Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/381 E. 2022/401 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO
KARAR NO : 2022/401

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2019
KARAR TARİHİ : 30/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında taşeron sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre iş sahibinin …İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi işverenin ihale makamı olduğunu, yüklenicinin … A.Ş. olduğunu, taşeronun ise … Ltd. Şti. olduğunu, davacı şirketin saha geneli elektrik hatlarının, data hatlarının, yer aydınlatma hatlarının yapım işini üstlendiğini, davacı şirketin yapacağı işler karşılığında alacağı tutarların sözleşmenin ekinde kalemlerinin teker teker belirtildiğini, davacı şirketin sözleşme ile yüklenmiş olduğu edimleri eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, buna ilişkin hakkedişler hazırlandığını ve taraflarca onaylandığını, davalı şirket yetkilileriyle bu konuda yapılan birçok görüşmeye rağmen davacı şirketin, davalı şirketten alacağını alamadığını, karşı tarafın türlü sebeplerle konuyu geçiştirdiğini, davalı şirketin, üst işverenden alacaklarını tahsil etmede sorunlar yaşadığını, bu sebeplerle davacı şirkete ödeme yapmayı red ettiğini beyan ettiğini, davalı şirket ile üst işveren arasındaki sözleşmesel ilişkinin iki tarafın arasında olduğunu, davacı şirketi ilgilendirmediğini, davalı şirkete sözleşme kapsamında ödemeyi üstlenmiş olduğu tutarları ödemekten kaçınma hakkı vermediğini, alacaklarının tahsili için arabuluculuk sürecini başlattıklarını, bu süreç sonucunda da alacağın tahsil edilememesi üzerine işbu davayı açma gerekliliğinin doğduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere, alacağın şimdilik 10.000-TL’sinin ödenmesini, davalı tarafın yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin yaptığı imalatlar karşılığı taraflar arasında hakedişlerin düzenlendiğini, taraflarca bu hakedişlerin ihtirazı kayıtsız imzalandığını, davacı şirketin buna uygun fatura düzenleyerek müvekkili şirkete gönderdiğini, söz konusu fatura bedellerinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, davacı şirketin iddia ettiği şekilde taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı bakiye hiçbir alacağının bulunmadığını, hak edişleri ihtirazı kayıtsız imzalayan ve buna uygun fatura düzenleyen davacı şirketin bu bedelleri ödedikten sonra bu aşamada bakiye alacağı olduğu iddiasının yersiz olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan ödemelerin, taraflar arasında imzalanan 02.04.2018 tarihli sözleşme hükümleri doğrultusunda dilekçe ekinde sundukları birim fiyat cetveli üzerinden ve ihale dokümanı birim fiyat tariflerine uygun olarak karşılıklı anlaşma ile yapıldığını, iş kaleminin tarifinde Betonlama ve Borulama İşleri’nin bu pozdaki birim fiyatın içine dahil olduğunu, kesin hakedişinde de bu iş kalemi pozunda belirtilen birim fiyat ve sözleşme indirimi üzerinden ödemesinin yapıldığını, yaklaşık 193 kalemden oluşan birim fiyat cetvelinde …firmasının hakedişi 13 kalem poz kullanılarak ödemesinin yapıldığını, yani birim fiyat cetvelinde yer alan her pozun ödemesinin yapılacağı anlamını taşımadığını, davacı şirketin dava dilekçesinde aksi yöndeki iddialarının tamamının gerçek dışı olduğunu, arabuluculuk sürecinin gizli olduğunu, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin “beyan veya belgelerin kullanılamaması” başlıklı 7. maddesi gereğince gizliliğin ihlal edildiğini ifade ederek, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Taraflar arasında imzalanan Sözleşme
2-Tarafların ticari defter ve kayıtları
3-Bilirkişi raporları
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan kısmi alacak davasıdır.
Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir.
Taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
(Yargıtay 15 Hukuk Dairesinin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı)
Yapıldığı iddia ve ispat edilen işler yönünden, iş bedeli yapıldığı tarihteki mahalli rayiçlere göre belirleneceği temel ilkedir. Sözleşme ilişkisi kapsamında fatura düzenlenmesi, tek başına sözleşmenin varlığını ve faturadaki işlerin yapıldığını kanıtlamaya yetmez ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde veya ihtilafsız olması halinde, sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir. Faturada belirtilen birim değerlerin fahiş olduğu iddia edilemez. Ancak faturada belirtilen işlerin yapılarak, iş sahibine teslim edildiği hususu yüklenici tarafça ayrıca ispatlanmak zorundadır. Faturada belirtilen işlerin bir kısmının yapılmadığı iddiası, eksik iş iddiasına dayalı olmakla, herhangi bir itirazı kayda veya öncesinde ihbar yükümlülüğü taşımaz ise de, ayıplı iş iddiası teslimden sonra makul sürede, yükleniciye ihbar edildiğinin kanıtlanması zorunluluğunu gerektirir.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman talimat mahkemesinden mali bilirkişiden ve mahkememizce mali müşavir ve inşaat mühendisi bilirkişi heyetinden raporlar alınmıştır.
Sözleşmenin incelenmesinde; davalı yüklenici ile davacı taşeron arasında 02/04/2018 tarihinde 14 sayfa ve 48 maddeden oluşan Taşeron Sözleşmesi imzalandığı,
Sözleşmenin konusu: Taşeronun gerçekleştireceği iş birim fiyat tarifelerinde yer alan hususları tamamlayacak nitelikte anahtar teslimi olup, ana hatları ile Saha Genel elektrik hatları, Data Hatları, Yer Aydınlatma Hatları (…) yapılması işleri ve bu işle bağlantılı tüm iş/işlerdir.
Yapılacak Projeler:.. sorumluluk alanındaki saha geneli elektrik hatları, data hatları, yer aydınlatma hatları (…) yapım işidir.
Sözleşmenin 8. “Sözleşmenin Tutarı” başlıklı maddesi:
Taşeron işleri bu sözleşmenin başka yerlerinde aksi özellikler belirtilmedikçe işçilik nakliye tüm vergi ve sigorta ve benzeri giderler dahil olmak kaydıyla ihale dokümanında yer alan birim Fiyat Tarifleri Teknik – İdari Şartnameler, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği Yapım usul esaslarına uygun olarak birim fiyat tarifine uygun her bir iş kalemi için EK-1 de yer alan Birim Fiyatlar üzerinden işçilik işlerini %20 (yüzde yirmi)indirimle süresinde ve kabule şayan bir şekilde yapılması taahhüt altına alınmıştır.
Fiyatlara KDV dahil değildir.
Malzeme yansıtma fatura oranı %3 (yüzde üç)’dür. Bims, makaron gibi sarf malzemeler ile konaklama, yemek iş makinaları kiraları vb. hizmet harcamalarına yansıtma fatura oranı %5 (yüzde beş) “dir. Taşeron hiçbir nedenle birim fiyatlarının değiştirilmesini ve sözleşme bedelinin artırılmasını isteyemez. Yüklenicinin işverene verdiği hakedişlerden dolayı taşeron herhangi bir hak edemez. Bu sözleşmenin imzalanmasından sonra yeni vergi resim harçlar konması mevcutlarında artışlar yapılması işçi ücretlerinin artması gibi nedenlerle birim fiyat veya fiyatlarda değişiklik yapılmayacaktır.
İşin bir sonraki takvim yılına sarkması halinde hakedişe istinaden düzenlenecek fatura tutarı üzerinden hesaplanacak yürürlükteki mevzuatta belirtilen yasal oranda stopaj yüklenici adına vergi dairesine Şirket tarafından yatırılacak ve işbu tutar yükleniciye şirket tarafından dekont edilerek yükleniciye yapılacak ödemelerden mahsup edilecektir. (işin tamamlanmasının bir sonraki takvim yılına sarkması halinde geçerli olacaktır.)
Sözleşmenin “10.İşin Süresi ve İş Programı” başlıklı maddesi:
Taşeron yüklenici firmanın idareye verdiği iş programına uygun olarak sözleşmenin imzalanmasının müteakip 5 (beş) gün içerisinde yer teslimi yapılacaktır, yer teslim tarihi işe başlama tarihli olup yer teslim tarihinden itibaren 31.12.2018 tarihine kadar geçici kabulü yapılacak şekilde işi bitirecektir. Bu sürenin tespitinde kötü hava şartları resmi ve yerel tatiller nedeniyle çalışılmayacak günler tümüyle göz önüne alınmış bulunduğundan bu nedenlerle süre uzatımı talep edilmeyecektir. İşin süresi ancak süre uzatımı maddesinde belirtilen sebepler nedeni ile ve bunların işe etkileri oranında uzatılabilecektir.” hususları tarafların kabulünde olduğu anlaşılmıştır.
Talimat mahkemesinden aldırılan mali bilirkişinin 10/02/2022 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; davalıya ait, 2018 yılı ticari defterlerinin e-defter olduğu, açılış ve kapanış berat onaylarının, Envanter defterinin 6102 sayılı TTK mad. 64 ve VUK 182 gereğince açılış tasdikinin süresi içinde yapılmış olduğu, davalı …AŞ’nin davacı … Tic. Ltd. Şti.’ne 31.12.2018 tarihi itibariyle 16.672,82 TL tutarında borçlu olduğunu belirtmiştir.
Mali Müşavir ve İnşaat Mühendisi bilirkişi heyetinin 07/01/2021 tarihli 17 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacı şirket nezdindeki davalıya ait cari hesap ekstresine (5.667,24 + 11.789,68=) 17.456,92 TL tutarında davacı tarafından davalı şirkete “Kasa”dan yapılan bir ödeme kaydı olmasına rağmen bu tutar davalı şirket nezdindeki davacıya ait cari hesap ekstresinde tam tersi davalı tarafından davacıya (“A Plus adına yapılan Kılıç Petrol Ödemesi” açıklaması ile) yapılan bir ödeme olarak yer aldığını, dosyada mevcut bilgi ve belgelerden bu ödemenin kimin tarafından kime yapıldığı kesin bir şekilde tespit edilemediğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında “TAŞERON SÖZLEŞMESİ”nin bulunduğu, işverenin (ihale makamının) … Havalimanları İnşaatı Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi olduğu, sözleşmenin konusunun “Taşeronun gerçekleştirebileceği iş birim fiyat tarifelerinde yer alan hususları tamamlayacak nitelikte anahtar teslimi, işçilik olup ana hatları ile …Geneli Elektrik Hatları, Data Hatları, Yer Aydınlatma Hatları (ductbank) Yapılması işleri ve bu işle bağlantılı tüm iş/işler” olduğu, ödemelerin aylık hakkedişler şeklinde yapılacağı, davalı taraf kanuni defter ve belgeleri üzerinde talimatla bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi raporunda davalının davacı şirkete 16.672,82 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, davacı şirket 2018 yılı kanuni defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının sürelerinde yaptırıldığı, davacı şirket nezdindeki davalı şirkete ait cari hesap ekstresine göre davacı şirketin davalı şirketten olan alacak tutarının 30.891,21 TL olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sadece işbu davanın konusu olan ve “Taşeron Sözleşmesi”nden kaynaklanan borç/alacak ilişkisi olmadığı, taraflar arasında taşeron sözleşmesinden önce ticari ilişkinin bulunduğu, öncesinde davalı şirketin davacı şirketten alacaklı bulunduğu, diğer bir ifade ile davacı şirketin davalı şirkete borçlu bulunduğu, davacı şirket tarafından dava konusu alacağa ilişkin faturaların düzenlendiği, faturaların KDV dahil toplam tutarlarının 162.640,64 TL olduğu, söz konusu faturaların davacı şirket kanuni defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının bu iş kapsamında yaptığı 3 adet hakediş toplamı 162.640,64 TL olup hakedişler ihtilafsız imzalandığı ve muhasebe tekniğine uygun olarak faturalarının da kesildiği, taraf defterlerine kayıt edildiğinin anlaşıldığı, faturaların iadesinin söz konusu olmadığı, her iki tarafından kanuni defterlerinde yer aldığı, davacı şirket nezdindeki davalıya ait cari hesap ekstresinde 29.496,10TL tutarında davalı tarafından yapılan bir ödeme kaydının yer aldığı, ancak davalı nezdindeki davacıya ait cari hesap ekstresinde aynı tutarda bir ödemenin yer almadığı, davalı şirket nezdindeki davacı şirkete ait cari hesap ekstresinde toplam 39.067,92 TL’lik, yedi adet, davalı tarafından davacıya yapılan ödeme kaydının bulunduğu, ancak bu kayıtların davacı şirketin muhasebe kayıtlarında tek tek yer almadığı, önceki maddede belirtilen 29.496,10 TL tutarında tek bir kaydın yer aldığı, bu kaydın davalı tarafından yapılan ve kanuni defterindeki hangi ödemelere ilişkin olduğunun bilinemediği, davalı kayıtlarında davacıya ödeme olarak kaydedilen, ancak davacı kayıtlarında yer almayan toplam 39.067,92TL tutarındaki kayıtların dayanağı (ödeme, yansıtma gerekçesine dair belge, tutanak, maaş ödemesi dekontu gibi) belgelerin dosyaya celbi sağlanmadan ya da bu konuda ayrıca tespit yapılmadan muhasebe tekniği bakımından bir sonuca varılmasının mümkün görülmediği, her iki tarafın birinin diğerine ödeme yaptığını gösterir şekilde kendi defterlerine kaydettikleri toplam 17.456,92TL tutarındaki ödemenin davacı tarafından davalıya mı, yoksa davalı tarafından davacıya mı yapıldığına dair ispat edici belgeler dosyaya ibraz edilmeden bu konuda bir değerlendirme yapılmasının mümkün bulunmadığı, iki tarafın defterlerinin birbirini teyit etmemesi ve farklı kayıtların açıklamalarının dosyadan ve yerinde inceleme kapsamında tespit edilememesi nedeniyle muhasebe tekniğine göre kesin bir borç/alacak tespitinin yapılamadığı,
davacı tarafın defterinde kayıtlı olan alacak tutarının 30.891,20 TL olduğunu belirtmişlerdir.
Mali Müşavir ve İnşaat Mühendisi bilirkişi heyetinin 07/04/2021 tarihli 12 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; bilirkişi heyeti kök raporunda detaylı olarak açıklandığı üzere taraflar arasındaki muhasebe kayıtlarında karşılıklı mutabakat bulunmadığı, tarafların kanuni defterlerine muhasebe tekniğine uygun muhasebe kaydı yapıldığı, davalı şirket vekili tarafından dava dosyasına sunulan 4 adet banka dekontunda yer alan bilgilere göre davalı şirket tarafından dava dışı …Ltd. Şti’ne 34.702,39 TL ödendiği, bu tutarın davacı şirket kanuni defterlerine eksik yansıtıldığı, muhasebe tekniğine uygun şekilde yansıtılmadığı, davacı şirket tarafından davalı şirket adına toplam KDV dahil 164.265,67 TL tutarında fatura düzenlendiği, davalı şirket tarafından davacı şirket adına KDV dahil 109.890,44 TL tutarında fatura düzenlendiği, davalı şirket tarafından davacı şirket adına dava dışı 3. kişilere ödenen fatura tutarının 34.702,39 TL olduğu bu durumda davacının davalı şirketten olan alacak tutarının 19.672,84 TL olduğu, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen 8.790,63 TL tutarındaki iş sağlığı ve güvenliği faturalarının toplam tutarının uzman bilirkişi tarafından KDV dahil 1.573,95 TL olması gerektiği kabul edildiğinden davacı şirketin davalı şirketten olan alacak tutarının (19.672,84+ 7.216,68 TL=) 26.889,52 TL olduğu, davalı şirket kayıtlarında dava dışı…’a yapılan ve davacıya ödeme olarak yansıtılan 3.000,00 TL tutarındaki ödemeye ilişkin herhangi bir belge olmadığından ödeme olarak dikkate alınmadığı, hak edişlere dahil edilmeyen işler için hesaplanan 54.877,69 TL’lik bedele KDV dahil 64.755,67 TL’lik bedelin mali yönden belirlenen davacı alacağına (26.889,52 TL) eklenmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Mali Müşavir ve İnşaat Mühendisi bilirkişi heyetinin 30/07/2021 tarihli 4 sayfadan ibaret 2. ek raporunda özetle; bilirkişi heyeti ek raporunda varmış oldukları sonuçları değiştirecek herhangi bir bilgi ve belge dava dosyasına sunulmadığı, bilirkişi heyeti ek raporumuzda ve sonuç bölümünde detaylı olarak açıklandığı üzere, davacı şirketin davalı şirketten olan alacak tutarın 26.889,52 TL olarak hesap edildiği, davacı alt yükleniciye sözleşme kapsamında yapılan elektrik ve data hattı kablolarının çekilmesi işleri için hakkedişler içinde ve sözleşme harici de yapılan işlere ek olarak elektrik ve data kablolarının borulanması ve kanalların üstüne beton dökülmesi, menhollerin betonlanması gibi işlerin de yapıldığı anlaşıldığından, bedelleri 54.877,69 TL + KDV = 64.755,67 TL olduğu ve bu bedellerin serbest piyasa rayicine uygun olduğunu belirtmişlerdir.
Mali Müşavir ve İnşaat Mühendisi bilirkişi heyetinin 14/12/2021 tarihli 6 sayfadan ibaret 3. ek raporunda özetle; Taşeron ödemesine esas olan bu sözleşme değil, kendi aralarında yatıkları sözleşme ve/veya teklif birim fiyattaki esaslar geçerli olacağını, davacı alt yüklenici kendi yaptığı işlerin bedelini hakkedeceğini, davalı ana yüklenici birim fiyata dahil dediği işlerin bedelini kendi sözleşmesindeki birim fiyatından (paçal fiyattan) idareden aldığını ve kendi birim fiyatının içinde olduğunu, kendi birim fiyatı ve tarifi alt yüklenici için geçerli olmadığını, alt yüklenicinin kendi teklif birim fiyatı (kendi sözleşmesi) bağlayıcı olduğunu, dolayısı ile data kablolarının borulanıp betonlanması, aynı şekilde menhollerin betonlanması vs. alt yüklenici kablo çekilmesi birim fiyatına dahil olmayıp ek bir iş olduğunu, alt yüklenici kablo çekilmesi birim fiyatı paçal olmadığını, sonuç olarak; saha yer elektrik data kablolama işlerinin borulandığı ve kanallara beton döküldüğü, menhollerin betonlandığı vs. bu işlerin de bedeli ek olarak ödeneceğini, her ne kadar davalı bu işler için ayrıca idareden ödeme almadığını iddia etmişse de, davalı kendi hakkediş birim fiyatları (paçal) içinde bu işlere ait bedellerin dahil olarak idareden aldığını, sözleşme harici de yapılan işlere ek olarak elektrik kablolarının borulanması ve kanalların üstüne beton dökülmesi, menhollerin betonlanması gibi işlerin de yapıldığı anlaşıldığından, bedelleri 54.877,69 TL + KDV = 64.755,67 TL olduğu ve bu bedellerin serbest piyasa rayicine uygun olduğu değerlendirildiğini belirtmişlerdir.
Mali Müşavir ve İnşaat Mühendisi bilirkişi heyetinin 28/02/2022 tarihli 8 sayfadan ibaret 4. ek raporunda özetle; kanuni defter ve belgeler ile dava dosyasına sunulan belgeler dikkate alınarak yapılan tespit ve değerlendirmelere göre davacı şirketin davalı şirketten olan alacak tutarı 26.889,52 TL olarak tespit edildiğini,
Mahkemece iki alternatifli hesap istediğinden;
Davacının bu iş kapsamında davalıdan hakediş alacağı; ek işler 64.755,67 TL (kdv dahil) + cari hesap bakiyesi 26.889,52 TL = 91.645,19 TL alacağının olabileceği, Yüce mahkemece sözleşmenin 8. Maddesinin hukuki yorumunda ana yüklenici birim fiyatının ve iş kalemlerinin alt yükleniciyi de bağladığı ve kablo kanalı -betonlamanın alt yüklenicinin birim fiyatına dahil olduğu şeklinde kanaate varması halinde ise davacının alacağı cari hesap bakiyesi 26.889,52 TL olacağını belirtmişlerdir.
Islah dilekçesi; davacı vekili 20/08/2021 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu ıslah ile 91.645,19-TL’ye yükseltmiş olup ıslah dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki olduğu,davalı yüklenici ile davacı taşeron arasında 02/04/2018 tarihinde Taşeron Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin konusunun, taşeronun gerçekleştireceği iş birim fiyat tarifelerinde yer alan hususları tamamlayacak nitelikte anahtar teslimi olup, ana hatları ile Saha Genel elektrik hatları, Data Hatları, Yer Aydınlatma Hatları yapılması işleri ve bu işle bağlantılı tüm işler olduğu, davacının hakedişler dışı imalatları olduğu bu işlerin betonlama ve borulama bedelleri olduğu, ancak sözleşmenin 26. Ve 8. Maddesi uyarınca yüklenici ile iş veren sözleşme hükümleri doğrultusunda betonlama ve borulama işlemlerinin birim fiyat içerisine dahil edilerek ödenmesi gerektiği, kesin hak edişlerde ise bu şekilde ödeme yapılıp yapılmadığı tespit edilmesi gerektiği, mahkememizce sözleşme hükümleri doğrultusunda bilirkişi raporu alındığı, tarafların ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, talimat mahkemesince aldırılan mali bilirkişi raporunda davalı şirketin ticari defterlerinin incelendiği, olduğu, davalı … AŞ’nin davacı… Ltd. Şti.’ne 31.12.2018 tarihi itibariyle 16.672,82-TL tutarında borçlu olduğu, davacı şirket nezdindeki davalı şirkete ait cari hesap ekstresine göre davacı şirketin davalı şirketten olan alacak tutarının 30.891,21-TL olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sadece işbu davanın konusu olan ve “Taşeron Sözleşmesi”nden kaynaklanan borç/alacak ilişkisi olmadığı, taraflar arasında taşeron sözleşmesinden önce ticari ilişkinin bulunduğu, öncesinde davalı şirketin davacı şirketten alacaklı bulunduğu, diğer bir ifade ile davacı şirketin davalı şirkete borçlu bulunduğu, taraf ticari defter ve belgeleri arasında mutabakat bulunmadığı, ancak taraf ticari defterlerinin karşılaştırılmasında davacının davalıdan 19.672,84-TL alacaklı olduğu, bu miktara davalı tarafından davacıya keşide edilen ancak davacı defterlerinde yer almayan iş sağlığı ve güvenliği faturasının 8.790,63-TL değil sözleşme uyarınca 1.573,95-TL olması gerektiğinden davacının davalıdan 26.889,52-TL alacaklı olduğu, davacının betonlama ve borulama işlemleri nedeniyle talep ettiği bedelin birim fiyat içinde dahil olduğu ve bu bedeli ayrı olarak talep edemeyeceği, davacı tarafından kısmi dava açılmakla 10.000,00-TL’ye dava tarihinden kalan miktara ıslah tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 26.899,52-TL’nin 10.000,00-TL’sini dava tarihi olan 01/07/2019 tarihinden itibaren 16.899,52-TL’nin ıslah tarihi olan 20/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 1.837,51-TL karar ve ilam harcından 1.565,08-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 272,43-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru harcı, 1.565,08-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.609,48-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2. maddesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 3.475,90-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.020,24-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 700,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 494,54-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 387,44 -TL’nin davalıdan, 932,56-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/05/2022

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır