredi lehtarı … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşmeyi diğer davalı kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, bahse konu sözleşmelere istinaden kredi lehtarı/borçlu lehine taksitli kredi, kredili mevduat hesabı kredisi, şirket kredi kartı ve çek taahhüt bedeli tazmin kredisi ile gayrinakdi çek taahhüt bedeli kredisi kullandırıldığını, ilgili kredilerin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle … Noterliğinin 23.11.2018 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarname ile verilen sürede borcun ödenmemesi sonucunda, ….İcra Müd. 2019/… Esas sayılı dosyası ile takip açıldığını, davalı/borçluların, yetkiye, asıl borca, işlemiş faize, faiz oranına ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, TCMB bildirilen faiz oranına göre %75 oranında tem. faizi talep edilmesi gerekirken %40 oranında temerrüt faizi talep edildiğini, müvekkili bankanın defter ve kayıtlarının HMK 193 m. uyarınca münhasır delil teşkil edeceğini, işbu nedenlerle 692.915,99TL alacak üzerinden davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptaline, takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretini davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya cevap verilmediği görüldü.
Mahkememizin 08/10/2021 tarihli celsesi 4 nolu ara kararı uyarınca, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 20/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
”SONUÇ ve KANAAT:
Detayları yukarıda verilen inceleme ve hesaplamalar sonucunda, tüm delillerin takdiri tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
1-Davacı banka ile davalı kredi lehtarı … SAN.TİC. LTD. ŞTİ. arasında “Genel Kredi Sözleşmesi” imzalandığı, işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşmeye istinaden davacı banka tarafından kredi lehtarı adına kredi hesapları açıldığı ve bu hesaplar üzerinden nakit kredilerin kullandırılmış olduğu, işbu kredi borçlarının öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Kefalet Limiti ve Davalı Kefilin Sorumluluğu: Davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 2.562.500,00TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 629.065,81TL’sinin kefalet limitlerinden dahi düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun sonuçlarından dolayı sorumlu oldukları nazara alınarak, borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği (Lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m’nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
3-Davacı bankanın TAKİP TARİHİ itibariyle hesaplanan alacakları;
3.1-Kredilere fiilen uygulanan akdi faiz köklü temerrüt faiz oranına (%38,40) göre (1. Seçenek);
Alacak kalemleri
Talep edilen
Hesaplanan
Talep edilmesi gereken
Asıl alacak
629.065,81
629.065,81
629.065,81
İşlemiş akdi faiz
60.809,69
55.693,29
55.693,29
BSMV
3.040,48
2.784,66
2.784,66
TOPLAM ALACAK
692.915,98
687.543,76
687.543,76
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 5.372.22TL (692.915.98-687.543.76 =) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN başlamak üzere 629.065,81TL asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık %36,40 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebilineceği,
3.2-TCMB bildirilen en yüksek faiz oranına göre belirlenen temerrüt faizine (%40) göre (2. Seçenek)
Alacak kalemleri
Talep edilen
Hesaplanan
Talep edilmesi gereken
Asıl alacak
629.065,81
629.065,81
629.065,81
İşlemiş akdi faiz
60.809,69
58.013,85
58.013,85
BSMV
3.040,48
2.900,69
2.900,69
TOPLAM ALACAK
692.915,98
689.980,35
689.980,35
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 2.935.63TL (692.915.98-689.980.35=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN başlamak üzere 629.065,81 TL asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık %40 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebilineceği,
3.3-3095 sayılı K’nun 2/2 m. hükmü uyarınca belirlenen temerrüt faiz oranına (%19,50) göre (3. Seçenek)
Alacak kalemleri
Talep edilen
Hesaplanan
Talep edilmesi gereken
Asıl alacak
629.065,81
629.065,81
629.065,81
İşlemiş akdi faiz
60.809,69
28.281,75
28.281,75
BSMV
3.040,48
1.414,09
1.414,09
TOPLAM ALACAK
692.915,98
658.761,65
658.761,65
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 34.154.33TL (692.915.98-658.761.65=) reddi durumunda, TAKIP TARİHİNDEN başlamak üzere 629.065,81 TL asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık %19,50 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebilineceği,
4-DAVA TARİHİNDEN (11.07.2019) SONRA olmak üzere toplam 563.450,31TL TAHSİLAT sağlanmıştır. İşbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Keyfiyeti, 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve HUMK 266/c.2 uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran sayın yargı makamına ait olarak, yüce Mahkemenin değerlendirmesine saygıyla arz ederim.” denilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat’ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
GKS’mesi, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Davalı şirket kredi lehdarı, davalı gerçek kişiler ise müteselsil kefildir.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı gerçek kişi kefiler açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu, TBK’nun 598/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, davalı gerçek kişi kefillerin şirket yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
GKS gereğince düzenlenen hesap kat ihtarlarından davalı kredi lehdarı şirkete çıkartılanın 26.11.2018 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, davalı gerçek kişi kefillere çıkartılanların ise 26.11.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, verilen 1 günlük sürenin sonu olan 28.11.2018 tarihi itibariyle de davalıların – davalı kredi lehdarı açısından İİK 68/1-b gereğince- temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
GKS’de temerrüt faizin belirlenmesinde “Banca’ca tespit edilmiş en yüksek faiz oranı” baz alınmış olup bu sözleşme hükmünden TCMB’na bildirilen azami faiz oranlarının kast edildiği sonucunu çıkartmak mümkün olmayıp, bu hükümden kastın bankaca (fiilen) uygulanan en yüksek faiz anlaşılması gerektiği anlaşılmış ve bu seçeneğe göre yapılan bilirkişi hesaplaması hükme esas alınmıştır. Sözleşmedeki bu hükmün TCMB’na bildirilen en yüksek faiz olarak yorumlanmaması gerekliğinin, bu şekildeki bir düzenlemenin TTK 8. Maddesindeki izin kapsamında kalmadığı, sözleşmedeki bu şartın kişilik haklarına ve ahlaka aykırılık teşkil ederek, Borçlar Kanunun 27 ve Anayasanın 12. Maddesini ihlal ettiği ve kesin hükümsüz olacağı -Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-1650 esas, 2019/507 karar sayılı-Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-1650 esas, 2019/507 karar sayılı- görüşünün de desteklediği sonucuna varılmıştır.
Teknik ayrıntısı yukarıda özetlenmeye çalışıldığı ve bilirkişi raporunda tam detayı olduğu üzere bilirkişi tarafından hesap kat tarihinde, takip tarihinde ve hukuki menfaatin tespiti açısından dava tarihinde asıl alacak ve temerrüt tarihi ve temerrüt faiz oranına göre fer’ileri hesaplanmıştır.
… ödemesi nedeniyle bu miktarca takip ve dava konusu yapılamayacağı iddia edilse de; … ile yapılan sözleşme ve “ … Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki” 2009/15197; 2015/73317; 2016/9538 ve 2017/9969 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarında;özellikle, 31.10.2016 tarih ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6/4. Maddesine göre “ Kanuni Takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür. Ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilatlar, tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaşılır.” hükmü bulunmakta olup Neticeten … A.Ş. adına davacı bankanın bu bedeli davalılardan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğu anlaşıldığından bu savunma da yerinde görülmemiştir.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalıların …. İcra Dairesinin 2019/… sayılı takip dosyasındaki itirazlarının;
629.065,81 TL asıl alacak,
55.693,29 TL işlemiş faiz
2.784,66 TL BSMV olmak üzere
toplamda 687.543,76 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 38,40 yıllık sözleşmesel temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
2-687.543,76 TL’nin % 20’si olan 137.508,75TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin mahsubu hususunun icra dairesinin takdirinde olduğuna,
5-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 46.966,11-TL ilam harcından peşin alınan 8.368,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 38.597,41-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 8.368,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 8.413,10-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 51.427,19-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar, kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile müştereken ve müteselsilen davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 1.416,40-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.405,42-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.18/03/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”