Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/143 E. 2021/63 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/143 Esas
KARAR NO : 2021/63

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan 02.10.2018 tarihli Satış Sözleşmesi’nin 11. Maddesi gereğince her türlü uyuşmazlıkta İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, işbu sözleşme ile tarafların, müvekkili şirketin … Mah. 1597 Cadde…AVM No:.. Çankaya Ankara adresinde mukim işyerine davalı tarafından buz pisti kurulacağı, davalının kurulacak buz pisti için gerekli soğutma grubu ve soğutma sisteminin satışı, buz pisti kurulum ve montaj işi ile buz pisti işletme sisteminin ve kullanıcı ekipmanlarının teslimi işlerini yapacağı konusunda anlaşmaya vardıklarını, ayrıca, ilgili Sözleşme’nin 5. Maddesi uyarınca Sözleşme bedeli 513.000-TL(+KDV) + 196.000TL (KDV muafiyetli) bedel belirlendiğini, sözleşme’de yer alan ödeme planı uyarınca müvekkili tarafından davalıya toplam 496.000-TL tutarında ödeme yapıldığını, ayrıca sözleşme akdedilmesini müteakip sözleşme kapsamındaki 1 Ünite Soğutma Grubu ile 1 Grup Pompa grubu niteliğindeki mallar ile ilgili olarak Finansal Kiralama Sözleşmesi yapıldığını,…Leasing’in 24.01.2019 tarihli yazısı ile müvekkil şirketçe davalı aleyhine başvurulacak her türlü yasal yola muvafakatinin olduğunu kabul ettiğini, sözleşme kapsamında müvekkil şirket tarafından davalıya; emrine düzenlenmiş 11 Eylül 2018 basım, 25.03.2019 keşide tarihli ve 30.000-TL bedelli; 11 Eylül 2018 basım 30.03.2019 keşide tarihli ve 40.000-TL bedelli; 11 Eylül 2018 basım 27.03.2019 keşide tarihli ve 50.000-TL bedelli;11 Eylül 2018 basım 12.04.2019 keşide tarihli ve 40.000-TL bedelli 4 adet çek verdiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ifa etmesine rağmen davalının akdi yükümlülüklerine riayet etmediğini, gizli ayıplarla müvekkili yanıltıcı eylem ve işlemlerde bulunduğunu, sözleşme ilişkisinin müvekkili açısından katlanılamaz hale geldiğini, müvekkilinin zararının her geçen gün artarak devam ettiğini, buz pistinin düzenli çalışmadığı tespit edilir edilmez ayıp ve eksikliklerin tespiti için Ankara .. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı değişik iş dosyası ile tespit davası açıldığını halen dosyanın bilirkişi nezdinde olduğunu, bu sırada davalıya derhal süresi içerisinde noter kanalıyla eksikliklerin giderilmesi için ihtarda bulunulduğunu, ayrıca Beşiktaş … Noterliği’nin 14 Şubat 2019 tarih… yevmiye numaralı ihtarname ile buz pistindeki eksikliklerin giderilmesi için davalıya son kez ihtarda bulunulmuş, hâlihazırda bu eksikliklerin giderilmemesi üzerine Beşiktaş … Noterliği vasıtasıyla 19 Mart 2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, 20/02/2019 Tarih ve … numarası ile dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulduğunu ama anlaşma sağlanamadığını, davalıya verilen ve vadesi henüz gelmemiş 4 adet çekin üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, sözleşme kapsamında müvekkile teslim edilmesi gereken buz pateni materyallerinin eksik teslim edildiğini, ahşap banko, oturma bankosu ve sair ürünlerin sözleşmeye aykırı bir biçimde ayıplı olacak şekilde ifa edildiğini, buz pistinin 17 Kasım 2018 tarihinde teslim edilmesi ve kullanıma açılması gerekirken 12 Aralık 2018 tarihinde kullanıma açılabildiğini, kullanıma açılan kısmın ise sözleşme gereği olması gereken 600 m2 değil, 300 m2 olduğu, buz pistinin orta kısmının buz tutmamakta olduğunu ve kış aylarında dış mekânda kullanıma uygun olmadığını, teslim edilmesi gereken 100 çift buz pateni ayakkabısı, 50 adet koruyucu kask ve 50 takım koruma ekipmanı eksik teslim edildiğini, Sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken 200 cm x 50 cm x 40 cm ebatlarındaki 10 adet oturma bankosunun dış mekana uygun olmayacak şekilde teslim edildiğini, sözleşme kapsamında teslimi gereken kompresörlerin gizli ayıplı olduğu, mezkur kompresörler ile tank, pompa grubu gibi ürünlerin…arafından 2018 yılında değil 2000 yılında üretildiğinin tespit edildiğini, fatura ve sevk irsaliyelerinde ise, 2018 yılında üretilmiş gibi gösterildiğini, davalıdan bunları değiştirilmesi talep edildiğini ama bir sonuç alınamadığını, müvekkilinin her geçen gün zarara uğradığını, … İnşaat ve Tic. A.Ş. ile 01.11.2017 tarihinde Kira Sözleşmesi akdettiğini, ayrıca ilgili mahallin işletilmesi adına personel istihdam eden müvekkilin 2019 yılı Ocak ayı itibarıyla 22 adet personel istihdam ettiğini, buz pistini çalıştırabilmek adına düzenli olarak elektrik tüketmek durumunda kaldığını ve yüksek miktarlı elektrik faturaları ödediğini ileri sürüp, menfi tespit, istirdat ve tazminat davasının kabulü ile davalı şirkete 801.340-TL tutarında borçlu olmadıklarının tespitine, davalı şirkete ödenen 496.000-TL tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avasın faizi ile birlikte iadesine, davalı şirketin akdi yükümlülüklerini ifa etmemesi sebebiyle şimdilik 1.000-TL zararın müvekkiline ödenmesine, davalıya verdikleri 4 adet çeke ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı, davaya cevap verilmediği görüldü.
DELİLLER:
02.10.2018 tarihli Satış Sözleşmesi, Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş dosyası ve 05.04.2019 tarihli bilirkişi raporu, tanık beyanları, ihtarnameler, …Leasing’in 17.12.2018 tarihli ziyaret sonuç raporu, fotoğraflar, çek fotokopileri.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, sözleşmesel yükümlülüklerin yerine getirilmemesi iddiasına dayalı menfi tespit, istirdat ve tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ile aralarında imzalanan 02.10.2018 tarihli Satış Sözleşmesine göre getirmesi gereken yükümlülükleri eksik ve ayıplı olarak yerine getirdiğini buna karşılık müvekkili tarafından davalıya toplam 496.000-TL tutarında ödeme yapıldığını, ayrıca 25.03.2019 keşide tarihli ve 30.000-TL bedelli; 30.03.2019 keşide tarihli ve 40.000-TL bedelli; 27.03.2019 keşide tarihli ve 50.000-TL bedelli; 12.04.2019 keşide tarihli ve 40.000-TL bedelli 4 adet çek verdiğini, müvekkilinin sözleşmesel tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ancak davalı tarafın akde aykırı davranması nedeniyle zarara uğradığını beyan etmiştir.
Davacı taraf delilleri arasında keşif ve bilirkişi incelemesine de dayanmıştır. Kaldı ki, iddia olunan olaylar ve davacının öne sürdüğü vakıaların ispatı keşif yapılarak, ayıplı olduğu iddia edilen dava konusu buz pistinin yerinde görülmesini ve bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektirmektedir. Nitekim davacıya Mahkememizin 12.03.2020 tarihli celsesinde bilirkişi raporu aldırılmasına karar verildiği ve davacı tarafa delil avansını yatırması için süre verildiği ancak davacının bu ara kararımızdan dönülmesi yönünde talepte bulunması ve Mahkememizce de bu talebin yerinde görülmesi nedeniyle, Mahkememizin 10.06.2020 tarihli celsesi ile bu ara kararlarından vazgeçilmiştir.
Davacıya mahkememizin 10.09.2020 tarihli celsesinde dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesini talep etmiş ve 1 numaralı ara kararı ile dosyanın bilirkişiye tevdiine ve ücret takdirine karar verilmiş ve davacıya HMK 324. Madde gereğince usulüne uygun ihtarat yapılarak, verilen kesin süre içerisinde takdir edilen ücretin yatırılmasına aksi takdirde bilirkişi incelemesinden vazgeçilmiş sayılacağına karar verileceği ihtar edilmiştir. Davacı tarafın süresi içerisinde delil avansını yatırmaması nedeniyle, davaya mevcut delillerle karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 324. maddesi ile delil ikamesi avansı düzenlenmiş ve bu madde de; “Taraftardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır”, yönünde düzenleme yapılmıştır.
06.08.2015 tarihli ve 29437 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adlı Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin “Harç, gider avansı ve delil avansının ödenmesi” başlıklı 205 inci maddesinin 4 üncü fıkrasında, “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder” kuralını havidir.
Yargıtay 9. Hukuk 2019/6552 E. ve 2019/17198 K. Sayılı kararında;
“Delil avansının yatırılmaması halinde ilgili taraf “o” delilden vazgeçmiş sayılarak mevcut delil durumuna göre işin esası hakkında karar verilmelidir. Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece davacı vekiline, dayandığı bilirkişi delili için gerekli masrafı yatırması için 2 haftalık kesin süre verdiği, ancak belirlenen süre içerisinde masrafı yatırmadığı ve yatırılması istenilen bu masrafın ise delil avansı niteliğinde olduğu sabittir. Bu durumda Mahkemece yapılması gereken iş, 6100 sayılı Kanun’un 324. maddesine göre davacının bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçtiği kabul edilip, mevcut delil durumuna göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesinden ibaret iken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”
Denilmek suretiyle bu husus açıkça vurgulanmıştır.
Yargıtay kararında da açıkça belirtildiği üzere, dosyadaki mevcut delil durumuna göre karar verilmesi gerekmekte olup, davada dinlenen 3 davacı tanığı davacı tarafın beyan ve iddiaları ile aynı mahiyette beyanlarda bulunmuş, sadece mevcut durum hakkında bilgi verilmiş ve bu durumun neden kaynaklandığı konusunda herhangi bir açıklamada, ispatta bulunulmamış, anlatımlar soyut boyutta kalmıştır. Davanın mahiyeti gereği ispat açısından takdiri delil niteliğinde olan tanık beyanlarına bu nedenlerle itibar edilmemiştir. Yine değişik iş dosyasında mevcut 05.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda da somut mevcut durumun tespiti yapılmış ancak iddia olunan ayıbın neden kaynaklandığı kesin olarak belirtilmeksizin ”su göletçiklerinin oluşması tesisin ayıplı olduğuna delalet ettiği düşünülmekle birlikte konu yargılamayı gerekli kılmaktadır” görüşü beyan edilmiştir. Bu nedenle de, ispata yeterli olmayan söz konusu bilirkişi raporuna da itibar edilmemiştir.
Bilindiği üzere, TMK md 6 “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”,
HMK md. 190 ise “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükümlerini havidir.
“Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.” Şeklinde bu durum açıkça ifade edilmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/14487 E. 2016/12466 K. ve 7.11.2016 Tarihli kararı)
Tüm bu nedenlerle, Mahkememizce dosyada mevcut deliller incelendiğinde; değişik iş dosyasındaki 05.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda da tanık beyanlarında da buz pistinin mevcut durumunun anlatıldığı ancak söz konusu iddia edilen ayıbın neden kaynaklandığı, davalının sözleşmeye aykırı eser meydana getirip getirmediği, eksik teslimat yapılıp yapılmadığı konularında başkaca bir delil ortaya konmadığı, davacının bu nedenle dava dilekçesindeki beyanlarının iddia boyutunda kaldığı ve bu hususların ispatlanamadığı anlaşıldığından işbu davanın reddine karar verilmesi ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 59,30-TL harcın, peşin alınan 13.701,97-TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.642,67-TL harcın 492 sayılı Yasanın 31. maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.04/02/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”