Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/271 E. 2021/231 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/271 Esas
KARAR NO : 2021/231
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ : 18/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kimyevi maddeler alım-satımı ile ilgili faaliyet gösterdiğini, bu çerçevede davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, davalının sünger üretimi yapan bir firma olduğunu ve müvekkilinden sünger yapımında kullanılan kimyevi madde satın aldığını, ancak tüm uyarılara rağmen alman ürünlerin bedelinin ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine….İcra Müdürlüğünün 2019-… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe itiraz ederek borcu kabul etmediğini, oysa dava konusu ürünleri sevk irsaliyeleri ile birlikte davalı yana teslim edildiğini, daha önce de ürün satışı ve mal tesliminin yapıldığını ve herhangi bir sorun yaşanmadığını, yapılan ticaretin BA ve BS formlarının incelenmesi ile de görüleceğini beyan ederek, davalı itirazının iptaline ve takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça iddia edilen icra takibine konu edilen alım satım gerçekleştiği hususunun gerçek dışı olduğunu, dava konusu ürünlerin tek bir araç ile müvekkiline teslim edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bununla birlikte müvekkili şirketin alacaklı, davacı yanın da borçlu olduğu bir icra dosyasının mevcut olduğunu, bu nedenle …İcra Müdürlüğü’nün 2019-… esas sayılı dosyasının da celbini talep ettiklerini, davacının borçtan kurtulma amacı ile davaya konu malları “teslim etmiş” gibi göstererek borçlu olmaktan kaçındığını, teslimi gerçekleştiği iddia edilen malların nakliye ile taşınmasının uygun olup olmadığının da bilinmediğini, bu sebepten dolayı araç plakasının araştırılmasını ve malların tesliminin gerçekleştiği tarihte ücretli (…/…) geçiş yollarından geçip geçmediğinin de araştırılmasını talep ettiklerini, sonuç olarak müvekkilinden kendisine teslim edilmeyen malların ücretinin ödenmesinin beklenemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 694.845.-TL asıl alacağa % 19,50 Avans faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 01.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 05.03.2019 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 06.10.2020 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; ” Davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olduğu, kapanış onayının ise bulunmadığı, davacı ticari defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Mahkemenizin takdirinde bulunduğu. Davalı yanın ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle, KAYDİ borç alacak tespitinin davalı defterleri açısından işbu aşamada yapılamadığı, ancak davalı yanın, davacının alacağına dayanak yaptığı faturaları BA-BS formu ile maliyeye beyan ettiği görülmekle; bu faturaları tebelllüğ etmiş olduğunun anlaşıldığı, faturaya konu emtiayı teslim aldığına dair ise herhangi bir irsaliye veya tesellüm fişinin dosyada bulunmadığı, davalının bu faturalara karşı iade faturası düzenlediği veya yasal yoldan iade ettiğine dair de dosya içerisinde mali bir verinin olmadığı. Davacı yanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda ise, davalı yandan 31.12.2018 tarihi itibarı ile KAYDİ olarak 764.845,17 TL alacaklı göründüğü, ancak davacının dava dilekçesinde, 694.845,00 TL talep ettiği, HMK 26.maddesine göre taleple bağlılık ilkesi hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğu” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davanın, davalı yana fatura karşılığında satışı yapılan ürünlerin bedelinin ödenmediği iddiası ile alacağının tahsili için yaptığı icra takibine itiraz edilmesi üzerine bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Dava, itirazın iptali davasıdır.
Davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olduğu, kapanış onayının ise bulunmadığı, davacı ticari defterlerinin HMK 222’ye göre diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı yanın alacağına dayanak olan, davalı yana düzenlenmiş olduğu faturaların 12 adet olup TOPLAM 3.166.386,73 Tl tutarında olduğu yaptırılan bilirkişi incelemesi ile belirlenmiştir.
Ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari deftendin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve -ksıpanış onaylan yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Davacı yan tarafından dosyaya sunulan faturaların toplam 3.166.386,73 TL tutarında olduğu, bahse konu faturalar üzerinde ilişki irsaliyelerin numaralarının bulunduğu, ancak sevk irsaliyelerinin ibraz edilmediği, davalının ise ürünlerin teslimatına ilişkin itirazının olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu… Adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için ya düzenlenen faturayı aldığı halde 8 gün içinde münderecatına itiraz etmemiş olması ve faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin borçluya tesliminin yapılmadığının ispatlanması suretiyle alacaklının fatura düzenleme hakkının doğmadığının ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Davacı yan tarafından dosyaya sunulan 28.03.2018 tarihli mutabakat mektubunda, davalının 2 adet faturadan (KDV hariç) 28.03.2018 tarihi itibarı ile 354.951,64 TL borçlu olarak göründüğü, işbu mutabakat mektubunda her iki yana ait imza ve kaşe bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı yana ait sunulan 2017 ve 2018 yılı BA (Bildirim Alış) formları üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı yandan yapılan alımların icmali aşağıdaki gibi çıkarılmıştır. 2017 yılına ait 7 adet belge ile 1.747.062,00 Tl borç bulunduğu, 2018 yılına ait 5 adet belge ile 936.324,00 Tl borç bulunduğu TOPLAM 2.683.386,00 Tl olduğu görülmüştür.
Bu formlardan görüleceği üzere, davalı yanın, davacı yandan 2017 ve 2018 yılındaki alımlarının KDV hariç toplam 2.683.386,00 TL olarak beyan edildiği tespit edilmiştir. İşbu tutara % 18 KDV ilave edilmesi halinde, yukarıda icmali çıkartılan fatura toplamı olan (2.683.385,00 TL x 0,18)= 3.166.386,73 TL tutara isabet ettiği, görülmekle, davalının bahse konu faturaları tebellüğ ederek maliyeye beyan etmiş olduğu, ancak ticari defterlerine kayıt edip etmediğinin defterleri ibraz etmekten kaçındığından tespit edilememiştir. Faturaların tebellüğ edilmesine karşın geri gönderildiği veya iade edildiğine dair de dosya içerisinde herhangi bir mali veri ve iddia bulunmamaktadır.
Yukarıda detayı açıklandığı üzere, dosyanın tarafımızda bulunduğu süre içerisinde davalının ticari defterlerini ibraz etmediğinden, davacı yanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda ise, davalı yandan 31.12.2018 tarihi itibarı ile KAYDİ olarak 764.845,17 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir.
Davalı yanın ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle, KAYDİ borç/alacak tespitinin davalı defterleri açısından işbu aşamada yapılamadığı, ancak davalı yanın, davacının alacağına dayanak yaptığı faturaları BA-BS formu ile maliyeye beyan ettiği görülmekle; bu faturaları tebelllüğ etmiş olduğunun anlaşılmaktadır.
Davacı yanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda ise, davalı yandan 31.12.2018 tarihi itibarı ile KAYDİ olarak 764.845,17 TL alacaklı göründüğü, ancak davacının dava dilekçesinde, 694.845,00 TL talep ettiği, HMK 26.maddesine göre taleple bağlılık ilkesi gereğince bu miktarı dikkate almak gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 694.845.-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara Avans faizi uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİY 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 138.969.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-İş bu asıl davanın kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 694.845.-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara Avans faizi uygulanmasına,
%20 icra inkar tazminatı tutarı 138.969.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 47.464,86-TL ilam harcından peşin alınan 8.341,20-TL’nin mahsubu ile bakiye 39.123,66-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 8.341,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 8.395,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 51.792,25-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.150,00-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının karşıladığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oyçokluğuyla verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.18/03/2021

BAŞKAN …
(M)
ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

MUHALEFET ŞERHİ
Davacı defterleri kapanış onayı olmaması nedeniyle HMK 222/4 maddesi gereğince davacı lehine delil teşkil etme imkanı taşımadığı gibi, davacı dayanmış olduğu irsaliyeleri ibraz etmemiş, davalı tarafta mutabakat belgelerindeki imzalara itiraz ettiği gibi, irsaliyelerdeki malların tek bir araç ile taşımayacağına ilişkin itirazda bulunmuş olup, tum bu hususlara göre somut olayımızda sadece BA-BS formları ile davaya konu faturaların bildirilmiş olması teslimin ispatı açısından yeterli olmadığı kanaatiyle sayın çoğunluğun kabul yönündeki görüşüne muhalifim.

BAŞKAN …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”