Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/351 E. 2020/899 K. 28.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/351 Esas
KARAR NO : 2020/899
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2019
KARAR TARİHİ : 28/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine, …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyası ile 16.397,18 TL bedelli alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, itirazlar doğrultusunda, İcra Müdürlüğü’nce 13/06/2017 tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğunu, davalı, yetkili icra müdürlüğünün … İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek yetki itirazında bulunduğunu, davaya dayanak olan icra takibinin konusunun para borcu olduğunu belirterek, TBK’nın 89. Maddesi uyarınca alacaklı konumundaki müvekkili şirketin ödeme zamanındaki yerleşim yerinde icra takibi başlatılmasının usule ve yasaya uygun olduğunu, müvekkil şirketin ödeme tarihindeki merkez adresi Sarıyer/İstanbul olduğundan, icra takibi yetkili İstanbul İcra Müdürlüklerinde başlatıldığını, müvekkil şirketin, “…” isimli liman tesisini işleten ve hukuken geçici depolama alanı statüsüne sahip bir tüzel kişi olduğunu, davalı adına … sayılı ihracat beyannamesi ile tescilli olan … numaralı konteyner muhteviyatı eşyaya, davacının limanında iken 14/07/2015 tarihinde … Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü’nce el konulduğunu, bunun akabinde eşyaların, kamu idaresinin talebi üzerine, liman işletmesi konumunda olan davacı şirket tarafından 28/01/2016 tarihinde Kocaeli Tasfiye İşletme Şube Müdürlüğü’ne teslim edildiğini, davacı şirketin eşyalara el konulduğu tarihten sonraki dönem için, davalı taraftan hiçbir ücret talebinde bulunmadığını, davalı şirketten talep edilen alacağın bedelinin ise yalnızca el koyma tarihine kadar geçen sürede verilen liman hizmetinden kaynaklandığını, davacı şirket tarafından davalının e posta adresine 22/01/2016 tarihinde gönderilen e posta içeriğinde de davacı şirketin, söz konusu fatura bedellerini talep ederken, davalıya borcun kaynağını açık ve net bir şekilde bildirdiğini, buna rağmen davalı tarafından fatura bedellerinin haksız bir biçimde ödenmediğini ve borca itiraz edildiğini, davalı şirketin TTK’nun 21. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca takibe konu olan faturalara faturanın tebliğinden itibaren 8 gün içinde itiraz etmeyerek fatura içeriğini kabul ettiğini, davalı şirketin borçlu şirkete gönderdiği 22/01/2016 tarihli e posta ile ödenmemiş borç tutarının 16.397,18 TL olduğunu bildirerek, borcun aynı gün içerisinde ödenmesini talep ettiğini, dava konusu alacağın likit ve davalının itirazının haksız olması nedenleriyle davalının %20’ten az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunması gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı takip dosyasında takip konusu alacağın mevcut olduğunun hükmen tespitini, davalı tarafça yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış olup süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER
1- … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyası
2-… Sulh Ceza Hakimliği’nin 2015/ … D.İş sayılı dosyası
3-… Gümrük Müdürlüğü işlem dosyası
4-Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları
5-Bilirkişi raporu
6-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının İcra Dairesinin yetkisine itirazı yönünden; İtirazın iptali davasının öncelikle görülme şartı; yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun yapılıp süresinde itiraz ile durmuş bir icra takibinin bulunmasıdır. İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildikten sonra itirazın iptali davası açılması halinde, mahkemece öncelikle (mahkemenin görev ve yetkisinden önce) icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı incelenmeli, icra müdürlüğü yetkisiz ise dava, dava şartı yokluğundan HMK 114/2.maddesi uyarınca usulden reddine karar vererek işten el çekmesi gerekir. İtirazın iptaline bakan mahkemenin icra dairesini yetkili daireye göndermek gibi bir karar vermesi mümkün değildir.
2004 sayılı İİK’nun 50/1 maddesi yollamasıyla icra müdürlüğünün yetkisi bakımından HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK ‘unun 89/1 maddesi uyarınca aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanıdaki yerleşim yerinde ifa edilir. Buna göre dava konusu icra takibinin alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki yetkili icra dairesince yapılmış olduğu anlaşılmakla, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazının reddine gerekir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının ….İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı takip dosyasında ticari alacaktan kaynaklanan 16.397,18-TL asıl alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin 23/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 24/05/2016 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
… Sulh Ceza Hakimliği’nin 2015/ … D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/… soruşturma sayılı yazısı ile el konulan eşyaların Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 9/1 maddesi kapsamına girdiği delaletiyle … Limanında … nolu konteytırda bulunan 24.12.2014 tarihli … nolu ihracat beyannamesi eki fatura muhteviyatında belirtilen 10 kapta 3563 adet volant, dişli, çember dişli, burç, pim, krank ve priz direk (yatık, yatıl ve kullanılmış, yatık ve kullanılmamış olduğu tespit edilen) cinsi eşyaya CMK 127.maddesi gereğince el konulmasına karar verildiği görülmüştür.
Gümrük uzmanı ve Mali bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 14/09/2020 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı tarafın 2015 ve 2016 yıllarında e-defter mükellefi olduğu, davalı tarafça incelemeye ibraz edilen 2014 yılı yasal defterleri île 2015-2016 envanter defterlerinin noter tasdiklerinin kanuni sürelerinde yaptırılmış olduğu 2015 ve 2016 yılları yevmiye ve kebir defterinin e beratlarının kanuni sürelerinde Maliye İdaresine beyan edildiği, davacı tarafın yasal defterlerinde yapılan incelemelerde davacının davalıyı … nolu cari hesap kodunda takip ettiği ve cari hesap bakiyesi olarak 19.287,24.-TL tutarında alacaklı olarak göründüğü, davacı yasal defter kayıtlarına göre davacı tarafın davalıdan cari hesap bakiyesi olarak 19.287,24.-TL alacaklı olarak göründüğü, davacı tarafın davada talep ettiği 16.397,18.-TL tutarı şüpheli hale geldiğinden hareketle 22.07.2016 tarihinde … cari hesap kodlu şüpheli ticari alacaklar hesabına aktarıldığı, davalı taraf yasal defler ve dayanak belgeleri incelemeye ibraz etmediğini, bu nedenle dava konusu olaylar yönünden davalının yasal defterlerinde inceleme yapılamadığını, neticeten Gümrük Müdürlüğü denetim ve gözetiminde işletilen G0171 kodlu Geçici Depolama yerine, davalı … İnş, firmasının, nam ve adına tescilli, 24.12.2014 tarih ve … sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatı … adet 5620 kg eşyalar tasarruf hakkının 14.07.2015 el koyma tarihine kadar davalı firmada olduğu, geçici depolama yerine alınan bir eşyanın, gümrük idaresinin bilgisi ve talimatı olmadan çıkarılmasının mümkün olmadığı, eşyaların el koyma tarihine kadar depoda beklemesinde, davacı yanın etkisinin bulunmadığı, bu halde el koyma tarihine kadar oluşan ardiye, liman ve sair masraflardan davalı yanın sorumlu olması gerektiği, netice itibariyle davacının davalıdan huzurdaki davada asıl alacak yönünden 16.397,18.-TL tutan talep edebileceği, davacının takip talebinde takip tarihine kadar işlemiş faiz talep etmediğini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu, davacının alacağın tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, mahkememizce tüm delillerin toplandığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, mahkememizce öninceleme duruşmasında taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davalıya işbu duruşma tutanağının ihtaratlı olarak tebliğ edildiği, inceleme gün ve saatinde davalı hazır olmadığı gibi mazeret de bildirmediği, incelemenin sadece davacı defterleri üzerinden yapıldığı, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu ve faturaların defterinde kayıtlı olduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının faturaya konu malı teslim ettiği veya hizmeti verdiğini kanıtlaması gerektiği, davacı tarafından hizmetin verildiğine ilişkin belgelerin sunulduğu, hizmeti verdiği davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile; … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline ile, takibin 16.397,18-TL üzerinden devamına, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 3.279,43-TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
3-Alınması gereken 1.120,09-TL harcın, peşin alınan 198,04-TL harçtan mahsubu ile bakiye 922,05-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcının ve 198,04-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.432,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00.-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2020

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır