Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/333 E. 2020/406 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/333
KARAR NO: 2020/406

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/06/2019
KARAR TARİHİ:09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında … öncesinden başlayan ve 2015 yılına kadar devam eden gerek ticari gerekse dostane bir ilişki sözkonusu olduğunu, taraflar bu süreç zarfında bir çok iş yapmışlar ve bu işler neticesinde sözlü olarak ibralaştıklarını, müvekkilinin 2003-2006 yılları arasında davalının bir çok gayrimenkul almasına danışmanlık ettiğini, alınan bu gayrimenkullerden daire ve işyeri olanlarının dekorasyonunu yaptıklarını, bu alışverişlere ilişkin hesaplar 08.12.2006 da davalıya iletilmiş, 24.01.2007 bakiye ödeme müvekkiline yapıldığını, bu hesaplara varsa alınan borç paralar da dahil edilmiş ve karşılıklı olarak alacak borç kalmadığını, bu husus davalının …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu delil ile ikrar edildiğini, müvekkilinin … ili … ilçesi … mahallesi 1400 ada 9 parseldeki 2B vasfındaki araziyi satın aldığını ve bu 5.300 metrekarelik bu arazinin 2.000 metrekaresine davalıyı ortak ettiğini, 17.03.2015 tarihi itibariyle bu gayrimenkul … m2 olarak ve %50 paylarla taraflar adına tescil edildiğnii, daha sonra taraflar arasında gayrimenkul takasına ilişkin görüşmeler olduğunu, taraflar takas konusunda anlaşmış ancak … kaynaklı ortaya çıkan bir takım farklı sorunlar nedeniyle bu takas gerçekleşmediğini, buna rağmen davalı müvekkiline davalı adına tescil edilen fazla metrekare için ödeme yaptığını, bu takas görüşmeleri esnasında da hiçbir şekilde takibe konu senet gündeme gelmemiş hatta davalının müvekkiline mail yoluyla göndermiş olduğu protokol taslağında anlaşmaya varılması halinde tarafların birbirlerinden hiçbir hak ve alacağının kalmayacağı açıkça beyan edildiğini, ayrıca takasın gerçekleşmemesinden sonra taraflar arasında gerçekleşen whatsapp yazışmalarında da davacı yukarıdaki hususları teyid eden beyanlarda bulunduğunu ve hatta müvekkiline “sizin bende olan kısmı karşılayacak kadar ödeme yaptım zaten” beyanında bulunduğunu, bu beyanın geçtiği yazışmayı …. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına bizzat kendisinin koyduğunu, davalı bu aşamaların hiçbirinde senet alacağını gündeme getirmediğini çünkü olmayan bir alacağın gündeme getirilmesinin sözkonusu olamayacağını gayet iyi bildiğini, daha sonra yukarıda bahsedilen gayrimenkulün satışı sözkonusu olduğunu, davalıya …. Noterliğinin 26.04.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihbarnamesi ile ön alım hakkını kullanıp kullanmayacağı sorulduğunu, bu ihbarname davalıya 30.04.2018 tarihinde tebliğ edildiğini ve davalı …. Noterliğinin 04.05.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarnamesi ile cevap vererek bahse konu yeri rayiç bedeli üzerinden satın almak istediğini beyan ettiğini, bu ihbarnamede hiçbir şekilde vadesi geçmiş senede değinilmediğini, bu ihbarname 08.05.2018 tarihinde taraflarına tebliğ olduğunu, bunun üzerine …. Noterliğinin 09.05.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarnamesi ile yer için teklifini sunmasını istediklerini, davalı yer ile ilgili teklifini sunmak yerine 15 Mayıs 2018 tarihinde müvekkili aleyhine ihtiyati haciz başvurusunda bulunulduğunu, arabuluculuk görüşmesinden de bir sonuç alınamaması üzerine huzurdaki davayı ihtiyadi tedbir talepli açma zorunluluğu hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının öncelikle teminatsız olarak, veya uygun görülecek teminat karşılığında durdurulmasını, müvekkilinin …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında alacaklı olarak görünen …’e borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiasına konu delil, görüntü ve ses kayıtlarının dökümünden ibaret olup davacı vekili tarafından iddiasına dayanak gösterilmeye çalışılan müvekkile ait ifadeler tamamen Sayın Mahkeme nezdinde farklı bir algı yaratmaya yönelik olduğunu, müvekkili …, … olarak bilinen firmanın neredeyse tamamının sahibi olduğunu, söz konusu konuşmalar da müvekkil ve iş arkadaşları arasında geçen görüşmeler olduğunu, davacı taraf, müvekkilin davacıya vermiş olduğu borca ilişkin olarak zikrettiği sözlerde kendi lehine manalar aramış, alacağın müvekkile değil müvekkilin şirketine ait olduğuna dikkat çekmek istediğini, oysa ki; bu görüşmelerden böyle bir mana çıkartılmasının mümkün olmadığını, davacı taraf söz konusu senede ilişkin olarak bugüne kadar onlarca iddiada bulunmuş son olarak son çare olarak da böyle tabiri caizse “zorlama” bir iddia ortaya attığını, müvekkiline ait ifadelerin mahkeme içi ikrar olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde yer alan senetteki yazıların … ve farklı farklı kişilere ait olduğunu, senedin aslında görüldüğünde ödenecek senetlerden olduğunu, süresinde ibraz edilmediğini, kambiyo vasfını yitirdiği ve ayrıca genel alacak zamanaşımına uğradığını bu nedenle vade tarihinin senede sonradan eklendiğini, senette tahrifat, sahtecilik bulunduğu iddiaları ise bugüne kadar pek çok kez ileri sürülen iddialar olduğunu, takibin iptali davasına ve sahtecilik şikayetlerine de konu olan bu iddialar davacı tarafça Sayın Mahkeme nezdindeki davada da yinelendiğini, davacı taraf, dava dilekçesinde her ne kadar senetteki imza kısmının sahteliğini başından beri iddia etmediklerini belirtmişse de …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası imzaya itiraza dayalı olarak görülerek 22.01.2019 tarihinde reddedildiğini, işbu davada ise her nedense imzayı baştan beri inkar etmedikleri ifade edildiğini, davacı tarafın borcuna konu senet yönünden belirttikleri gibi daha önce de sahtecilik şikayetinde bulunulmuş olup bu kapsamda … Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından inceleme yaptırılmış olup hazırlanan uzmanlık raporunda el yazıları ve imzaların davacının eli mahsulü olduğu belirtildiğini, senetteki yazıların bir kısmının o tarihlerde müvekkiline ait şirkette çalışan …’a ait olduğu iddiası yönünden … ve arkadaşları teşkil edilmiş suç örgütünün faaliyeti kapsamında müvekkilini dolandırmaktan …. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde yargılanmakta olan sanıklardan olup davacı vekilinin anılan ceza dosyasında …’ın özel müdafiisi olduğunu, müvekkili …, takibe konu senedin lehdarı ve haklı hamili olduğunu, alacağın muaccel olduğunu, vade tarihinin tarafların anlaşmasına aykırı olmamak üzere sonradan doldurulmasına yasal bir engel bulunmadığını, aksi iddianın senetle ispatı gerektiğini, dava dilekçesinde iddia edilen ticari alım satımlar, emlak komisyonculuğu yapılması, dekorasyon işleri yapılması, alınan arsaların paylaşımı gibi çok yönlü ticari ilişkilerin ise bu davanın konusu olmadığını, kaldı ki bu denli bir ilişki de yaşanmadığını, açıklanan nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan alacağa karşı açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta senedin beyaza imza suretiyle düzenlediğinde ihtilaf bulunmamaktadır.
Senede karşı bedelsizlik iddiasının yazılı delillerle kanıtlanması gerekmektedir.
…. AHM … esas sayılı dosyada 2000 yılında 100.000 dolar borcun şirkete karşı olduğunu ikrar edildiği iddia edilse de 2000 yılındaki hangi borcun şirkete karşı olduğu ikrarı bulunmadığı gibi, senedin lehdar kısmının da boş olarak açığa imza suretiyle düzenlendiği dikkate alındığında, bu şekilde tamamlanan senette, lehdarın isminin doldurulmasın anlaşmaya aykırı olduğu hususunun da yazılı olarak ispatı gerektiği; senedin görüldüğünde ödenecek bono olup, zamanaşımına uğradığı iddia edilmiş ise de açığa imza atılmak suretiyle düzenlenen ve dava tarihi itibariyle vade tarihi bulunan senedin, görüldüğünde ödenecek bono şeklinde düzenlenmesi anlaşmasının yazıl şekilde ispatı gerektiği, ancak ispat edilemediği; taraflar arasındaki gayrimenkul danışmanlığınıdan kaynaklanan alacak olduğu ve bu alacaktan, alınan borçlar mahsup edildiği, 2007’de alacak borç kalmadığı iddia edilmiş ise de alacak ve mahsubun ispat edilemediği; davacının 2015 yılındaki arsa alımında takasta takibe konu senetten kaynaklanan alacaktan hiç bahsedilmediği, ön alım hakkının kullanılıp kullanılmayacağı ihtarında rayiç bedelle satın almak istediği söylemiş,takibe konu senetten bahsetmediği davaya dayanak yapılmaya çalışılmış ise de yukarıda anlatılan ispat kuralı gereğince bu hususların davayı ispata yeterli olmadığı; taslakta tarafların anlaşması halinde tarafların birbirinden hiç borcunun kalmayacağı açıkça beyan edildiği iddia edilmiş ise de bu sadece bir taslak olduğu gibi hangi ilişkide tarafların birbirinden borcu bulunmadığının kabul edildiğinin tartışılması ve ispatı gerektiği anlaşılmış ve tüm bu nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gereken maktu 54,40-TL harcın, peşin alınan 7.669,95-TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.615,55-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 39.594,13-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.09/07/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …