Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/294 E. 2021/153 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/294 Esas
KARAR NO:2021/153

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ:23/05/2019
KARAR TARİHİ:25/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar dava dilekçelerinde özetle; … … Kooperatifinin 27/04/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısına çağrıda kanunların belirttiği usul ve esaslara aykırı davranıldığını, toplantıya katılan ortakların bir bölümünün genel kuruldan ayrılması yasa ve ana sözleşmede belirlenen toplantı nisabını olumsuz etkilediğini, oylamaya katılanların toplam sayısının denetlenebilir şeklide açık ve seçik şekilde genel kurul tutanağına yazıldığını, genel kurul öncesinde usulsüz olarak kooperatife üyelik devri yapılmış olduğunu, sözleşmedeki şartları taşımadığı halde ortakların üye kayıt defterine adlarının yazıldığını, hazırlanan ortaklar cetvelinden bazılarının üye ikahmetgah adresleri değiştirilmiş olup yerine işyeri adresleri yazıldığının, toplantı da oy kullanan kişilerin asaletten mi yoksa vekaletten mi oy kullandıklarının belirsiz olduğunu, kooperatif seçimleri çarşaf liste içinden en çok oy alanlara göre değil ayrı ayrı blok listeler halinde yapıldığını, bu durumun tutanakta 8. madde 5. fıkra da belirtildiğini, davalı gündemin 11 madde ile alınan kararlar yasalara uygun olduğunu iddia ettiklerini, bu iddiasının da gerçeği yansıtmadığını belirterek 27/04/2019 tarihli … … Kooperatifini Genel Kurulunda alınan yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin 8 numaralı karar ve … İlçesi … Mahallesi, … Pafta … ada … parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak yönetim kuruluna görev ve yetki verilmesine ilişin 11 numaralı kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kurul toplantı çağrısının Kooperatifler Kanununa ve ana sözleşme hükümlerine uygun olduğunu; davaya konu 27.04.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısına dışkının çağrınındavet ilanının 20.03.2019 tarih, … Sayılı … toplantı tarihi, yeri vc gündemi gösterilmek suretiyle yapıldığını, ayrıca toplantı gündeminin, toplantı yer ve tarihinin, tehiri halinde yapılacak ikinci toplantı yer ve tarihini içeren davet mektuplarının, tüm kooperatif ortaklarına 26.03.2019 tarihinde … … Müdürlüğünden taahhütlü olarak gönderildiğini, genel kurulun 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 45.maddesindeki toplantı nisaplarına uygun olarak toplandığını, genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde görüleceği üzere toplantı nisabının toplantı sonuna kadar da korunduğunu, davacıların iddialarının asılsız ve yasal dayanakta yoksun bulunduğunu, ortaklar cetveli/hazirun listesinin Kooperatif ana sözleşmesinin 32. maddesine ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olduğunu, genel kurul toplantısında alınan tüm kararlarının, Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme hükümlerine ve karar nisaplarına uygun olarak alındığını, genel kurul toplantı tutanağı incelendiğimle açıkça görüleceği üzere, gündemin 1.maddesinden son maddesine kadar tüm gündem maddelerinin görüşülmesinde toplantı ve karar nisabına uyulduğunu, kabul ve red oylarının tek tek sayılarak tutanağa yazıldığını, kararların, oyların yarıdan bir fazlası hükmüne uygun olarak alındığını, yönetim ve denetim kurulu seçimlerinin Kooperatifler Kanununa ve kooperatif ana sözleşme hükümlerine uygun olarak yapıldığını, gündemin l l. maddesi ile alınan kararların yasalara ve ana sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, davacıların yetki devri iddialarının yasal dayanağının bulunmadığını, gündem maddelerinin oylanmasında oy kartlarının kullanıldığını, sandık güvenliğinin sağlandığını, divan başkanının tarafsız davrandığını, 27.04.2019 tarihli 20l8 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların tescil ve ilan olunduğunu, davacıların genel kurul kararının icrasının geri bırakılması taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacıların Kooperatifler Kanunu 53. madde gereğince teminat yatırmalarının gerektiğini, açıklanan nedenlerle öncelikle davacıların genel kurul kararının icrasının geri bırakılması yönündeki taleplerinin reddini, kötü niyetli, haksız ve nedensiz, gerçeğe aykırı gerekçeler ile 2184 üyeye sahip kooperatif genel kurulunda alman kararların iptalini talep ve dava eden üç davacı tarafından, Kooperatifler Kanununun 53 ve ilgili maddeleri ile HMK Kanunu gereğince salon kirası, tebligatlar, gazete ilanları, ikram giderleri ve kırtasiye masrafları tutarı 80.000TL teminatın depo edilmesini, davacıların dava konusu tüm taleplerinin ve davalarının tümüyle reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılara aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 12/12/2019 tarihli celsesi 5 nolu ara kararı uyarınca, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 06/08/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle;
”1-DAVALI … 27.04.2019 TARİHLİ 2018 YILI OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTİ TUTANAĞININ İNCELENMESİ
Davaya konu 27.04.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısına ilişkin çağrının/davet ilanının 20.03.2019 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde, toplantı tarihi, yeri ve gündemi belirtilmek sureliyle yayımlandığı, ayrıca, 26 03.2019 tarihinde … … Şubesi Müdürlüğü aracılığıyla üyelere toplantıyla ilgili gerekli bildirimde bulunulduğu görülmektedir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı davalı … … Kooperatifinin, 2018 yılına ait, 27.04.2019 tarihli Olağan Genel Kurulu toplantı Tutanağının vc Hazirun Cetvelinin incelenmesinde; genel kurul toplantı tarihi itibariyle ortak sayısının … olduğu, bunlardan 339 ortağın asaleten, 448 ortağın ise vakaleten olmak üzere toplam 787 ortağın hazirun listesini imzaladığı ve toplantıda hazır bulunduğu, toplantı için gerekli çoğunluğun mevcut olduğu ve toplantının bu şekilde yapılmasına itiraz eden birinin olmadığı görülmektedir.
Hazirun listesinde (cetvelinde), ortakların adı soyadı, adreslen, ortak numaralan, asaleten ve vekaleten imzalanacak yerlerin belirtildiği, diğer bir deyişle cetvelin düzenlenmesinde, Kooperatif Ana Sözleşmesinin 32.maddesine bir aykırılığın bulunmadığı, Genel Kurul toplantı tutanağında, toplantı nisabının toplantı sonuna kadar korunduğu, esasen alınan kararlarda, karara katılanlann sayılarından da bu durumun anlaşıldığı görülmektedir.
29.04.2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 14 adet gündem maddesinin bulunduğu görülmüş olup, Sayın Mahkemenin heyetimize verdiği görev, gündemin 8. ve 11. maddelerine yönelik bulunmakladır. Bu gündem maddelerine yönelik tespitler aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.
Davacıların, yukarıda belirtilen gündem maddelerine yönelik olarak, bunların görüşülmesi sırasında herhangi bir itirazlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, Gündemin “Dilek ve Temenniler” başlıklı 13.maddesinin görüşülmesi sırasında, toplantı tutanağında; “Gündemde görüşülecek başka bir konu ve madde kalmadığı görüldü. Divan Başkanı toplana tutanağına muhalefet şerhi vermek isteyen ortağın olup olmadığını sesli olarak genel kurula sordu. … gündemin 3, 4 ve 5.maddelerinde alınan kararları ibra etmiyorum ve bu maddelerde alınan kararlara muhalefet ediyorum dedi. Ayrıca gündemin 7.maddesinde yönetim kurulu ve denetim kurulunu ibra etmiyorum ve alman karara muhalefet ediyorum dedi. 8. maddede yönetim ve denetleme kurulu üyeleri seçimi kooperatif kanununa ve kooperatif tüzüğümüze aykırı bir şekilde yapılmıştır. Ben seçimin kanun ve tüzük gereği çarşaf liste olmadığı için bağımsız aday olma dilekçemi verdim ama sandıklarda bağımsız olarak ismim yoktu muhalefet ediyorum dedi. 11. madde de tapusu kooperatif üzerine kayıtlı olan yerleri kat malikleri kumlunda yönetimin temsil etmesini kabul etmiyorum bu oylamada da genel kurulda toplantı ve karar nisap miktarı yeterli sayıda olmadığını belirtirim dedi. Yukarıda itiraz ettiğim tüm hususlara dair hukuki ve idari haklarımı saklı tutuyorum dedi. Muhalefet şerhi vermek isteyen … söz alarak tüm gündem maddelerinde alınan kararlara muhalefet ediyorum ve dava açma haklarımı saklı tutuyorum dedi. Söz alan … … ben de …’in muhalefet şerhlerine katılıyorum ve aynı hususlarda ben de muhalafet şerhi koyuyorum dedi. Ben de bağımsız aday olduğum halde çarşaf liste uygulamasına gidilmedi, adım 2. blok listede olduğu hususunda divan başkanı uyarıda bulundu adımın blok listeden silinmesini ve bağımsız aday olarak ilan edilmesini talep ettim. Fakat seçim sandıklarının olduğu yerde adıma dair pusula göremedim dedi. Söz alan … ben de …’in muhalefet şerhlerine katılıyorum ve aynı hususlarda ben de muhalefet şerhi koyuyorum dedi…” şeklinde beyanlarda bulunulduğu görülmektedir.
Kooperatif Genel Kurulunda alınan kararların, T.C. Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğünün… sayı, 13.05.2019 tarihli yazısı kapsamında, 20.05.2019 tarih, 509 sayılı … Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edildiği anlaşılmaktadır.
2-Davalı Şirket Ana Sözleşmesinin Uyuşmazlık Konusu Maddelerinin İncelenmesi
Davacı yan, dava konusu Genel Kurul uyuşmazlık konularım, Kooperatif Kanununun bazı maddeleri ile Kooperatif Ana Sözleşmesinin; 23, 32, 33/1, 42/3 maddeleriyle ilışkılendirmiş, davalı şirket de savunmasını aynı maddelerin yanı sıra, ilaveten Kooperatif Ana Sözleşmesinin 28. maddesi kapsamında cevaplandırmıştır.
Davalı Kooperatifin 1989 tarihli Ana Sözleşmesinin, dava konusunu ilgilendiren;
-Genel Kurul Görev ve Yetkileri başlıklı 23.maddesinde, özetle; ”…9-Gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulun niteliğini, yerini ve azami fiyatını,satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını belirlemesi,10-İmalat ve inşaat işlerinin yaptırılma yöntemini kararlaştırmak,…13-Kanun vc ana sözleşme ile genel kurula tanınmış olan diğer konular hakkında karar vermek, Genel Kurul yukarıdaki görev ve yetkilerini devir ve terk ödemeyeceği gibi, kooperatifin amaçları ile ilgili her türlü işler hakkında da karar verebilir”,
-Ortaklar Cetveli başlıklı 32.maddesinde; “Yönetim kurulu, her genel kurul toplantısından önce tüm ortakların ortan numaraları, isim ve ikametgahları ile, asaleten ve vekaleten imzalanacak yerleri gösterir yönetim kurulunca imzalı bir ortaklar cetveli hazırlamakla yükümlüdür. Bu cetvel, toplantıya katılanlar ile genel kurul başkan ve bakanlık temsilcisi tarafından isim yazılarak ayrıca imzalanır”,
-Görüşme ve Karar Nisabı başlıklı 33. maddesinde; “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır, İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır. Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yandan fazlasının oyu ile alınır. Ancak kooperatifin dağılması, diğer bir kooperatifle birleşmesi veya anasözleşmede değişiklik yapılması ile ilgili kararlar ortaklar cetvciınde imzası bulunanlann 2/3 çoğunluğu ile verilir. Kamu kuruluşlarından alınan kredi miktarının artırılmasından yararlanmak üzere alınacak kararlarda ikinci fıkra hükmü uygulanır”,
-Yönetim Kurulu Seçimi ve Süresi başlıklı 42 maddesinde; “Yönetim kurulu, genel kurulca en az bir, en çok dört yıl için seçilir ve en az üyeden oluşur. Genel kurulca böyle bir süre tespiti yapılmaması halinde bir yıl için seçilmiş sayılır. Yönetim kuruluna seçilen üye sayısı kadar da yedek üye seçilir. Yönetim kurulunun asil ve vedek üyeleri, genel kurulda en çok oy alanlar arasında sıra ile belirlenir. Oylarda eşitlik halinde kuraya başvurulur. Süresi sona eren üyeler yeniden seçilebilir. Genel kurul lüzum görürse yönetim kurulu üyelerim her zaman değiştirebilir”,
-Çağrının Şekli başlıklı 28.maddesinde; “Olağan ve olağanüstü toplantılara çağrı; taahhütlü mektupla, aynca gerektiğinde gazete ile gazete olmayan yerlerde mahalli örf ve adete göre ilan yoluyla yapılır. Çağrının sadece yazılı olarak imza karşılığında yapılması da mümkündür. Çağrının toplantı gününden en az 30 gün önce ve en çok iki ay içinde yapılması, toplanılan gün ve saati ile yerinin ve gündem maddelerinin bildınlmcsi zorunludur. Çağrıda birinci toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde yapılacak olan sonraki toplantılann tarihi, saati ve yeri açıklanarak yeni bir bildirime gerek kalmaksızın bir defada ortaklara duyuru yapılabilir. Toplantılar arasında en az 7 ve en fazla 30 gün süre bulunması gerekir. Sürelenn hesabında duyuru ve toplantı günleri hesaba katılmaz.
Ana Sözleşmenin değiştirilmesi söz konusu ise, yapılacak duyuruda değiştirilecek maddelerin numaralarının yazılması ile yetinilir.”
Hükümleri mevcut bulunmaktadır.Öte yandan, yine tarafların iddia ve savunmalarında 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 42, 45,48,51,55,59 ve 62. maddelerine dayandıkları görülmektedir.
DEĞERLENDİRME
a)Gündemin 8. maddesinde yönetim kurulu ile denetim kurulunun seçimi yapılmıştır. Genel kurulda blok liste veya çarşaf liste ile yönetim kurulu seçimi genel kurulun oyuna sunulmuş ve 26 red oyuna karşı 761 oyla blok liste ile yönetim kurulu seçiminin yapılmasına karar verilmiştir. Yapılan seçimde A blok liste 473 oyla yönetim kuruluna seçilmiştir. Bu tür liste ile yapılan seçimin Kanuna veya esas sözleşmeye aykırılığı yoktur. Ayrıca, davacıların iptal davası açmaları için 8. maddenin oylamasında muhalif oy vermeleri ve muhalefetlerim zapta geçirtmeleri gerekir. Bu yönde bir kayda rastlanmamıştır. Bu sebeble davacıların iptal davası açma hakları bulunmamaktadır. Gündemin 13. maddesinde dilek, ve temenniler bölümünde davacılardan … ile … gündemin 3, 4, 5 ve 7, maddelerine muhalif olduklarını, … ise tüm maddelere muhalif olduğunu bildirmiştir. Dilek ve temenniler maddesinde muhalefet bildirmek geçerli değildir. Bu madde genellikle konulmakta ve gündemi belirlememektedir. Bu maddede sadece görüşler açıklanabilir, olumlu veya olumsuz fikirler ileri sürülebilir. Burada herhangi bir karar ve oylama yapılmaz. Dilek ve temenniler maddesinde yapılan bu muhalefet hukuken geçerli değildir.
b)Gündemin 11. maddesinde yönetim kuruluna bazı yetkiler verilmiştir. Bu yetkilerin daha önce de verilmiş olduğu ve yönetim kurulunun değişmesi sebebiyle aynı yetkilerin tekrarlandığı belirtilmiştir. … yıllar öncesi yapılmış bir yapıdır. Bununla ilgili bazı tadil veya ilgili bazı işlerin yapılması konusunda genel kurul 9 red oyuna kanlık 548 oyla karar vermiş ve icra organı olan yönetim kuruluna yetki vermiştir. Bu bakımdan verilen yetki Kanuna ve esas sözleşmeye uygundur.
Kaldı ki, 11. madde görüşüldüğünde bu karara red oyu vermek ve mutıalefini zapta geçirtmek zorunluluğu vardır. Böyle bir red oyu ve muhalefet kaydı bulunmamaktadır. Bu sebeble davacıların iptal davası açmak haklan yoktur. Gündemin 13. maddesinde dilek ve temenniler bölümünde davacılardan… ile … gündemin 3, 4, 5 ve 7. maddelerine muhalif olduklarını, … ise tüm maddelere muhalif olduğunu bildirmiştir. Dilek ve temenniler maddesinde muhalefet bildirmek geçerli değildir. Bu madde genellikle konulmakta ve gündemi belirlememektedir. Bu maddede sadece görüşler açıklanabilir, olumlu veya olumsuz fikirler ileri sürülebilir. Burada herhangi bir karar ve oylama yapılmaz. Dilek ve temenniler maddesinde yapılan bu muhalefet hukuken geçerli değildir.” denilmiştir.
Mahkememizin 24/09/2020 tarihli celsesi 1 nolu ara kararı uyarınca, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 03/11/2020 tarihli heyet bilirkişi ek raporunda özetle;
”İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
Davacılar, işbu dava ile, öncelikle … … Kooperatifinin 27.04.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısının ve bu genel kurulun 8 ve 11. maddelerinin iptalini talep etmişlerdir.
Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde kooperatif genel kurullarının iptali belirli birtakım koşullara bağlanmış ve anılan hükümde iptal davası açmaya yetkili olan kimseler sınırlayıcı olarak belirtilmiştir. Buna göre, toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri, kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde,kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler.
Hükmün lafzından anlaşılacağı üzere, iptal davası açmaya yetkili olan kimseler, öncelikle, toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten kooperatif üyeleridir. Kooperatifler Kanununun 98. maddesi uyarınca, bu Kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır. Türk Ticaret Kanunu’nun genel kurulun iptali davası açabilecek kişilerin düzenlendiği 446. maddesinde de, toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahiplerinin iptal davası açabilecekleri belirtilmiştir.
Bu doğrultuda, TTK m. 446 (ve KoopK m. 53) hükmünde aranan muhalefetin, görüşmeler sırasında ve gündeme ilişkin olarak değil, özellikle oylama sırasında ve oylama sonucuna ilişkin olarak yapılması gerekmektedir. Benzer şekilde oylama öncesi yapılan görüşmeler sırasında, sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımaz, dolayısıyla muhalefetin, alınan karara karşı oylama sırasında yapılması gerekir (Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt II, Ankara 2018, s.1083). Bu bakımdan, görüşlerin bildirilmesi niteliğinde olan açıklamalar usulüne uygun olarak tutanağa geçirtilmiş bir muhalefet şerhi niteliğinde değildir. Karara aykırı kalarak usulüne uygun bir şekilde muhalefeti tutanağa geçirtmeyen pay sahibinin ise, dava koşulunu yerine getirmediği kabul edilmeli ve bu pay sahibi tarafından açılan iptal davası dava şartı yokluğundan reddedilmelidir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin, 22.10.2015 tarihli, 2015/4615 E. 2015/6798 K. Sayılı kararına göre de, “Dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiri getirmek sureliyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gerekmektedir. ”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.10.2006 tarihli, 2005/9056 E. ve 2006/10186 K. sayılı kararı da aynı yöndedir:
“Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp,değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile davacılardan Deniz İpek’in genel kurul toplantısında alınan kararlara muhalif kalarak tutanağa muhalefet şerhi düşürmediği, bu durumda anılan davacı yönünden genel kurul kararının iptali davası açabilmenin ön koşulu olarak yasada belirlenen hususların yerine getirilmediğinin anlaşıldığı, diğer davacı …’ın ise iptal davasına konu edilen genel kurulun 2. gündem maddesinde görüşülen ve oylanan hususlara oylama sırasında muhalif kalmadığı, toplantının bitiminde bu madde dışında kalan maddelere karşı yaptığı muhalefetin ise anılan maddelerin oylanması sırasında red oyu verdiğini belirtmemesi nedeniyle bu maddelere muhalif kalıp kalmadığı hususu belirlenemediğinden toplantı sonundaki itirazlarının iptal davası açabilmek için yasanın aradığı koşullara uymadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.”
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, davacıların 8 ve 11. gündem maddelerine yönelik olarak bunların görüşülmesi sırasında herhangi bir itirazları olmamıştır. Davacılar, yalnızca, gündemin dilek ve temenniler bölümü olan 13. maddesinde davacıların kararlara muhalif kaldıklarını belirtmişlerdir. Hal böyle olmakla birlikte, dilek ve temenniler maddesinde sadece görüşlerin açıklanabilir ve olumlu veya olumsuz fikirler ileri sürülebilir. Nitekim bu gündem maddesinde herhangi bir karar verilmediği gibi, oylama da yapılmamaktadır. Davacıların bu gündem maddesindeki açıklamaları, ayrı bir paragraf olarak yer almakta ise de, görüş bildirimi niteliğindedir. Sonuç olarak, iptali istenen 8 ve 11. maddeler bakımından hukuken geçerli olan usulüne uygun olarak yapılmış bir muhalefeti bulunmayan (karara muhalif oy vermek ve muhalefetin zapta geçirilmesi) davacıların iptal davası açma haklarının bulunmadığı düşünülmektedir.
Davacılar vekili, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, ayrıca, seçimde usulsüzlük olduğunu, hazirun listesinde imzası bulunanların vekaletlerinin usulüne uygun olmadığını; davacıların itirazlarını ayrıca yazılı olarak da sunduklarını, davacılara değişen inceleme günü hakkında da bilgi verilmediğini, toplantıya çağrıda ve toplantı sırasında Kanunda öngörülen usul ve esaslara aykırı davranıldığını, esas sözleşmedeki şartları taşımadığı halde ortaklar üye kayıt defterine adları yazılanların olduğunu, toplantı sırasında toplantı nisabının kaybedildiğini, toplantı sırasında ayrılanların olmasına ve bunun bakanlık temsilcisi tarafından belirtilmesine karşın toplantıya devam edildiğini ileri sürmüştür.
Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten pay sahiplerinin yanı sıra, oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri de iptal davası açabilirler. Bu durumda, davacıların iddia ettiği üzere vekaletnamelerin usulüne uygun değilse,değişen inceleme günü hakkında da bilgi verilmemişse veya toplantıya çağrıda ve toplantı sırasında Kanunda öngörülen usul ve esaslara aykırı davranılmışsa, davacıların usulüne uygun olarak karara muhalif kalması gerekmeksizin iptal davası açmaları mümkündür.
Öncelikle,kök raporda belirtildiği üzere, 27.04.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısına ilişkin çağrı/davet ilanı 20.03.2019 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde, toplantı yeri ve gündemi belirtilmek suretiyle yayımlanmıştır. Ayrıca 26.03.2019 tarihinde PTT … Şubesi Müdürlüğü aracılığıyla üyelere toplantıyla ilgili gerekli bildirimde de bulunulmuştur.Sonuç itibariyle, davaya konu genel kurul toplantısı bakımından üyelere, usulüne uygun bir şekilde çağrıda bulunulduğu görülmektedir. Öte yandan, inceleme gününün değiştiğine ve bu konuda ortakların bilgilendirilmediğine ilişkin dosya muhteviyatında ispata yönelik herhangi bir belgeye rastlanmamıştır.
Davacılar,çağrının usulsüzlüğünün yanı sıra, toplantıya vekaleten katılan bazı üyelerin vekaletnamelerinin usulüne uygun olmadığını ileri sürmektedir. Kooperatifler Kanununun 49. maddesinde, ana sözleşmede açıklama bulunduğu takdirde, bir ortak yazı ile izin vermek suretiyle Genel Kurul toplantısında oyunu ancak başka bir ortağa kullandırabilir. Bir ortak Genel Kurulda birden fazla ortağı temsil edemez (f. 1). Ancak, üye sayısı 1000’in üstünde olan kooperatiflerde ana sözleşme ile her ortağın en çok 9 olmak üzere birden fazla başka ortağı temsil edebileceği öngörülebilir. Fakat davaya konu genel kurulun 8 numaralı gündem maddesindeki gibi kooperatife organ seçimi söz konusu olduğunda, her ortak en fazla bir ortağı temsilen oy kullanabilir (m. 48).
Davalı … … Kooperatifı’nin ana sözleşmesinin “Oy Hakkı ve Temsil” başlıklı 24. maddesi ise genel itibariyle Kanun’un tekrarından ibarettir. Bu maddede, ayrıca, yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile kooperatifi temsile yetkili kılınan kimselerin vekaleten oy kullanamayacakları belirtilmiştir.
Kanun’un yukarıda belirtilen 49. maddesinden anlaşılacağı üzere, bir ortak genel kurul toplantısında oyunu ancak başka bir ortağa kullandırabilir. Bu bakımdan, örneğin, Kooperatifler Kanunu, kooperatif ortağı olmayan bir avukatın temsilci sıfatıyla genel kurul toplantılarına katılmasına imkân vermemektedir (Bu yönde bkz. Yarg. 11. HD. E. 2005/8627. K. 2006/9913, T. 25.9.2006; Yusuf ÜSTÜN/Muhittin AYDIN, Kooperatifler Hukuku, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 2014, s. 218). Bunun tek İstinası eş ve birinci dereceden akrabalardır (m.49/2). Kanuna göre, kimseler açısından ortaklar şartı aranmamaktadır.
Genel kurula temsile ilişkin, ayrıca, öğretide, bahse konu temsilci izin belgelerinde, kooperatifin unvanı, ait olduğu genel kurul toplantısının tarihi, ortak ile vekilin adları, soyadları ve imzalan ve yakınlık derecelerinin bulunmasının gerekli olduğu belirtilmektedir (ÜSTÜN/AYDIN, Kooperatifler Hukuku, s.219). Keza, Kooperatifler Kanunu’nun 98. Maddesi uyarınca, TTK’deki hükümleri kooperatifler için uygulama alanı bulacak olan anonim şirketlere yönelik düzenlenen genel kurul toplantılarının usul ve esasları ile bu toplantılarda bulunacak gümrük ve ticaret bakanlığı temsilcileri hakkında çıkarılan 28481 sayılı Yönetmelik’in 21.maddesinde de, vekaletnamede; şirketin unvanı, ait olduğu genel kurul toplantısının tarihi, vekilin adı ve soyadı, pay sahibinin pay adedi ile adı ve soyadı veya unvanı ve imzasının bulunmasının şart olduğu belirtilmiştir.
Davaya konu genel kurul toplantısının hazirun cetvelinin, esas sözleşmenin 32. maddesine uygun bir şekilde hazırlandığı görülmüştür.Davacılar vekaletlerdeki usulsüzlükleri belirlememişler ve hangi vekaletin geçersiz olduğunu göstermemişlerdir. Dosya kapsamında da, vekaletler bulunmamaktadır. Ancak, toplantının başında, Bakanlık temsilcisi hazirun cetvelini kontrol eder ve hazirun cetvelinin ortaklar defterine uygun olduğunu tespit eder. Toplantıya katılanlar ile vekaleten katılanları kontrol eder ve bunların tamam olduğunu tespit ettikten sonra ve gerekli nisap olduğu takdirde toplantının açılmasına izin verir. Bu safhada itirazı olanlar, itirazlarını Bakanlık temsilcisine bildirirler. Dosyada böyle bir itiraz görülmemiştir.
Yukarıdaki açıklamalarımıza ek olarak, geçersiz vekaletnameyle temsil edilme vs. nedenlerle genel kurul toplantısına katılmaya hakkı olmayanların oy verdiklerini ileri süren ortaklar için muhalif oy kullanmaları gerekmemektedir.Bunun yanı sıra, bu gibi hallerde dahi davayı açan ortağın bozulmasını/iptal edilmesini istediği genel kurul kararının kanuna, ana sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ispatlamalıdır (Yarg. 11. HD. T. 19.11.1991, E. 1991/1822, K. 1991/6162; Gönen ERİŞ, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, Birinci Cilt, 2. Bası, İstanbul 1992, 1155/56; Ünal TEKİNALP (Reha POROY/ Ersin ÇAMOĞLU), Ortaklıklar Hukuku II, 14. Bası, İstanbul 2019, s. 668).
Davaya konu genel kurulun 8. maddesinde yönetim kurulu İle denetim kurulunun seçimi yapılmıştır. Yönetim ve denetim kurullarının seçimine geçilmeden önce genel kurulda üyelerin blok liste veya çarşaf liste ile seçilmesi hususunun oylamaya sunulmuş ve 26 ret oyuna karşılık 761 oyla seçimin blok listesiyle yapılmasına karar verilmiştir. Davacılar, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin bu tür liste ile seçilmesinin Kanuna ve esas sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini iddia etmiştir. Davacılar, ayrıca, bağımsız aday olduklarını belirtmelerine rağmen 2.blok listesinden çıkartılmadıklarını ve oylamanın, isimleri sandıklara bağımsız aday olarak konulmaksızın yapıldığını,bağımsız aday hazırlamak görevinin kooperatife ait olduğunu ileri sürmüştür.
Kooperatiflerin yönetim kurulu Kooperatifler Kanunu’nun 55 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup söz konusu hükümlerde yönetim kurulu üyelerinin blok liste yoluyla seçilemeyeceğine dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Keza, KoopK m. 98 uyarınca kooperatifler bakımından uygulama alanı bulacak anonim şirket hükümlerinde de yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin bu yönde bir düzenleme yer almamaktadır. Davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 42. maddesi ise aşağıdaki gibidir:
“Yönetim kurulu, genel kurulca en az bir en çok dört yıl için seçilir. En az … üyeden oluşur. Genel kurulca böyle bir süre tespiti yapılmaması halinde bir yıl için seçilmiş sayılır. Yönetim kuruluna seçilen üye sayısı kadar da yedek üye seçilir. Yönetim kurulunun asıl ve yedek üyeleri genel kurulda en çok oy alanlar arasında sıra ile belirlenir. Oylarda eşitlik halinde kuraya başvurulur. Süresi sona eren üyeler yeniden seçilebilir. Genel kurul lüzum görürse yönetim kurulu üyelerini her zaman değiştirebilir “.
Anılan hükümde yönetim kurulunun asıl ve yedek üyeleri genel kurulda en çok oy alanlar arasında sıra ile belirleneceği düzenlenmiştir. Bu bakımdan Kanunda açık bir düzenleme bulunmayan yönetim kurulunun seçimi hususunda esas sözleşme, yönetim kurulu üyelerinin sırayla belirleneceğini hükme bağlamıştır. Buna karşılık, davaya konu genel kurul toplantısının 8. maddesinde yönetim ve denetim kurulları üyeleri blok listeyle tek bir oylama yapılarak seçilmiştir. Bu husus, üyeler seçilmeden önce oylamaya sunulmuş ve 26’ya karşı 761 oyla üye seçimlerinin blok liste olarak oylanmasına karar verilmiştir. Toplantı tutanağından görüldüğü üzere, Bakanlık temsilcisi bu şekilde yapılacak oylamanın esas sözleşmenin 42. maddesine aykırı olduğunu belirtmiş ve raporunda da bu hususu belirtmiştir.Açıklanan nedenlerle yönetim ve denetim kurulları üyelerinin seçimlerinin esas sözleşmeye aykırı olduğu düşünülmektedir. Ancak ayrıntısıyla açıklandığı gibi, davacılar 8. maddeye ilişkin usulüne uygun olarak muhalefette bulunmamışlardır. Ayrıca, vekaleten temsil edilen oylara ilişkin vekaletnamelerin geçersiz olduğu iddiasını da somutlaştırmamış ve hangi vekaletlerin geçersiz olduğunu belirtmemişlerdir. Bakanlık temsilcisi de vekaletlerin geçersiz olduğuna yönelik bir beyanda bulunmamıştır. Sonuç itibariyle, nihai takdir Mahkemenindir.
İşbu davayla iptali istenen 11. maddede ise, davalı … kooperatifi genel kurulu tarafından onaylanmak ve gerek satın alınacak ve gerekse satılacak taşınmazlarla ilgili olarak davalı kooperatif tarafından belirlenecek üst sınırlar dahilinde olmak üzere, … İlçesi, … Mahallesi, … Pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak … Büyükşehir Belediyesi ve … A.Ş. ile davalı kooperatif arasında düzenlenmiş arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin her türlü tadil, iptali ile … Ticaret Merkezi dışında yapılması öngörülen projelerin her türlü tadili, alt ve üst limitleri genel kurulca belirlenecek arsa paylarının alım ve satımı, …, … A.Ş. ve konu ile ilgili üçüncü şahıslar lehinde bilcümle ipotekler tesis ve fek edilmesi, 3. şahıslara ait taşınmazlar veya taşınmaz payları üzerinde davalı kooperatif lehine dilediği sıra ve derecelerde dilediği bedellerle dilediği koşullarda ipotekler tesis edilmesi, tesis edilmiş ve edilecek ipoteklerin fek edilmesi, sözleşmelerin iptali ve sair hususlarda yönetim kuruluna yetki verilmiştir.
Davacılar öncelikle, toplantı sırasında toplantı nisabının kaybedildiğini ve toplantı sırasında ayrılanların olmasına ve bunun bakanlık temsilcisi tarafından belirtilmesine karşın toplantıya devam edildiğini ileri sürmüştür. Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrasına göre, toplantı nisabı ana sözleşmede gösterilir. Ancak … kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır. Esas Sözleşmenin “Görüşme ve Karar Nisabı” başlıklı 33. maddesi ise aşağıdaki gibidir:
“Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır. Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyuyla alınır. Ancak, kooperatifin dağılması, diğer bir kooperatifle birleşmesi veya ana sözleşmede değişiklin yapılması ile ilgili kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların 2/3 çoğunluğuyla verilir. Kamu kuruluşlarından alınan kredi miktarının artırılmasından yararlanmak üzere alınacak kararlarda ikinci fıkra hükmü uygulanır. ”
Davalı kooperatifin üye sayısı 2184 olup esas sözleşmeye göre asgari toplantı nisabı 546’dır. Gündemin 11. maddesi ise, 9 oya karşı 548 oyla kabul edilmiştir. Dolaysıyla vekaleten kullanılan oylara ilişkin vekaletnamelerin geçerli olması ihtimalinde, genel kurulun 11. maddesinde kanun ve esas sözleşmedeki toplantı nisabına uyulduğu sonucuna varılmıştır.
Davacılar, ayrıca, 11. maddede, arsa karşılığı inşaat sözleşmesinin tadili, alım-satım, ipotek tesisi, sözleşmelerin iptali, inşaat projelerinin değiştirilmesi ve diğer yetkilerin yönetim kuruluna verilmesinin Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesi ile esas sözleşmenin 23. maddesine aykırı olduğunu da iddia etmiştir.
Kooperatifler Kanunu’nun genel kurulun yetkilerini düzenleyen 42. maddesinin ilgili bölümü şu şekildedir:
Genel Kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır.
Genel Kurul, aşağıdaki yetkilerini devir ve terk edemez:
6.(Ek: 6/10/1988 – 3476/9 md.) Gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulun niteliğini, yerine ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulun asgari fiyatını belirlemek.
7.(Ek: 6/10/1988 – 3476/9 md.) İmalat ve inşaat işlerinin yaptırılma yöntemini belirlemek.
8.(Ek: 6/10/1988 – 3476/9 md.) … kooperatiflerinde; kooperatifin ortak sayısı ile yapılacak konut veya işyeri sayısını tesbit etmek.
Esas sözleşmenin 23.maddesinde ise, “gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulun niteliğini, yerini ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulun asgari fiyatını belirlemek, imalat ve inşaat işlerinin yaptırılma yöntemini kararlaştırmak,” genel kurulun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Genel kurulun 11.maddesinde ise, arsa karşılığı inşaat sözleşmesinin tadili, alımsatım, ipotek tesisi, sözleşmelerin iptali, inşaat projelerinin değiştirilmesi ve sair hususlarda yönetim kuruluna yetki verilirken davalı … kooperatifi genel kurulu tarafından onay verilmesi ve gerek satın alınacak ve gerekse satılacak taşınmazlarla ilgili olarak davalı kooperatif tarafından belirlenecek üst sınırlar dahilinde olması şart koşulmuştur. Başka bir deyişle, anılan hususlardaki son söz yine genel kuruldadır. Bu bakımdan, bahse konu genel kurul kararının kanuna, esas sözleşmeye ya da dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediği düşünülmektedir.
SONUÇ;
Raporumuz içerisinde yapılan açıklamalar ışığında, dosyaya mübrez belge, bilgi, İle sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
1.Davacıların davalı kooperatifin 27.04.2019 tarihli genel kurulunun iptalini talep ettikleri 8 ve 11. maddelerine usulüne uygun olarak muhalefet etmedikleri,
2. 27.04.2019 tarihli genel kurula çağrının usulüne uygun olarak yapıldığı; davacıların hangi vekaletlerin geçersiz olduğunu belirtmediği ve vekaletlerin geçersizliğine ilişkin iddiasını somutlaştırmadığı,
3.Vekaletnamelerin geçersizliği ve sair nedenlerle genel kurul toplantısına katılmaya hakkı olmayanların oy verdikleri sonucuna varıldığında dahi, davacıların genel kurulda alınan kararların kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ispatlaması gerektiği,
4.Gündemin 8. maddesinde yönetim ve denetim kurulları üyelerinin blok listeyle seçilmesinin esas sözleşmenin 42. maddesine aykırı olduğu, ancak davacıların bu maddeye usulüne uygun bir şekilde muhalefette bulunmadıkları ve muhalefette bulunmalarını gerektirmeyen bir halin varlığını da ortaya koyamadıkları, sonuçta, takdirin Mahkemenizde olduğu,
5.Gündemin 11. maddesi kapsamında alınan kararın kanuna, esas sözleşmeye ya da dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Öncelikli olarak davacı taraf usulsüz vekalet ve usulsüz üyeliklere ilişkin iddiaları, genel kurulun ve 8 ve 11. maddenin iptali için de bir gerekçe yapılmış ise de; toplantıya vekaleten katılıp ve oy kullanan hangi vekilin vekaletinin hangi nedenle usule aykırı olduğuna ilişkin somut bir iddia bulunmadığı gibi, usulsüz üyeliklere ilişkin iddiasında, bir somutlaştırma olmamasının yanında, üyeliklerin iptali için açılan bir davadan bahsedilmemiştir.
Usulsüz vekaletler ile toplantıya katılım olduğu ve oy kullandığı iddiasında, genel kurul kararlarının yokluğu halinde bu durumun resen dikkate alınıp yokluğa ilişkin incelemenin resen yapılması gerektiği ve bu nedenle davacı somutlaştırma yükünü yerine getirmese de incelemenin somut olayımızda yapılması gerektiği düşünülebilir ise de, bilirkişi raporunda da uzunca anlatıldığı üzere çağrı ilanının yapıldığı, üyelere PTT aracılığıyla toplantı davetinin yapıldığı, toplantı nisabının ve karar yeter sayılarının mevcut olduğu somut vakıaları karşısında davacı tarafın vekaleten katılımlarda vekaletlerin usulsüz olduğu soyut iddiasının her genel kurulda tüm vekaletlerin vekaletteki imzaların sahte olup olmadığı hususu dahil vekaletin genel kurula katılma ve oy kullanma yetkisinin verip vermediğini araştırma yükümlülüğüne sokamayacağı, bir somutlaştırma yapılarak her zaman yokluğun tespitinin herhangi bir üye tarafından zaten her zaman dava edilebileceği, somutlaştırma yükümlülüğünün bulunmadığının iddia edilmesinin usul hukukundaki dava ve savunma hakkı müesseselerine aykırı olup, genel kurul kararların yokluğunun resen dikkate alınması hususunun, buna ilişkin somut bir bulgu olması halinde mümkün olduğu anlaşılmış ve sonuçta usulsüz vekalete ilişkin iddia da araştırma konusu yapılmamıştır.
Genel kurul kararlarının iptal davası açabilmek için, öncelikle, kararlara aykırı (muhalif) kalarak keyfiyeti tutanağa geçirilmesi ve bunun da oylama sırasında ve oylama sonucuna ilişkin olarak yapılması gerekmekte ve bu nedenle genel kurulun 11. Kararının iptali talebi açısından davacıların buna uygun bir muhalefet şerhi bulunmadığı anlaşılmış ise de; genel kurulun 8. Kararı açısından ise oylama öncesinde önerge vermiş olması, bağımsız aday olacaklarını beyan etmiş olunması, ancak blok listede yer almış olması ve nihayetinde toplantı sonunda da olsa bir muhalefetinin olduğu dikkate alındığında muhalefet şerhinin oylama sırasında ve oylama sonucuna ilişkin olarak verilmesi kuralının koruduğu menfaati aşmadığı anlaşılmakla davacıların 8. Karara ilişkin muhalefet iradesi ve açıklamasının oylama başında, oylama sırasında bulunduğunun anlaşılır olduğu kanaatine varılmış ve tüm bu olgulara göre 8. Karar açısından muhalefet irade ve beyanın bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Genel Kurulun 8. Kararının iptali davası açabilme koşulunun bulunduğu anlaşılmakla 8. Kararın iptali koşullarının bulunup bulunmadığı incelemesinde ise yönetim ve denetim kurulu üyelerinin blok listeyle seçilmesinin Kooperatif Esas Sözleşmesinin 42. Maddesine aykırı olduğunun açık olduğu ve bu nedenle iptalinin gerektiği anlaşılmış ve sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Genel kurul toplantısının iptali ve genel kurulun 11. kararının iptali talebinin reddine,
-27.04.2019 tarihli Genel Kurulunun 8. kararının iptaline,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 59,30-TL ilam harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik yatan 14,90-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin harç ve 44,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 88,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara müştereken ve müteselsilen verilmesine,
4-Davacılar, kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile müştereken ve müteselsilen davacılara verilmesine,
5-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 5.784,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.928,00-TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara müştereken ve müteselsilen verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla verilen karar alenen okundu. Usulen anlatıldı.25/02/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
Üye … (M)
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

MUHALEFET ŞERHİ
Dava kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak … kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü, aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur” hükmünü içermektedir. Diğer yandan anılan kanunun 98. maddesi ise, bu kanunda aksine düzenleme olmayan hususlarda 6102 sayılı TTK’daki anonim şirketlere ilişkin hükümlerin tatbik edileceğini işaret etmektedir.
Bir genel kurul toplantısından söz edilebilmesi için ana sözleşme ve yasanın öngördüğü yeter sayılarla alınmış bir kararın varlığı gereklidir. Eğer ortaklarca yasal bir genel kurul gerçekleştirilmemişse bu toplantıda alınan kararlar yok hükmündedir. Yine, toplantı veya karar yeter sayılarının sağlanamadığı toplantıda alınan kararlar da aynı şekilde yok hükmündedir. Keza, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ile doktrinin çok büyük bir bölümü nisap hükümlerine aykırılığın yaptırımının yokluk olduğu görüşündedir. ( BAHTİYAR, Mehmet: Anonim Şirket Genel Kurulunda Toplantı Yetersayısının “Toplantı Süresince Korunması” Şartına İlişkin TTK 418/1 Hükmünün Değerlendirilmesi, Prof. Dr. Hamdi Yasaman Armağanı, s. 59 vd. ve orada 12. dipnotta anılan yazarlar; Aynı yönde ŞENER, Oruç Hami: Anonim ve Limited Ortaklıklara İlişkin Verilen Yargıtay Emsal Kararlarının Değerlendirilmesi, 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2020, s.122 ) Yüksek Daire’nin 24/09/1993 günlü E. 5419, K. 5826 sayılı kararında, kanunda veya ana sözleşmede belirtilen toplantı (ve karar) yeter sayıları ile alınmış olan genel kurul kararlarının “yoklukla malul” olduğu yönündeki 6762 sayılı mülga TTK dönemindeki görüşü 6102 sayılı TTK döneminde de muhafaza edilmiştir. ( Bkz. Yargıtay 11. HD 17/03/ 2014 günlü, E. 16032 , K. 5097 sayılı; 05/04/2016 günlü E. 2015/8156, K. 2016/3641 sayılı ve 21/03/2016 günlü E. 2015/15625, K. 2016/3083 sayılı yeni dönem içtihatları )
Genel Kurul kararlarının yokluğu, bunda hukuksal yararı olan herkes tarafından ve kural olarak, yani kanunla aksi öngörülmedikçe bir süreye bağlı olmaksızın “itiraz şeklinde” veya dava yoluyla ileri sürülebilir. Yok olan bir genel kurul şeklen meydana gelmediğinden, başlangıçtan itibaren herhangi bir hüküm doğurmadığından, bununla ilgili açılacak dava bir tespit davası niteliği taşımaktadır. Bir başka söyleyişle, iptal edilebilirlik yaptırımından farklı olarak, kararın yokluğunun tespitine dair verilecek karar yenilik doğurucu olmayıp açıklayıcı niteliktedir. Dahası, bir genel kurul kararının yokluğu herhangi bir davada yanlarca ileri sürülmese dahi, usulünce mahkemeye sunulmuş bulunan olaylardan anlaşılmak koşuluyla mahkeme tarafından re’sen nazarı itibara alınmalıdır. Yani yokluk, def’i değil itiraz sebebi olup, mahkemece re’sen irdelenmelidir. ( MOROĞLU, Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 9. Baskı, İstanbul 2020, Oniki Levha Yayıncılık, s.148 ) Genel kurul toplantısına katılma yetkisi bulunmadığı halde oylamaya katılanlar kurulun çoğunluğunu oluşturuyorlarsa bir genel kurulun varlığından ve dolayısıyla bir genel kurul kararından bahsedilemez. TTK’nın 446/1-b maddesine göre, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişiler veya temsilcileri toplantıya katılıp oy kullanmış iseler, bu durum kararın alınmasında etkili olmak koşuluyla, pay ve intifa hakkı sahipleri alınan kararların külliyen iptalini TTK’nın 446/1-a bendindeki koşullara uymaksızın (yani toplantı tutanağına kararın altına muhalefetini geçirmesine gerek olmaksızın) doğrudan dava edebilirler.
Ayrıca, genel kurul toplantısının usulüne uygun olarak toplantı ve karar nisabı sağlanarak icra edildiği yönündeki ispat külfeti davalı kooperatif üzerindedir. Nitekim, toplantı tutanağı, katılım imza föyü, hazirun cetveli, “ilgili vekaletnameler” vb evraklar ile sair kayıtlar davalı şirket nezdinde tutulmaktadır. Davacılar nezdinde tutulmayan kayıtlara bağlı olarak hangi vekaletnameler yönünden geçersizlik olduğu, toplantıya katılanlardan kimlerin yetkisiz ve usulsüz yere oy kullandığı gibi hususlar davalı kayıtlarının tetkik edilmesi neticesinde aydınlığa kavuşacak olup, davacıların şüphe nedeniyle bu maddi vakıaları ileri sürmesi yeterlidir. Kendilerinde toplantı kayıtları mevcut olmayan, şirket kayıtları ile ilgili bilgi alma ve inceleme hakları ağır kanuni şartlara tabi olan (TTK md. 437) davacı pay sahiplerine, daha fazla somutlaştırma ve ispat yükümlülüğü yüklemek doğru değildir. Toplantının kanuni şartlara uygun olarak icra edildiğini davalı kooperatif kendi dayanak kayıtları ile ispat etmekle yükümlüdür.
Bütün bu anlatımlardan sonra somut olayımıza dönecek olursak; davacıların dava dilekçelerinde açık bir şekilde geçersiz vekaletnameler ile toplantıya katılmaya yetkili olmayan kişilerin genel kurula katılarak oy kullandıklarını ileri sürerek toplantının tümden iptalini de talep ettikleri görülmektedir. Diğer yandan bakanlık temsilcisinin de toplantıyı terk edenler olması nedeniyle nisabın kontrol edilmesi gerektiği yönünde divan başkanlığını uyardığı ileri sürülmüştür. Bu nedenle dosya üzerinden yapılan incelemeye dayalı düzenlenen bilirkişi raporu ile yetinilmesi doğru değildir. Hal böyleyken mahkememizce yeni bir ek inceleme günü tayin edilerek, davalı kooperatifin dava konusu genel kurula ilişkin tüm kayıt ve evrakları sunması için meşruhatlı davetiye ile davet edilmesi (tayin olunan gün ve saatte belgelerin sunulmaması halinde toplantının sıhhati yönünden mevcut delillere göre karar verilebileceği de hatırlatılarak), gerektiğinde ve talep halinde HMK’nın 278/son maddesi gereğince bilirkişilere kayıtlar üzerinde yerinde inceleme yetkisi tanınarak, vekaletnameler tek tek incelenmek suretiyle usul ve yasaya uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, toplantıya katılma yetkisi olmayan kişilerin katılım sağlayarak oy kullanıp kullanmadıkları, yetkisiz/usulsüz katılım söz konusu ise bunun toplantı ve karar nisabına etki edip etmediği yönünden ek rapor aldırılması gerektiği kanaati ile değerli çoğunluğun kararına bu yönden iştirak olunmamıştır.