Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/163 E. 2020/124 K. 10.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/163 Esas
KARAR NO : 2020/124
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2019
KARAR TARİHİ : 10/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalı …Ş. tarafından ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emri müvekkile usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin takipten haberi olmadığını, banka ve gayrimenkullerine haksız olarak haciz konulduğunu, davalı tarafça, …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından İİK 361. Madde uyarınca muhtıra çıkartılması gerektiğini belirterek haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz edildiğini, borçlunun usulsüz işlem şikayeti üzerine üçüncü kişilere gönderilen haciz ihbarlarının İcra Hukuk Mahkemesi’nce iptal edilmesi ve hacizlerin bu karar üzerine kaldırılmasını, İİK 40. veya 361. maddelerindeki koşulların oluştuğunun kabulü için yeterli olmadığını bu nedenle ödenen para ancak genel mahkemede açılacak istirdat davası sonucuna göre geri alınabileceğini, haksız ve yersiz olan davalı tarafın itirazın kaldırarak takibin devamına, davalı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin fatura alacaklarına dayalı olarak davacı … Yapı Kooperatifi aleyhine tarafımızdan … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, dosyasında işlemler yürütüldüğünü, borçluya ait taşınmaz ve 3.şahıs bankalardaki hak ve alacakları üzerine hacizler konulduğunu, 3.Şahıs bankadan 89/1 haciz ihbarnamesine istinaden dosyaya 72.809,54 TL ödeme yapıldığını, 3.şahıs bankadan gelen 72.809,54 TL’den gereken harçlar kesildikten sonra 64.727,68 TL tahsil edildiğini, bu aşamada davacı/borçlu … Yapı Kooperatifi tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin ….İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından şikayette bulunulduğunu, ayrıca …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosya borcuna ve ferilerine de itiraz edildiğini, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından şikayetinin reddedildiğini, işbu kararın BAM kararları ile kaldırıldığını ve BAM kararının da Yargıtayca 21.11.2018 tarihli karar ile Onandığını, …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından davacı/borçlu … Yapı Kooperatifine yapılan Ödeme Emrinin tebliğ tarihi 09.06.2017 olarak kabul edildiğini, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin fekkine karar verildiğini, ve banka hacizlerinin icra dosyasından kaldırıldığını, davacının müvekkil aleyhine yapmış olduğu icra takibinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını ve … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına ödenen 22.01.2019 tarihli 43.044,53 TL bedeli, … seri numaralı, … sıra numaralı makbuz ve 22.01.2019 tarihli, 30.732,61 TL bedeli, … seri numaralı, … sıra numaralı makbuzlar ile ödendiği icra dosyası ve müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlarından belli olduğunu, hukuka aykırı, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine davacı taraf aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak koşulu ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası,
2-…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası
3-…. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, usulsüz kesinleşen takip nedeni ile haczedilen paranın tahsili talebine yönelik açılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Fazla Verilen Paranın Geri Alınması” başlıklı 361. maddesi, “İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır” şeklinde emredici bir düzenlemeyi içermektedir.  
Belirtilmelidir ki; 361. madde hükmü, ilamlı veya ilamsız tüm icra takiplerinde, her ne sebeple olursa olsun, borçludan fazla para tahsil edilen her durumda uygulama yeri ve alanı bulan, özel bir hükümdür. Buna göre, icra daireleri, hesaplama sonucunda fazladan tahsil edildiği ortaya çıkan tutarları, ayrı bir mahkeme hükmüne gerek olmaksızın, borçluya geri vermekle yükümlüdürler.  
Burada, icra müdürüne Kanun tarafından verilmiş, özel bir görev ve daha da önemlisi cebri icra gücünün kullanılması kapsamındaki bir yetki söz konusudur: İcra Müdürü, dayanağı ve şekli ne olursa olsun, girişilmiş bir icra takibinde, borçludan tahsil edilen paranın, tahsili gerekenden daha fazla olduğunu hesap sonucunda belirlediği durumlarda, cebri icra gücünü kullanarak, fazla tahsilatı borçluya geri verecektir.  
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyaları getirtilerek incelenmiştir.
İcra dosyasının incelenmesinde; … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 72.809,54-TL asıl alacak, 9.748,50-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 82.558,04-TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 15/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 17/01/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararı alacaklı vekiline tebliği edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
… İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı takip talebinde ki ödeme emri tebliğinin geçersizliğini ve iptalini talep ettiği mahkeme tarafından şikayetin reddine karar verildiği, yerel mahkeme kararının … Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı kaldırıldığı, ödeme emri tebligatına muttali olduğu tarihin 09/06/2017 olduğunun tespiti ile, kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, istinaf kararının temyiz edildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2017/8734 Esas 2018/11942 Karar sayılı onama ilamı ile 21/11/2018 tarihinde kesinleştiği, ilamın davacı tarafa 24/12/2018 tarihinde, davalı tarafa 21/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; hacizlerin fekkinden sonra dava tarihinden önce davalı tarafından 22/01/2019 tarihinde 43.044,53-TL ve 30.732,61-TL icra dosyasına yatırıldığı görülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın davalı/alacaklı tarafından davacı/borçlu hakkında yapılan icra takibine konu alacak nedeniyle usulsüz tebligat sonucu kesinleşen takip nedeni ile yapılan ödemenin iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davacı İİK 361. maddesi gereğince işlem yapılmasını talep ederek paranın iadesini sağlayabilecektir. Somut olayda ise davacı icra müdürlüğünden talepte bulunmadığı gibi, dava tarihinden önce davalı/alacaklı tarafından takibe konu alacak iade edilmiştir. Bu nedenle davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK’nun 114/h maddesinde, hukuki yarar açıkça dava şartları içerisinde sayılmıştır. Şu halde, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2018/4642 Esas – 2019/3283 Karar sayılı, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2016/12767 Esas- 2017/7351 Karar sayılı, İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesinin 2019/498 Esas-2019/610 Karar emsal kararları da bu doğrultudadır. Bu nedenlerle davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalının kötü niyet tazminatı talebi yönünden ise davacı her ne kadar icra takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, davalının kötüniyet tazminatı talebi haklı görülmeyerek, talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/1-h maddesi ve 115/2.maddesi gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2- Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 54,40-TL karar harcının peşin alınan 1.243,41-TL’den tahsili ile fazla alınan 1.189,01-TL nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır