Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/258 E. 2021/449 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/258 Esas
KARAR NO:2021/449

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/05/2019
KARAR TARİHİ:27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar ile Müvekkili Banka arasında ticari ilişki kurulup kredi kullandırıldığını bunu karşılığında davalı şirket ve müteselsil kefiller … ve … ile 21.12.2017 tarihli 10.000.000,00-TL’lik genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı Şirket ve davalı kefiller tarafından kredi ödemelerinin zamanında yapılmadığını, bunun üzerine davalı şirket ve kefillere … Yevmiye nolu, 06.03.2019 tarihli …. Noterliği tarafından gönderilen ihtarname ile hesapları kat edildiğini, noter tarafından gönderilen ihtarnameye süresinde itiraz edilmediğini ve ihtarda verilen süreye rağmen borcun ödenmediğini, temerrüte düşen borçlular aleyhine …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasıyla 453.447,35-TL (faiz ve vekalet ücreti masraflar hariç) alacakları için 21.03.2019 tarihinde icra takibi başlatıldığını ve borçluların vekili aracılığı ile takibe itiraz ettiklerini, icra dairesinin takibin geçici olarak durdurulmasına kara verdiğini ve takibin durduğunu, takibe itiraz edildiğine dair alacaklı vekili olarak taraflarına buna ilişkin tebligat gelmediğini, borçluların itirazının haksız olup, borçluların itirazlarında kötü niyetli olduklarını, davalılar vekilinin dilekçesinde faize de itiraz ettiğini, hem müvekkili banka hem de davalının tacir olup aralarında yer alan işin ticari olduğunu, tarafların hem sözleşmesel faizi hem de temerrüt faiz oranını sözleşme ile serbetçe kararlaştırma hakkına sahip olduklarını, davalılar vekilinin borca itirazını da kabul etmenin mümkün olmadığını, hesap hareketlerinden de görüleceği üzere son kredi kullanımından itibaren herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile borçlunun yetki itirazının iptalini, takibin …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası üzerinden devamını, borçlunun borca itirazının iptalini, takibin devamına haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı bankanın dava dilekçesine konu beyanlarının haksız ve kötü niyetli olup kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafından usulüne uygun olarak hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmediğini, müvekkillerinin muaccel olan hiçbir borcu bulunmamakla birlikte temerrütü düşürülmediklerinden işlemiş faizin de istenemeyeceğini, gönderilen ihtarnamede davalıların hangi tarihli kredi sözleşmesine ilişkin olarak hangi hesabının kat edildiği ve hangi hesabının ne kadar ana para borcu, ne kadar faiz borcu olduğu, kefil sıfatı ile kimlerin hangi sebeple ne kadar sorumluluğu bulunduğu iddialarının belirsiz kaldığını, davacı tarafından usulsüz olarak gönderilen hesap kat ihtarnamesine itiraz edilmiş olduğundan borç muaccel hale gelmediğini dolayısıyla temerrüt şartlarınında oluşmadığını, davacı tarafın asıl alacağa fahiş oranlarda temerrüt faiz işletmesi hukuka aykırılık teşkil etmekte olduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkillerinin davacıya hiçbir suretle borçlarının bulunmadığını, davacı tarafın hukuken yersiz ve dayanaksız iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
Mahkememizin 27/09/2019 tarihli celsesi, 4 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin … tarihli raporunda özetle;
“SONUÇ:
1-Davacı banka ile davalı kredi borçlusu/lehtarı …. ŞTİ. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Kefalet Limiti ve Davalı Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitlerinin 10.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarı 445.840,00 TL’nin kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrütü ve bunun sonuçlarından sorumlu olduklarının düşünülebilineceği,
Sayın mahkemenin ara kararı uyarınca hem sözleşme koşullarına ve hem de 3095 sayılı K.’nun 2/3 m. ile TBK’nin 120 m. göre tespit edilen temerrüt faiz oranlarına göre yapılan TERDİTLİ hesaplama sonuçları aşağıda (A) ve (B) bentleri altında ayrı ayrı sunulmuştur.
3.A-) TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE HESAPLANAN BANKA ALACAĞI:
Sözleşme koşullarına göre belirlenen temerrüt faiz oranı dahilinde yapılan hesaplama sonuçları;
A) Nakdi krediler yönünden

Alacak Kalemleri
Talep edilen
Hesaplanan
Talep edilmesi gereken
Asıl Alacak-Spot kredi hesabı
353.893,11
353.893,11
353.893,11
İşlemiş temerrüt faizi
12.103,42 (5.592,74+6.410,68=)
9.732,06
9.732,06
2) Asıl Alacak-Kredili mevduat hes. krd.
58.307,32
57.590,19
57.590,19
İşlemiş temerrüt faizi
0,00
387,01
0,00
%5 Gider vergisi (BSMV)
0,00
505,95
0.00
TOPLAM ALACAK
424.303,85
422.108,32
421.215,36

Sayın mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 3.088,49 TL (424.303,85 – 421.215,36=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl akacak tutarı (Rotatif kredi için) 353.893,11 TL’na yıllık %90 oranında ve asıl alacak tutarı (KMH için) 57.590,19 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,24 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
B) Gayrinakdi Kredilerin DEPO edilmesi yönünden:
Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen (2) adet çek yaprağından dolayı toplam 4.060,00 TL’sinin (2.030,00 TL x 2 adet çek yaprağı=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirket ve davalı kefil tarafından DEPO edilmesi gerektiği kanısına ulaşıldığı,
3.B) TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE HESAPLANAN BANKA ALACAĞI:
3095 sayılı K.’nun 2/2 m. ile TBK’nun 120. m. göre belirlenen temerrüt faiz oranı dahilinde yapılan hesaplama sonuçları;
A) Nakdi kredilen yönünden

Alacak kalemleri
Talep edilen
Hesaplanan
Talep edilmesi gereken
1)Asıl Alacak-Spot kredi hesabı
353.893,11
353.893,11
353.893,11
İşlemiş temerrüt faizi
12.103,42 (5.692,74 + 6.410,68=)
4.217,23
4.217.23
2)Asıl alacak-Kredili mevduat hes. krd.
58.307,32
57.590,19
57.590.19
İşlemiş temerrüt faizi
0,00
387,01
0,00
%5 Gider vergisi (BSMV)
0,00
230,21
0,00
Toplam Alacak
424.303,85
416.317,75
415.700,53

Sayın mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 8.603,32 TL (424.303,85 – 415,700,53=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı (Rotatif kredi için) 353.893,11 TL’na yıllık %39 oranında ve asıl alacak tutarı (KMH için) 57.590,19 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,24 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve buun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte alacağın istenilebileceği,
B) Gayrinakdi Kredilerin DEPO edilmesi yönünden:
Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen (2) adet çek yaprağından dolayı toplam 4.060,00 TL’sının (2.030,00 TL x 2 adet çek yaprağı=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirket ve davalı kefil tarafından DEPO edilmesi gerektiği kanısına ulaşıldığı,
C-)DAVA TARİHİNDEN (13.05.2019) SONRA OLMAK ÜZERE 05/06/2019 tarihinde 55.598,00 TL tutarında kısmi tahsilat sağlanmıştır. İşbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği,
Sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 22/10/2020 tarihli celsesi, 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 04/12/2020 tarihli ek raporunda özetle;
“SONUÇ:
Kök raporun revize edilmiş en son hali toplu olarak aşağıda arz edilmiştir.
1-Davacı banka ile davalı kredi borçlusu/lehtarı …. ŞTİ. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Kefalet Limiti ve Davalı Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitlerinin 10.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarı 445.840,00 TL’nin kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrütü ve bunun sonuçlarından sorumlu olduklarının düşünülebilineceği,
Sayın mahkemenin ara kararı uyarınca hem sözleşme koşullarına ve hem de 3095 sayılı K.’nun 2/3 m. ile TBK’nin 120 m. göre tespit edilen temerrüt faiz oranlarına göre yapılan TERDİTLİ hesaplama sonuçları aşağıda (A) ve (B) bentleri altında ayrı ayrı sunulmuştur.
3.A-) TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE HESAPLANAN BANKA ALACAĞI:
Sözleşme koşullarına göre belirlenen %90 oranındaki temerrüt faizi dahilinde yapılan hesaplama sonuçları;
A) Nakdi krediler yönünden

Alacak Kalemleri
Talep edilen
Hesaplanan
Talep edilmesi gereken
Asıl Alacak-Spot kredi hesabı
353.893,11
353.893,11
353.893,11
İşlemiş temerrüt faizi
12.103,42 (5.592,74+6.410,68=)
9.732,06
9.732,06
2) Asıl Alacak-Kredili mevduat hes. krd.
58.307,32
57.590,19
57.590,19
İşlemiş temerrüt faizi
0,00
387,01
0,00
%5 Gider vergisi (BSMV)
0,00
505,95
0.00
TOPLAM ALACAK
424.303,85
422.108,32
421.215,36

Sayın mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 3.088,49 TL (424.303,85 – 421.215,36=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl akacak tutarı (Rotatif kredi için) 353.893,11 TL’na yıllık %90 oranında ve asıl alacak tutarı (KMH için) 57.590,19 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,24 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
B) Gayrinakdi Kredilerin DEPO edilmesi yönünden:
Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen (2) adet çek yaprağından dolayı toplam 4.060,00 TL’sinin (2.030,00 TL x 2 adet çek yaprağı=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirket ve davalı kefil tarafından DEPO edilmesi gerektiği kanısına ulaşıldığı,
3.B) TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE HESAPLANAN BANKA ALACAĞI:
3095 sayılı K.’nun 2/2 m. ile TBK’nun 120. m. göre belirlenen %19.50 oranındaki temerrüt faizi dahilinde yapılan hesaplama sonuçları;
A) Nakdi kredilen yönünden

Alacak kalemleri
Talep edilen
Hesaplanan
Talep edilmesi gereken
1)Asıl Alacak-Spot kredi hesabı
353.893,11
353.893,11
353.893,11
İşlemiş temerrüt faizi
12.103,42 (5.692,74 + 6.410,68=)
2.108,61
2.108.61
2)Asıl alacak-Kredili mevduat hes. krd.
58.307,32
57.590,19
57.590.19
İşlemiş temerrüt faizi
0,00
387,01
0,00
%5 Gider vergisi (BSMV)
0,00
230,21
0,00
Toplam Alacak
424.303,85
414.209,13
413.591,91

Sayın mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 10.711,94 TL (424.303,85 – 413,591,91=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı (Rotatif kredi için) 353.893,11 TL’na yıllık %19,50 oranında ve asıl alacak tutarı (KMH için) 57.590,19 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,24 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte alacağın istenilebileceği,
B) Gayrinakdi Kredilerin DEPO edilmesi yönünden:
Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen (2) adet çek yaprağından dolayı toplam 4.060,00 TL’sının (2.030,00 TL x 2 adet çek yaprağı=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirket ve davalı kefil tarafından DEPO edilmesi gerektiği kanısına ulaşıldığı,
C-)DAVA TARİHİNDEN (13.05.2019) SONRA OLMAK ÜZERE 05/06/2019 tarihinde 55.698,00 TL tutarında kısmi tahsilat sağlanmıştır. İşbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği,
Sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 25/02/2021 tarihli celsesi, 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 04/12/2020 tarihli ek raporunda özetle;
“SONUÇ:
Kök raporun revize edilmiş en son hali toplu olarak aşağıda arz edilmiştir.
1-Davacı banka ile davalı kredi borçlusu/lehtarı …. ŞTİ. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Kefalet Limiti ve Davalı Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitlerinin 10.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarı 445.840,00 TL’nin kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrütü ve bunun sonuçlarından sorumlu sayılabilecekleri nazara alınarak, borcun tamamından müteselsilen sorumlu oldukları düşünülebilineceği,
Sayın mahkemenin ara kararı uyarınca hem sözleşme koşullarına ve hem de 3095 sayılı K.’nun 2/3 m. ile TBK’nin 120 m. göre tespit edilen temerrüt faiz oranlarına göre yapılan TERDİTLİ hesaplama sonuçları aşağıda (A) ve (B) bentleri altında ayrı ayrı sunulmuştur.
3.A-) TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE HESAPLANAN BANKA ALACAĞI:
Sözleşme koşullarına göre belirlenen %90 oranındaki temerrüt faizi dahilinde yapılan hesaplama sonuçları;
A) Nakdi krediler yönünden

Alacak Kalemleri
Talep edilen
Hesaplanan
Talep edilmesi gereken
Asıl Alacak-Spot kredi hesabı
353.893,11
353.893,11
353.893,11
İşlemiş temerrüt faizi
12.103,42 (5.592,74+6.410,68=)
9.732,06
9.732,06
2) Asıl Alacak-Kredili mevduat hes. krd.
58.307,32
57.590,19
57.590,19
İşlemiş temerrüt faizi
0,00
387,01
0,00
%5 Gider vergisi (BSMV)
0,00
505,95
0.00
TOPLAM ALACAK
424.303,85
422.108,32
421.215,36

Sayın mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 3.088,49 TL (424.303,85 – 421.215,36=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl akacak tutarı (Rotatif kredi için) 353.893,11 TL’na yıllık %90 oranında ve asıl alacak tutarı (KMH için) 57.590,19 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,24 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
B) Gayrinakdi Kredilerin DEPO edilmesi yönünden:
Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen (2) adet çek yaprağından dolayı toplam 4.060,00 TL’sinin (2.030,00 TL x 2 adet çek yaprağı=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirket ve davalı kefil tarafından DEPO edilmesi gerektiği kanısına ulaşıldığı,
3.B) TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE HESAPLANAN BANKA ALACAĞI:
3095 sayılı K.’nun 2/2 m. göre mukayese edilen akdi faiz oranı temerrüt faizi olarak kabul edilip, buna göre belirlenen %25.25 oranındaki temerrüt faizi dahilinde yapılan hesaplama sonuçları;
A) Nakdi kredilen yönünden

Alacak kalemleri
Talep edilen
Hesaplanan
Talep edilmesi gereken
1)Asıl Alacak-Spot kredi hesabı
353.893,11
353.893,11
353.893,11
İşlemiş temerrüt faizi
12.103,42 (5.692,74 + 6.410,68=)
2.730,38
2.730.38
2)Asıl alacak-Kredili mevduat hes. krd.
58.307,32
57.590,19
57.590.19
İşlemiş temerrüt faizi
0,00
387,01
0,00
%5 Gider vergisi (BSMV)
0,00
155,87
0,00
Toplam Alacak
424.303,85
414.756,56
414.213,68

Sayın mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 10.090,17 TL (424.303,85 – 414,213,68=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı (Rotatif kredi için) 353.893,11 TL’na yıllık %25,25 oranında ve asıl alacak tutarı (KMH için) 57.590,19 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,24 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte alacağın istenilebileceği,
B) Gayrinakdi Kredilerin DEPO edilmesi yönünden:
Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen (2) adet çek yaprağından dolayı toplam 4.060,00 TL’sının (2.030,00 TL x 2 adet çek yaprağı=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirket ve davalı kefil tarafından DEPO edilmesi gerektiği kanısına ulaşıldığı,
C-)DAVA TARİHİNDEN (13.05.2019) SONRA OLMAK ÜZERE 05/06/2019 tarihinde 55.698,00 TL tutarında kısmi tahsilat sağlanmıştır. İşbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği,
Sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat’ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
GKS’mesi, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, tarafların ticari defterleri, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
GKS gereğince düzenlenen hesap kat ihtarı 08.03.2019 tarihi itibariyle her üç davalıya tebliğ edilmiş olup, verilen 1 günlük sürenin sonu olan 10.03.2019 tarihi itibariyle de davalılar temerrüde düşmüştür.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, davalı kefiller İlkşen’in eş muvafakatının bulunduğu, diğer davalı kefil Baki’nin ise şirket ortağı olması nedeniyle eş muvafakatına gerek olmadığı, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu anlaşılmıştır.
TBK’nun 589 ve 590. maddesine göre; “Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur.
Kefilin/lerin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, asıl borçlunun temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumludurlar.
Ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir.
Davalı taraf, kat ihtarnamesinde davalıların hangi tarihli kredi sözleşmesine ilişkin olarak hesabı kat edildiği, ana para ve fer’ilerinin ayrı ayrı ne olduğu, kefillerin ne kadarlık miktardan sorumlu olduğu bilirtilmediğinden kat ihtarının usulüne uygun olmadığı savunulmuş ise de kat ihtarının geçerliliği için bu hususlar gerekli olmayıp, ihtarda hesap numarası da bildirilmiştir.
Davalı taraf, GKS’nin genel işlem koşullarına aykırılık teşkil ettiğini iddia etse de hangi maddenin genel işlem koşullarına aykırılık teşkil ettiğini somutlaştırıp, gerekçelerini de sunmadığı gibi GKS’nin 2.7.1. Maddesi dışında genel işlem koşullarına aykırılık mahkememizce tespit edilmemiştir.
Davalı taraf istenen faiz oranının fahiş olduğunu iddia etmiş ise de KMH kredi açısından faizin zaten TCMB tebliğleri ile sınırlandırılmış olup, fahiş olmadığı, spot kredi açısından ise ticari işlerde TBK’nun 88. ve 120. maddelerinin uygulanamayacağı gerekçesine gitmeden önce zaten mahkememizce GKS’nin 2.7.1. Maddesinin Borçlar Kanunun 27 ve Anayasanın 12. Maddesini ihlal etmesi nedeniyle 3095. S.Knun 2/2. Maddesinin uygulanmasına karar verilmesi nedeniyle bu savın irdelenmesi de gerekmediği anlaşılmıştır.
Teknik ayrıntısı yukarıda özelenmeye çalışıldığı ve 2. ek bilirkişi raporunda 3-b başlığı altında 3095 sayılı Kanunun 2/2. Maddesine göre yapılan hesaplamada tam detayı olduğu üzere bilirkişi tarafından hesap kat tarihinde, takip tarihinde asıl alacak hesaplanmıştır.
GKS’nin 2.7.1. Maddesindeki temerrüt faizine ilişkin düzenleme “Bankanın TCMB’na bildirmiş olduğu kısa, orta, uzun vadeli cari kredi faizlerinden en yüksek olanın % 50 fazlası …” olacağı kararlaştırılmıştır. Buna göre somut olayımızda bu sözleşme maddesi gereğince temerrüt faizi oranı % 90′ olmaktadır.
KMH kredi açısından işleyecek temerrüt faizi oranı TCMB’nın 2006/1 ve 2013/8 sayılı tebliğleri gereğince kredi kartlarına uygulanan gecikme faiz oranın geçmemek şartıyla % 30,24 değişen oranlarda temerrüt faizi ise de; spot kredi açısından GKS’nin 2.7.1. Maddesindeki temerrüt faizi oranına ilişkin düzenlemenin geçerliliğinin tartışılması gerekmektedir.
TCMB’na bildirilen uygulanabilecek en yüksek faiz oranı uygulaması ticari hayatın gereklerine aykırı, banka müşterisini boyunduruk altına alan bir düzenleme olarak kullanılmaktadır. Tamamen keyfe göre isterler ise sözleşmesel temerrüt faizi oranın tamamı üzerinden temerrüt faizi talep ederken isterlerse bu oranın çok altında temerrüt faizi talep etmektedirler. Sözleşmedeki bu düzenlemelerin bankaların ticari faaliyetlerin niteliği gerekçesiyle hukuka uygun görülemeyeceği – müsamaha gösterilmesi gerekmeyeceği- de gerek yine bankların bu çelişkili davranışları ile gerek ise hukuki belirliliğin bankalar dahil tüm birey ve kuruluşlar için temel gereklilik olmasından açıkça anlaşılmaktadır. Bu hususta daha fazla ayrıntı için Ticari Kredilerde Temerrüt Faizi oranının Sözleşme Eliyle Bankaların inisiyatifine Bırakılması Sorunu ( Barış Bahçeci – http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2017-128-1632) bakılabilir.
“Bankanın TCMB’na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranı” piyasada karşılığı olan, piyasa dinamikleri içinde belirlenen bir oran olmayıp, bu oranın belirlenmesinde güncel hukuk anlayışının ve mevzuatın bir sınırlaması bulunmamaktadır. “Bankanın TCMB’na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranı” satışı yapılan bir faiz oranı olarak hiç bir zaman uygulanmamıştır. Piyasa şartları dışında bir faiz oranı olup, ülke veya kişi bazındaki ekonomik krizlerde ülke veya kişi geleceği üzerinde – bir önceki kiriz ile en son kriz arasında ülkede biriken hasılanın erimesine, şirketlerin yok olmasına neden olacak belirsizlikte ve adaletsizliktedir.
Doktrinde, kredi sözleşmelerinde bankaların tek taraflı faiz artırım hakkına sahip kılan hükümlerin hukuka aykırı olmadığı, bununla beraber, TMK md 2’de belirlenen çerçevede kullanılması gerektiği ileri sürülmüş ise de, somut olayımızdaki “Bankanın TCMB’na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranı” baz alınarak yapılan sözleşmesel düzenlemenin ticari hayatta yarattığı tehlikenin ağırlığı ile birlikte, -elbetteki bankaların sattıkları kredilerdeki faiz oranlarının ekonomik gelişmelere uygun olarak güncelleyebilmesi gerekli ise de- satılan kredilen açısından faiz oranlarını başkaca sözleşmesel temerrüt faizi düzenlemeleri ile zaten bankalar güncelleyebilme imkanları olduğu dikkate alındığında hukuka aykırı bu şartın geçerliliğin bir çok yargısal süreç sonrasında muallakta bırakmanın hukuki bir mantığı da bulunmamaktadır. Bir çok genel kredi sözleşmelerinde bankanın aynı tür kredi için temerrüt tarihinde FİİLEN uyguladığı faiz oranı baz alınarak temerrüt faizi oranın belirlenmesi sözleşmesel olarak hukuka uygun bir şekilde kararlaştırılabilmektedir. Nihayetinde fiilen uygulanan faizin baz alınmasında, bankanın keyfi iradesine bırakılmış bir faiz oranı değil, satışı yapılan -piyasa tarafından kontrol edilen- bir kredi faiz oranı baz alınmaktadır. Bunun gibi uygulamada libor faiz, avans faizi baz alınarak belirlenen temerrüt faizi oranları da bulunmaktadır. Ara sonuç olarak satılmış krediler açısından temerrüt faizin piyasa koşullarına uygun olarak güncellenebilmesi gerekliliği için, temerrüt faizi oranı belirleme yetkisinin bankanın keyfine bırakılmasına hiç bir zaman gereklilik bulunmamaktadır.
Sözleşme özgürlüğü veya sözleşmeye bağlılık ilkesi açısından bir açıklamaya da gerek yoktur. Nihayetinde bu kurallar genel kurallar olup, bu genel kurulların ötesinde sözleşmedeki temerrüt faizine ilişkin bu düzenlemenin istisnai kurallara ayrılık teşkil edip etmediği tartışma konusudur.
Genel kredi sözleşmelerinde temerrüt faizi oranın belirleme yetkisinin bankanın keyfine bırakılmasının hukuka aykırı olduğu doktrinde eskiden beri çok kuvvetli bir şekilde ileri sürülen görüştür.
“Öğretide özellikle ekonomik özgürlükleri sınırlandıran sözleşmelerin sözleşme ile taahhütte bulunan kişinin ekonomik özgürlüğünü yok etmesi veya ağır şekilde kısıtlaması halinde ahlaka aykırı kabul edildiği dikkat çekmektedir.
Konumuzla ilgisi nedeniyle Sungurbey’in genel kredi sözleşmelerinde yer verilen kurallarla, bankalara faiz oranlarını tek taraflı artırma yetkisi hakkındaki görüşlerini burada özellikle zikretmek gerekmektedir. Yazara göre bu hükümler, bankaya tek yanlı olarak, diledikleri kadar artırma yetkisi vererek, banka müşterisi sanayici ve tüccarın iktisadi varlığının yok olması tehlikesi yaratacak biçimde mutlak surette bankaların keyfine bağlı tutmakta, tüccar ve sanayicileri bankaların vesayetine sokmakta ve iktisadi faaliyet hürriyetinin kullanılmasını felce uğratan bir nitelik taşımaktadır. Bu hükümler, BK md 19 ve 20 gereğince hem kişilik haklarına hem de ahlaka aykırı olduğundan batıldır.
Eren daha dar bir çerçevede, sözleşmenin taraflarından birinin hukuki veya fiili tekel durumunda bulunması halinde, güçlü ve üstün durumunu kullanarak edimler arasında büyük oransızlığa sebep olmasının gabin dışında bir olgu sayılarak ahlaka aykırı olarak nitelendirilmesi gerektiği görüşündedir. Kocayusufaşaoğlu, ise “Türk hukukunda banka kredi sözleşmelerinde bankalara sözleşmede yer alan faiz oranlarını sonradan herhangi bir sınıra bağlı olmaksızın tek taraflı olarak istedikleri kadar artırma” yetkilerinin tanınmasının ahlaka aykırı olduğu BK md 19 ve 20 gereğince hükümsüz sayılması gerektiğini belirtmektedir.” (Bkz Ticari Kredilerde Temerrüt Faizi oranının Sözleşme Eliyle Bankaların inisiyatifine Bırakılması Sorunu” Barış Bahçeci – http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2017-128-1632)
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-1650 esas, 2019/507 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere de “Ne var ki Yargıtay uygulamasında bankaların Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte…”dir.
Unutulmamalıdır ki bankaların ticari faaliyetlerin niteliğinin korunması için öncelikle toplumun, ticari hayatın korunması gereklidir. Genel kredi sözleşmelerinin hukuka uygun şekilde uyarlanarak satılmış kredilerdeki faiz oranlarının güncel ekonomik gelişmelere uygun olarak sonradan artırılması ve azaltılmasına ilişkin yukarıda örnekleri verilen sözleşmesel şartlar -zaten yapıldığı gibi- GKS’ne eklenebilir.
6098 sayılı TBK 88 ve 120. Maddedeki düzenlemelerin ticari işlerde uygulanmayacağında ve dava konumu ile ilişkili olmadığında şüphe yoktur.
Anayasanın 12. maddesi, soyut olarak herkesin kişiliğine bağlı, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğunu düzenlemektedir. BK’nın 27. Maddesi de, kişilik haklarına aykırı sözleşmelerin hükümsüz olacağını düzenlemektedir. Tam da bu hususta TTK 8. Maddesindeki “(1) Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.” düzenlemesinin tartışılması gerekmektedir. TTK 8. Maddesindeki faiz oranın serbestçe belirlenir kanuni düzenlemesi, somut davamızdaki “Bankanın TCMB’na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranı” baz alınarak temerrüt faizi oranın belirlenmesine cevaz vermekte midir? Öncelikle TTK 8. Maddenin getiriliş amacı ve anlamı tarafların faiz oranın karşılıklı anlaşarak belirlemesi olup, somut olayımızdaki gibi bu belirlemenin bir tarafın keyfi iradesine bırakılarak belirlenmesi usulüne izin verdiği anlamı çıkarılamaz. Kişinin iktisadi faaliyet özgürlüğü (ekonomik özgürlük) de kişilik haklarından biri olup GKS ile kredi borçlusu kendi ekonomik özgürlüğünü sınırlayıp, temerrüde düştüğü zor durumda temerrüt faizinin ve dolayısıyla borcunun ne kadar olacağı konusunda TTK 8. maddenin de tanıdığı faizi (birlikte) belirleme özgürlüğünden vazgeçmesi, Anayasanın 12. maddesindeki kişilik haklarından vazgeçme niteliğindedir. Burada söz konusu olan sorun, sözleşmeyle fahiş bir faiz oranının belirlenmesi olmayıp daha da vahim bir biçimde, uygulanacak faiz oranının, tamamen bankanın inisiyatifine bırakılmasıdır.
Tüm bu gerekçelerle GKS’nin 2.7.1.. Maddesindeki temerrüt faizine ilişkin Bankanın TCMB’na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranına yüzde yüzünün (%50) ilavesiyle bulunacak oran düzenlemesinin TTK 8. Maddesindeki izin kapsamında kalmadığı, sözleşmedeki bu şartın kişilik haklarına ve ahlaka aykırılık teşkil ederek, Borçlar Kanunun 27 ve Anayasanın 12. Maddesini ihlal ettiği anlaşılmış ve kesin hükümsüz olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-1650 esas, 2019/507 karar sayılı ilamından farklı olarak temerrüt faizi oranı bu durumda “Bankanın TCMB’na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranı” baz alınarak belirlenmesine ilişkin sözleşme maddesi hükümsüz olmakla yine bu sözleşme maddesi kısmen geçerli kabul edilerek veya tevil edilerek fiilen uygulanan faizin % 100 fazlası olarak kabul edilmemiş, GKS’deki, sözleşmesel temerrüt faizi maddesi hükümsüz sayıldığından akdi faiz oranı avans faizi oranının üstünde de kaldığından 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesi gereğince akdi faiz oranı işleyecek temerrüt faizi oranı olarak kabul edilmiştir.
Davalı/kefillerin, Genel Kredi Sözleşmesinde kefilin sorumluluğunu düzenleyen çek kredisi ile ilgili depo yükümlülüğüne ilişkin açık bir düzenlemenin bulunması nedeni ile davalılardan kefillerin de depo sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle, sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalıların…. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasındaki itirazlarının;
353.893,11 TL Spot Kredi Hesabı asıl alacak,
2.730,38 TL işlemiş temerrüt faizi
57.590,19 TL KMH Kredisi asıl alacağı,
toplamda 414.213,68 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “Spot Kredi asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 25,25 temerrüt faizi, KMH kredi açısından ise asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek TCMB’nın 2006/1 ve 2013/8 sayılı tebliğleri gereğince kredi kartlarına uygulanan gecikme faiz oranın geçmemek şartıyla % 30,24 değişen oranlarda temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
Depo talebine itirazın ise 4.060 TL’nin davalıları tarafından tahsili ile faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmek suretiyle ödenmesine şeklinde iptaline,
2-%20 icra inkar tazminatı olan 82.842,73 TL’nin davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 28.294,94-TL ilam harcından peşin alınan 7.743,75-TL’nin mahsubu ile bakiye 20.551,19-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 7.743,75-TL peşin harç ve 44,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 7.788,65-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 37.444,96-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 5.885,05-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.478,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.350,12-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy çokluğu ile verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.27/05/2021

Başkan …

Üye …

Üye …
(M)
Katip …

MUHALEFET ŞERHİ
Genel kredi sözleşmesinin 2.7.1. Maddesindeki temerrüt faiz oranına ilişkin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/1650 Esas, 2019/1507 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere Yargıtay uygulamasında bankaların TCMB’na bildirdikleri ancak müşterilere uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrı bir temerrüt faiz oranı belirlenmemiştir, bu nedenle temerrüt faiz oranının akdi faiz oranının %50 fazlası eklenmek suretiyle bulunarak hesaplanması gerekmekte olup bu yönüyle temerrüt faiz miktarı ve oranı yönünden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Üye …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”