Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/2 E. 2023/53 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/2 Esas
KARAR NO : 2023/53
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2019
KARAR TARİHİ : 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili şirkette 11.06.2014 tarihli belirli süreli İş Sözleşmesi ile 15.5.2016 tarihine kadar çalıştığını, 08.04.2016 tarihinde istifa ettiğini, daha önce vize hizmetleri sektöründe hiçbir bilgi ve deneyimi olmayan davalının müvekkili şirkette verilen eğitimlerin ardından vize operasyon görevlisi olarak iş başladığını, eğitim ve çağrı merkezi projelerinden sorumlu kişi olarak işe devam ettiğini, Davalının müvekkil şirketin yaptığı işin işleyişine, kullatıdığı sistemlere dair teknik ve teknik olmayan ticari sırlarını görevi sebebiyle öğrendiğini, davacı şirketin vize hizmetleri alanında on yılı aşkın süredir faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası tanınırlığı olan, sektöründe lider bir şirket olduğunu, Davalının müvekkili şirketten istifa ettikten sonra Sözleşmede düzenlenen sır saklama yükümlülüğü ve rekabet etmeme yasağına aykırı davrandığını, davacı şirket yetkililerince 27.12.2018 tarihinde TC Dışişleri Bakanlığında bakan yardımcısı Sayın … beyefendinin makamında Saat: 15:00’de yapılan toplantıya eski personeli davalının rakip firma … AŞ firmasını temsilen kalıldığını gördüğünü; Davalıya eğitim veren, onu vize hizmetleri sektöründe yetiştiren ve donanımlı kılan davacı müvekkil şirket, ticari sırları ve gizli bilgilerinin davalı tarafından ifşa edilmesi nedeniyle itibar kaybettiğini; Davalının istifa edip ayrıldıktan sonra yaptığı flillerin aynı zamanda TTK m.54 vd. düzenlenen haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil ettiği; Davalının müvekkil şirketin çalıştığı hükümetlerle ilgili geliştirdiği projelerini, iş yapış biçimlerini, ticari sırlarını ve yapacağı projelere ait bilgileri kullanarak haksız rekabet hükümlerine aykırı hareket ettiğini, müvekkil şirketin müşteri portföyünü etkilediğini, iş ve itibar kaybına sebebiyet verdiğini; Davalı tarafın müvekkili şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren bir şirkette çalışarak müvekkil şirkete ait sırları rakip firmalarla ve 3. kişilerle paylaşarak açıklayarak uygulatarak hukuka aykırı fiillerde bulunmuş ve bu nedenle ‘BK’nın haksız rekabet ile ilgili hükümleri de uygulanması gerektiğini, TBKm.446/3 uyarınca İşverenin, ceza koşulu ve doğabilecek ek zararlarının ödenmesi dışında, sözleşmede yazılı olarak açıkça saklı tutması koşuluyla, kendisinin ihlal veya tekit edilen menfaatlerinin önemi ile işçinin davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa son verilmesini de isteyebileceğini, Davalının çalışmakta olduğu iş yerinde müvekkili şirketin ticari sırlarının projelerinin paylaşılmasının halihazırda zarara sebebiyet verdiği, bu fiiller nedeniyle müvekkil şirketin ek zararlarının doğduğunu; Davalının TC adına Libya Trablus’ta etiket vize, Libya genelinde C1, Lübnan’da etiket vize veren firmalara danışmanlık yapmakta ve rakip firmaları temsil ettiğini; Davalının müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği Trablus’ta etiket vize uygulamasına girerek rakip olduğunu; bu hususun müvekkilinin faaliyet gösterdiği sektörde aynı nitelikte işte haksız rekabet ettiğinin kanıtı olduğunu, Davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti ile haksız rekabetin men’ine, sır saklama yükümlülüğünü ihlal sebebiyle 50.000 Euro karşılığı TCMB kuru karşılığı 301.900 TL cezai şartın yasal faiziyle birlikte ihlal tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte, rekabet etmeme yasağını ihlal sebebiyle 10.000 TL cezai şartın ihlal tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte, Müvekkili şirketin uğramış olduğu 15.000 TL maddi tazminat ile 15.000 TL manevi tazminatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek avans (aiziyle birlikte davalı tarafından davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK’dan kaynaklı taleplerin gerçek kişi ve sigortalı çalışan olan müvekkile yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacının taleplerinin muhatabının ancak bir gerçek kişi tacir veya şirket olabileceğini; bu nedenle öncelikle davacının haksız rekabete ilişkin taleplerinin husumet yönünden reddine karar verilmesini, var olduğu iddia edilen haksız rekabet fiilinin gerçekleşmesinden dava açılma tarihinden bu yana bir yıldan fazla süre geçtiğini, bu sebeple TTK’ndan kaynaklanan haksız rekabet iddiasının zamanaşımı yönünden veddi gerektiğini; … yönelim kurulu başkanı ilalis … ‘ın 07.12.2017 tarihinde müvekkile atmış olduğu SMS’in … ile müvekkilin daha öncesinde bu çerçevede konuşmuş olduğunu ve … …’ın bu konudan haberdar olduğunun bir göstergesi olduğunu; Müvekkilin ticari sırlarını ifşa ettiğine ilişkin duyumlar alınması üzerine müvekkile ihtarname gönderilmesinin 22.12.2017 tarihinde gerçekleştiğini; davada rekahet yasağı maddesinin ihlali ve haksız rekabetin söz konusu olmadığını; rekabet yasağından bahsedebilmek adına aynı iş kolunda yapılan aynı iş çerçevesinde bir rekabetin varlığının gerekli olduğunu; müvekkilin … Turizm’de vize bölüm müdürü olarak Türkiye adına etiket ve elektronik vize işlemleri yaptığını; Lihya ve Lübnan ülkeleri içerisinde etiket ve elektronik vize işlemleri yapmakta olduğunu; Müvekkilin … Turizm’de Çalışmaya başladığı dönemde davacı firmanın Libya için vize yetkisinin olmaması nedeni ile rekabet yasağının ihlalinin söz konusu olmadığını; davacı firmanın halen daha Lübnan ülkesinde yetki sahibi olmadığını; Davacı ile müvekkil arasındaki iş sözleşmesinin davacı yan tarafından haklı bir neden olmaksızın sona erdirildiğinden rekabet yasağı maddesinin geçerli olmadığını; Müvekkilinin iş akdini İş Kanunu’nun 24. maddesine göre 07.04.2016 tarihinde haklı sebeple feshettiğini, davacı yana verdiği istifa dilekçesi ile işyerinden 08.04.2016 tarihinde ayrılacağını bildirdiğini; müvekkilin istifasının davacı yanca kabul edilmediğini, müvekkilin çıkışının yapılmadığını; Davacı firma yetkililerinden … ün müvekkile atmış olduğu 08.05.2016 tarihli SMS ile iş akdinin devatı etmeyeceğini bildirerek müvekkilin iş akdini feshettiğini; müvekkilin davacı firma bünyesinde çalıştığı dönem süresince özverili ve başarılı bir çalışan olduğunu; ayın elemanı seçildiğini, işçinin çalışması sırasında öğrendiği mesleki bilgi ve tecrübelerin işverenin yanında geçirilen sürede elde edilmiş olması veya işverenin iş öğretmesi durumunun iş sırrı olarak nitelendirilmediğini; rekabet yasağının 2 yıl değil 5 yıl için kararlaştırıldığını, sözleşmedeki rekabet yasağı hükümlerinin geçersiz olduğunu, işçinin haksız rekabet yasağına tabi olması için iş sırrı niteliğindeki bilgilere vakıf olması ve işverenin ise bundan zarar görme ihtimalinin olması gerektiğini; … Yazılım Projesindeki optimizasyonların yönetmeliklere göre hazırlanmış olduğu yazılımın kullanılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı; müvekkilin … bünyesinde çalışırken … Yazılım’ın … yazılımı üzerine C1 Vize başvurusunda kullanılmak özere geliştiriten … yazılımı projesinde yer aldığını; daha sonrasında bu yazılımın Diş İşleri Bakanlığının ve … Turizm’in imza attığı Vize Aracılık Sözleşmesi üzerindeki gerekliliklere göre optimize edildiğini, bu şekilde kullanıldığını; Müvekkilin … firmasının bilgilerini entegre ederek haksız rekabete, sır saklama yükümlülüğüne aykırı herhangi bir davranışta bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, iş akdinden kaynaklanan haksız rekabet ve sır saklama yükümlülüklerinin ihlali iddiasına dayalı cezai- maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Sözleşmenin incelenmesinde; taraflar arasında vize operasyonel süreçlerin yürütülmesine ilişkin 11.06.2014 işe başlama ve sözleşme tarihli belirli süreli iş sözleşmesi akdedildiği,
Sözleşmenin 8.1. Maddesinde Sır Saklama Yükümlülüğü’ne ilişkin;
“Personel, edindiği bu bilgileri görevi dışında açıklamamakla, erişilebilir kılmamakla ve hangi şart altında olursa olsun kullanmamakla yükümlüdür. Personelin bu yükümlülüğünü iş akdinin sona ermesinden veya iş yerinin değiştirilmesinden sonra da devam eder.
8.4. Maddesinde; “İşbu 8.madde sözleşme sona erdikten sonra da geçerliliğini 10 yıl süre ile koruyacaktır.”
8.5. Maddesinde “Personel, 8.1, 8.2., 8.3., 8.4.maddede yer alan hususlardan herhangi birine aykırı hareket ettiği takdirde, İşveren’e 50.000 Euro cezai şart ve bu maddelere aykırı davranmaktan dolayı şirketin uğrayacağı tüm maddi ve manevi zararı işverenin kendisine yazılı bildiriminden itibaren en geç 10 gün içinde ödeyeceğini, indirimin mümkün ve geçerli olmadığını gayrıkabilirücu kabul ve taahhüt etmiştir.” denilmektedir.
Sözleşme’nin 9. Maddesinde ise Rekabet Etmeme Yasağı’na ilişkin; “Personel, işbu belirli süreli iş sözleşmesinin her ne sebeple olursa olsun sona ermesinden sonra, 5 yıl süre ile eğitim ve vize hizmetleri alanında başka şirket ve kuruluşlara İşveren’den edindiği bilgi ve belgeleri aktarmayacağını ve işveren aleyhine kullanmayacağını, 9.1., 9.2., 9.3., ve 9.4. Maddelerine uyacağını, aksi takdirde işverene, kendi namına çalıştığı veya başkası adına çalışmış olduğu her ay için 750 TL cezai şart ödemeyi ve ayrıca işverenin uğrayacağı diğer zarar ve ziyanı da işverenin kendisine yazılı bildiriminden itibaren en geç 10 gün içinde ödemeyi şimdiden gayrikabilirücu olarak kabul ve taahhüt.
9.3 maddesinde “Personelin iş sözleşmesi kapsamında yaptığı işler, yapacağı işler kendisine tebliğ edilen görev tanımı belgesinde yazılı olup, müşteri çevresi de bu işlerle ilgili olan çevredir” denilmektedir.
İstifa; davalı … …’in 07.04.2016 tarihli davacı şirket yönetimine hitaben 08.04.2016 tarihinde işten ayrılma talebine ilişkin istifa mektubu sunduğu görülmüştür.
Mesajlaşma ve İhtarnamenin incelenmesinde; davacı tarafından davalıya gönderilen 22.12.2017 tarihli ihtarnamede ticari sırların paylaşımı nedeniyle sır saklama ve rekabet yasağına uyma yükümlülüğünün ihlal edildiği, haksız rekabet içeren fiillerin sona erdirilmesi aksi halde 50.000Euro ve cezai şartın tahsilinin talep edileceğinin ihtar edildiği görülmüştür.
SGK yazı cevabının incelenmesinde; davalının hizmet dökümleri celbedilmekle; davacı şirkette 11.06.2014 tarihinde işe başladığı, 31.12.2015’te işten ayrıldığı, yine aynı davacı şirkette 01.01.2016 işe başladığı 15.05.2016’ta işten ayrıldığı,
… Ltd Şti’de 15.05.2016 başlama-30.06.2016 ayrılış(…), 01.07.2016 başlama-10.10.2016 ayrılış(…), 07.03.2017 başlama(…), 08.03.2017 başlama-04.10.20147 ayrılış(…) kaydı bulunduğu,
… A.Ş.’de 04.12.2017 tarihinde işe başladığı görülmüştür.
Dışişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nin 02/05/2019 tarihli cevabi yazısında; Bakanlığın görev alanı içinde yer alan vize hizmetleriyle ilgili konuların görüşüldüğü toplantıya, Bakanlıktan ilgili uzman ve bürokratların yanı sıra ilgili şirketlerin temsilcilerinin katıldığı bildirilmiştir.
Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Genel Müdürlüğü’nün 18/10/2019 tarihli cevabi yazısında; … Anonim Şirketi ve … Anonim Şirketi ile Bakanlık arasında yapılan Libya’daki vize acılığına ilişkin sözleşmelerin her ikisinin de 02.01.2019 tarihinde imzalanmış olduğu; 05/03/2021 tarihli cevabi yazısı ile de; 27 Aralık 2018 tarihinde yapılan toplantıya; … …’in, … A.Ş adına adına katılım sağlamış olduğu, … A.Ş adına katılım sağlayan bir diğer temsilcinin ise … olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce duruşmalarda dinlenen tanık beyanlarında;
Tanık … : “Türsabla birlikte Dış İşleri Bakanlığı C1 Elektronik vize sistemini yaptırdılar, davalı da davacı şirketin çalışanıydı, 2016 yılında … işten kovmuştur, … ile … iş yapıyordu, aynı şekilde … ‘in evrak işlerinin %90’ını yapıyordu, C1 Elektronik Vize Sisteminde ticari sır kapsamında kalacak bir şey yoktu, zaten bu sistem Dış İşleri Bakanlığının sistemidir, davalı bize vize elemanı olarak çalışmaktaydı ve bunun için herhangi bir teknik bilgi gerekmiyordu, benle teknik bilgi paylaşmadı, bizim teknik bir bilgiye ihtiyacımız yoktur, bir gün davacı şirketin yetkilisi … … ve kızı … iş yerimizdeydi, …’yi işten çıkardıklarını söyledi, ben de hayırdır diye sordum. İşimize yaramıyor diye işten çıkardılar. Ben de işe alacağım dedi. O da sen bilirsin dedi. … vize elemanıydı ve C1 vize sistemine giriş yapan kişiydi. Ben de vize sorumlusuydum. … C1 vize işlemleri yapmıyordu ayrıca ayrı bir C1 sorumlusu diye bir sorumlu yoktur, vize sorumlusu vardır, tek vize sorumlusu vardır” beyanında bulunduğu görülmüştür.
Tanık … : “Ben vize yazılımı üretmekteyim, … ile birlikte elektronik vize sistemini geliştirdik, Şubat ayında yazılımı geliştirdik, Nisan ayında da … Bey … çalışmaya geldi, daha sonra 2018 yılında da davacı şirket yazılımımızı kiraladı, davalının getirebileceği bir ticari sır yoktur. Davalı Türksab’ta vize girişini yapan kişilerin sorumlusuydu, tam olarak ünvanını bilmiyorum, görev tanımını da bilmiyorum, ayrıca Türksab’ın vize sorumlusu ve müdürü de … …’dır. Dediğim gibi … Bey’in ne kadar Türksab’ta çalıştığını bilmiyorum, yazılım geliştirme süreci ile … Bey’in bir ilişkisi yoktur, zaten geliştirmiştik, birlikte geliştirmekten kastımız yazılım alanında anlaşılacağı üzerine sıfırdan geliştirme şeklinde anlaşılabilir diğer türlü de anlaşılabilir, biz Türksab ile birlikte sıfırdan geliştirdik, … Bey’de Türksab’a geldiğinde biz yazılımı tamamlamıştık” beyanında bulunduğu görülmüştür.
Tanık … : “‘Davalı şirketimize 2014-2016 yıllarında çeşitli bölümlerde çalışmaktaydı, davacı şirket vize sektöründe çalışan bir şirkettir, özel departmanların bilgisine bu şekilde davalı sahip oldu, bizden ayrılıp rakip firmaya geçerek bizdeki bazı bilgileri rakip firmaya sızdırdı, yapmış olduğumuz sistem C1 sistemi idi ve yeni bir sistem yapıyorduk, bu sistemin nasıl yapıldığını bizde öğrenmişti, örneğin C1 ve etiket vize sisteminde evrakların nasıl girildiği, orada işlerin nasıl yürütüldüğü, Bakanlıkla olan işlemlerin nasıl yapıldığı gibi hususları bizde öğrenmişti bu bilgiler rakip firmaya geçmesinden dolayı artık rakip firmanın eline geçti, diğer şirketin davalıyı kabul etmesinin nedeni hiçbir ilgisi olmadığı bu alanda bizim firma sayesinde bilgi sahibi olmasından dolayıdır. Davalının eriştiği bilgilere her çalışan erişemiyordu sadece özel departmanda çalışanlar erişiyordu, davalı işten ayrıldıktan sonra … Bey davalıyı şirkete çağırdı, rakip firmada çalıştığına ilişkin duyumlarını sordu, davalı ise rakip firmada çalışmadığını yurt dışına gidip geldiğini ancak kendi aile işleri için gittiğini söyledi, tarihini bilmediğim bir bakanlık toplantısında davacı şirket çalışanlarından biri davalıyı rakip firmanın çalışanı olarak toplantıya katılırken görmüş, davalının yönetim veya çalışanlarla ilgili bir problemi davacı şirketle yoktu, kendisi istifa etti. Yazılım sistemi halka açık mı bilmiyorum, yapılan yazışmalarda şu evraklar gerekli bu evraklar gerekli şeklinde prosedür vardı ayrıca yapılan gizli toplantıların nasıl yapılacağına ilişkin bir usul de vardır.” beyanında bulunduğu görülmüştür.
Tanık … …: “Davalı benim halen çalışmakta olduğum şirkette çalışmıştır, bizden ayrıldıktan sonra bize rakip sayılabilecek bizim sektörde olan şirkete bizim sektörde öğrendiği hususları aktardığını gizliye ilişkin veri paylaştığını davacı şirket yönetiminden duydum, davalı bizden ayrılmadan önce … bla ortak yürüttüğümüz projede yer almıştı, oradaki bilgileri, kritik bilgileri edinmiştir, bizden ayrıldıktan sonra … da çalışmaya başladı, daha sonda da … ‘ta çalışmaya başladı, İnsan kaynakları yöneticisiyim, bahse konu yazılı ben görevim gereği kullanmadım, davalı bizde çalıştığı dönemlerde farklı kademelerde önemli görevlerde bulunmuştur, yazılım sistemlerinde bakanlık nezdinde başka firmalara avantaj sağlayacak bilgiler edinmiştir, dış işleri bakanlığının kullandığı sistem izin verilen şirketlerce kullanılabilen sistemlerdir, biz c1 yazılım programı haricinde başka programlarda kullanmaktayız, bunlar gizlilik içeren bilgilerdir, Vize süreçlerine ilişkin yazılım aşamaları, ne tür çalışma modelleri kullandığımız, çalışma sistemleri ve çalışma yöntemleri gizlilik oluşturacak bilgilerdir” beyanında bulunduğu görülmüştür.
Konu Uzmanı bilirkişi heyetinin 14/09/2020 tarihli 20 sayfadan ibaret kök raporunda özetle; 1) Haksız rekabet iddiası bakımından:
(a) Davalının davacı şirkete ait bir iş sırrına vakıf olduğu ve (b) Davalmın bu sırları hukuka aykırı olarak ifşa etmiş olduğu hususlarının ispat edilmesi gerektiği;
(b) Bilirkişi Kurulunun turizm/vize hizmetleri/yazılım/ bilgisayar konularında uzmanlığı bulunmadığı için, davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ve iş sırrı içerdiği iddia edilen e-postaların içeriğinin “iş sırrı” niteliğinde bulunup bulunmadığı ve/veya … yazılım projesi ile ilgili olarak davalının bilgi aktarımı yaptığına ilişkin iddiaları konusunda herhangi bir sonuca ulaşılamadığı;
2)Davalının sır saklama yükümlülüğünü ihlal sebebiyle 50.000 Euro karşılığı TCMB kuru karşılığı 301.900 TL cezai şartın yasal faiziyle birlikte ihlal tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ödenmesi talebi ile ilgili olarak:
a) Taraflar arasında imzalanmış olan, 11.6.2014 tarihli Belirli Süreli İş Sözleşmesinin 8.maddesi “Sır Saklama Yükümlülüğü”nün düzenlendiği ve 50.000 Euro cezai şart kabul edildiği;
b) Cezai şart ödemesinin kabulü için Davacı tarafından, Davalı … …’in davacıya ait bir iş sırrını değerlendirdiği/ kullanıldığını /açıklandığı hususunun ispat edilmesi gerektiği;
c) Bilirkişi Kurulumuzun turizm/vize hizmetleri/ yazılım/ bilgisayar konularında uzmanlığı bulunmadığı için, davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ve iş sırrı içerdiği iddia edilen e-postaların içeriğinin “iş sırrı” niteliğinde bulunup bulunmadığı ve/veya … yazılım projesi ile ilgili olarak davalının bilgi aktarımı yaptığına ilişkin iddiaları konusunda herhangi bir sonuca ulaşılamadığı;
d) Mahkemenin Davalının, davacıya ait iş sırrı değerlendirdiği/kullandığı/açıkladığı sonucuna ulaşması durumunda, Davalıımn 2016 Nisan ayında hak edilen ücretinin 2.525,62 TL olduğu dikkate alınmak suretiyle, cezai şart/ceza koşulu tutarı olan 50.000 Eura’nun fahiş/aşırı olup olmadığı konusunda takdirin Mahkemede bulunduğu;
3)Rekabet yasağını ihlal sebehiyle 10.000 TL cezai şartın ihlal tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ödenmesi talebi ile ilgili olarak:
a)Taraflar arasında imzalanmış olan, 11.6.2014 tarihli Belirli Süreli İş Sözleşmesinin 9. Maddesinde rekabet yasağı ve buna ilişkin cezal şart düzenlendiği;
b)Yapılan rekabet yasağı sözleşmesinin işçinin ekonamik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek hiçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun bir şekilde sınırlandırılmış olması: sürenin özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşmaması gerektiği (TBK m. 445/1):
c)Taraflar arasındaki sözleşmede rekabet yasağının yer/mahal bakımından sınırlandırılmadığı ve 5 yıl için kabul edildiği; bu itibarla rekabet yasağının ve dolayısıyla cezai şartın geçerli kabul edilemeyeceği; bununla birlikte rekabet yasağının 2 yılı aşması için özel durum ve koşulu bulunup bulunmadığı hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğu;
d) Davalının 2016 Nisan ayında hak edilen ücretinin 2.525,62 TL olduğu dikkate alınmak suretiyle, rekabet yasağını ihlal sebebiyle “başkası adına çalıştığı her ay için 750 TL” (24 ay için) toplam 18.000 TL cezai şart /ceza koşulunun fahiş olup olmadığı konusunda takdir yetkisinin Mahkemede bulunduğu;
4)Davacı şirketin uğramış olduğu 15.000 TL maddi tazminat ile 15.000 TL manevi tazminatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı tarafından davacıya ödenmesi talebi ile ilgili olarak:
a) Manevi tazminat hususunun Mahkemenin takdirinde bulunduğu;
b) Maddi tazminat talebinde bulunan kişinin uğradığı zararı ve müşteri portföyünün etkilendiği hususunu ispat ile yükümlü olduğu;
5)a- Zamanaşımı iddiası ile ilgili olarak: haksız rekabet sebebiyle açılan tazminat davasının Haksız rekabete uğrayan kişinin dava hakkını öğrendiği tarihten, yani zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu; dava konusu olayda filin iş sırrı niteliğindeki bilgilerin üçüncü kişilere aktarımı olduğu;
b-Dosya münderecatında bulunan Davacı şirket – vekilleri tarafından … …’e 22.12.2017 tarihinde noter vasıtasıyla gönderilmiş olan İhtarname’de Müvekkil şirkete ait ticari sırların tarafınızca 3. kişilerle paylaşılması sebebiyle müvekkil şirketin zarara uğradığı beyanında bulunulduğu;
c-Dosya münderecatında bulunan cep telefonu mesajlaşmalarına ait fotokopilerin delil niteliğinin Mahkemenin takdirinde bulunduğu;
d-Dosya münderecalında bulunan Tevzi Formutda dava tarihi olarak 02.01.2019 yazdığı;
e-Davanın açılış tarihi konusunda takdir yetkisi, zamanaşımı bakımından delillerin takdiri yetkisi Mahkemeye ait olduğu değerlendirilmiştir.
Mahkememizin Konu Uzmanı bilirkişi heyetinin 13.01.2021 tarihli 3 sayfadan ibaret -turizm işletmecisi bir bilirkişi ve bilgisayar mühendisi bir bilirkişi heyete eklenerek aldırılan- ek raporunda özetle; haksız rekabet oluşturan eylemlerin belirlenmediği, sır saklama yükümlülüğünün ihlal edildiğinin tespit edilmediği (Talep: 301.900 TL), rekabet etmeme yasağının ihlaline dayalı cezai şart talebinin unsurlarının oluşmadığı (Talep: 10.000 TL), maddi tazminat şartlarının oluşmadığı (Talep: 15.000 TL), manevi tazminat talebinin mahkemenizin takdirinde olduğu (Talep: 15.000 TL) belirtilmiştir.
TBK 444. Madde: “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.”
TBK 445. Madde: “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.”
İş ilişkisinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, sadakat borcu da dâhil olmak üzere tarafların sözleşmeden … borçları sona erer. Bu durumda ise işçinin önceki işverenin yanında edindiği bilgileri rakip bir işverenin işinde kullanması veya kendisinin açmış olduğu rakip işletmede söz konusu bilgilerden yararlanması işverene zarar verir. Bu ihtimali engellemek amacıyla işçi ve işverenin iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin rakip bir işletmede çalışmayacağı veya rakip bir işyeri açmayacağına ilişkin sözleşme yapması mümkündür. Bu sözleşmeye rekabet yasağı sözleşmesi adı verilmektedir.
Bu hükme göre işçinin, işverenle ilişkide olan müşterileri tanıması ve görülmekte olan işin bütün ayrıntılarına ulaşabilmesi imkânının olduğu hallerde, iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından işverenle rekabet oluşturacak şekilde kendi namına iş yapmaması, rakip bir firmada ortak olamaması ya da iş sözleşmesiyle çalışmaması şeklinde şart içeren sözleşmeler yapabileceklerdir. Borçlar Kanunun ilgili hükmünde ikinci cümlede ise rekabet yasağının kapsamı sınırlandırılmış ve işverene önemli bir zarar verilmesi ihtimalinin olmadığı durumlarda bu tür düzenlemelerin geçerli olacağı hükme bağlanmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde;
Davalı … … genel anlamda vize operasyon süreçlerini yöneten görevlidir ve bilirkişi kurulu raporlarında da belirtildiği gibi yapılan işin işleyişini, kullanılan sistemleri öğrenmiş ve biliyor olması işin tanımı ve sektör içinde doğal bir durumdur. C1 elektronik vize hakkında bilgiler ek raporun 2. Sayfasında anlatılmış olup, ek raporda da görüş beyan edildiği üzere esas itibarıyla “vize operasyonları” ile ilgili bir ticari sırdan söz etmek mümkün değildir. Geliştirildiğinden söz edilen bir bilgisayar programına konu vize operasyonları süreçleri gizli bilgi içermemektedir.
Davacının dosyaya sunduğu e-postalar ve diğer deliller, yaklaşık 2 yıl davacı yanında çalışmış olan davalının, davacının ticari sırlarına, gizli bilgilerine sahip olduğunu; davalının, davacının ticari sırlarını, gizli bilgilerini açıkladığını, kullandığını göstermemektedir. Bir iş alanında uygulama, yazılım geliştirilmiş olması; aynı alanda, konuda üçüncü kişilerce uygulama, yazılım geliştirilmesine engel değildir. Bir çalışanın, çalışma hayatı boyunca doğal olarak edinmiş olduğu bilgi ve tecrübe de iş sırrı niteliğinde değildir. Ayrıca somut olarak ticari sırrın, gizli bilginin ne olduğunun ve bu ticari sırrın, gizli bilginin sahibi olunduğunun ortaya konulmasından sonra, bunların ihlal edildiğinin ileri sürülmesi söz konusu olabilecektir. Davacı, açıklandığını ileri sürdüğü gizli bilgilerinin, ticari sırlarının ne olduğunu -dinlenen tanık beyanları ile dahi- somut bir şekilde ortaya koymamıştır.
Tüm bu hususlara göre sır saklama yükümlülüğü ihlali iddiasına dayalı taleplerin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Haksız rekabet iddialarına ilişkin talepler açısından zamanaşımı itirazında bulunulsa da; devamlılık arz eden haksız rekabette, haksız rekabet devam ettiği iddiası nedeniyle zamanaşımı süresi dolmayacaktır ve işin esası hakkında karar verilmesi gerekecektir.
Davacı tarafın haksız rekabet iddiasına dayalı talepler açısından öncelikle, davalının davacı şirkete ait iş sırrına vakıf olduğu ve davalının bu sırları hukuka aykırı bir şekilde ifşa ettiğinin ispatlanması gerekecektir.
Yapılan rekabet yasağı sözleşmesinin işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun bir şekilde sınırlandırılmış olması; sürenin özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşmaması TBK 445. Madde gereğince gerekmektedir.
Taraflar arasındaki Sözleşme’nin 9.5. maddesinde “Personel, işbu belirli süreli iş sözleşmesinin her ne sebeple olursa olsun sona ermesinden sonra, 5 yıl süre ile eğitim ve vize hizmetleri alanında başka şirket ve kuruluşlara işveren’de edindiği bilgi ve belgeleri aktarmayacağını ve işveren aleyhine kullanmayacağını, 9.1., 9.2., 9.3. ve 9.4. maddelerine uyacağını, aksi takdirde işverene, kendi namına çalıştığı veya başkası adına çalışmış olduğu her ay için 750 TL cezai şart ödemeyi…” hükmü yer almaktadır.
Rekabet yasağı, taraflar arasındaki sözleşmede 5 yıl için kabul edilmiş olup TBK’da sadece özel durum ve koşullar için rekabet yasağının 2 yılı aşabileceği düzenlenmiş olup, söz konusu sözleşmede rekabet yasağına konu işin nevi/konu sınırlaması, eğitim ve vize hizmetleri olarak belirlenmiştir. Söz konusu sözleşmede rekabet yasağının yer/mahal sınırlaması açısından ise her hangi bir mahal/yer sınırlaması yer almamaktadır. Tüm bu nedenlerle iş sözleşmesinde ye alan rekabet yasağı hükmü TTK 445. Madde gereğince batıl olduğu sonucuna varılmıştır. Kaldı ki davacının dosyaya sunduğu e-postalar ve diğer deliller, yaklaşık 2 yıl davacı yanında çalışmış olan davalının, davacının ticari sırlarına, gizli bilgilerine sahip olduğunu; davalının, davacının ticari sırlarını, gizli bilgilerini açıkladığını, kullandığını da göstermemektedir.
Tüm bu hususlara göre rekabet yasağı ihlali iddiasına dayalı taleplerin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Varılan tüm bu sonuçlara göre de maddi-manevi tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla sonuçta davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 179,90-TL harcın, peşin alınan 5.838,80-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.658,9‬‬0-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 50.866,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 26/01/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”