Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/390 E. 2021/536 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/390 Esas
KARAR NO:2021/536

DAVA:İstirdat (İmza İnkarına Dayalı)
DAVA TARİHİ:03/07/2019
KARAR TARİHİ:16/06/2021

Mahkememizde görülen istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilleri aleyhine davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … ve … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu toplam borç miktarının 35.284,85-TL’lik kısmını cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldıklarını, oysa ki çeklerdeki lehtar ciranta imzalarının müvekkili şirket yetkili temsilcilerinin eli ürünü olmadığını beyanla 35.284,85-TL’nin 12/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davaya konu çeklerin faktoring işlemi kapsamında müvekkili tarafından ciranta olarak bulunan … – ….’dan devralındığını, kanuna uygun faktoring sözleşmesi ile çekin alımına sebep olan fatura ile birlikte devralındığını, çek bedelini müşterisi … – …. tarafından ödediğini, müvekkilinin çek üzerindeki ciranta olan davacıya ait imzanın sahte olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, araştırma yapma mecburiyetilerinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, cebri icra baskısı altında ödenen bedellerin sahte imza iddiasına dayalı olarak istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı şirketin çekin tanzim tarihi itibariyle yetkili temsilcilerinin ıslak imza örnekleri alındığı gibi, ciro öncesine ilişkin resmi kurumlar nezdinde atılı ıslak imza asılları da ilgili kurumlardan celp edilerek dosyaya kazandırılmıştır. Mukayese evrakları çek asılları ile birlikte imza incelemesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiştir. ATK’nın 03/11/2020 tarihli raporu uyarınca, inceleme konusu çeklerin arka yüzünde … A.Ş. kaşe izi kaşe izi üzerinde atılı 1. ciro imzası ile davacı şirket yetkili temsilcisi …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği, imzaların … eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Sübut kesbetmiş olan sahte imza olgusu mutlak def’i olup herkese karşı ileri sürülebilecek savunmalardandır. Bir başka deyişle, sahte imza sabit olduğu takdirde davalıların iyi niyetli iktisap savunmaları dinlenmez. Factoring işlemleri usul ve yasaya uygun olsa dahi durum değişmeyecektir. Dolayısıyla davacının söz konusu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığı sabittir.
Davalı vekili karşı tarafın basiretli tacir gibi davranarak çekleri keşideciden almadığını ileri sürmüşse de, bu durum çeklerdeki imzanın sahteliği ve mutlak def’i yönünden davanın esasını etkilememektedir. Hazırlık ifadeleri bir bütün olarak incelendiğinde, davacı şirketin alması gereken çekleri güven ilişkisine dayalı olarak vekaleten dava dışı …’ın teslim aldığı, şirket kaşesine sahte imza atmak suretiyle yetkisiz bir şekilde ciro yoluyla tedavüle çıkardığı, bir kısım çekleri tahsil ettiği halde davacı şirkete aktarmadığı, dava konusu çekleri davacının ciro etme iradesi ve bu yönde dava dışı şahsa temsil yetkisi tanımadığı halde sahtecilik yaparak ciro ile tedavül ettirdiği görülmektedir. Bir başka söyleyişle, davacı yanın lehtar ciranta üzerindeki imzaları ve ciroları eylemli olarak benimsediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Dolayısıyla, senetteki taahhüdün hükümsüzlüğüne ilişkin mutlak def’ilerden olan sahte imza savunmasının davalı factoring firmasına karşı ileri sürülmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş olup aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … esas ve … esas sayılı icra takip dosyaları kapsamında takiplere dayanak teşkil eden çeklerdeki imzanın davacı lehtar ciranta şirket temsilcisinin eli ürünü olmadığı anlaşılmakla cebri icra tehdidi altında ödenen toplam 35.284,85-TL’nin ödeme tarihi olan 12/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 2.410,30-TL harçtan peşin alınan 602,58-TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.807,72-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı yan kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.292,73-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen; 602,58-TL peşin harç gideri, 44,40-TL başvuru harç gideri, 277,25-TL posta masrafı, 385,00 TL ATK gideri olmak üzere cem’an 1.309,23-TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır