Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/404 E. 2022/138 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/404 Esas
KARAR NO:2022/138

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/07/2019
KARAR TARİHİ:01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkemeye sunmuş olduğu 09.07.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’un … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile 22.03.2016 tarihinden hakkında tutuklama kararı verildiğini ve … 5. Noterliğinin 09/05/2016 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile Av. … ve avukat olmadığı halde Av. … vekil tayin ettiğini ve müvekkilinin duruşma öncesi tutuklu bulunduğu ceza evine gelerek görüştüklerini, yapılan görüşmede müvekkilinin tutuklu bulunduğu dosyalar hakkında çok fazla ceza alacağını söyleyerek müvekkilin içine düştüğü zor durumdan yararlanarak ve korkutarak kendisine henüz doldurulmamış boş bir bonoya 11.05.2016 tarihinde gece saat:24.00-01.00’da imza atmasına sebep olduklarını ve aynı gece aynı korkutmalarla müvekkilini babasının da bonoya kefil sıfatıyla imza attırıldığını, Av. …, avukatlık ücretini almasına rağmen söz konusu bonoyu 11.10.2016 tarihinde hukuka aykırı bir şekilde doldurulup …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 115.749,56-TL takip çıkışlı tutarla birlikte takibe koyduklarını, müvekkiller ile alacaklı arasında hiçbir ticari ilişki söz konusu olmadığı aralarında herhangi bir avukatlık vekalet ücreti sözleşmesi bulunmadığı, vekalet ücretinin bonoyla ödenmesinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, takibe konu senedin ve iş bu icra takibinin iptalini, müvekkilinden icra tehditi altında tahsil edilen 19.344-Tl’nin faizi ile birlikte davalıdan istirdadını, davalı aleyhine müvekkilinin zarara ve zor duruma soktuğu için faizli toplam alacak olan 118.080,41-TL üzerinden %40 tazminatına hükmedilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 22.08.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davada görevli mahkemenin Tüketici mahkeme olduğunu, Müvekkilinin davacılardan …’un vekillik görevini üstlenmiş olduğunu, davacı … … … 15. Ağır Ceza Mahkemesi ile … 4. Asliye Ceza Mahkemesinden olmak üzere, hakkında iki ayrı dosyadan yakalama kararı olan ve Büyükçekmecede soruşturma aşamasında olan dosyalarında müvekkilimden avukatlığını yapmasını istediğini ancak görüşmenin illegal talepler yüzünden askıya alındığının, Devamında müvekkilimin çalışanı olan … ile davacı … ile yakın arkadaş olarak görüşmeye devam ettiklerini, 2016 Nisan sonu ya da mayıs başı gibi … tutuklandığını öğrendiklerini Cezaevine giden … ile müvekkiline haber gönderdiğini, müvekkilinin davayla ilgilenmek istemediğimi söylediğini, … annesi, babası (…), Muharrem müvekkilimi ve müvekkilim cevap vermediği için …’ü telefon ile çek kez aradığını, müvekkilinin dava dilekçesinde belirtildiği gibi … veya ailesine hakim savcı tanıdıkları olduğunu, onu ancak kendisinin kurtaracağı yönünde hiçbir şey söylemediğini, Müvekkilinin 45 müştekisi olan dolandırıcılıkla ilgili 15 klasörlük …’deki ceza davası, …’de müşteki olduğu soruşturma dosyası ve …’deki yine dolandırıcılıktan sanık olduğu 83 katılan ve müştekili ağır ceza davası için toplam 100.000 tl + kdv karşılığında (sözleşmede yazdığı gibi) dosyaya bakabileceğini teklif ettiklerini, müvekkilinin anlaşılan bedel için … ve iki kefilin imzalayacağı vekalet ücret sözleşmesi ve bono verilmesini istediğini, Onlarında da bu teklifi hemen kabul ettiklerini, Müvekkilimin bono istemesinin sebebi ise … ödeme konusunda müvekkilime güven vermemiş olması ve adına kayıtlı hiçbir malvarlığı olmadığını, vekalet ücret sözleşmesi, sözleşme serbestisi ilkesine dayandığını ve sözleşmeye bağlı bono alınmasının yasal olarak hiçbir mahsuru olmadığını, vekalet ücret sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin 12 Mayıs 2016 günü davacı … tutuklu yargılandığı … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının duruşmasına girdiğini, 6-7 saat süren duruşmanın sonunda … tahliyesine karar verildiğini, ancak … … 15. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen ayrı bir yakalama kararı bulunduğundan, ertesi gün oradaki müvekkilim eşliğinde sorgusu yapılıp ve o duruşmada da tutuksuz yargılanmasına karar verilerek serbest bırakıldığını, sözleşmeye vekalet ücretinin tahliye ile gerçekleşmesi gerektiği yazılmış olmasına rağmen … veya kefiller uzun bir süre hiç ödeme yapmadığını, bir ara vekalet ücretinin 5.000,00 TL’sini ödediği gibi, 6 ekim 2016 tarihindeki duruşmasından bir gün önce … müvekkilini avukatlıktan azlettiğini, azil işlemine müteakip, vekalet sözleşmesine bağlı olan bono bedelinden, ödenen 5.000 tl düşülerek müvekkilim tarafından icraya konulduğunu, hiçbir itiraza konu olmayan ….İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu icra dosyasından … babası Vayimin miras haklarına haciz konulduğunu, yapılan tüm ödemelerin makbuzları kesilip, icra dosyasına da son kuruşuna kadar haricen tahsil bildirimi yapıldığını, hatta … ve diğerlerinin açtıkları bu davada dava dilekçesinin 7. Maddesinde toplam ödemenin 19.364,00 Tl olduğu beyan edilmiş, halbuki tahsil edilen tutar icra takip öncesi 5.000,00 TL, icra takip sonrası 14.869,00 TL olmak üzere toplam 19.869,00 TL ‘olduğunu, haksız ve hayal ürünü iddialara dayanan davanın öncelikle görevsizlik kararı verilmesini aksi halde reddi ile yüzde yüzden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosya (yeni no:…) dosyamız içeresine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 115.749,56.-Tl asıl alacağa % 10,50 avans faizi tutarı 2.330,85 Tl ile birlikte toplam 118.080,41.-Tl için kambiyo takibi yapıldığı görülmüştür.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile belgeleri üzerinde inceleme yapılarak bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 11.01.2021 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacılar ile davalı arasındft kurulan Avukatlık Hizmet İlişkisinde; Avukatlık hizmetinin konusunu oluşturan hukuki yardımlar para ile ölçülebilir nitelikte olmadığından Avukatlık ücretine ilişkin 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümleri gereğince herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmadığından ücretin serbestçe kararlaştırılabilir nitelikte olduğu; Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan Avukatlık Hizmet Sözleşmesi hükümleri gereğince, taraflar arasındaki avukatlık ücretinin 100.000 TL olarak kararlaştırıldığı, sözleşmede ücrete KDV nin ekleneceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, icra takibine konu edilen bono bedelinin 100.000 TL olması gerekirken 118.000 TL olarak düzenlenip icra takibine konu edildiği; Avukatlık hizmetinin kapsadığı ceza davalarında müştekilerin fazlalığı dosyaların kapsamı, davacının tutuklu olması, günün koşullarında avukatlık ücretinin serbestçe belirlendiği hallerdeki kararlaştırılan emsal ücretler ile İstanbul Barosunun tavsiye niteliğindeki ücret tarifesi gereğince Ağır Ceza Mahkemelerindeki sanık vekilliğinin 11.300. TL Asliye Ceza Mahkemelerindeki ücretin ise 8.000 TL olduğu, hususları dikkate alınarak gabin halinin bulunup bulunmadığı sayın Mahkemenin taktirinde olduğu kanaatiyle raporunu sunmuştur.
Davalının takibe koyduğu bonodaki imzanın davacıların eli mahsulü olup olmadığının saptanması için davacıların alınan imza örnekleriyle ve toplanan mukayese örnekleri ile birlikte grafolog bilirkişiye verilmiştir.
Grafolok Bilirkişisinin düzenlediği 15.12.2021 tarihli 2 sayfadan ibaret raporunda özetle; …’un imzalarının belirgin derecede polimorfik olduğu ve mevcut örnek imzaların üç ayrı tipte atılmış olduğu ancak bu imzaların mukayese örnekleri ile tersim tarzı, istif, eğim, ebad, seyir, sürat, baskı derecesi ve alışkanlıklar yönünden farkları bulunduğundan adına atfen atılı imzanın …’un eli mahsulü olmadığının kabulü gerektiği, …’nın adına atfen sözleşmede atılı imza ile şalısın mukayese örnekleri arasında tersim tarzı, istif, eğim, ebad, seyir, sürat, baskı derecesi ve alışkanlıklar yönünden yeterli benzerlik bulunduğundan imzanın …’nın eli mahsulü olduğu, adına atfen sözleşmede atılı imza ile şahsın mukayese örnekleri arasında tersim tarzı, istif, eğim, ebad, seyir, sürat, baskı derecesi ve alışkanlıklar yönünden yeterli benzerlik bulunduğundan imzanın …’nın eli mahsulü olduğu kanaatine raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, imzaya medar örnekleri ve imzalarını taşıyan belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava davacı hakkında …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası (yeni no:…) ile takibe konulan 11.05.2016 tarihli 13.05.2016 vade tarihli 118,00-TL bedelli bono için yapılan takibin haksız olduğu gerekçesiyle davalıya borcunun bulunmadığının tespiti ve icra baskısı altında ödenen miktarın istemi ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Görülmekte olan menfi tespit davasının konusunu oluşturan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı (yeni no:…) takip dosyasının incelenmesinde icra takibinin dayanağının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, icra takibinin dayanağının davacılardan …’un keşideci diğer davalıların kefil olarak imzaladığı, … lehine düzenlenmiş 11.05.2016 tarihli 13.5.2016 vade tarihli 118.000 TL bedelli bono olduğu, bu bonoya dayanılarak düzenlenen 11.10.2016 tarihli takip talebi ile 115.749,56 TL bono bedeli 2.330,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 118.080,41 TL nın tahsili yoluna gidilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişkinin avukatlık hizmet sözleşmesinden kaynaklanan vekalet ilişkisi olduğu taraf vekillerinin beyanlarından anlaşılmaktadır. Davacılar vekili taraflar arasındaki vekalet ilişkisine ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığını tarafların avukatlık hizmeti konusunda sözlü olarak anlaştıklarını beyan etmiş, davalı vekili ise dosyaya sunduğu 10.05.2016 tarihli Avukatlık Ücret sözleşmesi başlıklı sözleşme ile ” … ile alakalı açılmış, …, … ve … adliyelerindeki tüm ceza davaları ilişkin olarak yapılan sözleşmedir. ” konu başlıklı, diğer davacıların kefil sıfatıyla imzaladıkları yazılı Avukatlık sözleşmesi bulunduğunu beyan etmiştir.
Anılan sözleşmede Ücret başlığı ile ” tahliye olduğu anda vekalet ücretine hak kazanılmış olacaktır. Ve vekalet ücreti 100.000 TL olarak belirlenmiştir. Vekalet ücretinden iş sahibi … ve kefiller … ile … müteselsilen sorumludur. ” denildiği görülmüştür.
Yine davalı vekili tarafından dosyaya sunulan … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı 12.5.2016 tarihli duruşma tutanağının incelenmesinde davalı …’ın davacı … … vekili olarak duruşmaya katıldığı ve 5 sayfalık savunma ve tahliye talebini havi dilekçe sunduğu görülmüştür.
Aynı şekilde davalı vekili tarafından dosyaya sunulan … 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı 13.5.2016 tarihli duruşma tutanağının incelenmesinde davalı …’ın davacı … … vekili olarak bu duruşmaya da katıldığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan belgelerden davalı tarafından davacılardan …’a sağladığı hukuki yardımlar bu iki dosyadaki faaliyetleri olup, başka bir hukuki yardıma ilişkin belgeye rastlanmamıştır.
1136 sayılı kanunun 164. Maddesinde avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder” denilmiştir. Bu düzenlemeyle avukatın müvekkili için yaptığı tüm hizmetleri kapsayacak biçimde “hukuki yardım ” terimi getirilmiştir. Böylece bir vekaletnameye ihtiyaç olmaksızın avukatın yapacağı tüm hukuki mütalalar, sözleşme hazırlanması, danışma hizmetleri de hukuki yardım kapsamında değerlendirilecek ve avukat ücrete hak kazanabilecektir.
1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 163. Maddesinde “Avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenlenir. Avukatlık sözleşmesinin belli bir hukukî yardımı ve meblâğı yahut değeri kapsaması gerekir. Yazılı olmayan anlaşmalar, genel hükümlere göre ispatlanır. Yasaya aykırı olmayan şarta bağlı sözleşmeler geçerlidir. Avukatlık ücret tavanını aşan sözleşmeler, bu Kanunda belirtilen tavan miktarında geçerlidir İfa edilmiş sözleşmenin geçersizliği ileri sürülemez. Yokluk halleri hariç, avukatlık sözleşmesinin bir hükmünün geçersizliği, bu sözleşmenin tümünü geçersiz kılmaz.” Denilmiştir.
Aynı yasanın 164. Maddesinin 2. fıkrasında “Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.Yüzde 25’i aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.” Denilmiştir. Aynı maddenin 4. Fıkrasında ise Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır. Denilmiştir.
Madde metni bir bütün olarak değerlendirildiğinde; değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde sözleşme ile kararlaştırılacak vekalet ücretinin sınırlayan bir hüküm bulunmamaktadır. O halde değeri para ile Ölçülemeyen avukatlık hizmetlerinde avukatlık ücreti serbestçe kararlaştırılabilecektir.
Böyle olmakla birlikte, davacının cezaevinde tutuklu bulunması, hürriyeti bağlayıcı cezaya çarptırılacağı endişesi taşıması sebebiyle zor durumda kalmış olması ve sağlıklı düşünme yetisinden yoksun olduğu varsayımında genel hükümlere göre B.K. 28. Maddesindeki “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini Öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl İçinde kullanabilir.” Hükmü göz önünde bulundurularak edimler arasında bir oransızlık var ise oransızlığın giderilmesi talep edilebilecektir.
Avukatlık hizmet ilişkisinin cari olduğu 2016 yılında yürürlükte olan İstanbul Barosunun tavsiye niteliğindeki Asgari Avukatlık Ücret tarifesi hükümlerine göre; Ağır Ceza Mahkemelerinde 11.300 TL, Asliye Ceza Mahkemelerinde ise 8.000 TL olarak öngörülmüştür.
İcra takibine konu edilen bononun dosyaya sunduğu Avukatlık ücret sözleşmesine bağlı olduğu, davalı takip alacaklısı vekili tarafından beyan edilmiştir.
Anılan Avukatlık Asgari Ücret sözleşmesinde ” tahliye olduğu anda vekalet ücretine hak kazanılmış olacaktır. Ve vekalet ücreti 100.000 TL olarak belirlenmiştir.” Denilmiştir. Anılan sözleşme hükümlerinden de anlaşılacağı üzere avukatlık ücreti 100.000 TL olarak öngörülmüş olup, KDV nin ayrıca İlave edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu sebeple takip dayanağı bono bedelinin temel ilişki olan ücret sözleşmesindeki, ücret tutarı olan 100.000 TL. olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere bu davanın kısmen kabulü ile davacı hakkında … İcra Müdürlüğünün … E (yeni no:…) sayılı dosyasında takibe konulan borçlusu …olan alacaklısı … olan ve diğer davacılar … ile …nın kefil olarak imzaladığı 11.05.2016 tanzim tarihli 13.05.2016 vadeli 118.000.-Tl tutarlı bonodan dolayı 100.000.-Tl borçlu olduğu, 18.000.-Tl borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kısmen kabulü ile davacı hakkında … İcra Müdürlüğünün … E(yeni no:…) sayılı dosyasında takibe konulan borçlusu …olan alacaklısı … olan ve diğer davacılar … ile …nın kefil olarak imzaladığı 11.05.2016 tanzim tarihli 13.05.2016 vadeli 118.000.-Tl tutarlı bonodan dolayı 100.000.-Tl borçlu olduğu, 18.000.-Tl borçlu olmadığının tespitine,
2-Karar ve ilam harcı 1.229,58-TL nin peşin alınan 2.016,52-TL den mahsubu ile kalan 786,94-TL bakiye ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yatırılan 1.273,98-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 2.212,70-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 337,56-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır