Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/328 E. 2022/548 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/328 Esas
KARAR NO : 2022/548

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalıların kurduğu adi ortaklık arasında münakit bulunan 28.08.2017 tarihli sözleşme ile Kirazlı Halkalı metrosu inşaat ve elektromekanik işleri, yer altı ve depo alanı projesi kapsamında … Üretimi işini yüklenildiğini, 28.08.2017 tarihinde imzalanan mezkur sözleşmeye göre; sözleşmenin ilgili “İşin Süresi“ başlıklı maddesinde fabrika kurulumunun yüklenici tarafından 3 ay içinde bitirilmesi ve işin 15 ay içinde tamamlanması gerektiği düzenlendiğini, buna göre, sözleşmede yükümlenilen edimleri yerine getirmek üzere vekil eden tarafından “…Sok. No:5 Bakırköy-İstanbul adresinde 1400m2’si açık 5795 m2 si kapalı olmak üzere toplam 7570 m2 kare bir alana sahip Depo ve Şantiye Sahası aylık 41.635-TL bedelle kiralanmış ve 3 ay içerisinde fabrika kurulumu yapılarak ifaya hazır hale getirilmiş olduğunu, akabinde sözleşme gereğince müvekkili tarafından ifaya hazır hale gelinmesine ve işin teslimi için kararlaştırılan 15 aylık süre geçmiş olmasına rağmen işin akıbeti konusunda davalılar ile irtibat kurulamamış, davalılar tarafından sözleşmeye açıkça aykırı davranılmış olduğunu, mezkur sözleşme gereğince yükümlülüğün ifası cihetinde hazır hale getirilen tesis ve eklentilerinin inşaat maliyeti ile birlikte sarf olunan diğer giderlerin tespiti amacıyla tarafımızdan Bakırköy…Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…D.İş dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını ve toplam 5.024.696,40-TL maliyet belirlendiğini, sözleşmenin feshi ve tespit edilen toplam maliyetin ödenmesi hususunda yapılan ihtarlara cevap verilmediğini, Sözleşmenin imzalanmasının üzerinden yaklaşık 16 ay geçmiş olmasına rağmen işin başlatılmamış olması nedeniyle devam eden maliyetin tahammülü güçleşmiş ve keşif ve tespit yapılan tesis yıkılarak kiralanan tahliye edildiğini, sözleşmesinin feshine, sözleşmeye istinaden kurulumu gerçekleştirilen tesiste Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…D.İş sayılı dosyasında yapılan keşif ve tespit raporu doğrultusunda menfi zararımızın bilirkişi tarafından hesaplanacak toplam bedele arttırılmak üzere şimdilik 100.000-TL’nin ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsiline, tüm yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davaya konu sözleşmeden kaynaklı fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan…vekilinin cevap dilekçesinde özetle; İşbu uyuşmazlığa konu sözleşme kapsamında yürütülen asıl iş müvekkil şirketin ortağı olduğu Adi Ortaklık tarafından… Belediyesi ile akdedilen sözleşme ile yüklenilmiş olup, burada müvekkili şirket idarenin işin yürütümü ile ilgili talimatları ile bağlı konumda olduğunu, sözleşme kapsamında davacı şirket Aralık 2017 itibari ile segment üretimi yapmaya başlamış akabinde sözleşmede belirtilen yükümlülükler yerine getirilmeye başlanmışken … tarafından işlerin askıya alındığı Adi Ortaklığa bildirilmiş olduğunu, bu sebeple sözleşmenin durdurulduğuna ilişkin davacı tarafa 06.12.2017 tarihli yazı ile bilgi verildiğini, devam eden süreçte… tarafından 29.12.2017 tarihinde Adi Ortaklığa gönderilen yazı ile bir kısmı davacıya devredilen Projenin iptal edildiği bildirildiğini, bu durum karşısında, takdir edileceği üzere; Adi Ortaklık da güç duruma düşmüş…ile Adi Ortaklık arasında devam eden görüşmeler sonucunda,… Proje’nin iptal edilmesinden vazgeçilmiş ve işlerin devam edeceği hususunda anlaşılmış olduğunu, projenin devam edeceği Adi Ortaklığa gönderilen dilekçemiz ekinde sunulan 13.03.2018 tarihli yazı ile bildirildiğini, bu görüşmeler devam ederken, davacı taraf da ilgili hususta bilgilendirmiş ve Proje’nin akıbetinin belirsiz olduğunu bilmesine rağmen Adi Ortaklık ile akdedilen sözleşme uyarınca üretim işlerine devam ettiğini, öyle ki; davacı tarafından müvekkili şirkete 28.02.2018 tarihinde fiyat farkı talep yazısı gönderildiğini, daha sonra davacı tarafın talebine istinaden 29.03.2018 tarihinde, işlere başlanması halinde kullanılmak üzere 2018 yılı fiyatları için zeyilname imzalandığını, …’nin Projeyi tekrara başlatması üzerine davacı ile yapılan sözleşme iptal edilmemiş, davacının bilgisi dahilinde …’den gelecek bilgi ve talimatlar doğrultusunda Sözleşmeye devam edileceği, imalatlar durdurulmuş olmasına rağmen işler tekrar başladığında kullanılmak üzere fiyat belirlemesini içeren zeyilname akdedilmiş olması hususu mevcut durumun davacının bilgisi ve kabulü dahilinde olduğunu ve işbu dava ile uğradığını iddia ettiği zararın tazmini talep etmesinin kötüniyetli ve hakkaniyete aykırı olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu, proje kapsamında işler Adi Ortaklık tarafından tekrar başlatılmasına rağmen, Adi Ortaklık imalatlar karşılığında hiçbir hakediş ödemesi alamamış olduğundan işlerin yavaşladığını,… tarafından Adi Ortaklığa hakediş ödemeleri yapılması halinde davacı taraf ile ilgili sözleşme kapsamında işlerin yürütülmesine devam edilecek ve ödemeler yapılacağını, davacı kiraladığı şantiye ve depo sahasının kullanımı ve fabrika kurulumu için ödemiş olduğu bedelleri de talep etmiş olmakla bu hususun kabul edilemeyeceğini, Adi Ortaklık ile davacı arasında yapılan sözleşmenin kapsamında yalnızca segment üretimi ve teslimi yer almakla, Adi Ortaklığın imal edilen segmentlerin bedelini ödeme sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın, sözleşme kapsamındaki yükümlülüğünü yerine getirmek için sözleşme dışı masrafları Adi Ortaklıktan talep etmesi mümkün olmamakla aksinin kabulü sözleşmeler hukukuna aykırı olacağını, davacı taraf proje kapsamında hak ediş ödemeleri alındığında kendisi ile işlerin yürütümüne devam edileceğini bilmesine ve bu zamana dek Adi Ortaklığa herhangi bir segment teslimi yapmamış olmasına rağmen haksız ve kötü niyetli olarak işbu dava ile talepte bulunduğunu, açıklanan nedenlerle sözleşme halihazırda devam etmekte ve ilgili idare ile Projenin yürütümüne ve hakedişlere ilişkin sorunlar çözüldüğünde ödemeler yapılacak olup, karşı tarafın halihazırda herhangi bir teslim yapmadığı hususu da göz önünde bulundurularak huzurdaki davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan …A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ortağı olduğu adi ortaklık ile davacı arasındaki sözleşmenin halihazırda devam ettiğini, sözleşme kapsamında davacı şirket Aralık 2017 itibari ile segment üretimi yapmaya başladığını, akabinde sözleşmede belirtilen yükümlülükler yerine getirilmeye başlanmışken… tarafından işlerin askıya alındığının Adi Ortaklığa bildirildiğini, bu sebeple sözleşmenin durdurulduğuna ilişkin davacı tarafa 06.12.2017 tarihli yazı ile bilgi verildiğini, devam eden süreçte … tarafından 29.12.2017 tarihinde Adi Ortaklığa gönderilen yazı ile bir kısmı davacıya devredilen projenin iptal edildiğini, projenin devam edeceği Adi Ortaklığa gönderilen 13.03.2018 tarihli yazı ile bildirilmiş iken bu görüşmeler devam ederken, davacı taraf da ilgili hususta bilgilendirmiş ve projenin akıbetinin belirsiz olduğunu bilmesine rağmen Adi Ortaklık ile akdedilen sözleşme uyarınca üretim işlerine devam etttiğini, daha sonra davacı tarafın talebine istinaden 29.03.2018 tarihinde, işlere başlanması halinde kullanılmak üzere 2018 yılı fiyatları için zeyilname imzalandığını, davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan …A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkili şirketin de ortağı olduğu… adi ortaklığı arasında akdedilen sözleşme halihazırda yürürlükte olup davacı tarafça yaptırılan delil tespiti dosyasından alınan raporun huzudaki davaya esas teşkil etmesi mümkün olmadığını, mahkemenin tarafınn yeniden rapor alınması gerektiğini, … AŞ,…A.Ş. , …A.Ş. ve … A.Ş.’den oluşan “…Ortaklığı” ile davacı şirket arasında, ”…nşaat ve Elektromekanik İşleri, Yer Altı Aktarma Merkezi (Otopark) ve Depo Alanı Projesi” kapsamındaki bir kısım işlerin yürütülmesi üzerine 28/08/2017 tarihli ”… Üretimi Sözleşmesi” akdedildiğini, ancak … Ortaklığı ile davacı şirket arasında akdedilen sözleşme kapsamında yürütülen asıl iş, müvekkili şirketin de ortağı bulunduğu …Adi Ortaklığı ile …Belediyesi arasında akdedilen sözleşme ile yüklenildiğini, dolayısı ile işin yapımı noktasında…Adi Ortaklığı idarenin talimatları ile bağlı olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan …A.Ş.’ye gönderilen tebligat 28/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu davalı yönünden dava dilekçesine cevap verme süresinin bir defaya mahsus olmak üzere yasal iki haftalık sürenin bitiminden itibaren iki hafta ile uzatılmasına karar verildiği ancak davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
Dava, taraflar arasında …üretim sözleşmesi gereğince dava dışı …’nın alt iş vereni olan davalılar adi ortakların davacı tarafın edimin ifasına başlatılmasında kusurlu olarak temerrüde düşüp düşmediklerinin, bu kapsamda sözleşmenin haklı nedenle fesh edilip edilmediğinin tespiti, davacının menfi zararının tazmini istemine ilişkindir.
Makine Mühendisi, İTÜ İnşaat Mühendisi, Mali Müşavir ve konu uzmanı bilirkişi heyetinin 01/03/2021 tarihli raporunda özetle; Yüklenici, iş sahibinin ifası için gerekli faaliyetleri yerine getirmemesi nedeniyle eseri meydana getirmeye başlamış ama eseri tamamlayamamış ise TBK m.485 kıyasen uygulanarak yükleniciye ileriye etkili olarak sözleşmeyi sona erdirmeye yarayan fesih hakkı verilmesi gerektiği; yaklaşık 11 aylık süre içerisinde yüklenicinin edimini ifaya hazır olduğu halde üretim faaliyetine bir türlü geçemediği, bu belirsizliğin yüklenicinin edimini yerine getirememesine ve zararının artmasına sebep olduğu, alacaklının temerrütünün meydana geldiği; yüklenicinin iş sahibinin kusur şartına bağlı olmadan alacaklının temerrütü süresince fesih anına kadar yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini talep edebileceği; inşaat, makine, tesisat, ekipman , personel ve kira maliyetleri için hesap edilen 5.024.696,40-TL’nin piyasa rayiçlerine göre dava tarihi itibariyle kadri maruf olduğu sonucuna ulaşıldığını belirtilmiştir.
Makine Mühendisi, …İnşaat Mühendisi, Mali Müşavir ve konu uzmanı bilirkişi heyetinin 27/04/2022 tarihli ek raporunda özetle;
Kapalı alan inşaat maliyeti; 2018 yılı Bayındırlık Bakanlığı yapı birim m2 fiyatları 2. Sınıf C Grubu yapılar m2 maliyet bedeli: 578,00 tl/m2 olup, ocak ve kasım 2018 endeks arasındaki enflasyon çarpanı 1,3534 olduğundan 1980m2 kapalı alan için inşaat maliyetinin
1980m2 x 578,00 TL/m2 x1,18 (kdv) kadar olduğu, poz no. Y.23.176 Profil demir imalat ve yerine konması birim fiyatından:- -… Kreyn kirişleri imalatı: 7 ad. x 66,00 m x 112,00 kg/m x 9,56 tl/kg kdv = 583.714,00 TL olmak üzere toplam= 1.942.154,00tl olduğu, kasım 2018 itibariyle bu değerin 1.942.154×1,3534-2.628.533 TL olduğu,
Temel beton maliyeti: 40,60 m x 70,00 m =2842 m2 alan için
2018 yılı birim fiyat listesinden:
15.001/1A — Makine ile yumuşak ve sert toprak kazıl.: 2842,00 m2*0,20 mt.*4,01 tl/m3= 2279,28tl
15.140/08 — Kırmataş temini ve mak. ile kazılması : 2842,00 m2*0,20 mt*43,23 tl/m3 – 24571,19 tI
16.050/15 C30 betonu :2842,00 m2*0,30 mt*185,90 tl/m3=158.498,34tl Toplam=185.348,80TL
Kasım 2018 tarihiyle temel beton maliyeti enflasyon endeks çarpanı kullanarak
185.348 x 1,3534- 250.849,50TL olduğunu;
İnşaat demiri maliyeti yönünden; Ocak 2018 maliyeti 23.010 Çelik hasırın yerine kon. Q33*2 kat :2842,00 m2*1,10*2*5,26*3,62 tl/kg 119.053,20 olup, Kasım 2018 tarihi itibariyle temel beton maliyeti enflasyon endeks çarpanı 119.053,20 x 1,3534 = 161.126,60 TL
Toplam İnşaat maliyeti 2.628.533TL + 250.849,50TL + 161.126,60 TL = 3.040.509,10TL.
Kira Hesabı : 01.06.2017-15.11.2018 dönemi için ödenecek toplam ecrimisil 319.665-TL,makine ekipmanları toplam 1.384.350,90-TL
İnşaat ve makine maliyeti toplam 3.040.509,10TL + 1.384.350,90TL = 4.424.860TL olup, buna yaklaşık %5 oranında personel ve genel gider maliyeti olan 221.343TL ve 319.665TL ecrimisil eklendiğinde 5.024.696,40TL inşaat, makine, personel, kira maliyeti hesap edilmekle kök raporda yapılan hesaplamalarla ilgili kanaatlerinde bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
Delil Tespiti Raporu; Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyası ile yerinde yapılan incelemede 3 adet 10 ton kapasiteli Sekizli marka arabalı vinç, 2’şer adet …marka takla ve vakum aparatı, 1 adet … marka buhar kazanı, ekipmanları ve tesisatı, 2 adet hava kompresörü, hava tankları ve tesisatı, elektrik ve doğalgaz tesisatının fabrika içerisinde hali hazırda bulunduğu ve çalışmaya hazır olduğunun tespit edildiği, mekanik ekipman ve teçhizatların faturalardaki miktarlarla uyumlu olduğu, dava tarihi tibari ile 4.424.860,00-TL mertebesinde tuttuğu, personel, kira ve diğer maliyetler de eklendiğinde 5.024.696,40-TL tutuğu, üretim tesisinin faaliyete hazır olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Sözleşme; taraflar arasında 28.08.2017 tarihli TBM Segment Üretimi Sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşme uyarınca fabrika kurulumunun yüklenici tarafından 3 ay içinde bitirilmesi ve işin 15 ay içinde tamamlanması gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
Islah; davacı vekili 10.11.2021 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu 5.024.696,40-TL’ye artırdığı bildirilmiş, dilekçesi davalı vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir.
Taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesinin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı)
TTK 485. Madde uyarınca Eserin tamamlanması, işsahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. İfa imkânsızlığının ortaya çıkmasında işsahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı vardır.
TBK 106. Madde uyanırca yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Davacı yüklenici, davalılar iş sahibidir. Eser sözleşmesinde işin sözleşmeye uygun ifa edilerek teslim edildiğini ispat yükü yüklenicide, işin bedelinin ödendiğinin ispat yükü ise iş sahibindedir. Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, taraflar arasında münakit segment üretim sözleşmesi gereğince dava dışı …’nın alt iş vereni olan davalılar adi ortakların davacı tarafın edimin ifasına başlatılmasında temerrüde düşüp düşmedikleri, bu kapsamda sözleşmenin haklı nedenle fesh edilip edilmediği, davacının menfi zarar kalemlerinden hangilerinin ne tutarda davalılardan istenebileceği noktasında toplanmaktadır.
Davacı yüklenici, sözleşmede belirtildiği şekilde 3 ay içerisinde fabrika kurulumunu tamamlamış ve Aralık 2017 içerisinde segment üretimine hazır hale gelmiştir. 06.12.2017 tarihinde … tarafından asıl iş askıya alınmış, 29.12.2017 tarihinde … tarafından proje iptal edilmiş, sonrasında davalılar ile … arasında yapılan görüşmeler sonucu sözleşmenin devamı konusunda anlaşılarak davacı yükleniciye 13.03.2018 tarihinde bilgi verilmiştir. Davacı yüklenici ile davalı arasında 29.03.2018 tarihinde zeyilname akdedilmiş, 11.02.2019 tarihinde davacı tarafından gönderilen ihtarname ile 11 ay sonra sözleşme feshedilmiş, fesih sonucu sözleşmenin sona ermesi üzerine yüklenicinin uğradığı zararların tazmini yönünden iş bu dava açılmıştır.
Yaklaşık 11 aylık süre içinde davacı yüklenici edimini ifaya hazır olduğu halde üretim faaliyetine geçilememiş, bu durum her ne kadar doğrudan …’den kaynaklanmış ise de bu belirsizlik yüklenicinin edimini yerine getirememesine ve zararının artmasına sebep olmuştur.
Taraflar arasında münakit segment üretim sözleşmesi gereğince dava dışı …’nın alt iş vereni olan davalılar adi ortakların davacı tarafın edimin ifasına başlatılmasında alacaklı temerrüdüne düşüp düşmediğinin öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. Bunun için de…’nin karar ve eylemlerinin, …’nin alt işvereni olan davalıların, “borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçın…”mada, -davacıya karşı- davalılar lehine “haklı bir sebep” teşkil edip etmeyeceği tartışılmalıdır. Davalılar, …’nin alt işvereni olup, bu nedenle bu soruya verilecek cevap olumsuzdur. 06.12.2017 tarihinde … tarafından asıl iş askıya alınması, 29.12.2017 tarihinde… tarafından projenin iptal edilmiş olması, sonrasında davalılar ile … arasında yapılan görüşmeler sonucu sözleşmenin devamı konusunda anlaşılarak davacı yükleniciye 13.03.2018 tarihinde bilgi verilmiş olmasına rağmen yaklaşık 11 aylık süre içinde davacı yüklenici edimini ifaya hazır olduğu halde üretim faaliyetine geçilememiş olmasında davalı alt işverenlerin “borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçın…”mada, -davacıya karşı- davalılar lehine “haklı bir sebep”leri bulunmamaktadır.
29.03.2018 tarihinde, 2018 yılı fiyatları için zeyilname düzenlenilmiş olması, bu zeyilnameden sonra feshe kadar 11 aylık uzunca bir süre geçmiş ve davacı yüklenici edimini ifaya hazır olduğu halde üretim faaliyetine geçilememiş olması nedeniyle zeyilnamenin davalılar için haklı bir neden teşkil etmeyeceği, davalılar için yaratılmış bir güven oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
Tüm bunlara göre davalının feshinin haklı olduğu sonucuna varılmıştır.
Yapıt sözleşmeleri bakımından yüklenici, eseri oluşturmaya başlamışsa ; TBK 485, maddeye kıyasen uygulanarak yükleniciye, -dönme yerine- ileriye etkili olarak sözleşmeyi sona erdirmeye yarayan fesih hakkı verilmesi gerektiği anlaşılmış ve davacının feshinin, ileri yönelik fesih olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı taraf sözleşme kapsamında olmayan taleplerden sorumlu olmadıkları yönünde savunmada bulunmuş ise de; kıyasen uygulanması gereken TBK 485. Madde gereğince o ana kadar yaptığı işin değeri yanında bu değere girmeyen alacaklının temerrüdü süresince yapmak zorunda olduğu veya dürüstlük kuralı gereğince yapması gereken ve yaptığı giderleri de davacı talep edebilir. Bunun için alacak temerrüdüne düşen davalının kusurlu olmasına da gerek bulunmamaktadır. Kusur (ve rücu) tartışması … ile davalılar arasındaki ihtilafı ilgilendirmektedir. Bu nedenlerle davacının masraf kalemleri kapsamında kök raporda teknik ayrıntısı açıklandığı üzere inşaat, makine, tesisat, ekipman, personel ve kira maliyetleri için hesaplanan kalemler açısından 5.024.696,40 TL’yi isteme hakkı bulunmaktadır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile de davacı yüklenicinin inşaat, makine, tesisat, ekipman, personel ve kira maliyetleri için 5.024.696,40-TL zararının bulunduğu tespit edilmiş olup, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu nazara alınarak 5.024.696,40 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 S.K.nun 2/f-2. maddesi hükmüne göre ise yukarıda belirtilen değişiklik tarihinden itibaren ticari işlerde Merkez Bankası’nın kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faizi oranında temerrüt faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, sözleşmenin feshi talebi hakkında ise; dava konusu sözleşmenin feshinin geçerliliği mahkeme kararına bağlı olmayıp, fesih dava tarihinden önce bozucu yenilik doğuran hak kapsamında davacı tarafından ihbarname ile feshedildiği, somut olayımızda feshin haklınını tartışılmasının gerektiği anlaşılmış ve sözleşmenin feshine karar verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davalılar tarafından TBK 485. Maddedeki beklenmedik olay ve imkansızlaşma savunmalarında dayanak yapılmış ise de TBK 485. Madde, hangi masraflardan temerrüde düşen alacaklının sorumlu olduğuna ilişkin olarak olayımızda “kıyasen” uygulanmış olup, beklenmedik olay ve imkansızlaşmanın olayımızdaki ihtilaf ile alakası bulunmamaktadır.
Davalılar tarafından D.İş dosyasında yapılan tespitteki hesaplamalara itiraz edilmiş ise de; piyasa rayiçlerine göre bu tutarların kadri maruf olmakla bu itirazları yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Sözleşmenin feshi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına
2-5.024.696,40 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 S.K.nun 2/f-2. maddesi hükmüne göre ise yukarıda belirtilen değişiklik tarihinden itibaren ticari işlerde Merkez Bankası’nın kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faizi oranında temerrüt faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 343.237,01 TL ilam harcından peşin alınan 85.879,75 -TL’nin(1.707,75-TL peşin harç+84.102,00-TL ıslah harcı) mahsubu ile bakiye 257.357,26-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.707,75-TL peşin harç, 84.102,00-TL ıslah harcı, 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 85.924,15-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 262.246,96-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 4.562,90-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
9-Karar verilmesine yer olmadığı kararı nedeniyle davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden 9.200’er TL vekalet ücretinin ayrı ayrı davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.29/09/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”