Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/343 E. 2021/31 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/343 Esas
KARAR NO : 2021/31

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2019
KARAR TARİHİ : 01/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen “yazılım bakım ve destek” “parça dahil donanım bakım” sözleşmelerine istinaden; 17.01.2019 tarihli … numaralı, 17.01.2019 tarihli… numaralı, 04.07.2018 tarihli… numaralı, 05.04.2018 tarihl…numaralı, 15.10.2018 tarihli…numaralı, 05.01.2018 tarih… numaralı, 05.01.2018 tarihli … numaralı, 14.12.2018 tarihli … numaralı fatura düzenlendiği, bu faturalara istinaden 22.657,34.-TL fatura bedellerinin ödenmediği bu nedenlerle davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, ancak davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını, sonuç olarak: İstanbul …İcra Dairesi … esas sayılı icra dosyasına yapılan haksız itirazın kaldırılmasını, davalının kötü niyetli olarak icra takibine itirazı nedeniyle, en az %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar davalı ile davacı taraf arasında ticari ilişki bulunsa da davalının ticari ilişki bağlamında herhangi bir borcu bulunmadığını, cari hesapta kalan 22.657,34-TL’den davalının sorumlu olduğuna ilişkin iddianın kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafça da böyle bir borcu olduğuna ilişkin ve bu borcun hangi ticari alım satımdan ne şekilde kaynaklandığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığını, borcun kabulü anlamına gelmemekle birlikte alacak kalemlerinin davacı tarafça açıklanması gerektiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte gönderilen ödeme emri ile birlikte takibe dayanak gösterilen belgeler arasında yer alan faturalar, irsaliyeler, cari hesap ve ticari defter kayıtların tebliğ edilmediğini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ve davalının borçlu olduğu varsayımında mahkemenin takdir edeceği tarafsız bir bilirkişi tarafından ticari defterler ve tüm şirket kayıtları incelenmeli ve tarafsız bir bilirkişi tarafından düzenlenecek raporla borç miktarı belirlenmesini, davalının davada haksız çıkma ihtimalinde bile icra-inkâr tazminatına hükmedilmesi kabul edilemeyeceğini, davanın bu haliyle yargılamaya muhtaç olduğunu, borçlunun icra-inkâr tazminatına hükmedilebilmesi ancak borcun belirli ve borçlu tarafından bilinebilecek durumda olmasıyla mümkün olabileceğini, davalı tarafça bilinebilecek bir borç söz konusu olmadığını, davalının herhangi bir borcunun olmadığını bilmesine rağmen, davalı aleyhine icra takibine başlamış ve itiraza rağmen itirazın iptali davası açıldığını, bu nedenle davacının haksız ve kötü niyetli olduğu kabul edilerek davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacının hukuka aykırı tüm taleplerinin ve işbu davanın reddine, davacı aleyhine %20’ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası
2-Taraflar arasındaki sözleşmeler, faturalar
3-Tarafların ticari defter ve kayıtları
4-Bilirkişi raporu
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul 18.İcra Dairesinin 2019/12016 esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 22.657,34-TL asıl alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin 23/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 2019/343 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Sözleşmelerin incelenmesinde, Parça Dahil Donanım Bakım Sözleşmesinde, sözleşmenin konusunun “Donanım ürünleri listesinde ve eklerinde belirtilen donanıma Protel veya yetkilendireceği yetkili servisler tarafından parça dahil onarını hizmetini kapsar” şeklinde olduğu, sözleşmenin 10.09.2012 tarihinde akdedildiği, sözleşme süresinin 1 yıl olduğu ve tarafların 90 gün önceden yapılı fesih ihbarı olmadığı sürece her yıl kendini yenileyeceğinin belirlendiği ve verilecek hizmet bedellerinin USD olduğu; Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesinin incelenmesinde, sözleşme konusunun yazılımların bakımı, eğitim ve deslek hizmetlerinin verilmesine ilişkin olduğu, sözleşmenin 14.04.2016 tarihinde akdedildiği, sözleşme süresinin 1 yıl olduğu ve tarafların 45 gün önceden yazılı fesih ihbarı olmadığı sürece her yıl kendini yenileyeceğinin belirlendiği ve verilecek hizmet bedellerinin USD olduğu görülmüştür.
Mali bilirkişinin 14.12.2020 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacı şirketin, TTK’nm 64/3 maddesi ve VUK.’un mükerrer 242 maddesi ve I numaralı elektronik defter genel tebliğine istinaden, 2018-2019 Yılı: Yevmiye ve Kebir defterlerini, E- defter uygulaması ile tuttuğu, dönem beratlarıtun Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verildiği, Ticari defterlerine ait yevmiye ve kebir defterlerinin e-beratlarının zamanında alındığı, envanter defterlerine ait noter açılış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, birbiri ile uyumlu olduğu ve doğruladığı, davacı şirketin 2018-2019 takvim yıllarına ait kanunî defterlerinin; HMK’nuN 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiği, davacı şirket, davalı şirketin hesaplarını; 120.90.11949 Hesap koduyla Alıcılar Hesabında takip etliği, 2018-2019 hesap döneminde, davacı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap vc kayıtlarına göre; 17.01.2019 tarihinde, davacının davalıdan 22.657,34.-TL alacağının olduğu tespit edildiğini; Davalı şirket ait 2018 Yevmiye defterinin noter kapanış tasdikinin süresinde yapılmadığı, kebir ve envanter defteri noter açılış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı, 2019 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu birbiri ile uyumlu olduğu ve doğruladığı, davalı şirket 2018 takvim yılma ait kanuni defterlerinin; HMK’nun 222/4 maddesi hükümlerine göre aleyhine delil teşkil ettiği, Davalı şirket 2019 takvim yılına ait kanunî defterlerinin; HMK’nun 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiğinin tespit edildiğini, davalı şirketin, davacı şirketin hesaplarını; 320.10.P01 Hesap koduyla Sancılar Hesabında takip ettiği, Davalı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre 17.01.2019 tarihinde davacının davalıdan l.435,50.-TL alacağının olduğu, ancak davacının ödeme emri tarihinde önce kendisine düzenleyerek tebliğ ettiği faturaları zamanında hesap ve kayıtlarına almadığı, daha sonra davalının, hesap tutturmak amacıyla 30.12.2019 tarihinde davacı hesabına 21.221,84.-TL alacak kaydı girerek taraf ticari defterlerini denklediği, ancak bu işlemi sene sonunda yaptığı, bu nedenlerle; ödeme emri tarihinde davalı ticari defterlerine göre de davacının davalıdan 22,657,34.-TL alacağının olduğunun kabulünün gerektiği, taraflar arasında 10.09.2012 tarihinde parça dahil donanım bakım sözleşmesi ve 14.04.2016 tarihinde yazılım bakım ve destek sözleşmesi olmak üzere 2 adet sözleşme akdedildiği, davacı tarafından davalı adına sözleşmeye konu e- arşiv faturaları düzenlendiği, ancak bir kısım alacaklarının alınamadığından bahisle davacının davalı aleyhine; İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı ödeme emriyle icra takibi başlattığı, icra takibinin; davalı vekili tarafından itiraz edilerek durdurulduğu, ödeme emrine konu tüm faturaların; e arşiv faturalar olduğu ve bu faturaların fatura üzerinde belirlenen davalı …com e-mail adresine gönderilerek davalıya tebliğ edildiği, davacı şirket ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre; ödeme emri tarihinde, davacının davalıdan 22.657,34,-TL alacağının olduğu, davalı şirket ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre; ödeme emri tarihinde, davacının davalıdan 22.657,34-TL alacağının olduğu, İstanbul … İcra Dairesi …Esas sayılı Ödeme emrine; davalı tarafından edilen itirazın, 22.657,34.-TL asıl alacak üzerinden iptali ile icra inkar tazminatı hükmünün mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki doğrultusunda dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacı ve davalının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, dolayısıyla davalıya bu faturaya ilişkin malın teslim edildiğinin kabulü gerektiği, aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davalının ise herhangi bir yazılı delil ibraz etmediği, davacının takip talebindeki miktarda alacaklı olduğu, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek;
Dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline ile, takibin 22.657,34-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa avans faiz uygulanmasına,takip talebindeki kayıt ve şartlarla takibin aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 4.531,46 -TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
3-Alınması gereken 1.547,72-TL harcın, peşin alınan 386,94-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.160,78-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcının ve 386,94-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 746,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00.-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır