Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/131 E. 2021/1024 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/131 Esas
KARAR NO :2021/1024

DAVA:İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ:14/03/2019
KARAR TARİHİ:29/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalının deposundaki bobin ve kağıt ürünlerinin İstanbul dışında davalının bildireceği adrese kara yolu ile taşıttırılması için nakliye sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin nakliye ilişkisinden kaynaklanan, davalıdan ekteki 4 adet fatura içeriğinde belirtilen malları satın aldığını, satın alınan kağıtlara ilişkin ödemelerin aralarındaki ticari ilişki esnasında yapıldığını, davalının satın alınan malzemelere ilişkin faturaları düzenleyip müvekkiline tebliğ ettiğini, müvekkilinin uzun süredir ticaret sonucu oluşan güven nedeniyle satın aldığı malzemelerin davalının Hadımköy’deki deposunda kalmasına muvafakat ettiğini, müvekkilinin 4 adet faturaların içeriği olan malzemelerin taraflarına teslim edilmesi için … 29. Noterliğinin 07/02/2019 tarihli ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, ihtarnameye rağmen malzemelerin müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin fatura konusu malların bedelini ödediğini, davalının malları teslim etmeyerek temerrüte düştüğünü, bu nedenlerle faturaların içeriği olan malların müvekkiline teslim edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafına bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle;Davacının arabuluculuk şartını yerine getirmediğinden öncelikle davanın, dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında 01/08/2014 tarihinde Nakliye Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ilişkisi devam ederken davacının bordrolu çalışanlarından Muhammed Ünal’ın işçilik alacaklarının davacı tarafından ödenmemesi nedeniyle müvekkili şirket aleyhine dava açılmış olduğunun mahkeme tarafından yapılan tebligatla öğrenildiğini, bu nedenle davacının nakliye sözleşmesinden kaynaklanan bu yükümlülüğünü ihlal ve ihmal ettiğini, davacının bu sorumluluğunu yerine getirmemesi üzerine müvekkilinin davacıya olan güveninin sarsıldığını, bu nedenle sözleşmenin usulüne uygun olarak müvekkili şirket tarafından feshedildiğini, fesihten sonra davacının müvekkilinden intikam almak için dayanağı olmayan haksız taleplerde bulunduğunu, taraflar arasında nakliye sözleşmesi haricinde bir ticari ilişki, kağıt alım ve satım sözleşmesinin bulunmadığını, müvekkilinin sektörününde bu olmadığını, davacının iddia ettiği faturaların satın almaya değil sözleşmeye ve özen yükümlülüğüne aykırı davranan davacının müvekkiline verdiği zararların yansıtılmasına ilişkin olduğunu, herhangi bir satın almaya ilişkin olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Taraflar arasında akdedilen nakliye sözleşmesi
2-Faturalar, ihtarname ve ihtarnamenin tebliğ mazbataları
3-Tarafların ticari defter ve kayıtları
4-Yemin
5-Bilirkişi raporu
6-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, davacı tarafından bedeli ödenen malların teslim edilmediği iddiasına dayalı malın aynen iadesi istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz (Yargıtay 19 H.D. 2009/8074 E- 2010/5025 K sayılı içtihadı).
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
Sözleşmenin incelenmesinde; taraflar arasında davalının ürünlerinin nakliyesinin davacı tarafından yapılacağına ilişkin 01.08.2012-31.07.2013 tarihleri arası geçerli olmak üzere 01.08.2012 tarihinde nakliye sözleşmesi akdedildiği görülmüştür.
Faturaların incelenmesinde; davalı tarafından davacı aleyhine 13.08.2014 tarih … numaralı 3.767,19-TL, 30.10.2014 tarih … numaralı 9.043,74-TL, 08.08.2014 tarih ve … numaralı 1.676,46-TL, 17.03.2015 tarih 05340 numaralı 12.960,00-TL olmak üzere toplam 27.447,39-TL tutarında 4 adet fatura düzenlendiği görülmüştür.
İhtarname; … 20. Noterliği’nin 07.02.2019 tarih … yevmiye sayılı ihtarname ile davacı taşıma şirketinin davalıya fatura içeriği malların 10 gün içerisinde davacıya teslim edilmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin 11.02.2019 tarihinde davalı şirket yetkilisine tebliğ edildiği görülmüştür.
Yemin; davacı tarafın yemin deliline dayandığı, 24/06/2021 tarihli dilekçesi ile yemin metninin sunulduğu, davacının hazırladığı yemin metninin kapsamının dava konusu alacağı ve dava dilekçesindeki iddiaları aşar şekilde olduğu görülmekle mahkememizce dava dilekçesi esas alınarak 07/09/2021 tarihli ara kararı ile düzenlendiği ve davalı şirket temsilcisine tebliğ edildiği, mahkememizin 25.10.2021 tarihli 7. celsesinde davalı şirket temsilcisi …’ın yemini eda ettiği görülmüştür.
Vekillikten çekilme; davacı vekili 07.12.2021 tarihli dilekçesi ile vekillikten çekildiğini ve gerekçeli kararın asile tebliğini talep etmiş olup, dosyanın incelenmesinde hüküm tefhiminde vekilliğinin devam ettiği ancak gerekçeli kararın yazıldığı tarih itibariyle vekillikten çekildiği anlaşılmakla gerekçeli karar başlığında ve Uyap sisteminde vekil kaydı silinmiştir.
Mali bilirkişinin 15.03.2021 tarihli 19 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacı şirkete ait 2014 ve 2018 yılları ticari defterlerinin incelenmesinde, davalı şirket ile ticari ilişkisi olduğunu, davacı şirketin yevmiye defteri kayıtlarında yer alan, 120 00 04, No lu Alıcılar, 320 00 93 Satıcılar ve 340 00 02 Alınan Sipariş avansları yardımcı hesaplarının yıllık dökümünün rapor ekinde tablo halinde sunulduğunu, davacı şirket tarafından, davalı muhatap şirkete … Noterliğinin 07.02.2019 Tarih ve … Yevmiye No’su Üzerinden Keşide Edilen İhtarname ile yukarıdaki faturada yazılı malların 10 gün içinde teslim edilmesi, davacı tarafından davalıya ihtar edildiği, ayrıca söz konusu ihtarın 11.6.2019 tarihinde şirket çalışanı Kübra Terzi’ye tebliğ edildiği anlaşıldığını, davalının 6102 sayılı TTK’nın 82 ve 83. maddelerine göre incelemeye sunulan 2015 yılına ait yevmiye defterinin noter açılış ve kapanış tasdikine ait bilgilerin rapor ekinde tablo şeklinde belirtildiğini, davalı şirkete ait 2014-2015 yılları ticari defterlerinin incelenmesinde, davacı şirket ile ticari ilişkisi olduğunu ayrıca, davacı şirketin yevmiye defteri kayıtlarında yer alan,…Satıcılılar yardımcı hesaplarının yıllık dökümünün sunulduğunu, söz konusu fatura tutarları 27.447,39 TL olup, dava değeri ise 27.450,00 TL olduğunu, 13.08.2014, 08.08.2014, 17.03.2015 tarihli faturaların davacı kayıtlarında yer aldığını ancak 30.10.2014 tarihli 9.043,74-TL tutarlı faturanın davacının kayıtlarında yer almadığını, neticeten 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 21/2 maddesinde; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. ” şeklinde hüküm olduğu, buna göre faturaya itiraz süresi, faturanın alındığı tarihten itibaren 8 gün olduğunu, ancak davacının 2014 ve 2018 yılında düzenlenen faturalara 2019 yılında itiraz ederek, fatura içeriğine konu malları teslim edilmesini istediğini, 13.08.2014-…, 30.10.2014-…, 08 08.2014-…, 17.03.2015-05340 numaralı faturaların teslim edilmediğine ilişkin tevsik edici bilgi ve belgeler gerektiğini, ancak davacı tarafından, faturaya konu malların davalı tarafından kendilerine teslim edilmediğine dair tevsik edici bilgi ve belgeler sunulmadığını belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının iddiasına göre bu ticari ilişki sonucu davacının alıcı davalının satıcı olduğu 4 ayrı fatura konusu malın alındığı ancak aralarındaki teamül gereği malların halen davalı deposunda bulunduğu ve malların iadesi talebiyle eldeki davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tüm deliller toplanmış, alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır. Taraf ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, bu halde taraflar lehine delil olduğu kanaatine varılmıştır. Dava konusu faturalardan 3 adetinin taraf defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. 9.043,74-TL bedelli davacı alıcı defterlerinde yer almasa da davacı tüm faturalarına iddiasını aynı nedene dayandırmıştır. 2014 ve 2015 tarihli faturalar davacı defterlerine kayıtlı olmakla 2019 yılında faturalara itiraz edilmiştir. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturaları defterlerine kaydeden alıcının (davacı) malı teslim aldığının kabulü gerekir. Aksinin yazılı veya kesin delille ispatlanması gerekir. Davacı tarafından yazılı delil sunulmamış, dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmıştır. Yemin delili mahkememizce davacıya hatırlatılmış, yemin deliline dayanılmış ve davalı şirket yetkilisi yemini eda etmiştir. Tüm bu açıklamalarla davacının davasını ispatlayamadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin alınan 468,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 409,48-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır