Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/228 E. 2019/1093 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/276
KARAR NO : 2019/1177

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ : 22/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı müvekkillerinin dosya borcunun en az 40 katı fazlası ile malları haciz ve muhafaza altına alındığını, müvekkilerinin davalıya böyle bir borçları bulunmadığından huzurdaki dava ikame edildiğini, bu nedenlerle dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilerek İİK 72. maddesine göre; gecikmeden doğan zararları karşılamak ve asıl borç miktarının %15’i oranında mahkemece belirlenecek teminat mukabilinde; icra veznesindeki paranın ve/veya teminatın dava sonuçlanıp, karar kesinleşinceye kadar alacaklıya ödenmesinin önlenmesine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. dosyasından başlatılan icra takibinde icra kasasındaki teminat, dava sonuçlanıp karar kesinleşinceye kadar alacaklıya ödenmesinin önlenmesine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine açılan davada, davacı taraf işbu davayı açmadan önce, bir dava şartı olan zorunlu arabuluculuk yoluna başvurmadığını, davacı/borçlular tarafından açılan işbu dava sürjeye bağlı olup kanuni sürelere riayet edilemediğini, davanın açılmasında korunması gereken hukuki bir menfaati de olmadığını,davacıların taşkın haciz, rehin takibi sonuçlanmadan kefile başvurulamayacağı ve senetlerin kambiyo vasfı taşımadığı yönündeki iddialarını kesinlikle kabul etmemekle beraber işbu iddiaların hiçbiri huzurdaki davanın konusu olmadığını, davacılar ”aval veren” sıfatı ile sorumlu olduğunu, rehin takibine konu olan araçların alacağı karşılamaya yeter olduğu iddiası gerçek dışı olduğunu, kambiyo senetlerinin teminat senedi vasfı taşıdığı iddialarına ilişkin iddialar icra mahkemesinin yetki alanına girmediğini, davacıların İİK md. 67/2 gereği talep ettiği %20 oranındaki icra inkar tazminat talebinin her hangi bir hukukî dayanağı bulunmamakta olduğunu, yukarıda açıklanan ve resen göz önüne alınacak nedenlerle;hacizlerin İİK m.263 uyarınca kaldırılması ve icra takibinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir taleplerinin REDDİNE, kefaletin geçersizliğine ve kefalet sorumluluklarının miktarına ilişkin iddiaların usul ve esas yönünden REDDİNE, yapılan kambiyo yoluyla hacız takibinin İİK m.45’e aykırılık oluşturduğu ve bu kapsamda kötü niyete dayalı tazminatı talebinin REDDİNE, ayrıca davacının dayanaksız olarak yaptığı bu itirazlar dolasıyla %20 kötü niyet tazminatına mahkûmiyetini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı asil ön büro aracılığıyla göndermiş olduğu, 18/11/2019 tarihli dilekçesiyle, açmış oldukları menfi tespit davasından HMK’nın 307. maddesi gereğince davasından feragat ettiğini bildirmiştir.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 309. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nın 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklandığı üzere,
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Ön inceleme duruşması yapılmadan davadan feragat edildiği anlaşılmakla, alınması gereken 44,40-TL karar ilam harcının 1/3’ü olan 14,80-TL’nin davacı tarafından yatırılan 24.940,02-TL harçtan mahsubu ile kalan 24.925,22-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı Volkswagen şirketi, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince dilekçe yazım ücreti olan 550-TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen ve müştereken alınarak davalı Volkswagen şirketine verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.22/11/2019

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”