Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/119 E. 2020/645 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/119 Esas
KARAR NO : 2020/645
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2015
KARAR TARİHİ : 21/10/2020

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, davalıya tekstil işinde kullanılmak üzere yaka imâl ettiklerini, bu işten kaynaklanan 6.299,21 TL alacaklarının ödenmediğini, yaptıkları icra takibine de itiraz edildiğini belirterek davalının takibe itirazının iptâline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davacıya toplamda 2000 adet yaka sipariş ettiklerini, ancak davacının süresinde bu teslimatı gerçekleştirmediği için zarara uğradıklarını, davacının bu zararından sorumlu olduğunu, geciken ifa nedeni ile reklamasyon bedeli ödemek zorunda kaldıklarını, bu tutarı davacıya ödemeleri gereken bedelden düşerek bakiye alacağı icra dosyasında kapak hesabı yaparak 1.571,45 TL olarak ödediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Mahkememizin 2015/… Esas, 2016/… Karar sayılı, 12/04/2016 günlü kararı ile, Davacının davasının kabulü ile; … İcra Müdürlüğü’nün 2013/… sayılı takipte davalının itirazına konu 4.657,76 TL yönünden itirazının iptali ile; takibin itiraza uğrayan bu miktar yönünden bu tutara takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına, Hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı olan 931,55 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2018/… Esas, 2019/… Karar sayılı, 12/02/2019 günlü ilamı ile; “Davalının reklamasyon faturası yönündeki savunmasının mahsup itirazı niteliğinde olduğu, yargılamanın her aşamasında taraflarca mahsup itirazın ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen nazara alınmak zorunda olduğu, buna göre imalâtın tesliminde gecikme olup olmadığı, varsa geç teslim nedeniyle davalının alacağının bulunup bulunmadığının araştırılarak, alacağın varlığının tespiti halinde bulunacak miktarın davacı alacağından mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” belirtilerek kararımız bozulmuştur.
Yöntemine uygun olarak duruşma açılmış, hazır bulanan taraf vekillerinden bozmaya karşı diyecekler sorulmuştur. Bozma ilamına uyulmakla ilam içeriği doğrultusunda SMM bilirkişisinden ek rapor tanzimi yoluna gidilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki deliller incelendiğinde yanlar arasında eser sözleşmesi yazılı şekilde olmadığı gibi, teslim tarihi belirli ya da kesin vade biçiminde kararlaştırılmış değildir. Bu yönde bir ikrar ve kabul de söz konusu değildir. Koton antetli … yazılı adi yazılı belgede teslim tarihi 25/03/2013 olarak istenmekle birlikte bu belgenin davacı tarafından kabul edildiğine, ya da onlara tebliğ edildiğine dair herhangi bir bilgi belge mevcut değildir. TTK’nın 18/III maddesi anlamında kanunda öngörülen ispat şekline uygun bir temerrüt ihtarnamesi de mevcut değildir. Sonrasında 11/04/2013 tarihli e-mail ile davacı tarafın malları 22/04/2013 tarihinde teslim edeceği taahhüt edilmiştir. Davalı koton temsilcisi … ise 23/04/2013 günü göndermiş olduğu e-mailinde, “bugün 23ü noldu?” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı temsilcisi … ise aynı gün 23’ünde verdiği cevabi mail ile “malın yarın çinden yükleneceğini” bildirmiştir. Bu bağlamda taraflar arasında sonradan yapılan anlaşmayla 22/04/2013 günü teslim edileceği kararlaştırılmasına rağmen 23/04/2013 tarihli …’un cevabi maili ile geç teslim olgusu tevilli yoldan da olsa ikrar edilmiştir. Sonrasında davalı koton temsilcisi … 18/06/2013 tarihli maili ile gecikme nedeniyle ceza kesileceğini beyan etmiştir. Söz konusu bu e-mail yazışma içeriklerine göre taahüt edilen tarihten sonra geç teslimin olduğu sabittir. Bu nedenle, davalı tarafın düzenlendiği reklamasyon faturasının tanzimi ile borçtan mahsup işlemi yerindedir. Asıl alacaktan reklamasyon kesintisi yapıldıktan sonra ise bakiye bedel olan 1.571,45 TL tutar 26/02/2014 tarihinde ödenmiştir. Nitekim davalı yan da takibe bu kısım yönünden itiraz etmemiştir. Dolayısıyla, talebi mümkün 1.571,45 TL takipten sonra davadan evvel ödendiğinden davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE, davacının kötü niyeti ispat edilemediğinden davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin de REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 79,55-TL harcın mahsubu ile, artan 25,15-TL’nin istek halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 334,50-TL’den ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*