Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/109 E. 2021/911 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/109 Esas
KARAR NO 2021/911

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/11/2017
KARAR TARİHİ:20/10/2021

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında çeşitli tarihlerde “… … Abonelik Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme gereğince de davalı şirkete faturalı hatlar tanımlandığını davalı şirketin bu hatları aktif olarak kullandığını faturaların ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlattıklarını, davalının borcun 449,38 TL lik kısmını kabul ettiğini bu tutar dışında kalan kısım yönünden takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptalini, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, faturaların anlaşmaya oranla yüksek gelmesi nedeniyle davacıyı ikaz ettiğini ve %50 oranında indirim yerine yanlışlıkla %25 indirim uygulandığını kendilerine sözleşme kapsamında 2 adet Iphone 6 marka cep telefonu hediye edildiğini ve bunun taahhüde bağlı olmadığını ancak kendileri ile ilgilenen … müşteki temsilcisi Melike isimli kişinin değişmesi üzerine fazladan faturaları Kasım 2015’e kadar ödediğini, fazla ödemelere ilişkin teyit aldığını ancak hatanın düzeltilmediğini, telefon hatlarının hiçbir şekilde kapatılmaması konusunda mutabık kalındığını fazladan kesilen 2.699,00 TL tutarlı faturanın davacı tarafın, müvekkiline ait kullanım bittikten sonra ürettiği faturalardan mahsup edildiğini, 2016 senesinde hiçbir faturanın kayıtlarına işlenmediğini, gider olarak kaydedilmediğini ve izah edilen nedenlerle de ödenmediğini haklı itirazlarının devam ettiğini beyanla davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, kurumsal abonelik tip sözleşmesi uyarınca kullanılan şirket telefon hatlarının kullanım bedellerinin tahsili için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan ilk inceleme sonucunda düzenlenen 12/02/2020 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre, takibe dayanak teşkil eden fatura içeriklerinde yer alan alacak kalemlerinin somutlaştırılarak doğrulunmadığından bahisle ön rapor mahiyetinde rapor verildiği anlaşılmaktadır. Davacı yana bu eksiklikleri tamamlaması için süre verilmiş olup yeni bir bilirkişi incelemesi günü tayin edilmiştir.
Mahkememizin 24/06/2020 tarihli ara kararı uyarınca davacı operatörün kayıtları üzerinde bilirkişiye 18/09/2020 günü yerinde inceleme yetkisi tanınmıştır. Ancak belirlenen günde davacı şirketin çalışmalarını Covid-19 salgını nedeniyle ara verildiğinden bahisle inceleme yapılamamıştır. Sonrasında 19/02/2021 günü inceleme günü tayin edilmişse de davacı vekilince mahkemede hazır bulunarak yerinde inceleme talepleri olduğundan defterlerini sunmadıklarını beyan ettikleri görülmüştür. Sonrasında 16/07/2021 gününe inceleme bırakılmışsa da bilirkişilerin mazeret gönderdiği anlaşılmıştır. Bu defa pandemi mazereti de gözetilerek 20/09/2021 gününde incelemenin mahkememiz duruşma salonunda yapılmasına karar verilmiştir. Ancak davacı taraf ısrarla yerinde inceleme talep etmiş olup, yargılama süresi boyunca davacı vekilinin usul hükümlerini esnetecek şekilde HMK’nın 29/1 ve TMK 2. maddesi hükümlerine göre dürüstlük kuralına aykırı olacak biçimde defalarca süre verilmesine, inceleme günü tayin edilmesine rağmen çeşitli mazeretlerle inceleme yaptırılmasından imtina ettiği görülmektedir. Her ne kadar HMK 278/IV maddesi gereğince davacı taraf yerinde inceleme taleplerini yinelemişse de mahkememizce davacı firmanın pandemi uygulamasındaki mazereti nazara alınarak mahkeme salonunda inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, buna rağmen çelişki oluşturacak şekilde yerinde inceleme talebinde ısrar etmiştir. Ayrıca yerinde inceleme talebinin kabule değer sayılabilmesi için uyuşmazlığın büyüklüğüne nazaran defterlerin sunulamamasındaki mazeretin de belgelendirilmesi, mahkememize ikna edici gerekçe sunulması gerekir. Bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi tanınması istisnai bir durum olup belli şartların oluşması gerekir. Zira davacı taraf defterlerini mahkemeye sunmaktaki güçlük sebeplerini belirtmemiş ve gerekçelendirmemiş olup uyuşmazlığın mahiyeti itibariyle sadece davalı müşterinin ilgili dökümlerinin (CD ortamında dahi) kayıtlardan süzülerek bilirkişi incelemesine sunulması kafi ve mümkündür. Öte yandan HMK’nın 94/2 maddesi gereğince ikinci ve daha sonrasında verilen süreler ve oluşturulan ara kararlar mahiyeti gereğince herhangi bir meşruhata gerek olmaksızın kesin niteliktedir. Bir seneyi aşkın süredir incelemenin yapılmaması nedeniyle dosya sürüncemede bırakılmıştır. Hukuk düzenimiz usul hükümlerinin esnetilmek suretiyle hakkını kötüye kullanılmasını himaye edemez. Dolayısıyla yeniden inceleme yapılamasına ilişkin talebin reddi gerekmiştir.
Bütün bu anlatımlardan sonra mevcut dosya kapsamına göre TMK’nın 6. maddesi gereğince davacı tarafından düzenlenen faturaların dayanakları ile birlikte delillendirilmesi HMK’nın 200. ve devamı maddeleri gereğince zorunludur. Anlaşmaya ve sözleşme hükümlerine uygun olarak faturaların düzenlendiğinin ve bu hizmetin verildiğinin, müşteri tarafından tarifeye aykırı hareket edildiğinin davacı operatör tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Buna ilişkin dosyada ispat vasıtası sunulamadığı gibi teknik bilirkişi incelemesi ile alacağın varlığı netlik kazanacağından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 84,65-TL harçtan mahsubu ile artan 25,35-TL harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan mahkeme masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.20/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır