Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/400 E. 2021/157 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/400 ESAS
KARAR NO:2021/157 KARAR

DAVA:Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/07/2019
KARAR TARİHİ:02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 08/07/2019 tarihli dava dilekçesini özetle; Müvekkilinin, davalı bankanın … Şubesinde …nolu döviz hesabı bulunduğu, bankaya 24.05.2018 tarihinde müracaat ettiğinde hesabında para bulunmadığını öğrendiği, hesap ekstresini aldığında 6.947,05 USD 10.07.2015 tarihinde çekildiğini öğrendiği, davalı banka yeterli güvenlik tedbirlerini almadığı ve gerekli özeni göstermediği ve müvekkilden işlem öncesinde onay almadığı için müvekkinin zarara uğratıldığı, davalı bankaya …. Noterliğinin 20.06.2018 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edilmesine rağmen müvekkilin zararının karşılanmadığı, davalı banka işlemlerin yazılı talimata atfen yapıldığını belirttiği, ödeme sırasında müvekkilin imza örneği ile gerekli kontrolün sağlanmadığı, müvekkil hesabından bilgisi ve rızası dışında çekilen 6.947,05 USD işlem tarihi 10.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, ayrıca 5.000,00 TL manevi ve 5.000,00 TL Maddi tazminatın faiziyle birlikte tahsilini, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesini özetle; Dava konusu hesaptan 10.07.2015 tarihinde talimatla 6.947,00 USD çekilip TL ‘na çevrilerek …’e 18.498,47 TL olarak ödendiği, bu işlemle ilgili talimat ve işlem dekontları dilekçe ekinde sunulduğu, söz konusu işlem sırasında davacıdan teyit alındığı için, müvekkilin herhangi bir kusuru ve güvenlik zafiyetinin bulunmadığı, hesaptan paranın çıkış tarihi 10.07.2015 iken davacının 24.05.2018 tarihinde bankaya müracaat etmiş olduğu göz önüne alındığında, çevresine borçlandığı ve itibarının zedelendiği yönündeki iddiaların dayanaksız olduğu belirtilerek, davanın reddini, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davacıya yüklenmesini karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı bankanın … Şubesinde bulunan davacı hesap ekstresinde bulunan 6.947,05 USD 10.07.2015 tarihinde çekildiği bildirildiğinden bu paranın çekilmesi sırasında kullanılan 10.07.2015 tarihli TC … Bankası … Şubesi” hitaplı “Şubenizdeki …no.lu USD hesabımdaki 6.947,00 USD’n TL’ye çevrilerek, …’e ödenmesini rica ederim”: şeklindeki dilekçe aslında … adına atfen atılmış imzanın adı geçen …’ın eli ürünü olup olmadığı ve ödeme yapılması istenen …’e ait olup olmadığı konusunda grafolog bilirkişiden rapor alınmasına karar verilerek, getirtilen vekaletname aslı ile dosyaya toplanan imza örnekleri ile birlikte bilirkişiye verilmiştir.
Grafolog Bilirkişinin düzenlediği 27.11.2020 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “inceleme konusu belge aslında … adına atfen atılmış imza ile adı geçen …’a ait mevcut mukayese imzaları arasında gerek işaret edilen hususlar gerekse grafolojik tanı unsurlarından tersim tarzı, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayeselere kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı, kanaati ile raporunu sunmuştur.
İnceleme konusu belge aslında … adına atfen atılmış ve yukarıda bîr numaralı sonuç paragrafında …’a ait olmadığı belirtilen imzanın bu kez … açısından karşılaştırılması yapılmış olup söz konusu imza ile …’m mevcut mukayese imzalan arasında gerek haricen ve yukarıda yukarı da işaret edilen hususlar gerekse grafolojik tanı unsurlarından tersim tarzı, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından ilişki kurulamadığından söz konusu imzanın mevcut mukayeselere kıyasla …’in eli ürünü olmadığı” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri, aldırılan grafolog raporu ve sair evraklar üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bankacı bilirkişinin düzenlediği 13.12.2020 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı hesabından yazılı talimatla 6.947,00 USD dava dışı … tarafından çekilmiş olduğu tartışmasızdır, davalı bankanın ödeme sırasında imza kontrolü bakımından özen yükümlülüğünü gereği gibi ifa etmiş olduğu söylenememektedir. Öte yandan hesap hareketlerine göre kendi çapında bu denli yüksek montanlı bir ödeme sırasında davacıdan TEYİT alınmamış olması nedeniyle davalı bankayı kusurlu saymak mümkündür. Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, asıl alacak tutarı 6,947,00 USD’nın işlem tarihi 10.07.2015’den itibaren 3095 sayılı K’nun 4/a m, hükmü uyarınca kamu bankalarının USD cinsi 1 yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiziyle birlikte davalı bankadan istenilebileceği, maddi tazminat, davacının somut olay karşısında yapmış olduğu masrafları gösteren vesikalar (gider makbuzu, fiş, fatura vesaire gibi) sunulmamış olduğu için bu yönde bir değerlendirme yapılamamıştır. Manevi tazminat, manevi tazminatın takdiri sayın mahkemeye ait olduğu” sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen delil dosyası, paranın çekilmesi sırasında kullanılan belgeler üzerinde yaptırılan grafolog incelemesi sonucu düzenlenen rapor, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava davacı …’a ait davalı … Bankası … Şubesinde bulunan …no.lu döviz tevdiat hesabından, hesap sahibinin bilgisi ve gerçek yazılı talimatı dışında 3. Şahıs konumundaki …’e yazılı talimatla yapılan 6.947,00 USD tutarındaki ödemenin usulsüz olduğu iddia olunarak, bu usulsüz işlem bedelinin davacıya ödenmesi, bu yanında 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat istemi ile bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının Hesap Ekstresi: Davalı banka nezdindeki davacıya ait …no.lu döviz tevdiat hesabı ekstresi sunulmuştur. Hesap ekstresi tetkik edildiğinde hesabın 22.06.2015 tarihinde yurtdışından … kanalıyla gönderilen 6.947,00 USD’lık havale karşılığında açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu ihtilafır ödeme işlemi 10.07.2015 tarihli 6.947,00 USD’lık ödeme talimatı: “Şubenizdeki …no.lu USD hesabımdaki 6.947,00 USD’nın TL’ye çevrilerek, …’e ödenmesini rica ederim”: denilmiştir.
Bu belge aslında … adına atfen atılmış imza ile adı geçen …’a ait mevcut mukayese imzaları arasında grafolojik tanı unsurlarından tersim tarzı, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayeselere kıyasla …’ın ve …’in eli ürünü olmadığı grafolog bilirkişinin raporu ile anlaşılmıştır.
Davalı bankanın dosya içeriğinde bulunan ödeme fişine göre, davacıya ait …no.lu hesaptan 6.947,00 USD yukarıda talimatta belirtilen … tarafından 10.07.2015 tarihinde … no.lu fişle çekilmiştir. Davalı banka eş zamanlı olarak hesaptan çekilen 6.947,00 USD’nı TL’na çevirmek suretiyle bunun TL karşılığı 18.498,47 TL (6.947 USD x c.kur 2,66279 TL=) …’e ödemiş olduğu görülmektedir. Davacı bakımından hesaptan çekilen mevduat miktarı 6.947,00 USD’dır.
Davalı bankanın … Şubesi nezdinde Davacı … adına …no.lu DTH-döviz tevdiat hesabı açılmıştır. Bahse konu davacıya ait hesaptan 10.07.2015 tarihinde 6.947,00 USD yazılı talimata atfen dava dışı …’e ödenmiş olduğu tartışmasızdır.
Davacı hesabının dosya içeriğine göre internet bankacılığı şubesi işlemlerine kapalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının 7/24 hesap hareketlerini takip ve kontrol etme olanağı bulunmamaktadır. Diğer yandan davacı hesabından …’e ödenen parayla faydalı bir işlem yapılmış olduğu da ispatlanmış değildir. Faydalı işlemden kastedilen şudur; davacı hesabından dava dışı …’e ödenen parayla davacı nam ve hesabına bir tasarrufta bulunulup bulunmadığıdır.
Gerçekten de Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.03.2007 gün ve 2005/12830 E. 2007/4347 K. nolu ilamında belirtildiği üzere;” Davalı banka nezdindeki hesaba ait tüm hesap hareketleri değerlendirilmek suretiyle, davacının … tarafından yapılan işlemlere icazet verip, vermediği, yapılan işlemleri benimseme niteliğinde tutum ve davranıta bulunup, bulunmadığı ve davacının yapılan işlemlerden dolayı bir zararının olup, olmadığı değerlendirilerek, hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz inceleme ve hatalı gerekçelerle davarım reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.”; denilmektedir.
Dosyamızda yazılı talimatla yapılan dosya içeriğine göre dava konusu işleme emsal teşkil edebilecek bir başka işlemede rastlanılmamıştır. Dolayısıyla bir teamülün yazılı talimatla yapılan ihtilaflı işlem yönünden oluştuğu da söylenememektedir. Bir başka deyişle yazılı talimatla yapılan ihtilaf konusu işlem dışında başkaca emsal teşkil edebilecek bir işlem bulunmadığı için ne bir teamülden ve nede bir icazetten söz etmek olası değildir.
Dava konusu işlem yönünden bir teamülün dosya içeriğine göre oluşmadığı gibi, dava konusu paralarla davacı adına tasarrufta bulunulduğu da açıkça ispatlanmış değildir. Dolayısıyla ihtilaf konusu işlem bakımından uzun süre sessiz kalınmak gibi bir durumunda sözkonusu olmadığı düşünülmektedir. Çünkü tasarruf mevduatı hesap sahibi şayet kendi şahsi para ihtiyacı yoksa bankaya gidip de hesaptaki paranın yerinde durup durmadığını kontrol etme yükümlülüğünü zorunlu kılan bir mevzuatta bulunmamaktadır.
Yazılı talimat üzerindeki imzayla davalı banka nezdindeki imza beyannamesi üzerindeki imzalar çıplak gözle karşılaştırıldığında bile iğfal kabiliyetinin bulunmadığını göstermektedir. Davalı bankanın imza kontrolü bakımından özen yükümlülüğünü gereği gibi ifa etmemiştir. Öte yandan dava konusu işlemler sırasında davacıdan çeşitli iletişim kanalları üzerinden teyit alındığını gösteren somut bir delilin bulunmamış olması nedeniyle, davalı bankanın somut olayda kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle asıl alacak tutarı 6,947,00 USD’nın işlem tarihi 10.07.2015’den itibaren davacının davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Bu durumda davanın kısmen kabulü ile 6.947,05 USD nin 10.07.2015 tarihinden itibaren 3095 SY nın 4/a Md uyarınca USD faizi uygulanmak suretiyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının maddi tazminat, davacının somut olay karşısında yapmış olduğu masrafları gösteren vesikalar (gider makbuzu, fiş, fatura vesaire gibi) bir delil sunulmamış olduğunda davacının maddi zararı kanıtlanamadığından talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının Manevi tazminat istemi somut olayda manevi tazminat koşullarının oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kısmen kabulü ile 6.947,05 USD nin 10.07.2015 tarihinden itibaren 3095 SY nın 4/a Md uyarınca USD faizi uygulanmak suretiyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine.
Davacının maddi ve manevi tazminata ilişkin istemleri yerinde görülmediğinden reddine,
2-Karar ve ilam harcı 2.727,68-TL nin peşin alınan 852,70-TL den düşümü ile kalan 1.874,98-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 903,50-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.823,00-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 1.620,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.989,65-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır