Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/112 E. 2020/557 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/112 Esas
KARAR NO : 2020/557

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2019
KARAR TARİHİ : 05/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı tüzel kişi borçlu …Ltd. Şti. arasında 12.05.2015 tarih ve 150.000,00 TL limitli …Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşmeye davalı … müteselsil kefil olduğunu, bu sözleşmeye istinaden dava dışı şirket ve davalıya ticari kredi kullandırıldığını fakat krediye ilişkin geri ödemelerin yapılmaması üzerine dava dışı şirkete ve davalıya Gebze … Noterliği’nin 14.05.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek 33.068,91 TL banka alacağının ödenmesi gerektiği aksi halde alacağın yasal yollar ile tahsil edileceğinin ihtar edildiği, söz konusu ihtarnameye rağmen davacı bankaya herhangi bir ödeme olmadığını, davacı adına alacağın tahsili amacı ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine ise borçlu davalı … tarafindan itiraz edildiğini, davalı tarafin bu itirazına ilişkin dava açmadan evvel 6102 sayılı Yasanın 5/A maddesi gereğince … başvuru numarası ile arabuluculuğa başvurulmuş ise de herhangi bir anlaşma sağlanamadığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına, tüm yargılama gider ve masrafları ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış olup süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamış, HMK madde 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmış, davalı asil veya vasisi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER
1-İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası
2- Sözleşme, ihtarname, ihtarname tebliğ evrakı
3- Banka kayıtları
4- Davalı şirketin ortaklarını gösterir … kaydı
5- Davalının nüfus kayıt örneği
6- İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası
7-Bilirkişi raporu
8-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın kefil tarafından ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun n 68/b maddesi uyarınca “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.Bu madde hükmüne göre,kefil yönünden alacağın muaccel olması için kat ihtarının borçluya tebliği gerekiyor ise de kat ihtarının kefile tebliğ şartı bulunmamaktadır. Ancak kefile yapılacak tebliğ,kefil hakkında temerrüt faizi uygulanması için değerlendirilir. Dosyada bulunan sözleşmenin, 13.2 maddesinde,müşteri ve kefillerin sözleşmede belirtilen adresine yapılacak tebligatların adlarına yapılmış sayılacağı, sözleşmede bildirilen adres değişikliğinin ticaret siciline kayıt edilerek bildirilmediği takdirde sözleşmede kanuni ikametgah kabul edilen adrese yapılacak tebligatların geçerli sayılacağı düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, kat ihtarının sözleşmedeki adrese gönderilmesi yeterli olup, borçluların sözleşmedeki adresten ayrılmış olmaları sebebiyle tebliğ yapılmamasının önemi yoktur.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 581 vd. maddelerinde kefalet detaylı ve sıkı şekil kurallarına bağlı olarak düzenlenmiştir. TBK’nun 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet varsa bunu belirtmesi ve tüm bunların kefilin el yazısı ile yazılması gerekir. TBK’nun 584.Maddesi gereğince ise kefilin evli olması durumunda eşinin en geç sözleşmenin kurulması anında açıkça yazılı rızasının bulunması gerekmektedir. Tüm bu şartlar kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartı olup herhangi bir eksikliğin bulunması durumunda geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın “… Rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; ” …Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise; “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı …’un kısıtlandığı, …’un vasi olarak atandığı görülmüştür. Mahkememizce tebligatlar vasiye yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlanmıştır.
İstanbul Ticaret Odası; firma sicil kayıtları incelenmesinde davalının asıl borçlu şirketin ortağı olduğu görülmüştür.
Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin 11.05.2015 tarihinde dava dışı şirket ile davacı arasında imzalandığı, davalının 150.000,00-TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları görülmüştür.
Kat İhtarnamesinin incelenmesinde; davacı banka tarafından Gebze … Noterliği’nin 14.05.2018 tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ihtarnamenin dava dışı şirketin sözleşmedeki adresine 17.05.2018 tarihinde iade edilmekle birlikte sözleşme çerçevesinde tebliğ edilmiş sayıldığı, diğer davalı kefilin sözleşmedeki adreslerine 17/05/2018 tarihinde iade edildiği, ihtarnamede davacı tarafından ödeme yapılmak üzere 24 saat süre verildiği, temerrüt tarihinin tebliğden itibaren 1 gün eklenmek suretiyle 19/03/2020 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında kredi sözleşmesinden kaynaklanan 33.070,91-TL asıl alacak 1.134,99-TL temerrüt faizi, 56,74TL gider vergisi, 441,43-TL masraf olmak üzere toplam 34.704,07-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin tebliğ edilemediği, davalının e-devlet üzerinden icra takibinden haberdar olduğu, borçlu vekilinin süresi içerisinde 16.08.2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.

Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, sözleşme ve banka kayıtları ile asıl borçlu şirketin Ticaret Odası kayıtları dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bankacı bilirkişinin 04/12/2019 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı banka ile dava dışı… Ltd. Şti. arasında 12.05.2015 tarihinde sureti dava dosyasına sunulu 150,000,00 TL limitli GENEL KREDİ VE TEMİNAT SÖZLEŞMESİ ve 20.000,00 TL limitli TİCARİ KREDİ KARTI SÖZLEŞMESİ imzalandığı, davalı-borçla …’un da söz konusu sözleşmelerde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak 150.000,00 TL ve 20.000,00 TL kefalet limitiyle sorumlu olmak kaydıyla kefalet imzasının bulunduğu, sözleşmenin geçerli olduğu dikkate alındığında, davacı bankanın davalıları takip ve dava hakkının mevcut olduğu, 27.06.2018 takip tarihi itibariyle; davacı bankanın davalı … dan 33.068,91 TL Asıl Alacak, 76,48 TL kat tarihinden temerrüt tarihine kadar işletilen akdi faiz, 3,82 TL Faizin % 5 BSMV’si, 1.031,75 TL temerrüt tarihinden takip tarihine kadar gecikme faizi, 51,59 TL faizin % 5 BSMV’si olmak üzere toplam 34.232,55 TL nakdî kredi alacağı olduğunun hesaplandığı, 441,43 TL masrafa ilişkin masraf belgesi sunulmadığı için hesaplamaya dahil edilmediğin, davacı bankanın ise tespitlerimizden daha fazla olmak üzere 33.070,91 TL Asıl Alacak, 1.134,99 TL kat tarihinden temerrüt tarihine kadar işletilen gecikme faizi, 56,74 TL Faizin % 5 BSMV’si ve 441,43 TL masraf olmak üzere toplam 34.704,07 TL alacak talebinde bulunduğu, talebin tespitini aşan 471,52 TL’lık kısmının yerinde olmadığı, davacı bankanın 27.06.2018 takip tarihinden itibaren, borç tamamen tahsil oluncaya kadar 30.172,30 TL matrah (asıl alacak) üzerinden % 28,08 oranını aşmamak ve TCMB tarafından üç ayda bir açıklanan kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranını geçmemek şartıyla değişen oranlarda belirlediği nispette temerrüt faizi ve faiz fizerinden hesaplanacak % 5 oranındaki BSMV ni talep edebileceği kanaatini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşme de dava dışı şirketin asıl borçlu, davalının müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefilin yukarıda ayrıntılı anlatılan kefalet sözleşmesi şekil şartlarını sağladığı, kefilin şirket ortağı olduğu bu hali ile de eş rızası aranmayacağından kefaletin geçerli olduğu, davacı tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalının sözleşmedeki adresine tebliğ edildiği, bu hali ile tebliğ edilmiş sayılacağı, kefile başvurulabileceği, temerrüdün oluştuğu, davacının her ne kadar icra takip dosyasında masraf talebi bulunsa da dosya kapsamında masraf talebine ilişkin delil bulunmadığı, bu nedenle masraf talebi yönünden reddi gerektiği, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek ;
Dava konusu kredi borcu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
Yargılama Gideri yönünden; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun18/A-10 maddesi uyarınca arabuluculuk ücreti anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Somut olayda davalı arabuluculuk toplantısına katılmış olup, kabul red oranına göre taraflar arabuluculuk ücretinden sorumlu tutulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline; takibin 33.068,91-TL asıl alacak, 1.108,23-TL işlemiş faiz, 55,41-TL BSMV olmak üzere toplam 34.232,55-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %28,08 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 6.846,51- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 2.338,42-TL harçtan, peşin alınan 419,14-TL harç mahsup edilerek kalan 1.919,28-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 419,14-TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 463,54-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.134,88-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kabul-red oranına göre davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinnin 13/3 maddesine göre hesaplanan 471,52TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.781,38-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.777,10-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin Kabul-red oranına göre 1.302,10-TL’nin davalıdan, 17,89-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza