Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/242 E. 2021/926 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/242 Esas
KARAR NO:2021/926

DAVA :Alacak (Ticari Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/08/2014
KARAR TARİHİ:25/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacının son 10 yıl içinde … … … Caddesi Şubesinden (Eski …) kredi kullandığını, bu kredilerin kullanımı sırasında hukuka aykırı olarak komisyon, erken kapama ve masraf adı altında kesintiler yapıldığını, davacının son 5 yıl içinde kullandığı kredilere ilişkin belgelerin celbinin talep edildiğini, davacı 08.05.2007 tarihinde 4.026.000,00 TL tüketici kredisi kullandığı ve bu krediden dolayı 62.8433,05 TL kesinti yapıldığını, 29.05.2009 tarihinde 96.812,50-TL kredi kullandığı ve bu ve önceki krediden dolayı toplam 64.377,05-TL haksız olarak kesinti yapıldığı belirterek şimdilik 65.377,05-TL’nın kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı bankanın … … Caddesi Şubesi ile davacı arasında ticari nitelikte muhtelif sözleşmeler imzalandığını, davacı gerçek kişi bir tacir olduğunu, dolayısıyla tahsil edilen ücret, komisyon ve masrafların sözleşme ve yasaya uygun olduğunu, taraflar arasında akdedilen 28.05.2012 tarihli sözleşmenin 16/1. Mad. uyarınca masraf, ücret ve komisyon tahsil edildiğini, davacının bunca süre itirazda bulunmadığı ve sessiz kaldığını, davacının daha önce kabul ettiği hususlardan tek taraflı olarak vazgeçip alacak talebinde bulunmasının kabul edilebilir olmadığını, davacının eski 818 sayılı B.K’na göre ücret ve komisyon iade talebinin yerinde olmadığını, davacı banka TTK’nun 20 mad. göre münasip bir ücret talep edebileceğini, Bankacılık K’nun 144 m. TCMB 2006/1 sayılı Tebliği, 4077 sayılı yasanın 12 mad. uyarınca TBMB bildirilen komisyon ve masraf tarifesine göre tahsil edilen ücret ve komisyonların mevzuata uygun olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Genel kredi sözleşmesi örneği,
2-Davacı banka kayıtları
3-… yazı cevabı
4-… yazı cevabı,
5-… … yazı cevabı,
6-… … yazı cevabı
7-… Bankası yazı cevabı
8-…
9-…
10-Bilirkişi raporları
11-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesi uyarınca davacıya kullandırılan krediler kapsamında davacıdan yapılan kesintilerin istirdatı istemine ilişkindir.
…. Tüketici Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile iki adet kredi için tahsil edilen masrafların tahsilinin talep edildiği, 08/05/2007 tarihli 3.000,000,00 USD tutarlı Dövize Endeksli Kredi ticari kredi niteliğini haiz olduğu ve tüketici kredisi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığından bahisle bu kredi yönünden tefrik edilerek 2018/339 Esasına kaydedilerek görevsizlik kararı verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin 2019/900 Esas 2019/69 Esas 05/04/2019 tarihli kararı ile 6502 sayılı kanunun 3-73.maddeleri uyarınca Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olmadığından istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, …. Tüketici Mahkemesi’nin 06/05/2019 tarihli kesinleşmesi ile dosyanın mahkememize gönderildiği ve 2019/242 Esas sayısını aldığı görülmüştür.
Genel işlem koşulları TBK’nın 20 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TBK yürürlüğe girdikten sonraki dönemde imzalanan sözleşmeler yönünden; yasal düzenlemeye göre, genel işlem koşulu içeren sözleşmeler yapılması hukuken mümkündür. Bir hükmün salt genel işlem koşulu niteliğinde olması, onun geçersiz olması sonucunu doğurmaz.
TBK’nın 221/2. maddesi uyarınca, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır. Somut olayda, bankanın erken kapama ücreti alacağına dair sözleşme hükmünün sözleşmenin niteliğine aykırı olduğundan söz edilemez. Tüm bankalar tarafından benzer kesintiler yapılmakta olup, davacı bu hususu bilmediğini ileri süremez.
TBK’nın 25. maddesi uyarınca, “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz”. Yani, genel işlem koşulu niteliğindeki sözleşme maddesinin geçersiz sayılması için, hükmün dürüstlük kuralına aykırı olması gerekir.
Davalı banka ile diğer bankaların uygulaması araştırılarak bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan komisyon, masraf, erken kapama ücreti vb. ad altında kesilen masraf miktar ya da oranları sorulup karşılaştırılarak, davacıdan talep edilebilecek ortalama miktar konusunda bilirkişi heyetinden rapor alınarak, alınan masraflar konusunda 5411 Bankacılık Kanunu 144. maddesinin vermiş olduğu yetkiye istinaden, Bakanlar Kurulunun 16.10.2006 tarih ve 2006/11188 sayılı kararına istinaden Merkez Bankasının çıkarmış olduğu 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2006/1 sayılı tebliğin 4. maddesi hükmü de dikkate alınmak suretiyle davalı banka tarafından yapılan kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekmektedir ( Yargıtay 11.HD’nin 26/06/2018 tarih, 2016/11653 E. 2018/4811 K. ve 2017/276 E. 2018/5662 K. sayılı ilamları).
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, emsal kesintilere ilişkin emsal uygulamalar celp edilmiş, davacı banka kayıtları incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Sözleşmenin incelenmesinde; davalı …Ş. (sözleşmede …) ile davacı … arasında 08/07/2007 tarihli 3.000.000 USD bedelli Tüketici Kredisi Sözleşmesi başlıklı sözleşme akdedildiği görülmüştür.
…’ın yazı cevapları ile emsal komisyon oranlarının bildirildiği görülmüştür.
Görevsiz mahkemece alınan bankacı bilirkişinin 12.03.2015 tarihli ve 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davalı Bankanın Davacıdan Tüketici kredisi kullandırımı ve erken kapatılması esnasında haksız şarta bağlı olarak Dosya Ücreti, Tahsis Komisyonu, Ekspertiz Ücreti, ipotek fek ücreti adı altında tahsil ettiği 102.397,66 TL’nin işleyecek avans faizi ile birlikte Davacıya iade etmesi gerektiği, ancak davacı talebinin şimdilik kaydıyla 65.377,05 TL olması nedeniyle takdirin mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
Görevsiz mahkemece alınan bankacı bilirkişinin 24.10.2016 tarihli ve 2 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; tarafların iddia ve savunmalarının dışına çıkarak -hukuki meselelere girerek, mevcut verilerin ışığında davanın Ticari nitelikte bir dava olduğu gerekçesiyle Tüketici Mahkemesinde görülmesi yönünde görüş belirtmesi yürürlükteki mevzuat uyarınca mümkün görülmediğini, her ne kadar davacı ile Davalı Banka arasında Tüketici Kredisi Sözleşmeleri akdedilmiş ise de dava dosyasına sunulan ekspertiz raporlarından anlaşıldığı üzere ekspertizi yapılan gayrimenkullerin işyeri (otel) olduğu ve Kredinin eki ödeme planlarının “İşyeri Kredisi ödeme planı” olarak düzenlendiği hususu da nazarı dikkate alındığında kullanılan kredilerin işyeri alımına ilişkin olduğundan işin esasına girildiğinde dava konusu kredilerin ticari nitelikte olduğu kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Görevsiz mahkemece alınan bankacı bilirkişinin 09.06.2016 tarihli ve 1 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; tarafların bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları incelenmiş olup dava konusu kredilerin ticari nitelikte olduğu kanaatinden ayrılacak bir hususa rastlanılmadığını belirtmiştir.
Görevsiz mahkemece alınan yeni bankacı bilirkişinin 31.01.2018 tarihli ve 9 sayfadan ibaret raporunda özetle; 4077 sayılı Yasa hükümleri ve bu Yasa hükümlerine göre yapılan düzenlemeler ile taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında Davalı …Ş. (… Bank) tarafından, davacı …’a 08.05.2007 ve 29.05.2009 tarihlerinde kullandırıları krediler ile ilgili olarak; 08.05.2007 tarihinde kullandırılan 3.000.000,00 USD tutarlı Dövize Endeksli Krediye ait sözleşme ibraz edilmemekle birlikte, davalı bankaca ibraz edilen geri ödeme planı, tapu belgesi, krediyle ilgili davacı imzasını taşıyan talimat yazısı göz önünde bulundurulduğunda ticari kredi niteliğini haiz olduğu ve tüketici kredisi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, alınan masraf ve ücretlerinde tüketici ilişkisi kapsamında değerlendirilemeyeceği, 29,05.2009 tarihinde kullanılan 62.500,00 USD tutarlı Dövize Endeksli Kredinin ise, gerek sözleşme ve gerekse Geri Ödeme Planından tüketici kredisi olduğunun açık bir şekilde görülebildiği, bu kredi nedeniyle Davalı bankaca davacıdan Kredi Tahsis Ücreti ve Dosya Ücreti talep edilebileceğine ilişkin Sözleşmelerde yer alan hükmün, gerçek hir masrafa dayanmaması ve kredinin kullandırılması için zorunlu bulunmaması nedeniyle haklı ve makul bir yanının bulunmadığı ve Yargıtay’ın emsal kararları da göz önünde bulundurulduğunda, maktu birer komisyon niteliğinde olması nedeniyle haksız şart oluşturduğunu, Kredinin kullandırılması için gerekli bir masraf niteliği taşımakla ve dava dosyasına ekspertiz raporu ve bu raporla ilgili masraf belgesi ibraz edilmekle birlikte, yapılan ekspertiz işlemi ve masrafının kredi kullanımından çok sonra yapılmış olması nedeniyle, bu krediyle ilişkisinin kurulamaması nedeniyle ekspertiz ücreti tahsil edilmesine dayanak oluşturan Sözleşme hükmünün haksız şart oluşturduğunu, davalı banka tarafından davacıdan: 29.05.2009 tarihinde tahsil edilen 926,40-TL Kredi Tahsis Ücreti, 29.05.2009 tarihinde 617,60-TL Dosya Ücreti, 29.05.2009 tarihinde 386,00-TL Ekspertiz Ücreti olmak üzere toplam 1.930,00-TL ücretin davacıya iade edilmesinin gerektiğini, Davacı her ne kadar söz konusu tutarlar için tahsil tarihlerinden itibaren faiz talebinde bulunmuşsa da, davalı bankanın dava tarihinden önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceği, Davacının tespiti aşan taleplerinin mevcut belge durumu itibariyle yerinde olmadığını belirtmiştir.
Mahkememizce alınan bankacı bilirkişinin 11.03.2020 tarihli ve 13 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davalı banka ile davacı kredi lehtarı … arasında 62.500,00 USD tutarında Konut Finansmanı Kredi Sözleşmeleri akdedildiğini, Konut Finansmanı Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi işleminden dolayı 29.05.2009 tarihinde 926,40 TL kredi tahsis ücreti, 617,60 TL dosya masrafı ve 386,00 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 1.930,00 TL kesinti yapıldığını, …. Tüketici Mahkemesinin 22.05.2018 tarih ve … E. dosyası üzerinden verilen karar ile yukarıda tespit edilen 1.930,00 TL masraf ve komisyonun davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine hükmedildiğini, aynı mahkemenin 22.06.2018 Tarih, 2018/339 E. ve 2018/434 sayılı kararı ile 3.000.000,00USD’lık kredinin DEK-Dövize endeksli ticari kredi olduğu gerekçesiyle tefrik edilerek görevsizlik kararı verildiğini, daha sonra tevzi bürosu kanalıyla anılan kredi dosyasının ticaret mahkemesine intikal etmiş olduğunu, o halde dava konusu 62.500,00 USD’lık kredinin “Tüketici kredisi“ olarak kullandırıldığı kabul edilip Tüketici Mahkemesince işbu kredi yönünden dava kabul edildiğini, huzurda görülmekte olan davanın yegane konusu 3.000,000,00 USD’lık kredi işlemine dayandığını, bu nedenle sadece anılan kredi yönünden irdeleme ve değerlendirme yapıldığını, davalı banka ile davacı kredi lehtarı … arasında 3.000.000,00 USD tutarında Tüketici Kredisi Sözleşmesi akdedildiğini, davacıya 2. El gayrimenkul satın alınması sırasında, gayrimenkul finansmanı kredisi kullandırıldığını, davacı her ne kadar bir gerçek kişi ise de, gerçek kişilere kullandırılan kredilerin her koşulda tüketici kredisi olarak değerlendirilmesi gerekmeyebileceği çünkü, kendi nam ve hesabına şahıs işletmesi adı altında da ticari faaliyette bulunulması mümkün olduğunu, davacı bir gerçek kişi olmakla birlikte kullanılan bu denli yüksek montanlı 3.000.000,00 USD’lık kredinin bireysel ihtiyaçların söndürülmesine matuf bir tüketici kredisi olmadığı değerlendirildiğini, Kredi sözleşmesinin türüne göre o kredinin tüketici ya da ticari kredi olarak değerlendirilmesi her daim mümkün olamadığını, bu nedenle akdedilen sözleşmenin yanında ödeme planı, ekspertiz raporu gibi vesaire yan delillerle de konunun desteklenmesi gerekeceğini, dosya içeriğinde bulunan 12.06.2009 tarihli ekspertiz raporuna göre “Bu rapor, yukarıda adresi belirtilen …’in değerinin tespitine yönelik olarak hazırlanmıştır.” denilmekle bu ekspertiz raporu içeriğine göre davacıya kullandırılan kredi, bahse konu …’in satın alınmasının finansmanında kullanılmış olduğu ve anılan taşınmazın 17.05.2007 tarihli tapu senedine göre maliklerinin 1/2’şer oranında … (davacı) ve … oldukları görüldüğünü, yine davacının 08.05.2007 tarihli davalı bankaya sunduğu talimatta; “Şubenizden kullanmış olduğum bireysel işyeri kredisi içerisinden masraflar düşüldükten sonra geriye kalan tutarın satıcı … A.Ş. Ne ödenmesi“ talebini içeren dilekçesi paralelinde 08.05.2007 tarihinde 3.000.000,00 USD tutarında DEK-dövize endeksli 120 ay vadeli yıllık 7,32 oranında akdi faiz ile kredi kullandırım kuru (1,3420 TL) karşılığı 4.026.000,00 TL (3.000.000 USD x 1,3420=) kredi kullandırılmakla kredinin ticari nitelikli işyeri finansmanı kredisi olduğunu kanıtladığını, o halde davacının mülga 4077 sayılı ve/veya 6502 sayılı TKHK tabi olmadığı değerlendirilmekle yani belirtilen saiklerden hareketle davacıyı bir tacir konumunda değerlendirmenin mümkün olduğunu, mahkemece emsal banka uygulamalarına ilişkin olarak ücret ve komisyon tarifesinin celbi için; …’a müzekkere yazıldığı ancak, bu bankalardan sadece … ve …. Bank cevap verdiğini bu iki bankadan gelen veriler sıhhatli ölçü ve kanaat oluşturmaya yeterli olamayacağı düşünülerek, daha önce benzeri dava dosyaları için eş dönemde celp edilen ücret ve komisyon tarifelerine göre de bir değerlendirme yapılacak olursa; diğer 5 ayrı bankanın ortalama komisyon oranı %1,80 (2+2+2+1+2=9/5=)) olarak hesaplandığını, davalı bankanın daha önce benzeri dosyalara sunmuş olduğu ücret ve komisyon tarifesine göre de azami %2 oranında ücret ve komisyon uygulanacağı anlaşıldığını, davacıya 3.000.000,00 USD’lık DEK kredisinin TL karşılığı 4.026.000,00 TL tutarındaki kredi kullandırıldığını iş bu kredi miktarları ile tahsil edilen komisyonlar mukayese edildiğinde %0,52 ile %1,15 aralığında ücret ve komisyon tahsil edildiğini, Emsal bankaların komisyon ortalamasının %1,80 oranında olduğu gözönüne alındığında, davalı bankanın tahsil ettiği komisyonların daha alt seviyelerde kalmış olduğu bu nedenle davalı bankanın tahsil ettiği ücret ve komisyonların sektör uygulamalarına göre makul ve yerinde olduğu ifade edilebileceğini, davalı banka kendi ücret tarifesi kapsamında davacıdan (BSMV dahil) toplam 142.867,40 TL (kur farkı yasal olduğu için hariçtir) tutarında ticari kredi tahsis komisyonu, dosya komisyonu, ekspertiz ücreti ve erken kapama komisyonu adı altında ücret tahsil ettiğini, tahsil edilen ücret TCMB bildirilip şubede görünen bir yerde kamuoyuna duyurulan ücret tarifesine göre nispi komisyon tarifesi dahilinde alınmış olduğunu hatta davalı banka anılan ücret tarifesini, ayrıca kendi WEB Sitesinde deklere de etmiş bulunduğunu buna mukabil sektörde faaliyet gösteren 55 adet bankanın kendi WEB sitelerinde de aynı şekilde ücret ve komisyonun yayınlanıp kamuoyuna duyurulmuş olduğunu, diğer yandan davacı daha az ücret ve komisyon uygulayan bankaları bu kanallardan araştırma ve seçme özgürlüğüne de sahip olmakla davalı banka tercih edildiğine göre anılan bankanın şartlarının kabul edilmiş olması neticesinde kredi kullandırıldığını, tarafların karşılıklı tacir olmaları gibi hususlar hep birlikte mütalaa edildiğinde, anılan ücret ve komisyonun yeni TBK 20-25 m. kapsamında olayın genel işlem şartlarına göre değerlendirilip değerlendirilemeyeceği mahkemenin takdirleri dahilinde kaldığını, Neticeten; davalı banka ile davacı arasında bahse konu ticari nitelikli kredinin ödeme planları rutin uygulamalar paralelinde davacıya imza karşılığında teslim edildiğini öte yandan davacı kredinin kullandırım sırasında verdiği bir talimatla bankanın masrafları düştükten sonra kalan bedeli satıcıya ödeyebileceğini bildirmiş olması, dava konusu masrafların davacı ile müzakere edildiğine bir karine oluşturduğunu, diğer yandan tahsil edilen ücret ve komisyon diğer emsal banka ücret ve komisyon uygulamaları ortalamasının altında daha az seviyede olduğu, dolayısıyla davacının 10 yıl gibi bir süre sessiz kalmış olması karşısında tahsil edilen ücret ve komisyonun zımni olarak kabullerde addedilebileceğini, bu durumda dava konusu (kur farkı hariçtir) 121.967,15 TL’lık (142.867,40 -20.900,25-) komisyon ve ücretin tahsilinin sözleşme koşullarına uygun olarak tahsil edildiğini, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve ücretin bankacılık teamüllerine uygun olduğunu, dolayısıyla bu yönden de davalı bankanın tahsil ettiği ücret ve komisyonun iade koşullarının oluşmamış olduğu hususunun mütalaa edilebileceğini, davalı bankanın tek bir adet taşınmaz için ekspertiz raporu düzenletip 2 adet ekspertiz yaptırılmış gibi mükerrer ücret tahsil etmesinin hak ve nefaset kurallarına aykırı olduğu düşünülerek, bu fasıldan tahsil edilen 20.900,25 TL’lık ekspertiz ücretinin tahsil edildiği 08.05.2007 tarihinden itibaren değişen oranlarda basit usulde işleyecek ticari avans faizi ile birlikte istirdadı gerektiğini belirtmiştir.
Mahkememizce alınan bankacı bilirkişinin 12.04.2021 tarihli ve 4 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; mahkemece emsal banka uygulamasına ilişkin olarak ücret ve komsiyon tarifesinin celbedildiğini, eklenen dört ayrı bankanın komisyon oranının %1,75 olarak hesaplandığını ve kök raporda herhangi bir revizyon yapılmasına gerek bulunmadığını, kök rapordaki görüş ve kanaate aynen bağlı bulunduğunu belirtmiştir.
Bedel artırım dilekçesi; davacı vekili 05/07/2021 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu 65.377,05-TL’ye artırdığını bildirmiş, dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında akdedilmiş bulunan kredi sözleşmesinde komisyon ve ücret tahsilinin sözleşme koşullarına uygun olarak tahsil edildiğini, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve ücretin bankacılık teamüllerine uygun olduğunu, dolayısıyla bu yönden de davalı bankanın tahsil ettiği ücret ve komisyonun iade koşullarının oluşmamış olduğu, davacının sözleşme hükümleri hakkında bilgilendirildiği görülmektedir. Mahkememizce, diğer bankalarca yapılan emsal komisyon oranları celbedilmiştir. Davalı bankaya göre daha yüksek oranda komisyon alan bankaların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Kullanılan kredinin kesinleşen Bölge Adliye Mahkemesi ilamı doğrultusunda da ticari dikkate alındığında; tarafların serbest iradeleri sözleşme akdetmiş oldukları, davacıdan alınan komisyon oranının sözleşmede kararlaştırılan hususlara uygun olduğu, ayrıca davalı bankanın davacıya verdiği krediyi temin ederken belli bir maliyete katlandığı dikkate alındığında, bankanın komisyon almasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu söylenemez. Ancak davalı banka tarafından tek taşınmaz için 2 ayrı ekspertiz raporu düzenletilmiş ise de aynı taşınmaz için iki ekspertiz yaptırılması ve her ekspertiz için de ayrı ücret alınmasının mükerrer ücret kesimine yol açtığı, mükerrer ekspertiz ücreti tahsilinin kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 20.900,25-TL ekspertiz kesinti ücretinin 30/05/2007 kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 1.427,69-TL harçtan, peşin alınan 1.142,20-TL harç mahsup edilerek kalan 285,49-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 25,20-TL başvuru harcı, 1.117,00-TL nisbi harç olmak üzere toplam 1.142,20-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.581,98 TL-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.271,70-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 406,50-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır