Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/23 E. 2020/209 K. 24.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/23 Esas
KARAR NO : 2020/209
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2019
KARAR TARİHİ : 24/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; müvekkili … Sigorta A.Ş ile müşterisi arasında … San.ve Tic. A.Ş arasında 27/03/2018 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalandığını, faktoring işlemi için verilen çeklerden birinin müvekkili firmaya gönderilmek üzere kargoya verildiğini, çekin kargo firmasında kaybolduğunu, bunun üzerinde … ATM’nin 2018/323 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, bu dosyada davalı …’in 03/11/2018 tarihinde çek bankaya ibraz ederek tahsil etmek istediği ancak ödeme yasağı kararı sebebi ile işlem yapılmadığı ilgili banka tarafından Mahkemeye bu hususta bilgi vermesi üzerinde Mahkemeninde istirdat davasını açmak üzere süre verildiğini, verilen süre içerisinde Mahkememize tevzi edilen dosyanın açıldığını beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile dava konusu çekte müvekkilinin meşru hamil olduğununun tespiti ile çek aslının istiratına karar verilmesini, çek bedelinin davalı tarafından tahsil edilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, çek bedeli davalı tarafından tahsil edilir ise çek bedelinin tahsil tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi iile birlitet istirdatına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-…Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/323 esas sayılı dosyası,
2-Faktoring sözleşmesi ve evrakları
3- Banka yazı cevabı
4-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca, rıza hilafına elden çıktığı iddia edilen çekin istirdadı istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Yasanın 790.maddesine göre; “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır”.
6102 sayılı Yasanın 792. maddesine göre; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.”
Bu madde hükmüne göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki geri vermekle yükümlüdür. Kötü niyetle iktisap veya iktisapta ağır kusurun ispatı ise çek istirdadını talep eden davacıya aittir.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesine göre ”çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü doğrultusunda ispat yükü davacı taraftadır. Dava konusu çekin ciro olmadan davalı elinde bulunması çekin rıza dışında elden çıktığını ispat için yeterli değildir.
Davacının öncelikle usulüne uygun delillerle çekin rızası dışında elinden çıktığını kanıtlaması gerekir. Davacının bu iddiasını ispatlamasından sonra ise davaya konu çekin son hamili olan davalının 6102 sayılı TTK 792. maddesi uyarınca bu çeki kötüniyetli şekilde iktisap ettiğini ispatlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Davacının defterlerinde dava konusu çekin kayıtlı bulunması bu çekin rıza dışında elden çıktığını ispat için yeterli değildir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 18/11/2015 tarih, 2015/6308 esas ve 2015/15011 karar sayılı ilamı.
Davacı, ciro silsilesinde yer almadığı ve müracaat borçlularından olmadığı halde menfi tespit isteminde bulunamaz; istirdat istemi yönünden davalının kötü niyeti veya ağır kusurunu ispat etmesi gerekir.
Zincirleme ve birbirine bağlı, lehtardan hamile değin tam ve düzenli yani kesintisiz cirolar hak sahipliğine karine sayılır. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez (Hulusi Gürbüz, Yargıtay Uygulaması Işığında Ticari Senetlerin iptali Davaları ve Ticari Senetlere Özgü Sorunlar, İstanbul 1984, sh.295; İsmail Doğanay; Türk Ticaret Kanunu Şerhi, İkinci Cilt, Üçüncü Baskı, Ankara 1990, sh. 1646-1647; Murat Alışkan, Kambiyo Senetlerinde Temlik Cirosu, İstanbul 1998 sh. 255 vd; Tarık Başbuğoğlu; Uygulamalı Türk Ticaret Kanunu, 1.cilt Ankara 1988, sh. 807; Erol Ertekin/ İzzet Karataş; Uygulamada Ticari Senetler: Ankara 1998 sh. 363)
Hamilin ciro yoluyla senedi devraldıktan sonra cirantasını takip etme gibi yasal bir zorunluluğu bulunmamaktadır. TTK’da yer alan ve kambiyo hukukuna ilişkin ilkeleri belirleyen kuralların kişiden kişiye değişebilen “hayatın olağan akışı” şeklindeki subjektif bir takım değerlendirmelerle ortadan kaldırılması doğru görülemez. Kambiyo senetlerinde imzaların istiklali(bağımsızlığı) ilkesi ile ilgili olarak Daire uygulaması istikrar kazanmıştır (Yargıtay 19.HD.’nin 17.02.2011 tarih, 2010/7937 E, 2011/2072 K; 31.03.2011 tarih 2010/8614 E, 2011/4185 K; 18.04.2011 tarih 2011/3624 E, 2011/5149 K; 13.05.2010 tarih 2009/7134 E, 2010/6030 K; 14.10.2010 tarih, 2010/4431 E, 2010/11296 K; 21.03.2012 tarih 2011/13865 E, 2012/4619 K. sayılı emsal ilamları).
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, çek iptali dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplanmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/323 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından, dosyamıza konu çekin rızası hilafında elinden çıktığından bahisle zayi nedeni ile iptal istemiyle dava açıldığı yargılama sırasında çekin davalı tarafından ibraz edildiği, mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Dava konusu çekin incelenmesinde; davalının hamil olduğu, davacının ciro silsilesinde bulunmadığı, ciro silsilesin de kopukluk olmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 1. celse 1 nolu ara karar ile davacı tarafa çekin rızası hilafından çıktığı, davalının çekin iktisabında kötü niyetle veya ağır kusurlu olduğunu gösterir delillerin sunmak üzere kesin süre verilmiş, davacı tarafından faktoring sözleşmesi ve ekleri sunulmuştur.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, çekin ciro silsilesinde bir kopukluk bulunmadığı, davacının çekte ciranta olarak yer almadığı, çek üzerinde davacının hak sahibi olduğunu gösterir kayıt bulunmadığı gibi, davacı tarafından da çekin meşru hamilinin kendileri olduğuna dair delil sunulmadığı, çekin davacının defterlerinde kayıtlı olmasının da rızası hilafına elden çıktığına delil olamayacağı, bu nedenle ticari defter ve kayıtların incelenmesinin yargılamaya fayda sağlamayacağı, buna göre davacının öncelikle kendisinin meşru hamil olduğunu ve meşru hamil olan kendisinin elinde iken zayi olduğunu ispat edemediği, bunun devamında davalının çekin ediniminde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğunu ispat edemediği kanaati ile çek istirdadı istemi yönünden yapılan incelemede dava konusu çekin ciro yolu ile davalıya devredilmiş olduğu, çekin devrinde kusur olarak değerlendirilebilecek bir durum bulunmadığı ; dava konusu çekte lehtardan hamile ciro silsilesinin tam olduğu, herhangi bir kopukluk bulunmadığı anlaşıldığından davalının yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir; davacı 6102. sayılı TTK’nın 792. maddesi gereğince davalının dava konusu çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda davacı tarafça yeterli ve inandırıcı delil sunulamadığından (hiçbir delil sunulmamıştır), davalı hakkındaki davanın kabulü olanağı olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 19/12/2017 tarih, 2016/6788 esas ve 2017/7374 karar sayılı ilamı; Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 18/12/2017 tarih, 2016/5404 esas ve 2017/7336 karar sayılı ilamı; Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 23/10/2017 tarih, 2016/3241 esas ve 2017/5576 karar sayılı ilamı; Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 12/01/2015 tarih, 2014/14243 esas ve 2015/176 karar sayılı ilamı.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Alınması gereken 54,40-TL karar harcının peşin alınan 213,56-TL’den tahsili ile fazla alınan 159,16-TL nin kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza