Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/260 E. 2020/881 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/260 Esas
KARAR NO : 2020/881
DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/06/2017
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 02.06.2017 dava dilekçesinde, özetle; Müvekkilinin ….Noterliğinin 12/10/2015 tarih, … Yevmiye no.lu araç satış sözleşmesi ile davalılardan … marka 2008 model bir araç satın aldığını, satım sözleşmesine konu araçla ilgili olarak, aracın yurtdışından ithali sırasında bir takım yanıltıcı belgeler kullanıldığına dair bir idari inceleme neticesinde mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verildiğini, araç kaydına … Gümrük Müdürlüğü’nün 27/10/2016 tarih … sayılı işlemi ile satılamaz şerh konulduğunu, müvekkilinin, aracını sattığı bir müşterisine devretmek üzen noterde işlem yapmak için gittiğinde şerhten haberdar olduğunu, davalı satıcının satmış olduğu eşya ile ilgili olarak alıcı müvekkiline karşı ayıba karşı tekeffül ve zapta karşı tekeffül hüküm kapsamında sorumluluğunun bulunduğunu, gümrük idaresinin yaptığı işleme göre araç, hukuken ayıplı bir araç olduğunu, aynı türden araçlarla ilgili olarak özel bir kanuni düzenleme yapıldığını, bu düzenleme kapsamında, aracının kaydında tedbir bulunan veya aracı hakkında el koyma karar verilen ve yahut da aracı ile ilgili mülkiyetin kamuya geçirilmesine dair karar verilen maliklere, belli bir bedel ödemek şartıyla araçların kaydımdaki tedbirin kaldırılması imkanı tanındığı, düzenlemeye göre, araçların güncel malikleri, idareye, araç ilk tescil edildiği tarihteki ÖTV’ nin %25′ i kadar ödeme yaptıkları takdirde araçların kaydındaki şerhlerin kaldırılacağı hükme bağlandığını müvekkilinin de bu düzenlemeden yararlanıp, idareye müracaat ederek şerhin kaldırılması için ödenmesi lazım gelen meblağının hesaplanmasını istediğini müvekkilinin, düzenleme kapsamında 16.053,35-TL ödediğini araç kaydındaki şerhin kaldırılacağı kendisine tebliğ edildiğini, müvekkilinin de bu ödemeyi ekte bir sureti sunulu dekont ile idareye ödediğini belirterek davalının sattığı aracın mülkiyetini elinde tutak maksadıyla müvekkili tarafından idareye yapılan 16.053,35 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 06.07.2017 tarihli cevap dilekçesine özetle; taraflar arasında yapılan araç satış sözleşmesinin yapılmasında davacı tarafın haberdar olduğunu, öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını belirterek usul yönünden yetkisizlik nedeniyle, esas yönünden de görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 25.06.2020 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Dava konusu … plaka sayılı araç 2008 model, … marka … TDI tipinde arazi taşıtıdır. Gümrük Müdürlüğünün ilgili yazısında, araçla ilgili yapılan inceleme neticesinde, 6770 sayılı kanunun 13.maddesi doğrultusunda, “…Gümrük Kanuna Göre Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi Kararı Verilen Sahiplerine İadesi Hakkında yönetmeliğin…” ilgili maddeleri uyarınca 64.214,38 TL ÖTV’ye tekabül eden tutarın ödenmesi talep edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Talep edilen tutarın aracın teknik değerleri ile ilgili olmayıp gümrük mevzuatına aykırı hareketten kaynaklanmış olduğu görülmüştür. Neticeten, Yukarıdan beri yapılan inceleme ve değerlendirmelerimiz sonucunda; Huzurdaki davada davalı tarafın Gümrük mevzuatına aykırı davrandığının kabulünün gerekeceği ve bu bağlamda davacı tarafın davalı taraftan 16.053,35-TL talep edebileceği” Sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen gümrük dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacının ….Noterliğinin 12.10.2015 tarih, … Yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile davalılardan … marka 2008 model bir araç satın aldığı anlaşılmaktadır. Bu satım sözleşmesine konu araçla ilgili olarak, aracın yurtdışından ithali sırasında bir takım yanıltıcı belgeler kullanıldığına dair bir idari inceleme neticesinde mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu araç kaydına Gebze Gümrük Müdürlüğü’nün 27/10/2016 tarih …sayılı işlemi ile satılamaz şerh konulmuştur. Yasal düzenleme kapsamında, aracının kaydında tedbir bulunan veya aracı hakkında el koyma karar verilen ve yahut da aracı ile ilgili mülkiyetin kamuya geçirilmesine dair karar verilen maliklere, belli bir bedel ödemek şartıyla araçların kaydımdaki tedbirin kaldırılması imkanı tanınmıştır. Bu düzenlemeye göre, araçların güncel malikleri, idareye, araç ilk tescil edildiği tarihteki ÖTV’ nin %25′ i kadar ödeme yaptıkları takdirde araçların kaydındaki şerhlerin kaldırılacağı hükme bağlandığını davacının da bu düzenlemeden yararlanıp; idareye müracaat ederek şerhin kaldırılması için ödenmesi lazım gelen meblağının hesaplattırarak düzenleme kapsamında 16.053,35-TL ödediğini araç kaydındaki şerhin kaldırılacağı kendisine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı davalının sattığı aracın mülkiyetini elinde tutak maksadıyla idareye yapılan 16.053,35 TL’nin davalıdan tahsili için bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava Dosyasındaki belgelere göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 12.10.2015 tarihli araç satış sözleşmesi ile davacıya satılan araç nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığı, davalının zapta karşı tekeffül ve ayıba karşı tekeffül kapsamında sorumlu olup olmadığı, davacı tarafından 6770 sayılı kanunun 13.. Mad. Gereğince, gümrük müdürlüğü hesabına yatırılan bedelden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Alıcı davacı yan ile Satıcı davalı … arasında … Plakalı 2008 Model … Tipi aracın 130.000 TL tutar karşılığında satış işlemine ait … Noterliğinden 12.10.2015 tarihli … yevmiye no.lu Araç Satış Sözleşmesi akdedilmiş olduğu görülmüştür.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın … Sayılı yazısı: “Söz konusu araçla ilgili Müdürlüğümüzce yapılan inceleme neticesinde; 6770 sayılı Kanunun 13. Maddesi doğrultusunda “Gümrük Kanuna göre Mülkiyetin Kamuya geçirilmesi Kararı verilen kara taşıtlarının sahiplerine iadesi hakkında Yönetmeliğin 1/2 . maddesi 5/1-3. Maddesi ve 7/1. Maddesi uyarınca 64.213,38 Tl. ÖTV’ye tekabül eden (64.213,38 Ti. x %25) 16.053,35 Tl.’nin Gümrük Saymanlık Müdürlüğünün … Bankası … Şubesinin … hesaplarına Şase numarası belirtilerek yatırılmasını ve alındı belgesinin bir örneğinin Müdürlüğünüze ibrazını rica ederim…” denmiştir.
… tarafından Gümrük Saymanlık Müdürlüğü’ne 30.05.2017 tarihinde …aracılığı ile 16.053,35 TL tutarlı ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Dava konusu … plaka sayılı araç 2008 model, … marka … tipinde arazi taşıtıdır. Gümrük Müdürlüğünün ilgli yazısında, araçla ilgili yapılan inceleme neticesinde, 6770 sayılı kanunun 13.maddesi doğrultusunda, “…Gümrük Kanuna Göre Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi Karan Verilen Sahiplerine İadesi Hakkında yönetmeliğin…” ilgili maddeleri uyarınca 64.214,38 TL ÖTV’ye tekabül eden tutarın ödenmesi talep edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Talep edilen tutarın aracın teknik değerleri ile ilgili olmayıp gümrük mevzuatına aykırı hareketten kaynaklanmış olduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada davalı tarafın Gümrük mevzuatına aykırı davrandığının kabulünün gerekeceği ve bu bağlamda davacı tarafın davalı taraftan 16.053,35 TL talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davacının faiz istemi olmamıştır.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile 16.053,35-TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kabulü ile 16.053,35 Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 1.096,60-TL nin peşin alınan 274,16-TL den düşümü ile kalan 822,44-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 305,56-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.573,93-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza