Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/158 E. 2021/866 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/115ESAS
KARAR NO :2021/983

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:07/12/2016
KARAR TARİHİ:11/11/2021

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS – … KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:07/07/2017

Mahkememizde görülmekte olan Alacak ve İtirazın İptali davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri tarafından davalılara devredilen hisselere ilişkin hisse devir işleminin; yapılan devir sonrasında 16.01.2014 tarihli protokol gereğince müvekkillerine ödenmesi gereken hisse devri bedellerinin müvekkillerine ödenmediğinden, taraflar arasında hisse devrine ilişkin olarak akdedilen 03.04.2013 ve 16.01.2014 tarihli protokollerin iptalini, müvekkillerine ait … … San. Tic. A.Ş hisselerin davalılara devrine ilişkin parasal karşılığı ödenmeyen ve hukuken geçerli olmayan hisse devirlerine ilişkin protokoller olmak üzere tüm işlemlerin iptali ile müvekkillerinin uhdesinde iken davalılara geçen tüm hisselerin müvekkillerine iadesi ile müvekkilleri adına kayıt ve tescilini, davalı şirket hisseleri üzerine hisselerin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkillerinin hisselerini devretmiş oldukları şirket hisseleri ile birlikte maliki oldukları “… İli, … İlçesi … ada ve 7 parselde kayıtlı taşınmaz”daki %40 hissenin üçüncü kişilere devredilmesi halinde, müvekkillerinin haklarını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden, müvekkillerin telafisi imkansız zararlara uğramasının önüne geçilmesi için davalı şirketin maliki olduğu taşınmazın tapu kaydı üzerine davalı şirketin maliki olduğu %40 taşınmaz hissesinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ile dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Tic. Ltd. Şti. ve … …A.Ş. vekili cevap dilekçelerinde özetle; davacılar ile davalı müvekkilleri arasında 07/11/2011 tarihinde “iş ortaklığı sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin konusunun …’ye ait …/…’de 6.741,00 m2.1ik Stok No:…, Ada:3328, Parsel:7’de merkezi iş alanı olarak kayıtlı bulunan arsanın satın alınması, üzerinde … Konseptine uygun her türlü … projelerinin geliştirilmesi, gerçekleştirilmesi ve gerçekleştirilen projelerin pazarlanıp satılmasının oluşturduğunu, bu sözleşme kapsamında taraflarca söz konusu taşınmazın %60’ı … … A.Ş.ne, %40’ı da … Tic. Ltd.Şti.ne ait olmak üzere satın alındığını, daha sonra … şirketi ile … şirketi ortakları arasında 03/04/2013 tarihinde diğer davalı … arasında protokol imzalandığını, bu protokol hükümleri gereğince davacıların … inşaattaki tüm hisselerini … veya …’ın belirleyeceği başkaca gerçek ve/veya tüzel kişilere satıp devredeceği, söz konusu protokol ile … inşaatın statü değişimi, hisse devir aşamaları, hisse alım bedelleri ve ödeme şekilleri konusunda düzenlemeler yapıldığını, mutabakatın sağlanmasından sonra ilk ödemeler yerine davacılara bir takım ödemeler yapıldığını, ilerleyen zamanlarda protokolün tarafları arasında 03/04/2013 tarihli protokolü geçersiz kılan, fesheden, yürürlükten kaldıran 16/01/2014 tarihli yeni bir protokol yapıldığını, bu protokol üzerine davacıların … … şirketteki hisselerini temsil eden hisse senetlerinin ciro ve temlik suretiyle her türlü takyidat ve ayıptan ari olarak …’e (veya onun belirleyeceği başkaca bir gerçek ve tüzel kişiye) devredilmiş olduğunu, protokolün VI.maddesinde hisse devir bedelinin öncelikle şarta bağlanıp ödenerek hisse devir bedelinin şart ve koşullarının belirlenmiş olduğunu ancak, söz konusu protokol yürürlükte iken, davacıların işbu davayı açtıklarını beyan ettiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava konusunun alt sınırının 82.000.000 USD olması gerektiğini, davacıların huzurdaki davayı açmakta hukuki yararları olmadığını zira, davacının henüz davanın bağlı olduğu şartın tahakkuk etmediği bir borç sebebi ile işbu davayı açtığını, şarta bağlı bir borcun henüz şart gerçekleşmeden ifasını talep etmek veya ifade temerrüde düşmenin mümkün olmadığını, davalılardan …’nun pasif husumet ehliyetinin de bulunmadığını zira, taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre proje ve işin yürütülmesi esnasında davalı …’nun finansman sağlamakla yükümlü olduğunu; bu sebeple davanın … yönünden usulden reddinin gerektiğini, diğer davalı … şirketinin de pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını zira, hisse devir işlemlerinin davacılar ile devralan … arasında olduğunu, davacıların davadaki taleplerinin bağlı olduğu şartın tahakkuk etmeyen bir borcun ifasına ilişkin olduğundan, şartın gerçekleşmemiş olması nedeni ile davanın bu nedenle reddinin gerektiğini, TBK’nun 170. Maddesine göre, sözleşmenin geciktirici şarta bağlanmış olması halinde, aksi kararlaştırılmadıkça ancak koşulun gerçekleştiği andan başlayarak hüküm ifade edeceğini, devir bedelinin ödenmesinin hisselerin üçüncü bir kişiye satışına bağlı olarak kararlaştırıldığını, şartın gerçekleşmesinin sadece taraf iradelerine bağlı olmadığını; davacıların henüz doğmamış bir borcun ifasını istemiş olduklarını, bağlı olduğu şartın tahakkuk etmesinden evvel doğmuş bir borcun bulunmadığını ve ifanın talep edilemeyeceğini, hukuki işlemin yapılmasından şartın gerçekleşmesine kadar geçen devrede hukuki işlemin “askı” durumunda olduğunu bu nedenle, şartın gerçekleşmesinden önce alacaklı lehine bir alacak hakkı doğmadığı gibi, borçlu aleyhine de bir borç doğmayacağını, alacaklının şart gerçekleşmeden ve alacak hakkı henüz doğmadığı için ifayı, ifanın gerçekleşmemesinden kaynaklı sonuçları talep ve dava edemeyeceğini, borcun da muaccel olmasının söz konusu olmadığını, şartın gerçekleşmesine kadarki süreçte muaccel bir alacaktan değil, en fazla müstakbel alacaklının beklenen bir hakkı olduğunu, mevcut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki hukuki ilişkinin başlangıcının … … Projesi (…) kapsamında … konseptine uygun … projesi geliştirmek, gerçekleştirmek ve pazartanmasının oluşturduğunu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 09/10/2014 tarihinde tebliğ edilen master iş programına göre inşaatların 01/01/2015’de başlayıp 28/06/2018’de bitirilmesinin öngörülmesine rağmen ekonomik ve siyasi şartlar nedeniyle … faaliyetlerinin planlanan çerçevede yürütülmediğini, … genelindeki inşaatların tamamlanma oranının halen %16 olduğunu, ilgili kurumlar tarafından başlatılan çalışmaya göre inşaata 03/02/2018’de başlanıp 14/05/2020’de projenin bitirilmesinin öngörüldüğünü, iyi niyet çerçevesinde 16/01/2014 tarihli protokolün VIII/2-iii maddesinde belirtildiği üzere daha evvel davacılara toplam olarak 14.200.768,00 USD hisse devir bedelinin ödenmiş olduğunu, davalı şirketin davacılara ekonomik yönden destek olmak ve itibarını zedeleyecek bir takım olaylara maruz kalmalarının önlenmesi için 3.150.000,00 USD’lik bir bedel daha ödemiş olduğunu iddia ederek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar ile davalılar arasında 07/11/2011 tarihinde “iş ortaklığı sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin konusunun …’ye ait …/…’de 6.741.00 m2.1ik Stok No:…, Ada:…, Parsel:7’de merkezi iş alanı olarak kayıtlı bulunan arsanın satın alınması, üzerinde … Konseptine uygun her türlü … projelerinin geliştirilmesi, gerçekleştirilmesi ve gerçekleştirilen projelerin pazarlanıp satılmasının oluşturduğunu, bu sözleşme kapsamında taraflarca söz konusu taşınmazın %60’ı … … A.Ş.ne, %40’ı da … Tic. Ltd.Şti.ne ait olmak üzere satın alındığını, daha sonra … şirketi ile … şirketi ortakları arasında 03/04/2013 tarihinde diğer davalı … SA arasında protokol imzalandığını, bu protokol hükümleri gereğince davacıların … inşaattaki tüm hisselerini … veya …’ın belirleyeceği başkaca gerçek ve/veya tüzel kişilere satıp devredeceği, söz konusu protokol ile … inşaatın statü değişimi, hisse devir aşamaları, hisse alım bedelleri ve ödeme şekilleri konusunda düzenlemeler yapıldığını, mutabakatın sağlanmasından sonra ilk ödemeler yerine davacılara bir takım ödemeler yapıldığını, ilerleyen zamanlarda protokolün tarafları arasında 03/04/2013 tarihli protokolü geçersiz kılan, fesheden, yürürlükten kaldıran 16/01/2014 tarihli yeni bir protokol yapıldığını, bu protokol üzerine davacıların … … şirketteki hisselerini temsil eden hisse senetlerinin ciro ve temlik suretiyle her türlü takyidat ve ayıptan ari olarak …’e (veya onun belirleyeceği başkaca bir geçek ve tüzel kişiye) devredilmiş olduğunu, protokolün VI. maddesinde hisse devir bedelinin öncelikle şarta bağlanarak ödenecek hisse devir bedelinin şart ve koşullarının belirlendiğini, söz konusu protokol yürürlükte iken, davacıların huzurdaki davayı açtıklarını beyan ettiğini, davaya konu hisselerin alım satım bedellerinin taraflar arasındaki protokol hükümleri çerçevesinde belirlenmiş olduğunu, davanın bu sebeple belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava konusunu alt sınırının 82.000.000,00 USD olduğunu, harç ikmalinin kesin süre içeresinde gerçekleştirilemediği için davanın esasa girilmeden reddedilmesi gerektiğini, davacıların henüz bağlı olduğu şartın tahakkuk etmediği bir borç sebebi ile işbu davacı açtığını, bu sebeple dava açmakta hukuki yararı olmadığı için davanın dava şartı noksanlığından reddedilmesi gerektiğini, davacıların henüz alamadıklarını iddia ettikleri hisse devir bedelinin elde edilebilmesi için tek yol ve koşulun şirket hisselerinin … tarafından belirlenecek kişi ve kurumlara satılması olduğunu, 16/01/2014 tarihli protokolün VI. maddesinde de bunun açıkça yazılı olduğunu ve bu yüzden hukuki yarar yokluğundan Mahkemenin davanın reddine karar vermesi gerektiğini, tarafların yaptıkları işlemin tümünün veya bir kısmının hüküm doğurmasının gelecekte bir olgunun gerçekleşmesine veya gerçekleşmemesine bağladıkları durumlarda şarta bağlı bir borcun söz konusu olacağını, borcun doğum anının da şartın gerçekleştiği an olduğunu, TBK’nun ilgili maddesinde de kararlaştırılmamışsa, geciktirici koşula bağlı sözleşmenin ancak koşulun gerçekleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceğinin vurgulandığını; hukuki işlemin yapılmasından şartın gerçeklemesine kadar geçen devrede hukuki işlemin “askı” durumunda olduğunu; sözleşme yapıldığı anda tarafları bağlamakla birlikte şarta bağlı borcun hüküm ve sonuçlarını ancak şartın gerçekleştiği anda meydana getireceği, şartın gerçekleşmesinden önce alacaklı lehine bir alacak hakkı doğmadığı gibi, borçlu aleyhine de bir borcun doğmayacağını, alacaklının şartın gerçekleşmediği ve alacak hakkı henüz doğmadığı için borçludan ifayı, ifanın gerçekleşmemesinden kaynaklı sonuçlarını talep ve dava edemeyeceğine, borcun da muaccel olmasının söz konusu olmayacağını, buna rağmen, davalı müvekkilinin karma nitelikte bir şart belirlendiğinden, şartın gerçekleşmesi yalnız taraf iradelerine bağlı olmadığı gibi, müvekkilinin olumsuz tüm yapı şartlarına ve geciken kurum onaylarına rağmen sözleşmesel yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmek için çalışmaları sürdürmekte olduğunu gerektiğini iddia ederek davanın usul ve esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların dava dışı … A.Ş’nin %100 hissedarı iken hisselerinin tamamını müvekkili şirkete satarak ortaklıktan ayrıldıklarını, müvekkili ile davalılar ve dava dışı … … A.Ş. arasında davalıların sahip olduğu şirket hisselerinin devrini konu olan 16.01.2014 tarihli protokol akdedildiğini, hisse devrine ilişkin protokolün V. Maddesi uyarınca hisselerin her türlü ayıptan ve takyidattan ari olarak müvekkiline devredileceği konusunda mutabakat sağlandığını, ancak davalıların hisse devrini ayıplı şekilde gerçekleştirip sözleşmesel edimlerini gereği gibi yerine getirmediklerini, nitekim şirket hisselerinin davalılar tarafından müvekkiline devrinden önce, davalıların organik bağ içinde bulunduğu grup şirketlerinden olan … … … A.Ş’nin asıl borçlu, şirketin ise kefil olduğunu, hukuki ilişkinin müvekkilinden saklandığını, bu kefalet borcu yokmuş gibi hisselerin devredildiğini, devir tarihinden iki yıl sonra bu kefaletten haricen haberdar olduklarını, … … A.Ş’nin asıl borçlu olduğu genel kredi sözleşmesine şirketin kefil olduğu ve …A.Ş’nin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan bu alacağının … … A.Ş tarafından temlik alındığını, müvekkili şirketin hisselerini devraldığı, şirketin kefalet borcundan dolayı 3.100.000,00 TL asıl, 50.000,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 3.150.000,00 TL’yi ödemek zorunda kaldığını, protokolün V/II maddesi ve devamı maddeleri gereğince, devirden sonra herhangi bir ödeme yükümlülüğü doğması halinde bu bedellerden … Ortaklarının sorumlu olmaya devam edeceği ve bu bedellerle ilgili olarak rücu hakkının bulunduğunu, müvekkili şirketin hisselerini devraldığı … …. A.Ş’nin kefalet borcu nedeniyle icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı 3.150.000,00TL’yi 16.01.2014 tarihli protokol gereğince davalılara rücu edebileceğini, bu nedenle alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla davalılara karşı ilamsız icra takibi yapıldığını, davalıların borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasında davalıların haksız itirazının iptaliyle takibin devamını ve alacağın %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, zira müvekkilleri tarafından … .. A.Ş’nin …A.Ş’den kullandığı teminat mektuplarına kefil olması nedeniyle verilen bononun dayanağı olan teminat mektuplarının bankaya iade edildiğini, düşüm yazıları alındığını, dolayısıyla bedelsiz kalan teminat mektupları nedeniyle verilen bonoya istinaden bankaya hiçbir borcun bulunmadığını, davacının bankadan alacağı temlik alan … … A.Ş’nin takip yaptığı …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına dayanak olan alacağın 29.12.2014 vade tarihli 3.100.000,00 TL bedelli bono olduğunun anlaşıldığını, takip konusu bononun bedelsiz olması nedeniyle … …. A.Ş’nin herhangi bir borcu olmadığından … … A.Ş’ye ödeme yapılmaması gerektiğini, davacının ödenmemesi gereken bir bedeli ödediğini, kaldı ki taraflar arasında imzalanan 16.01.2014 tarihli protokole göre davacının ödeme yapmadan önce müvekkillerine bildirim yapmasının zorunlu olduğunu, bu gereği yerine getirmeyen davacının müvekkillerinden herhangi bir hak talep etmesinin yasal olmadığını, müvekkilleri tarafından 16.01.2014 tarihli protokol hükümleri gereğince tüm edimlerin yerine getirildiğini, hisselerin davacı şirkete devredildiğini, buna rağmen protokolde kararlaştırılan hisse devir bedelinin halen ödenmediğini, anılan protokoldeki hisse devir bedeli ödenmeyip davacının protokole aykırı davranışı nedeniyle …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, halen derdest olduğunu, davacının protokol hükümlerine açıkça aykırı davranmasına rağmen müvekkillerinin hisse devrine ilişkin protokole aykırı davrandığı iddiasıyla bedelsiz kalan bonoya dayalı olarak yaptığı ödemeyi rücuen istemesinin mümkün olmadığını, bu nedenle yapılan takibin haksız olduğunu, …. ATM’nin anılan dava dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dava, asıl davada, taraflar arasında imzalanan 03/04/2013 ve 16/01/2014 tarihli protokol uyarınca davalı … … Mob. Tic. A.Ş’nin hisselerinde davacılar tarafından davalı … ve …’e devredildiği ve hisse bedellerinin ödenmediği iddiasına dayalı olarak hisselerin davacılara iadesine yapılan protokollerin geçersiz olduğunun tespitine ilişkin açılan davadan kaynaklandığı, birleşen davada, taraflar arasında 16/01/2014 tarihli protokolün 5 ve devamı maddeleri uyarınca protokol imzalandıktan sonra davalı … İnş ve Mob. Tic. A.Ş. hakkında … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında yapılan takip sonucu dava dışı … A.Ş’ye ödenen takip borcunun yukarıda belirtilen protokolün 5. Md uyarınca davalılardan talep ve ödenmesine ilişkin açılan davadan kaynaklandığı anlaşıldı.
Mahkememizin 08/11/2018 tarihli celsesi 4 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 24/01/2020 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ:
Açıklanan sebep ve gerekçelerle, delillerin ve işbu bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin nihai takdiri tamamen mahkemeye ait olmak üzere,
1.Esas dava bakımından;
a)Davacılar tarafından 16.01.2014 tarihli protokol gereğince davalı … AŞ’ye devir edilen, … … San. Ve Tic. A.Ş. Hisselerinin devrinin iptali ile tekrar davacılar adına kayıt ve tescil edilmesinin koşullarının oluşmadığı değerlendirilmiştir.
b)Dava konusu hisse devir bedellerinin belirlenmesi ve ödenmesi, 16/01/2014 tarihli Protokolün VI, VII ve VIII. Maddelerine göre tamamen davalı … Investment SA tarafından (… ve … Şirketlerine ait) hisselerin satılması şartına bağlanmış olduğu, henüz bu şart gerçekleşmediğinden davacıların talep edebileceği alacak miktarının bu aşamada belirlenemeyeceği değerlendirilmiştir.
2.Birleşen (….ATM … E) dava bakımından;
Davacı … SA, davalıların (… Ortakları) …’ya olan borçlarını temlik alan …’a ödediği 3.150.000 TL’nin tahsili amacıyla …. İcra md. … E. Sayılı dosyası üzerinden başlattığı takip tarihi itibariyle, bu bedel taraflar arasındaki 16.01.2014 tarihli Protokol’ün V. Maddesi gereğince muaccel/istenebilir olmadığından davalıların takibe itirazlarında haklı oldukları değerlendirilmiştir. Takdiri ve hukuki değerlendirmesi Sayın Mahkemenize ait olmak üzere bilirkişi heyetimizin görüşünü saygıyla arz ederiz.” denilmiştir.
Mahkememizin 07/07/2020 tarihli celsesi 1 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 08/02/2021 tarihli ek raporunda özetle;
”SONUÇ VE KANAAT:
1.Tarafların kök bilirkişi raporuna itirazları yukarıda ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Kök bilirkişi raporunun özellikle hisse devir bedellerinin rapor tarihi itibariyle belirlenebilir geciktirici şartın davalı tarafın kusuruyla imkansızlaşmış sayılmayacağına ve dava tarihi itibariyle kök raporda ulaştığımız tespit ve kanaatlerimizde bir değişiklik yoktur. Kök bilirkişi raporu, dava ve rapor tarihi itibariyle taraflar arasındaki ticari ilişkiyi yine taraflar arasındaki Protokol hükümlerine göre tahlil eden ve esasen itirazları karşılar nitelikte, ayrıntılı ve gerekçelidir.
2.Davacı yanın itirazlarında belirtilen, dava tarihinden sonra projenin gerçekleştirileceği arsanın, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla satışının istenmiş olması ve davalı şirketler için konkordato mühleti verilmiş olmasının, taşınmazın projelendirilmesi, devri veya hisselerin satışını güçleştirmekle birlikte kesin olarak imkansız hale getirmeyeceği değerlendirilmektedir.
3. Dava tarihinden sonra, dava konusuyla doğrudan ilgili olan arsa için Cumhurbaşkanı Kararı ile acele kamulaştırma kararı alınmış olması, taraflar arasındaki Protokol’de amaçlanan şekilde projenin gerçekleştirilmesini ve hisse devrini imkansız hale getirebilecek bir gelişmedir. Bununla birlikte, davanın açıldığı 07/12/2016 tarihinde böyle bir acele kamulaştırma kararı bulunmadığından, davanın açıldığı tarihteki maddi olay ve olgulara göre mi karar verileceği, yoksa sonradan ortaya çıkmış olan acele kamulaştırma kararı dikkate alınarak mı karar verileceği tamamen Mahkemenin takdirindedir.
Taraflar arasındaki 16.01.2014 tarihli Protokolün VIII. maddesinde …’e veya başkasına satış yoluyla ”ticari ilişkinin hiçbir şekilde kurulamaması” ihtimalinde %60-%40 paylaşımına dönülürken ”yapılmış ve yapılacak tüm masrafların ve gelirlerin” aynı oranda paylaşılacağı belirtilmiştir. Kök raporda davacılara veya onların borçlarına mahsuben üçüncü kişilere toplam 15.267.144.55 USD tutarında ödeme yapıldığı, ayrıca 3.788.191.85 TL proje harcaması yapıldığı tespit edilmiş olup, hisse devrinin iptali ihtimalinde söz konusu ödeme ve masrafların da dikkate alınması gerekmektedir. Yine, acele kamulaştırma kararı veya diğer sebeplerle hisse devrinin iptali durumunda karşı davaya konu edilen ödemenin de taraflar arasındaki 16.01.2014 tarihli Protokol’ün V. Ve VIII.4. Maddeleri gereğince ”yapılmış ve yapılacak tüm masraflar” kapsamında taraflar arasında %60-%40 oranında paylaşılması gerekecektir. Mahkemenin takdirine arz ederiz.” denilmiştir.
Asıl dosyamızda dava, davalıların 16/01/2014 tarihli 2. Protokol hükümleri gereği hisse devir bedellerinin ödenmediği için, hisse devir işlemlerinin hukuken geçerli olmadığı, protokolde öngörülen ticari ilişki kurulamadığından ve davacıların devrettikleri şirket hisselerinin karşılığı bedellerin davacılara ödenmemiş olması nedeniyle hisse devirlerinin hukuken geçerli olmadığı iddiasına dayalı olarak hisse devrine ilişkin taraflarca yapılmış olan 03/04/2013 ve 16/01/2014 tarihli protokollerin iptalini, davalıların üzerine geçen tüm hisselerin davacılara iadesi ile kayıt ve tescili istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki dava ise, haciz baskısı altında yapılan 3.150.000.00 TL’lik ödemenin tahsili için davalılar aleyhine yapılmış olan …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takibe davalı borçluların itiraz ederek durdurmuş olmaları nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacıların ortak olduğu … … ile davalı … arasında 08/06/2011 tarihli İş Ortaklığı Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin konusunun …’ye ait … İlçesi, … Ada Parsel 1 deki arsanın satın alması ve satın alınan arsa üzerinde mevcut … konseptine uygun her türlü … projesinin geliştirilmesi, gerçekleştirilmesi ve projelerin pazarlanıp satılması olduğu, taşınmazın bedelinin üzerinden %60’ın … Şirketine, %40 ‘ının … şirketine ait olmak üzere satın alınmasının ve kar zarar paylaşımının da bu orana göre yapılmasının kararlaştırıldığı,
03/04/2013 tarihli protokol ile davacılar ile davalılardan … Şirketi ve davalı … Şirketi arasında şirket hisselerinin devrine ilişkin anlaşma yapıldığı, bu protokolün konusunun davacı tarafın ortağı olduğu … Şirketindeki tüm hisselerinin davalı …’e ve onun belirleyeceği kişilere satıp devretmek olduğu, söz konusu protokolde hisse devrinden önce şirket statüsünün anonim şirketine çevrilmesi ve sonrasında da tasfiye kararı alınmasının kararlaştırıldığı, hisse geliri toplam bedelinin taraflarca 30.393,350 USD olarak belirlendiği, ödeme şeklinin ise protokolün 4. Maddesinde ayrıntılı olarak düzenlendiği;
Şirketin cinsi değiştirdikten sonra davacılar ile davalı … Şirketi arasında … Şirketinin hisselerinin devrine ilişkin önceki protokolü geçersiz kılan 16/01/2014 tarihli 2. Protokolün yapıldığı, bu 2. Protokol ile şirket hisselerinin devir şartlarının yeniden düzenlendiği;
Davacıların 16/01/2014 tarihli 2. Protokolün imzalanmasından sonra şirket hisselerinin temsil eden hisse senetlerine ciro ve temlik etmek suretiyle devretmiş olduğu;
Davalılar … ve … şirketi arasında imzalanan 07/06/2011 tarihli iş ortaklığı sözleşmesi gereğince …’den alınan … ada, 1 parsel sayılı arsanın %40 …, %60 … adına alınarak tapuya kaydedildiği,
Davalılar … ve … ile davacılar arasında imzalanan 03/04/2013 ve 16/01/2014 tarihli protokollere göre davacıların %100 sahip oldukları … şirketindeki hisselerinin davalı …’in talebi doğrultusunda davalı … Şirketine devredildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkların çözümünde temel sorunlar, hisse devir bedellerinin nasıl belirleneceği, asıl ve birleşen dosyada taleplerin muaccel olup olmadığı hususlarındadır.
Taraflar arasında imzalanan 16/01/2014 tarihli 2. protokolde 2. Maddesinde daha önce yapılan işlemler ve ödemelere halel gelmemek kaydıyla 18 aylık süre içeren 03/04/2013 tarihli protokolün feshedildiği, buna göre karşılıklı hakların muaccel olup olmadığı hususunda 03/04/2013 tarihli 1. Protokolün etkisinin bulunmadığı,
16/01/2014 tarihli 2. Protokolde, hisse devir bedeli olarak sabit bir bedel tespit edilmemiş olup, hisse devir bedellerinin belirlenmesi ve ödenmesi belirli koşullara bağlandığı,
Tüm bu nedenlerle 03/04/2013 tarihli protokol ile belirlenen 30.393.350 USD hisse alım bedelinin geçerliliğinin kalmadığı, 03/04/2013 tarihli protokol gereğince sadece 16/01/2014 tarihinden önce yapılan işlem ve ödemelerin geçerli olduğu ve yapılacak hesaplamalarda dikkate alınması gerektiği,
Uyuşmazlıkların çözümünde temel sorunlar, hisse devir bedellerinin nasıl belirleneceği, asıl ve birleşen dosyada taleplerin muaccel olup olmadığı hususunda 16/01/2014 tarihli protokolün VI, VII ve VIII maddelerinin önem arzettiği; söz konusu bu maddelerin aynen
“VI. Taraflar, yukarıdaki hisse devrini takiben, … ve … GM’nin hisselerinin (… ve … GM hisselerinin tamamı işbu Protokol’de “Hisseler” olarak anılacaktır), tamamını metrekare bedeli 2.050,-USD’nin altında olmamak ve zemin ve zemin üstü brūt insaat alanı en az 40.000 m2 olmak kayit ve şartıyla, … tarafından belirlenecek hüküm ve koşullar ile yine … tarafından belirlenecek kişi ve kurumlara … tarafından satışı halinde elde edilecek bedele göre, … Ortakları’na hisse devir bedeli olarak ödenecek tutarın belirlenmesi amacıyla işbu Protokol’ü tanzim ve imza etmişlerdir.
VII. Madde 5 uyarınca yapılmış olan hisse devrini takiben; … metrekare bedeli 2.050.- USD’nin altında olmamak ve zemin ve zemin üstü brüt … alanı en az 40.000 m olmak kayıt ve şartıyla, … (“…’) ile imzalanmış MOU’da yer alan hüküm ve koşullar çerçevesinde, dilediği kişi veya kurumla hisse devrine yönelik anlaşma, sözleşme, protokoller tanzim ve imza edebilecektir.
VIII. Taraflar, Hisseler’in … tarafından işbu Sözleşme’deki hüküm ve koşullar çerçevesinde üçüncü kişi ve/veya kuruluşa satılarak devredilmesi halinde;
1. Toplam satış bedelinin tamamının Hisseler’in maliki olan … hesabına aktarılmasına peşinen muvafakat ettiklerini ve bu hususa herhangi bir itirazlarının olmadığını/olmayacağını gayrikabilirücu beyan, kabul ve taahhüt ederler.
2. İlgili Belediyeler, …, Emlak Konut, Başbakanlık, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vs de dahil tüm resmi kurumlar tarafından nihai olarak onaylanmış avan proje ve buna göre tanzim edilecek … ruhsatına esas projelerde; brüt zemin üstü … alanının 50.000 m2 olması ve/veya 50.000 m’ altında olması durumunda; Hisseler’in Toplam Satış Bedeli ile ilgili olarak aşağıdaki şekilde mahsup ve paylaşım yapılacağı ve toplam hisse bedelinin buna göre … Ortakları’na ödeneceği konusunda peşinen tam bir mutabakat sağlamışlardır:
(i) … ile imzalanmış MOU çerçevesinde hisse devirlerinin gerçekleşmesi halinde; bahse konu bedelden öncelikle Taşınmaz’a ilişkin … ve/veya … GM’nin Taşınmaz’ın satın alınmasına ilişkin yapmış olduğu masrafların tümüne karşılık olmak üzere 50.000.000.-USD tutar mahsup edilecek ve bu masraflar ödeme yapmış olan … ve/veya … GM’ye ödenecektir; (2) … ile imzalanmış MoU’da yer alan hüküm ve koşullara benzer nitelikte başka bir ticari ilişkinin başka bir üçüncü kişi ile tesis edilmesi halinde ise; 50.000.000.-USD ve resmi kurumlar nezdinde doğacak ve/veya Taşınmaz’ın mülkiyetinden kaynaklanan resmi masraflar mahsup edilecek ve bu masraflar ödeme yapmış olan … ve/veya … GM’ye Ödenecektir;
ii. Madde VIII.2.i uyarınca … ve/veya … GM’ye ödenen masraflardan sonra kalan tutar, Taraflar arasında % 50 (…) – % 50 (… … Ortakları’nın tamamı) oranında paylaştırılacak,
iii. Madde VIII.2.11- de bahsedilen … Ortakları’na düşen miktar olan % 50’lik tutardan, ) … tarafından, Protokol uyarınca, … Ortakları’na daha evvel ödenmiş olan 12.000.000.-USD ve muhasebe kayıtlarında yer alan tüm tutarlar ile bunlara ilişkin tüm faiz ve maliyetler ile (ii) … ve/veya … Ortakları ile bunların iştirakleri, bağlı ortaklıkları, grup şirketleri veya … kontrolünü ellerinde tuttukları şirketler tarafından … ve/veya …’in iştirakleri, bağlı ortaklıkları veya grup şirketleri veya … kontrolünü elinde tuttuğu şirketlere olan 2.200.768.-USD tutarındaki borçları düşülerek, kalan tutar, Madde VIII.1 uyarınca … tarafından tahsil edilmesinden itibaren en geç 3 (üç) iş günü içerisinde, hisse devir bedeli olarak … Ortaklanı’na ödenecektir.
4. Madde VIII.2.i’de belirtilen şekilde ticari ilişkinin hiçbir şekilde kurulamaması durumunda ise, Taraflar’ın … yapımına ya da yatırımcılığına devam etmeye karar vermesi durumunda, yapılmış ve yapılacak tüm masraflar ve gelirler %.60 … – % 40 … Ortakları şeklinde paylaşılacaktır.”
şeklinde olduğu,
VI. maddeye göre davacılara ödenecek devir … ve … Şirketinin sahip oldukları arsaya yapılacak … projesindeki zemin ve zemin üstü … alanının 40.000 m2 den ve m2 bedeli 2.050 USD ‘den aşağı olmamak üzere bu iki şirketin hisselerinin … tarafından satılması halinde elde edilecek bedele göre belirleneceği, buna göre davacılara ödenecek hisse bedellerinin … Şirketinin ve … Şirketinin hisselerinin satılması halinde belirleneceği koşuluna bağlandığı, 16/01/2014 tarihli protokolün VI, VII ve VIII maddelerine göre … tarafından … ve … Şirketlerinin hisselerinin MoU çerçevesinde veya başka bir şekilde üçüncü kişiye satılması şartına bağlanmış olduğunun bu şekilde açık olup bu şartın Türk Borçlar Kanunun 170. Maddesinde düzenlenen geciktirici şart niteliğinde olduğu, buna göre devir bedellerinin belirlenmesi ve ödenmesinin gelecekteki belirsiz bir olayın gerçekleşmesine bu şekilde bağlandığı,
16/01/2014 tarihli protokolün VI ve VIII.2.i maddelerinde kararlaştırılan … ile imzalanmış MoU çerçevesinde … ve … Şirketlerinin hisselerinin dava tarihinden önce satıldığına dair bir iddia ve ispat dosyada bulunmamakta olup, aksine projenin tanıtım ve satışına dair çalışmaların dava tarihine kadar devam ettiği, buna göre 16/01/2014 tarihli protokolün VIII.2.i, VIII.2.ii hükümlerine göre gerçekleşmiş bir hisse devri buna göre de bir hisse devir bedeli dava tarihi olan 07/12/2016 itibariyle bulunmadığı, bu yorumun aksine protokolde belirli bir tarihe kadar bu fiyatın üzerinde satış olmaz ise farklı bir fiyat üzerinden hesaplama yapılarak devir bedelinin ödeneceğine ilişkin hüküm de bulunmadığı,
Aynı zamanda buna bağlı olarak birleşen dava açısından da, protokolün VIII.2.iii hükümlerine göre … tarafından yapılan masrafların da, ödenecek hisse bedellerinden mahsup edilerek ödenmesi geciktirici şartına bağlanması ve bu şartın da yukarıda açıklandığı üzere henüz doğmadığı anlaşılmakla …’in masrafları talep debilemesinin birleşen davaki takip tarihi itibariyle de mümkün olmadığı, bu şekilde yapılan ödemelerin … tarafından protokol gereğince yapılacak sonraki ödemelere mahsup edileceği belirtildiği halde protokole aykırı olarak dava konusu icra takibinin yapılarak davalı … ortaklarından istendiği, birleşen davanın dava tarihi itibariyle de henüz hisse devir bedelleri belli olmayıp muaccel olmadığı, buna göre 3.150.000 TL ödemenin 16/01/2014 tarihli protokolün V. maddesi gereğince …’in … ortakları olan davalıların hisse bedellerine mahsuben ileride yapacağı bakiye ödemelerden mahsup edilmesi gerektiği, takip tarihi itibariyle muaccel istenebilir nitelikte olmadığı
Bu 2. Protokol gereğince devir bedelinin ödenmesi geciktirici koşula bağlanmış ve bu geciktirici koşul belirsiz bir süreye tabi ise de bu sürenin bir üst sınırının olması gerektiği, bu üst sınırında somut olayın özelliklerine göre dürüstlük kuralı yardımıyla bulunması gerektiği, ancak bedele konu projenin … kapsamında olması, bu proje kapsamındaki yapılaşmanın genelde beklenilenden daha ağır ve düşük seyretmesi, bedelin USD üzerinden kararlaştırılması, USD’deki artış, projenin hacmi içinde bulunduğu …’nin konsepti, imar, proje, ruhsat işlemleri için gereken süre ile projenin bir bütün olarak satılmasının güçlüğü dikkate alındığında davacı tarafın ihtarnamesindeki sürelerin üst sınır olarak kabulü mümkün olmadığı, somut olayın özelliklerine göre dürüstlük kuralı gereğince dava tarihi itibariyle sürenin üst sınırına ulaşılmadığı, tüm bunlara göre ana dava dosyamız açısından hisselerin davacılara iadesi ile yapılan protokollerin geçersiz olduğu talepleri açısından bu taleplerin dayanağı yapılan hisse bedellerinin ödenmediği iddiasının , hisse bedellerinin belirlenmesi ve dolayısıyla ödenmesi belirsiz bir olaya geciktirici şart olarak bağlandığı ve bu şartta dava tarihi itibariyle yerine gelmemiş olduğundan yersiz olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın merkezinde olan taşınmazın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe konulmasının ve acele kamulaştırılmasının, dava tarihinden sonra olması ve uyuşmazlıkların dava tarihindeki koşullarla sonuçlandırılması gerekliliği nedeniyle, uyuşmazlığın çözümündeki temel problem olan şartın gerçekleşmesi veya gerçeklemeyeceğinin anlaşılması hususu açısından hükme esas alınamayacağı, bu hususların ayrıca açılacak davada ileri sürülebileceği anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın reddine,
2-Birleşen davanın reddine,
3-Asıl dava açısından;
-Alınması gereken 59,30-TL maktu harcın 8.538,98-TL peşin harçtan düşümü ile artan 8.479,68-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
-Davalılar, kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 42.050,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
-Davalı …Ş. tarafından yapılan 94,73-TL yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile davalı …Ş’ye verilmesine,
-Davalı … Tic. A.Ş tarafından yapılan 37-TL yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile Davalı … Tic. A.Ş’ye verilmesine,
-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
4-Birleşen dava açısından;
-Alınması gereken 59,30-TL maktu harcın 38.044,13-TL peşin harçtan düşümü ile artan 37.984,83-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
-Davalılar, kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 120.125,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.11/11/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …