Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/169 E. 2019/566 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/169 Esas
KARAR NO: 2019/566

DAVA : Alacak (… İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/01/2015
KARAR TARİHİ: 12/06/2019

Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili tarafından …bank A.Ş’ye yatırılan 3.000,00 TL’nin 11/11/1999 tarihinden itibaren vade sonuna kadar %82 akdi faiz ve vade sonundan itibaren 3095 sayılı Kanunun 2/2 maddesi gereğince akdi faizden az olmamak üzere en yüksek temerrüt faizi ile tahsilini talep etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili, hak düşürücü sürenin geçirildiğini, müvekkili banka ile … Bank Limited’in farklı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğunu, başka bir kuruluş nezdindeki alacak için müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, …’nin borcu üstlenmesi sebebi ile müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
Fer’i müdahil… vekili, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil … vekili, müvekkilinin borcu üstlenmediğini bu nedenle davanın asıl muhatap olan …’ye tevcih edilmesi gerektiğini savunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, off shore hesaba yatırılan paranın istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2015/52-2015/578 sayılı 08/09/2015 günlü ilamı ile; davanın kabulüne karar verilmişse de; Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2015/14088 – 2017/1885 sayılı, 29/03/2017 günlü kararı ile ; “Dava tarihi olan 15.01.2015 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın esası hakkında kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” denilerek kararımız bozulmuştuur.
Mahkememizce yöntemine uygun duruşma açılarak bozma ilamına karşı duruşmada hazır bulunan taraf vekillerinden diyecekleri sorulduktan sonra bozmaya uyulmasına karar verilerek, bozma içeriği gibi mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır