Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/194 E. 2020/288 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/194 Esas
KARAR NO : 2020/288 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2018
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Hopa Asliye Hukuk Mahkemesine Tüketici Mahkemesi sıfatı ile vermiş olduğu 18.10.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “İthalatçısı … A.Ş. satıcısı … Şti. olduğu, … Motor Nolu … şasi Nolu, ve … plaka numaralı, … Model otomobili 26.12.2016 tarihinde davalılardan … Şti.’ den satın aldığını ve ticari taksi olarak kullandığını, 29.07.2018 günü saat 04.30 sıralarında oğlu olan … nın sevk ve idaresindeki … plakalı ticari otomobil ile Hopa istikametinden Rize istikametine seyir halinde olduğunu, seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, sonucunda … İlçesi … Mahallesi Karadeniz Sahil Yolu Rize istikametinde İshakoğlu Konutlarının tam karşısına denk gelen yerde ve gidiş istikametine göre yolun solunda bulunan orta refüjdeki bariyerlere çarpması sonucu tek taraflı yaralama, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kolluk Trafik Ekiplerince olay sonrasında düzenlenen 29.07.2018 tarihli olay yeri inceleme tutanağından da anlaşılacağı gibi, kaza sonrasında yediemin Otoparkına götürüldüğünü, olaya konu olan … plakalı … Marka araç üzerinde yapılan kontrollerde, aracın sol arka ve sağ ön lastiklerinin patlamış olduğunu, sol ön tekerde lastiğin tamamen çıkmış olduğunu, ve tekerlerin jant üzerinde oturmuş bulunduğunu, aracın sağ ve sol ön burunlarından daha fazla olmak suretiyle önden hasarlı olduğunu, ön camının çatlamış ve kırılmış bulunduğunu, kaputun sağ tarafından içeriye demir korkuluğun girmiş olduğunu, aracın sağ yan tarafından genel olarak hasarlı bulunduğunu, aracın içinde ön kısımda bulunan her iki yan hava yastıklarının açılmış olduğunu, araçta ön bölümde sürücü ile yolcu bölümlerinin kanlı bulunduğunu, aracın devir ve hız ibrelerinin sıfır konumunda bulunduğunu, araç vitesinin beşinci konumda olduğu yönünde tespitlerde bulunulduğunu, davacı adına kayıtlı olan ve kazaya karşılan dava konusu … plaka sayılı … marka aracın 29.07.2018 tarihli kaza nedeniyle “pert” olduğunu, meydana gelen kazada araç sürücüsü … nın haricinde aracın ön yolcu koltuğunda oturan … ile aracın arka koltuğunda oturan …’da bulunduğunu, meydana gelen ve davaya konu aracın “pert” olmasına yol kazada ön hava yastıkları açılmadığını, kazaya karışan araç “pert” olacak derecede hasara uğradığını, bu kaza neticesinde sürücü ve yolcu koltuğunda oturan inşalar ölüm ile karşı karşıya kaldığını, yolcu ön koltuk hava yastıklarının açılmamış olması davaya konu aracın ayıplı hale getirdiğini, araçtaki bu ayıplı ise kaza sonrasında ortaya çıktığını, arz ve izah edilen nedenlerden ötürü, … plakalı otomobilin imalat kusuru (ayıplı mal) olduğu için aynısı ile değiştirilmesi veya fazlaya ilişkin talep ve dava haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 99.900,00-TL araç bedelinin olay tarihinden sonra işleyecek ticari faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve ileride doğabilecek avukatlık vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmişlerdir.
Davalılardan … A.Ş. tarafından sunulan 02.01.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “…Dava konusu somut olayı ilgili yasa çerçevesinde değerlendirildiğinde, öncelikle davaya konu araçta herhangi bir üretim kaynaklı sorun olmadığını, dava konusu araç fabrika üretiminden kalite kontrol testlerini sorunsuz ve eksiksiz olarak tamamladığını, bayi kanalına teslim edildiğini, davacı tarafından yapılan kaza anına kadar araç sorunsuz bir biçimde kullanılmaya devam ettiğini, öte yandan davacının araç geçmişi incelendiğinde 2 yıl gibi uzun bir dönemde ticari amaçla kullanılmasına karşın garantiden sadece bir işlemi bulunduğunu, bu bağlamda, aracın ayıplı olduğunun iddia edilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, nihayetinde ayıbın varlığını kesinlikle kabul etmediklerini, araçtan faydalanılmadığını veyahut ayıplı olduğuna yönelik gerçeklikle bağdaşan herhangi bir durum söz konusu olmadığını, bu itibarla açıkladıkları sebeplerle haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hava yastıklarının tetiklenmesi için gereken minimum çarpma hızının araç boyuna doğrultusunda 25km/Saat’in üzerinde (negatif ivme yaklaşık 1,8 g) olduğunu, aracın önünden 30 derecelik bir açı altındaki doğrultudan darbe alması gerektiğini, bu anlamda Airbağ sistemi, halk arasında yaygın ve yanlış olarak düşünülenin aksine her çarpma/ çarpışmada aktif hale geçen sistemler olmadığını, emniyet kemeri ile kademeli olarak tasarlanmış son kertede hayat kurtarmayı amaçlayan güvenlik sistemleri olduğunu, haya yastığı sisteminin çalışması için öncelikle emniyet kemerlerinin takılı olması gerektiğini, zira hava yastığı emniyet kemerinin takılı olması halinde devreye giren ikincil nitelikte bir koruma önlemi olduğunu, öte yandan, araçlarda airbag sistemlerinin aktif hale geçebilmesi için, çarpma şiddetinin karşıdan belirli bir açı ve şiddette olması ve dolayısıyla gerekli negatif ivmelenmenin gerçekleşmesi gerektiğini, kaldı ki davacı taraf aracın 2 sene gibi uzunca bir süre sorunsuz bir şekilde kullandığını, 2 senelik süre zarfında aracın airbag şikâyetinde bulunmadığını, tüm bu sebeplerle davacının esas yönünden reddedilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, dava konusu aracın ticari nitelik taşıması ve ticari amaçla kullanılmakta olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesini, ticari nitelik taşıyan satım ilişkisi uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, hak düşürücü nitelikteki yasal ihbar ve muayene yükümlülüğüne uyulmamış olmakla davanın reddine, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, yargılama giderleri ile yasal vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini…” beyan ve talep etmiştir.
Davalılardan … Şirketi tarafından sunulan 15.01.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle ; “…Davaya konu araçta üretim kaynaklı herhangi bir sorun olmadığını, araç fabrika üretiminden kalite kontrol testlerini sorunsuz ve eksiksiz olarak tamamladığını ve satışa sunulduğunu, davacı tarafından davalı şirketten aracı satın aldığını, davacı yapılan kaza anına kadar aracı sorunsuz bir şekilde kullandığını, aracın ticari amaçlı olarak kullanıldığını, 2 yıllık kullanım süresi boyunca herhangi bir arıza vermediğini, davacının araçtan faydalanmaması gibi bir durumun hiç yaşanmadığını, araçta herhangi bir üretim hatası olmadığı görüldüğünü, bu bağlamda aracın ayıplı olduğunu iteri sürmek kötü niyetin göstergesi olduğunu, araç elektronik olarak incelendiğinde ön hava yastık dirençlerinin standart değerler içinde olduğu tespit edildiğini, kaza sonrasında aracın ön tarafı incelendiğini, sağ ve sol şasi kollarında ve tampon traversinde herhangi bir darbe olmadığı görüldüğünü, ön hava yastıklarının açılması için ön taraftan sağ ve sol 30 derecelik açı içerisinde direk bir darbe olması gerektiğini, ayrıca darbenin düşük şiddetle olması halinde sürücünün kontrolü kaybetmeyip aracı daha fazla zarar görmekten koruyabileceği düşüncesiyle hava yastığının şişerek sürücüyü tamamen kontrolden alıkoyması istenmediğini, hava yastığı sisteminin çalışması için öncelikle emniyet kemerinin takılı olması gerektiğini, zira hava yastığı emniyet kemerinin takılı olması halinde devreye giren ikincil nitelikteki korumanın önemli olduğunu, öte yandan hava yastığı siteminin aktif hale gelebilmesi için çarpma şiddetinin belirli bir açı ve şiddette olması gerektiğini, bu talep son derece kötü niyetli olmasının yanında böyle bir talebin hukuken dinlenebilir bir tarafı olmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, açıklanan neden ve resen gözetilecek nedenlerle, öncelikle görev, yetki zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarını dikkate alınarak esasa girilmeksizin davanın usulden reddine karar verilmesini, sayın mahkemenizin aksi kanaatte ise esasa ilişkin itirazları doğrultusunda haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini …” talep etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/284 Esas sayılı dosyasında kayıtlı bu dosyaya 23.01.2019 tarihinde Yetkisizlik kararı vererek mahkememize gönderdiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 10.12.2019 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Teknik bilirkişinin raporda yer bulan anlatımına nazaran davacı istemlerinin kabul koşullarının tekemmül etmediği düşünülmektedir. Buna karşılık, delillerle doğrudan temas eden yüce Mahkeme davacı savlarının yerinde olduğunu mütalaa ettiği takdirde, davacı talebi yönünde hüküm kurmakta muhtardır.” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacının İthalatçısı davalı … A.Ş. satıcısı … Şti. olduğu, … Model otomobili 26.12.2016 tarihinde davalılardan … Şti.’den satın aldığı anlaşılmaktadır. Aracın ticari taksi olarak kullandığı. Bu araçla 29.07.2018 günü … plakalı ticari otomobil ile Hopa istikametinden Rize istikametine seyir halinde olduğunu, seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı yaralama, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini anlaşılmaktadır. Aracın sağ yan tarafından genel olarak hasarlı bulunduğu, aracın içinde ön kısımda bulunan her iki yan hava yastıklarının açılmış olduğu, … marka aracın 29.07.2018 tarihli kaza nedeniyle “pert” olduğu, Davaya konu aracın “pert” olmasına yol kazada ön hava yastıkları açılmadığını, kazaya karışan araç “pert” olacak derecede hasara uğradığını, bu kaza neticesinde sürücü ve yolcu koltuğunda oturan inşalar ölüm ile karşı karşıya kaldığını, yolcu ön koltuk hava yastıklarının açılmamış olması davaya konu aracın ayıplı olduğu iddiası ile bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu olay sürücünün seyri sırasında direksiyon hâkimiyetini kaybederek aracın sol ön köşesi ile yolun solundaki bariyerlere çarpması şeklinde meydana gelmiş ve aracın hava yastıkları açılmamıştır.
Hava yastıklarının tetiklenmesi için gereken minimum çarpma hızı sınırının araç boyuna doğrultusunda 25 km/saat’ın üzeri (negatif ivme yaklaşık 1.8 g) olup aracın önünden ± 30° ‘lik bir açı altındaki doğrultudan darbe alması gerekmektedir. Bu açıdan daha geniş açılı darbelerde ki, bunlar yan darbe sayılacak darbelerdir, hava yastığının sistem gereği tetiklenmeyecektir. Ayrıca aracın ilk çalıştırılması amacıyla kontak açıldığında, araçta bulunan elektronik devreler diğer bazı sistemlerle birlikte hava yastığı sistemini de kontrol etmekte, bu kontrol sırasında gösterge panelinde hava yastığını gösteren bir ışık birkaç saniye süre ile yanmakta, herhangi bir arıza olmaması yani hava yastıklarının işletmeye hazır durumda bulunmaları halinde tekrar sönmektedir. Hava yastığı sisteminde bir arıza bulunması halinde ise kontrol ışığı ya hiç yanmamakta, ya yanıp hiç sönmemekte, ya da yanıp söndükten hemen sonra tekrar yanarak yanık kalmaktadır.
Hava yastıkları araçların pasif emniyetlerini artırmak üzere kullanılan bir emniyet unsurudur. Hava yastıklarının görevi, çarpışmalarda sürücü ve yolcu emniyetini büyük ölçüde artırarak yaralanma riskini ciddi bir şekilde azaltmaktır. Sürücü ve yolcular her şeye rağmen ancak belli ölçülerde ve belli şartlarda korunabilmekte, kazanın çok sert olması halinde bu tedbirler yeterli olmayabilmektedir Hava yastığının şişmesi son derece hızlı gerçekleştiğinden sürücü ya da yolcuya sert bir darbe biçiminde çarpmakta ve ani şaşkınlık ve kısa süreli duyma bozukluğu yaratabilmektedir. Bu husus hava yastığının her darbede patlamaması gerektiğini, belli bir yönden ve belli bir şiddetin üzerinde gelen darbe sonucu patlayarak, o sırada o yöne savrulmakta olan sürücü ve yolcuya kısa süreli destek olup sonra sönmesi gerektiğini, farklı yönden gelmiş, örneğin yanal bir darbe veya taklalar atma halinde ön yastığın şişmesinin sürücü ya da yolcuya destek olacak yerde ek olarak yandan da darbe almasına yol açabileceğinden bu gibi durumların da önlenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca darbenin düşük şiddette olması halinde sürücünün kontrolü kaybetmeyip aracı daha fazla zarar görmekten koruyabileceği düşüncesiyle hava yastığının şişerek sürücüyü tamamen kontrolden alıkoyması istenmemektedir. Açıklanan nedenlerle sürücü ve yolcunun ön kısmına yerleştirilmiş hava yastıkları ancak önden gelen darbelerde aktive olmaktadır.
Açıklanan hususlar çerçevesinde dava konusu aracın yandan aldığı darbeler sonucu ya hava yastıklarının açılmış oldukları, ön hava yastıklarının açılmasını tetikleyecek darbenin bulunmadığı, hava yastıklarında arıza olduğu yönünde önceden yanan uyarı ışığının yanmadığı, aracı aldığı darbenin açısına göre hava yastıklarının açılmasının gerekmediği, bu nedenle açılmamış olması nedeni, ile araçta üretim hatasından söz edilemeyeceği mahkememizce atanan teknik bilirkişice belirlenmiştir.
Tüm bu nedenlerle Teknik bilirkişinin saptamalarında yer bulan anlatımına nazaran davacı istemlerinin kabul koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış olmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın Reddine,
2- 54,40-TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davalıların kendilerini dava ve duruşmalarda vekilleri ile temsil ettirdikleri anlaşılmakla AAÜT gereğince 13.440,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır