Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/187 E. 2022/142 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/187 Esas
KARAR NO : 2022/142
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2019
KARAR TARİHİ : 02/03/2022

Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, 09/11/2013 tarihli Abonelik Sözleşmesi uyarınca sabit hatların müvekkilin kullanımı için tanımlandığını, adres değişikliği sebebiyle davalıya 18/12/2018 tarihli nakil dilekçesini verilmişse de başvurudan sonra davalı tarafından … nolu hat için iptal işlemi yapıldığını, bundan dönülmesi için davalıya başvurduklarını anca 22/02/2019 tarihinde davalı şirket tarafından hattın müvekkili kullanımına sunulmuş olduğunu, davalının hatalı ve kusurlu bu eylemleri nedeniyle müvekkilinin maddi manevi zarara uğradığını iş kaybı yaşadığını beyanla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Bilahare talebini maddi tazminat yönünden 102.525,66 TL olarak artırmıştır.
SAVUNMA:
Davalı vekili, talebin zaman aşımına uğradığını, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının hatların iptal edildiğine ve bu konuda kusurun müvekkile ait olduğuna yönelik iddialarını ispatlayamadığını beyanla davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, telefon hattı aboneliği kapsamında hattın nakli yerine tamamen kapatılmasına bağlı olarak kapalı kalan süre zarfında uğranılan maddi manevi zararların tazmini istemine ilişkindir. Davaya sebep olan uyuşmazlık, davalı operatör nezdinde kayıtlı hatların nakli yerine tamammen kapatılmasında davalının kusurlu olup olmadığı, kusur ya da ağır ihmal varsa davacının zarara uğradığını iddia ettiği tazminat kalemlerinin neler olduğu ve bu tazminat zarar kalemleri ile davalı eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunup bulunmadığı noktalarından ibarettir.
Davacı yan tazminata dayanak olarak 18/12/2018 tarihinde iptal edilen hattın 22/09/2019 tarihinde tekrar kullanıma sunulması nedeniyle 2 aylık zaman zarfında hattın kullanılamamasına bağlı olarak uğranılan maddi zarara bağlamaktadır. Zararın dayanağının somutlaştırılması adına, davacı şirket yetkili temsilcisinden şirketin ticari işleyişi hakkında bilgisine başvurulmak üzere isticvabına karar verilmiştir. Mahkememizin 30/09/2020 tarihli celsede şirket yetkili temsilcisi …, şirket adına iki adet hat için davalı ile sözleşmesel ilişkilerinin olduğunu, iki hattan birinin faks diğerinin ise konuşma ve müşterilerle kontak kurmak için kullanılan numara olduğunu, şirketlerinin bilişim sektöründe uzaktan yazılım ve teknik destek vermesi nedeniyle telefon irtibatının çok önemli olduğunu, müşterilerle imzalanan bakım destek sözleşmesi tip metinlerinde iptal edilen numaranım yazılı olduğunu, müşterilerin kendilerine bize cep telefonlarından da ulaştıklarını, aksaklık nedeniyle şirket organizasyonunu değiştirmek zorunda kaldıklarını, müşteri gruplarını ayrıştırmak durumunda kaldıklarını, çalışanları kategorize ederek cep telefonu ile iletişim kurduklarını, öte yandan web sitesinde de adı geçen irtibat numarasının belirtilen numara olduğunu, müşterilerin kendilerine hattın bağlanamadığı süre boyunca ulaşamadığını, ancak ulaşamadıkları için müşterilerden sözleşme fesheden olmadığını, süreç uzayınca aşınmayı beceremeyen konumuna düştüklerini, hat boşa düştüğü için iki aylık süre zarfında o hattın başkası tarafından alınmaması için elemanlarını çalıştırdıklarını ve uğraştıklarını beyan etmiştir.
Hatanın mahiyetine nazaran ne kadar makul sürede giderilebileceği yönünde de gelen cevabi yazıya göre en geç 10 gün içerisinde telafi edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Sektörel bilirkişi de böylesi bir hatanın bir hafta içerisinde giderilmesinin mümkün olduğunu belirtmiştir. Davacının adres değişikliği nedeniyle mutad bir şekilde nakil başvurusunu yaptığı sabit olup davalı firmanın iki aylık zamanda hatasını giderememesinde kusurludur. Bu tarz operatör ve haberleşme hizmeti sunan firmalar TBK’nın 115/III. maddesi gereğince hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Kusur sabittir. Tazminata sebep olan diğer unsurlar ise zarar ve illiyet bağı olup, bu konuda ispat yükü TMK’nın 6. ve HMK’nın 190. maddesi gereğince davacı mağdur üzerindedir. Davacı şirket temsilcisi yukarıdaki paragrafta değinildiği üzere müşterilerine cep telefonu yoluyla ulaşabildiklerini beyan etmiştir. Dolayısıyla iki aylık kesinti nedeniyle somut zarar meydana geldiği saptanamamıştır.
Diğer yandan TBK’nın 50/2 maddesi gereğince zarar tam ispatlanamasa dahi genel hayat tecrübelerine nazaran ticari akışa göre zarara uğranılmış olduğu aşikarsa yargıç somut durumda adalete tevfikan takdir hakkını kullanarak tazminatı tayin edecektir. Hiç şüphesiz bu ihtimalde de bilirkişi incelemesi yapılması zorunludur. Bu minvalde SMM bilirkişi tarafından davacı şirket kayıtları tetkik ettirildiği gibi ilgili vergi dairesinden davacının adı geçen zaman zarfı ve öncesine ilişkin BA/BS formları celp edilmiştir. Yapılan tetkikat neticesinde davalının kusurlu eylemi ile ciro farkı arasında irtibat tespit edilememiştir. Bilirkişi raporunda iptal öncesi döneme kıyasen ciro farkı 512.628,31 TL olarak belirtilmişse de bunun 500.000 TL tutarlık kısmının dava dışoı … ve … ’a verilen hizmetlerden kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka söyleyişle, salt davalı eylemine bağlı olarak bu müşterilerle ticari ilişkinin sona erdiği ispat edilemiyor. Yani illiyet bağı kurulabilmiş değildir.
Davacının adı geçen iki telefon hattı haricinde başka telefon hatlarının da bulunduğu, bilinçli ve daimi müşterilerin bu telefonlardan da her daim ulaşmasının mümkün olduğu açıktır. Mevcut telefon kayıtları ve log kayıtları biraları değerlendirildiğinde resmi hattın kesildiği iki aylık süre zarfında davacının kusurlu eylemleri kapsamında maddi zararın oluştuğunu söylemek güçtür. Davalı … kusurluysa da zarar ispatlanamıyor ciro farkı ile davalı kusurlu eylemleri arasında illiyet bağı kurulamaktadır. Sadece iptal süreci ile bağlantılı olabilecek, operatöre gidiş geliş masrafı zarar kalemi olarak bilirkişi raporunda bahsedilen taksi fişi 40,00 TL açısından zarar ve illiyet bağının ispatı sabit görülmüştür. Bu nedenle 40,00 TL haricindeki maddi tazminat istemlerinin illiyet bağının olmaması nedeniyle tümden reddi gerekmiştir. Manevi tazminat talebi ise, salt sözleşme ihlali ve kusurlu eylem nedeniyle davacı tüzel kişiliğin kişilik haklarına ve itibarına saldırı olmadığından yerinde görülmemiştir. Davacı şirket temsilcisi piyasada beceriksiz bir firma olarak anıldıklarını beyan etmişse de, bu durum şahsi yoruma dayalı olup somut olay içeriğine uygun düşmemektedir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Maddi tazminat kalemi olarak 40 TL ‘nin dava tarihi 10/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Manevi tazminat talebi isteminin reddine,
3-Alınması gereken 89,70 TL harçtan peşin alınan ve ıslah suretiyle ikmal olunan toplam 1.987,86-TL harcın mahsubu ile, artan 1.898,16-TL harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen, 89,70-TL peşin harç ile , 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere cem’an 140,50-TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 40-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen maddi tazminat yönünden 13.686,14-TL nisbi, ayrıca manevi tazminat yönünden de 5.100,00-TL vekalet ücretlerinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 136,85 TL posta ve tebligat masrafı, 3.000,00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 3.136,85 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 1,30 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davadan önce hazineden sarf edilmiş bulunan 1.320,00-TL’den ibaret arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, gereği için yazı işleri müdürlüğünce harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 02/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*