Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/153 E. 2019/744 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/153
KARAR NO: 2019/744

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ: 25/07/2008
KARAR TARİHİ: 11/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile … AŞ ile …bank TAŞ’nin …Şubesi arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığı ve davalı…’in sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığı, kredilerin ödenmemesi üzerine 6.2.2007 tarihli ihtarname ile hesabın katedilerek İst. …icra dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başladığı…’in … parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün ½ hissesi ile 137 ada 7 ve 8 parsel nolu taşınmazların taraflar arasındaki protokol gereğince Fatih Aile Mahkemesinin … esas sayılı ilamı ile…’e devredildiğinin anlaşıldığı, borçlulara ait bir kısım taşınmazlara elkonmuş ise de muvazaalı boşanma neticesinde devir işlemi gerçekleştiğini haciz tutanaklarının İİK 105. madde gereğince geçici aciz vesikası hükmünde olduğunu, tasarrufun iptale tabi olduğunu tasarrufun iptaline, tapu kayıtlarının düzeltilmesine gerek olmaksızın taşınmazın haciz ve satışına, taşınmazlar üzerine TTK 281/2 maddesi gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazların Fatih …Aile Mahkemesinin … karar sayılı kararı ile bedelsiz olarak tazminat karşılığı devir edildiğini, diğer davalı ile aralarındaki boşanmanın tamamen gerçek nedenlere dayalı olduğunu, davalı Mehmet’in kendisinin ikinci eşi olduğunu, kendisinin de davalı Mehmet’in ikinci eşi olduğunu, diğer davalının işleri dolayısıyla yurt dışında olmasından dolayı davanın açılmasından önce yaklaşık 5 yıldır fiili ayrılık yaşadıklarını, bu nedenle boşanma sebeplerinin uzun süredir süre gelen kopukluktan kaynaklandığını, müşterek sadece 1 çocukları olduğunu, diğerlerinin davalı Mehmet’in ilk eşinden olan çocukları olduğunu, gerek çocukların bu ayrılıktan çok etkilenmemeleri için ve gerekse kendisinin kişisel alışkanlıklarından dolayı tazminat olarak taşınmazların kendisine devredildiğini beliterek bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Perihan’a boşanma davası ile taşınmazların tazminat olarak devredildiğini,davalı Perihan’ın boşanma davasından sonra evlilik nedeniyle müşterek çocuğu ile olan ilişkilerinde ve gerek iş ve sosyal çevre açısından boşandığı eşinin soyadını kullanmasını açtığı dava ile aldığı izin üzerine kullandığını, davacı tarafça aciz vesikası sunulmadığını, TTK 278 ve 279. maddesindeki sürelerin geçirildiğini, süre yönünden davanın reddine karar verilmesini, davalı Perihan ile müvekkilinin geçinemedikleri için boşandıklarını, müvekkilinin 2002 yılından beri yurt dışında yaşadığını, çocuklarını görmek için zaman zaman Türkiye’ye geldiğini, müvekkilinin 3. evliliğini yapmak üzere hazırlık yaptığını, yani davalı … ile gerçekten anlaşamadığı için boşandığını, alacaklılarına zarar vermek kastının bulunmadığını, müvekkilinin …gibi dünyaca ünlü markalara sahip şirketin ortağı olduğunu, boşanma neticesinde boşandığı eşine mahkeme kararı ile dava konusu taşınmazları devretmesinde herhangi bir kötü niyet bulunmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Büyükçekmece ilçesi 182 ada 1 parselde kayıtlı 5 nolu villanın ½ nin davalı Perihan’a devrinden sonra davalı … tarafından …yararına 22.6.2007 tarihinde intifa hakkı tesis edildiği anlaşılmış olmakla davacı vekilinden davayı davalı hakkında tazminatamı yoksa üçüncü şahsı davaya dahil edip etmediği hususunda beyanı sorulmuş, davacı vekili üçüncü şahsı davaya dahil ettiğini bildirmiş,dahili davalı Şenay Günaydın’a tebligat yapılmış ise de davaya cevap vermemiştir.
Taraf vekilleri aralarında imzalanan sulh protokolüne binaen davadan feragat ettiklerini, yapılan sulh protokolü gereği tarafların birbirlerinden vekalet ücreti yargılama gideri ve sair talebi olmadıklarını, bu nedenle davasından feragat ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 309. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nın 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Taraflarca kabul edilen sulh protokolü doğrultusunda feragat nedeniyle davanın reddine,
2-Taraf yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmemekle, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı …hakkında mahkememizin … Esas, … Karar sayılı kararında verilen hüküm kesinleşmiş olmakla, bu hususta yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Alınması gereken maktu 44,40-TL harcın, peşin alınan 3.918,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.874,10-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan harç ve giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”