Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/409 E. 2021/1118 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/409 ESAS
KARAR NO:2021/1118

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/07/2019
KARAR TARİHİ:16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında birden fazla akaryakıt sözleşmeleri akdedildiğini, bu sözleşmeler kapsamında müvekkili davalı şirkete toplam 5.237.600,00 USD ödeme de bulunduğunu, müvekkilinin yerine getirilen edimin karşılığında davalılarca müvekkiline herhangi bir şekilde teslimatta bulunulmadığı gibi ödenen bedelleri de iade etmediklerini, davalılar tarafından hile ile sözleşme imzalandığını, davalılar kendilerine ABD tarafından limanlarda akaryakıt taşımak için yetki verildiğini ifade ettiklerini, taraflarına ABD resmi kurumlarından onaylı belge ibraz ettiklerini, fakat belgenin ABD resmi kurumlarına ait olmadığını, bu durumlar neticesinde müvekkili tarafından … CBS’nin … soruşturma sayılı dosyasından suç duyurusunda bulunulduğunu, davalılar tarafından müvekkilinin şikayet dilekçesinde belirttiği bedeli aldıklarını, bunu geri ödeyeceklerini beyan ettiklerini, fakat geri ödemediklerini, davalıların bu haksız tutumları nedeniyle … 1.ATM’nin …/… D.İş sayılı dosyası ile aleyhlerine ihtiyati haciz taleplerinin kabul edildiğini, davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, tüm bu nedenlerle davalıların itirazının iptali ile takibin devamını, davalılar aleyhinde %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılara yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, davalı müvekkili …’ın davalı müvekkili şirketi Türkiye’de kurduğunu, davacının müvekkilinin kendisini Suudi Arabistan’daki … şirketinin temsilcisi olarak tanıtıp kandırdığını iddia etmiş ise de bunun yasal dayanağının olmadığını, davacı tarafın sözleşme imzalamadan önce davalı şirketi araştırmadığını ve Suudi Grubun Türkiye temsilcisi olmadığını fark etmediğinden sonra dolandırıldığını iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin ticaret ünvanından görüleceği üzere herhangi bir şirketin veya grubun Türkiye’deki temsilcisi olmadığı açık olup, davacının bunu bilmemesine imkan olmadığını, davacı taraf dolandırıldığını iddia ederek haksız kazanç peşinde olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin savcılık aşamasında vermiş olduğu ifadesine delil olarak dayandığını, müvekkilinin ifadesinin çok genç yaştaki yeminli olmayan bir tercüman tarafından alındığını, taraflar arasındaki ihtilafın hukuki bir ihtilaf olduğunu, Türkçesi yeterli olmayan bir tercüman tarafından tercüme edilmesinin mümkün olmadığını, savcılık talebi ve sulh ceza hakimliği kararı ile müvekkilinin hesabına bloke konulduğunu ve hesaptaki paraların hiçbir yargılama yapılmadan davacıya ödendiğini, davacı şirket yetkilisinin de savcılık aşamasında belirttiği üzere geminin … açıklarında olduğu kendileri tarafından da teyit edildiğini, bundan sonra yaşananlarda ise müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun olmadığını, …’de yaşanan iç savaş nedeniyle tüm sevkiyat için BM’den onay alınmasının gerektiğini, bunun için …’den izin alınmasının gerektiğini bu izni de davacı firmanın olduğunu, sahte olduğu iddia edilen belgelerin müvekkili tarafından verilmemiş davacının eline nasıl geçtiğini asla anlaşılamadığını, alıcı firmanın malları BM kontrolünde olmayan bir noktada boşaltmak istemişse de, gemi kaptanı can güvenliklerinin olmadığını belirterek bunu kabul etmediğini, taşıyıcı firma yükünü uzun süre teslim edemediğinden dolayı yükün nerede olduğu, satılıp satılmadığı, kime satıldığının müvekkili tarafından da bilinmediğini, davacı alıcının malları zamanında almaması sebebiyle yüksek meblağlı demuraj bedeli ödemek zorunda kaldığını, ceza dosyası ile mağdur edilen ve haksızlığa uğrayan müvekkilinin zararlarının bir nebze olsun Mahkeme dosyasından giderilmesini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 08/10/2020 tarihli celsesi 3 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda tercüme evraklarının çevrilmesine ilişkin tercümandan rapor aldırılmasına karar verildiği, tercümanın 21/06/2021 tarihli raporunda özetle;
”TERCÜMEYE İLİŞKİN RAPOR;
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bana verilen görev gereğince, davalı … vekilinin 21 10.2020 tarihli dilekçesi ekinde bulunan belgeleri Arapça ve İngilizce dilinden tercüme ettim. Tercüme edilen belgelerin listesi aşağıdaki gibidir.
1-… numaralı Ticari Fatura
2-… numaralı Ticari Fatura Eki
3-… numaralı Ödeme Emri
4-… numaralı Ödeme Emri
5-… numaralı Ödeme Emri
6-… numaralı Ödeme Emri
7-… numaralı Ticari Fatura
8-… numaralı Ticari Fatura
9-… numaralı Ticari Fatura Eki
… 10. Ağır Ceza Mahkemesi … esas dosyasında bulunan belgelerin davalı … İç Dış Ticaret Limited Şirketi vekilinin 21.10.2020 tarihli dilekçesi ekinde bulunan belgelerle birebir aynı olduğunu tespit ettim. Sayın Mahkememize saygılarımla sunarım.” denilmiştir.
Dava, akaryakıt alım sözleşmesi gereğince malın teslim edilmemesi nedeniyle ödenen bedellerin iadesi talepli takibe itirazin iptali istemine ilişkindir.
Uyap’da ilişkili dosya olarak kayıtlı bulunan icra dosyasındaki itiraz dilekçesi ile davalıların “Müvekkilin ve Müvekkil Şirketin alacaklı olduğunu iddia eden tarafa hiçbir borcu bulunmadığından; Ödeme Emrinde yer alan asıl alacağa, faizine, faiz oranına, icra masrafları, vekâlet ücreti ile diğer tüm ferilerine itiraz ederiz. VIII. NETİCE VE TALEP: Her türlü dava, şikâyet ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; yukarıda izah edilen nedenlerle; Ödeme Emrinde yer alan asıl alacağa, faizine, faiz oranına, icra masrafları, vekâlet ücreti ile diğer tüm ferilerine, dosya borcunun tamamına açıkça itiraz ettiğimizi bildirir; Müvekkil ve Müvekkil Şirket aleyhine başlatılan icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde süresinde itirazı dilekçesi ibraz edildiği, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında birden fazla akaryakıt sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeler kapsamında davacı tarafından davalı şirkete toplam 5.237.600,00 USD ödemede bulunduğu, akaryakıtların teslim edilmediği ve dava konusu bedellerin davacıya iade edilmediğinde taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı taraf … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de zaten söz konusu dosyada taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf olduğu gerekçesi ile davalı hakkında beraat kararı verilmiş olduğu, hileli hareketin bulunmadığı, 5.237.000 USD’nin sanık (davalı) tarafından alındığı, bunun 3.480.500 USD ve 350.800 USD’sinin iade edilmiş olduğunun tespit edildiği, kararın içeriğine göre davamızın reddine neden olacak bir maddi vakıa tespitinin yapılmamış olduğu, beraat kararının sanık (davalı) tarafından kanun yoluna götürülerek kaldırılması gerekçenin değişmesi ve değişen gerekçedeki yeni maddi vakıa tespitlerinin davamızın reddine karar verilmesini gerektirmesi ihtimalinde ise eğer ceza mahkemeleri mahkememiz kararı kesinleşene kadar hukuk hakimini bağlayacak maddi vakıa tespitleri yaparlar ise bu hususun olağan kanun yolu ile ileri sürülmesi mümkün olduğu, mahkememiz kararının kesinleşmesinden sonra ceza mahkemesinin maddi vakıalara ilişkin tespit yapması halinde ise iadei muhakeme yoluyla bu hususun ileri sürülebileceği; mevcut delillere göre haklılığını ispatlayan tarafın hakkını elde edebilmesinin, ceza mahkemesinin muhtemel maddi vakıa tespiti yapabileceği ihtimali nedeniyle geciktirilmemesinin kabul edilebilir bir menfaat dengesi olması karşısında ceza dosyası bekletici melese yapılmamıştır.
Davalı tarafça … CBS’nin … sayılı takip dosyası delil olarak ileri sürülmüş ise de … hakkındaki şikayet nedeniyle kişisel verilerin gizliliğini ihlal suçundan yürütülen soruşturma olup, dava konumuz olan ihtilafa etki eder nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin kendisini, Suudi Arabistan’daki … şirketinin temsilcisi veya şubesi olarak gösterip göstermediğinin, elden ödeme yapmak istediği iddiasının mevcut delil durumuna göre dava konusu ihtilafa etkisi bulunmadığından tartışma konusu yapılmamıştır.
Davalı …’in, şüpheli sıfatıyla … CBS’nın … soruşturma nolu dosyasında 30.01.2019 tarihinde müdafi eşliğinde tercüman aracılığıyla vermiş olduğu savcılık ifadesinde “…kendisi bana ifadesinde belirttiği miktarda parayı banka yoluyla gönderdiği doğrudur. Ben de buna karşılık olarak …’de bulunan bir şirkete teslim etmem gerekiyordu. Fakat …’deki herkesçe malum savaş sebebiyle limana gemi yanaştırmadıkları için, bu konuda Birleşmiş Milletler’in kararı olduğundan dolayı bizim mazot taşıyan gemiyi de yanaştırmadıklarından mazotu teslim edemedik. Ben müştekinin gönderdiği paralardan 400.000 dolarını iade ettim. Buna dair dekontu ibraz ediyorum. Geri kalan miktarı da iade etmek istedim. Ancak müşteki taraf Mahkeme kararı ile benim şirketimin hesabına bloke koydurdu. Bu sebeple onların parasını ödeyemedim, iade edemedim. Bloke sebebiyle normal ticaretimi de sürdüremiyorum. Suç işleme kastım yoktur, suçsuzum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı taraf Davalı …’in, şüpheli sıfatıyla … CBS’nin … soruşturma nolu dosyasında 30.01.2019 tarihinde müdafi eşliğinde tercüman aracılığıyla vermiş olduğu savcılık ifadesinde tercüman nedeniyle ifadesinin eksik ve yanlış zapta geçtiğini iddia etse de; HMK 204. Maddesindeki “(1) İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar. (2) İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar.” düzenlemesi kapsamında aksinin ispat edilmediği, buna ilişkin bir delil sunumu da olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf davacı şirketin … Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı olmadığı (terkin edildiği) gerekçesi ile aktif dava ehliyetinin bulunmadığını iddia etse de, davacı tarafça ibraz edilen vekaletnameden anlaşılacağı üzere davacı şirketin …’da kurulu şirket olduğu anlaşılmıştır.
“….ödenen tüm tutarları istedikleri hesaba iade edeceğimi beyan ederim. Ayrıca, bu husustan ötürü ….uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlü olduğumu beyan ederim. Bu hususta ile Sn. … şirketinin uygun gördüğü işlemi yapabilir. Ayrıca, bu hususun sorumluğu ve sebep olduğu zararın tazmin edilmesi beni bireysel ve kişisel sorumluluğum altında olduğunu kabul ederim. Nitekim genel müdür sıfatıyla paraların, kolay ve hızlı şekilde havale edileceğini garanti ederim…Teslimattaki kusur tarafımızdan işlendi…” şeklinde davalı şirket yetkilisi tarafından imzalı ve davalı tarafça da imzası kabul edilen 16.01.2019 imza tarihli belgenin delil olarak davacı tarafça ileri sürüldüğü. Bu belgeye karşı davalı tarafça korkutmak suretiyle bu belgenin imzalandığını ileri sürülmüş ise de; buna ilişkin delil sunulmadığı, bu hususun ispatlanamamış olduğu anlaşılmıştır.
16.01.2019 imza tarihli belgede davalı …’in garantör sıfatıyla imzaladığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça: alıcı firmanın yakıtı, Birleşmiş Milletlerin kontrolünde olmayan bir noktada boşaltmak istediğini; alıcı firmanın malların boşaltılabilmesi için gereken belgelere ilişkin yasa dışı yollara başvurduğu; yakıtın kalitesine ilişkin faturalarda gerekli açıklamaların bulunduğu …gibi iddialarda bulunmuş ise de taraflar arasında birden fazla akaryakıt sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeler kapsamında davacı tarafından davalı şirkete toplam 5.237.600,00 USD ödemede bulunduğu ve de akaryakıtların teslim edilmediği ayrıca dava konusu bedellerin davacıya iade edilmediğinde taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaması nedeniyle birlikte davalı şirketin temsilcisi olan davalı …’in savcılık ifadesindeki ve 16.01.2019 imza tarihli belge içeriği dikkate alındığında bu hususların yargılama konusu ihtilafa etki etmediği anlaşılmıştır.
Dava konusu yakıtların bir başkasına satılmış olması ile birlikte demuraj iddiasına ilişkin mahsup talebi veya karşı dava da bulunmamakla bu hususa ilişkin bir tartışma yapılması da gerekmediği anlaşılmıştır.
Davalı taraf … fatura numaralı ödeme emri başlıklı yazıda herhangi güvenle limanı ibaresinin bulunduğunu beyan etse de; yakıtların bir başkasına satılmış olması ile birlikte demuraj iddiasına ilişkin mahsup talebi veya karşı dava da bulunmamakla dava konusu ödenen bedelin tamamen iadesi engeller nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.
Ceza dosyasında 5.237.000 USD’nin sanık (davalı) tarafından alındığı yazılı ise de bu hususun maddi hata olduğu, dekontlar ve 16.01.2019 imza tarihli belge içeriği ile sabit olduğu üzere bu miktarın 5.237.600 USD olduğu gibi davalı tarafça iade edilen miktarında 3.480.599,09 USD ve 350.800 USD sabit olduğunu olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre geri kalan alacak miktarı ve ispatlanan ihtiyati haciz masrafı ve işleyecek faiz oranı açısından davanın kabulüyle ihtarname tebliğ evrakı bulunmamakla ve sözleşmeler ile mutabakat belgesinde kesin vade bulunmamakla işlemiş faiz miktarına itirazın reddine karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatı yönünden; dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, takip tarihindeki kur üzerinden davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüyle Davalıların …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında
1.357.000 USD asıl alacak
104.000,75 USD alacak,
606 TL ihtiyati haciz masrafı tutarına yaptıkları itirazın ve de işleyecek faiz oranına itirazlarının iptaline,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
7.260.897,98 TL’nin % 20’si olan 1.452.179,59 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Kısmi net nedeniyle kötü niyet ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 495.991,94-TL karar ve ilam harcından 105.392,01-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 390.599,93-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru harcı, 105.392,01-TL peşin harç olmak üzere toplam 105.436,41-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.ÜT. göre hesaplanan 161.233,98-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı …, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 75.340,57-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.130,72-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 189,28-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan 312,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 267,26-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … Şirketi tarafından yapılan 1.000,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 143,39-TL’nin davacıdan tahsili ile davalı … Şirketine verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı … Şirketi üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yapılan 1.000,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 143,39-TL’nin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.16/12/2021

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …