Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/391 E. 2021/238 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/391 Esas
KARAR NO : 2021/238
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2019
KARAR TARİHİ : 22/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın … Şubesi ile davalı kredi borçtusu/lehtarı … Dış Tic. Ltd.Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalı/kefilin de işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, işbu sözleşme uyarınca KMH kredisi kullandırıldığı, bu sözleşmeye atfen verilen kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle, Genel Kredi Sözleşmesinin verdiği yetkiye istinaden …. Noterliğinin 14.11.2017 tarih ve … edildiği, yevmiye no.lu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, akabinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiği, davalının yetkiye, takibe ve tüm fer ilerine itirazları üzerine takibin durduğu, ihtilaf halinde GKS 6. Md uyarınca müvekkil bankanın ticari defter ve kayıtlarının delil teşkil edeceği ve temerrüt faizinin GKS 2.7md göre belirlendiği, müvekkilinin 10.669,42-TL alacağı üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılara usulüne uygun tebligatlar yapılmış olup süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası
2-Sözleşme, ihtarname, ihtarname tebliğ evrakı
3-Banka kayıtları
4-Davalı şirketin ortaklarını gösterir İTO kaydı
5-Davalının nüfus kayıt örneği
6- Bilirkişi Raporu
7-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun n 68/b maddesi uyarınca “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.Bu madde hükmüne göre,kefil yönünden alacağın muaccel olması için kat ihtarının borçluya tebliği gerekiyor ise de kat ihtarının kefile tebliğ şartı bulunmamaktadır. Ancak kefile yapılacak tebliğ,kefil hakkında temerrüt faizi uygulanması için değerlendirilir. Dosyada bulunan sözleşmenin, 6.3 maddesinde,müşteri ve kefillerin sözleşmede belirtilen adresine yapılacak tebligatların adlarına yapılmış sayılacağı, sözleşmede bildirilen adres değişikliğinin ticaret siciline kayıt edilerek bildirilmediği takdirde sözleşmede kanuni ikametgah kabul edilen adrese yapılacak tebligatların geçerli sayılacağı düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, kat ihtarının sözleşmedeki adrese gönderilmesi yeterli olup, borçluların sözleşmedeki adresten ayrılmış olmaları sebebiyle tebliğ yapılmamasının önemi yoktur.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 581 vd. maddelerinde kefalet detaylı ve sıkı şekil kurallarına bağlı olarak düzenlenmiştir. TBK’nun 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet varsa bunu belirtmesi ve tüm bunların kefilin el yazısı ile yazılması gerekir. TBK’nun 584.Maddesi gereğince ise kefilin evli olması durumunda eşinin en geç sözleşmenin kurulması anında açıkça yazılı rızasının bulunması gerekmektedir. Tüm bu şartlar kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartı olup herhangi bir eksikliğin bulunması durumunda geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın “Eş Rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; ” …Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise; “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
İstanbul Ticaret Odası; firma sicil kayıtları incelenmesinde davalıların asıl borçlu şirketin ortakları olduğu görülmüştür.
Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin 07/05/2015 tarihinde davalı şirket ile davacı arasında imzalandığı, davalıların 350.000,00-TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları görülmüştür.
Kat İhtarnamesinin incelenmesinde; davacı banka tarafından …. Noterliğinin 14.11.2017 Tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmedeki adresine 16.11.2017 tarihinde iade edilmekle birlikte sözleşme çerçevesinde tebliğ edilmiş sayıldığı, diğer davalı kefillerin sözleşmedeki adreslerine 16.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davacı tarafından ödeme yapılmak üzere 1 gün süre verildiği, temerrüt tarihinin tebliğden itibaren 1 gün eklenmek suretiyle 18.11.2017 olduğu görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı takip dosyasında kredi sözleşmesinden kaynaklanan 10.103,00-TL ticari KMH asıl alacak 787,49TL işlemiş faiz, 39,37-TL BSMV, -600,00-TL 28.12.2017 tarihli ödeme, -10,00-TL 29/12/2017 tarihli ödeme olmak üzere toplam 10.669,42-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin … ve Serap Demirtaş’a 24.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da süresi içerisinde 30.04.2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, sözleşme ve banka kayıtları ile asıl borçlu şirketin Ticaret Odası kayıtları dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bankacı bilirkişinin 26/10/2020 tarihli 12 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı banka ile davalı kredi borçlusu/lehtarı … Dış Tic, Ltd.Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi/leri akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitlerinin 350.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarı 9.339,25 TL’nın kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin borcun tamamından müştereken ve müteselsilen kefalet ümitiyle sınırlı olmaksızın sorumlu olduklarının düşünülebilineceği, Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 747.49 TL’nın (10.319,86-9.572,37=) reddi durumunda takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 8.821,03 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %28,08 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceğini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşme de davalı şirketin asıl borçlu, diğer davalıların müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefillerin yukarıda ayrıntılı anlatılan kefalet sözleşmesi şekil şartlarını sağladıkları, kefiller şirket ortağı olduğu bu hali ile de eş rızası aranmayacağından kefaletin geçerli olduğu, davacı tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalıların sözleşmedeki adreslerine tebliğ edilmekle birlikte asıl şirkete yapılan tebligat her ne kadar iade dönmüş ise de sözleşmedeki adrese gönderildiğinin görüldüğü, bu hali ile tebliğ edilmiş sayılacağı, kefillere başvurulabileceği, temerrüdün oluştuğu, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek ;
İcra İnkar Tazminatı yönünden; Dava konusu kredi borcu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline; takibin 8.821,03-TL asıl alacak, 715,56-TL işlemiş faiz, 35,78-TL BSMV olmak üzere toplam 9.572,37-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %28,08 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 1.914,47- TL icra inkar tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 653,88-TL harçtan, peşin alınan 182,21-TL harç mahsup edilerek kalan 471,67-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 182,21-TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 226,61-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.124,40-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.008,80-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.184,30-TL’nin davalıdan, 135,70-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır