Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/313 E. 2021/800 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/313 Esas
KARAR NO:2021/800

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/05/2019
KARAR TARİHİ:27/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Davalı Şirkete sigortalı …’un malik ve işleteni olduğu … Plakalı araç 23/04/2017 tarihinde … … adresinde … Şirketine ait … Plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsü kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, … plakalı araç 15.11.2017/2018 vade tarihli … poliçe numarası ile Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile davalıya sigortalı olduğundan davalı sigorta şirketine, araçta meydana gelen değer kaybının tarafımıza ödenmesi için 11/10/2017 tarihinde başvuru yapılmışsa da herhangi bir ödeme yapılmadığını, 2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü olarak belirlendiğinden davalı 21/10/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü, değer kaybı bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecek miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttırmak üzere fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100,00-TL değer kaybı bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 21/10/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücrelinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-Poliçe, hasar dosyası, temlikname
2-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Tramer Kayıtları
3-… Sigorta Şti hasar dosyası, … Sigorta ödeme belgesi
4-Bilirkişi raporu,
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, trafik kazası sonucunda davacı temlik alan davacının temlik eden araç sahibine ödediği değer kaybı bedelini, davalı sigorta şirketinin sigortalı aracının tam kusurlu olduğu iddiasıyla davalıdan tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır.
Araç değer kaybından, zarara sebebiyet veren aracın maliki-işleten sıfatıyla, araç sürücüsü-haksız fiil faili olarak, sigorta şirketi-trafik sigortası poliçesi nedeniyle, müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, müteselsil sorumluluk ilkeleri uyarınca davacı tarafça, değer kaybı alacağın sorumluların tamamından talep edebilecektir.
Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17.07.2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı ilamı ile 2918 sayılı Yasanın 90.maddesinin 1.cümlesindeki “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlara…” ve ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlara…” ile 92.maddesinin (i) fıkrasının Anayasaya aykırı olduğunu ve iptaline oy çokluğuyla karar vermiştir. Bu durumda yeni bir yasal değişiklik yapılıncaya kadar Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin öteden beri yerleşik içtihatları dikkate alınarak araç değer kayıpları için kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonucu değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183/1. maddesine göre; Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Aynı Kanun’un 184/1.maddesi ile alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır.
Alacağın temliki, bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredilmesidir. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır. Aynı zamanda, temlik edilen alacak eski alacaklının malvarlığından çıkarak yeni alacaklının mamelekine dâhil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikâl etmektedir. Alacağın temliki ile asıl haktan ayrı yalnız başına başkasına devredilemeyen dava hakkı da devredilmiş olur. Bu anlamda davada taraf sıfatı da temlik alanda olmaktadır (Y. 3. H.D. 2016/13540 E. ve 2017/1715 K. Sayılı emsal ilamı).
Somut uyuşmazlıkta; dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği değer kaybı alacağını davacıya temlik edilmiştir. Bu durumda dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi ile alan davacı, taraf sıfatını kazanmıştır. (İstanbul BAM 9.H.D. 2019/392E-2019/173K sayılı emsal ilamı)
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, hasar dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
Temlik Sözleşmesinin incelenmesinde; dava dışı … Ltd Şti tarafından dava konusu sigorta şirketi nezdinde 2017-… dosya numarasıyla işlem göre … plakalı aracın trafik kazasından kaynaklı tüm alacaklarını davacı …’a temlik ettiği, temlik sözleşmesinde tarih belirtilmediği görülmüştür.
Hasar dosyası ve poliçenin incelenmesinde; … plakalı araç maliki …’un 15/01/2017-15/01/2018 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığı, davacı tarafından … no.lu poliçeden yapılan başvuru nedeniyle hasar dosyası oluşturulduğu ancak ödeme yapılmadığı, rücu ödemesine ilişkin … Sigorta A.Ş.’ye 2017-… no.lu dosyasına 23.06.2017 tarihinde 1.200,00-TL ödeme yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
… Sigorta A.Ş.’nin yazı cevabının incelenmesinde; 2017/… no.lu dosya kapsamında … Sigorta Şti tarafından 31.05.2017 tarihinde 1.200,00-TL rücu ödemesi yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
Makine Mühendisi bilirkişinin 24/05/2021 tarihli ve 2 sayfadan ibaret raporunda özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/c maddesi, sürücülerin önlerindeki aracı güvenli bir mesafeden takip etmelerini zorunlu kılmış olduğunu oysa, sürücü … bu kuralı ihlal ederek önündeki davacı aracını yakından izlemiş ve ona önlemsizce arkadan çarptığını, aynı kanunun 84/d maddesi gereğince asli ve tam kusurlu olduğunu, sürücü … ise arkasından tehlikeli bir biçimde yaklaşan araç karşısında kazayı önleyici bir tedbir alma imkanına sahip olmadığından ve kural dışı bir hareketi görülmediğinden kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, dava konusu … plakalı araç 2017 model … olup kaza anında 5915 kilometre de olduğunu, kaza dolayısı ile bagaj kapağı ve arka paneli düzeltilmiş; boyaları yapıldığını, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin 05.07.2019 tarihli yazısında … plakalı aracın sorgulandığı, 23.04.2017 tarihi öncesine ait Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hasar bilgisi, Kasko Sigortası hasar bilgisi, Ekspertiz Rapor bilgisi ve Kaza Tespit Tutanağı bilgisinin araştırılmış ve kaydın bulunamamış olduğu belirtildiğini, yapılan piyasa araştırmasında araç bedeli kaza tarihi itibariyle 75.000 TL olarak takdir edildiğini, aracın yaşı, kilometresi, marka, tip ve modeli ile geçmişte hasarının olmaması hususları birlikte değerlendirilerek kazadan sonra onarılmış haliyle 72.000 TL ye alıcı bulabileceği anlaşıldığını, bu itibarla değer kaybı 75.000 – 72.000 = 3000 TL’dir. Neticeten; sigortalı araç sürücüsü …’un %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, davacı aracının sürücüsü …’ın kusursuz, … plakalı araçtaki değer kaybının 3.000 TL olduğu kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Talep arttırım; Davacı vekili 13/08/2021 tarihinde talep sonucunu artırarak 3.000,00-TL’ye yükseltmiş, bedel artırım dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, 23/04/2017 tarihinde çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketi zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi kapsamında sorumludur. Dava dışı araç maliki dava konusu değer kaybı alacağını davacıya temlik etmiş, temlik edildiğini davalıya bildirmiştir. Mahkememizce tüm deliller toplanmış, alanında uzman bilirkişiden rapor alınmış, hüküm kurmaya ve denetime elverişle bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Bu kapsamda davacının aracındaki değer kaybının yerleşik Yargıtay uygulamasına göre 3.000,00-TL olduğu, davalının sigortalısının %100 kusurlu olduğu, davalı sigortanın işbu değer kaybından sorumlu olduğu, kaza tarihinin 23/04/2017 olduğu, temlik alan davacının davalıya 11/10/2017 tarihinde temlik aldığını bildirdiği, davalı vekili tarafından her ne kadar dava dışı araç malikinin kasko şirketine 1.200,00-TL değer kaybı ödemesi yaptığı iddiasında bulunmuş ise de hasar dosyasının incelenmesinde eksper raporundaki değer kaybı bedelinin yapılan miktarla uyuşmadığı, yapılan ödemenin değer kaybı ödemesi mi hasar bedeli ödemesi mi olduğu anlaşılmadığı, mahkememizce 3. Celse 2 nolu ara karar ile ödemenin değer kaybına ilişkin olduğuna dair kesin ve ihtaratlı süre verildiği, davalının verilen kesin süre içerisinde beyanda bulunmadığı yazılı delillerini de sunmadığı, bu halde ödeme iddiasının ispatlanmadığı, davacının davasında haklı olduğu kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temerrüt tarihi yönünden; Davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda Söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Somut olayda davacı davalı sigorta şirketine 11.10.2017 tarihinde başvuruda bulunmuştur. 2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü olarak belirlendiğinden bu halde başvuru tarihi olan 11.10.2017 tarihine 8 iş günü eklenmek suretiyle 24.10.2017 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 3.000,00-TL hasar bedelinin temerrüt tarihi olan 24/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine;
2-Alınması gereken 204,93-TL harcın, peşin alınan 44,40-TL peşin harç, 50,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 94,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 110,53-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç, 50,00-TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 746,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.000,00-TL (dava değeri nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde davalının katılım sağlamaması nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı parasal miktar itibariyle kesin karar açıkca okunup usulen anlatıldı.27/09/2021

Katip …. Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır