Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/309 E. 2020/395 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/309 Esas
KARAR NO : 2020/395

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2019
KARAR TARİHİ : 08/07/2020
Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili bankanın meşru hamil sıfatıyla elinde bulundurduğu bonolara dayalı olarak davalı keşideciden alacaklarını tahsil edemediklerini belirterek, vade tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi, % 0,3 oranında komisyon ve protesto giderleri toplamı cem’an 11.750,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı, söz konusu senetlerin devre mülk satışı kapsamında dava dışı …Ltd. Şti adına tanzim ederek verdiğini, ancak sözleşmenin feshedilmesine rağmen senetlerin kendisine iade edilmediğini, bankaca bedelsiz kalan bono bedellerinin istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, bono bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Söz konusu bonoların dosyaya sunulu davalı tarafından içeriği inkar edilmeyen fotokopilerinin incelenmesinde; davalı … tarafından keşideci sıfatıyla dava dışı … Ltd. Şti adına tanzim ederek verildiği, bu şirketin ise bonoları davacı …Ş.’ne ciro ettiği anlaşılmaktadır. Davalı …’in sunmuş olduğu delillerin incelenmesinde bu bonoların davalı ile dava dışı şirket arasında devre mülk imali ve satışı kapsamında borcun tasfiyesi için verildiği, ancak sonrasında 10/12/2015 tarihli “Fesih ve İbra Sözleşmesi” başlıklı dava dışı şirket kaşesi üzerine imzalı belge uyarınca senetlerin bankadan geri alınarak davalıya iadesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Sunulan deliller incelendiğinde dava dışı yüklenici firma ile davalı … arasında eser sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalının ticari amaçla hareket ettiği anlaşılamamakta olup, işin niteliği gereğince bir adet devre mülk inşa ve eser sözleşmesinin ticari maksat ile yapılmayacağı da hayatın olağan akışına uygundur. Dolayısıyla, söz konusu bonoların tüketici senedi olduğu sabittir. 6502 sayılı TKHK’nın 4/5. maddesi uyarınca tüketici senetlerinin sadece nama yazılı ve her bir taksit için ayrı ayrı olacak biçimde düzenlenebileceği, bu madde hükmüne aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır. Yani, dava konusu bonolar esasında kanunen nama yazılı senetlerdendir. Nama yazılı senetler TBK’nın 183 vd. maddeleri gereğince alacağın temliki hükümlerine göre devri mümkün senetlerdendir. Dolayısıyla, devre mülk imali ve satışına dair sözleşme kapsamında ileri sürülebilecek tüm itiraz ve def’iler davacı hamil bankaya karşı da temel ilişki kapsamında ileri sürülebilir. Bu bağlamda, uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğindeki sözleşme ve akabinde düzenlenen fesih-ibra protokolü irdelenerek 6502 sayılı TKHK hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulması gerekir. Bonolar tüketici senedi olduğundan ve temel ilişkinin irdelenmesi gerektiğinden salt kambiyo senedi olması nedeniyle eldeki davanın mutlak ticari dava olması düşünülemez. Hal böyleyken anılan yasanın 73/1. maddesi uyarınca tüketici işlemleri yönünden tüketici mahkemeleri görevli olduğundan mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki gibi hüküm vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına, keyfiyetin taraflara tebliğen ihtarına,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde bakiye gider avansının da görevli mahkemeye aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/07/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*