Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/101 E. 2020/707 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/101 Esas
KARAR NO : 2020/707
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2019
KARAR TARİHİ : 09/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında kargo sözleşmesi imzalandığı, sözleşme içerisinde mesafeler ulaştırma saatleri ücret tarifesi ödeme şekli gibi hususların belirtildiği, davacı tarafından sözleşme gereği taşıma hizmetinin davalıya tam ve eksiksiz verildiğini, bu taşıma hizmetlerine karşılık davalıya fatura düzenlenerek tebliğ edildiğini, ancak davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının icra takibine itiraz ederek durdurduğunu beyanla, … İcra Müdürlüğünün 2018/… E sayılı icra dosyasına yapılan haksız itirazın kaldırılmasını, davalının kötü niyetli olarak icra takibine itirazı nedeniyle, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış olup süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası
2-Davacının ticari defter ve kayıtları
3-Bilirkişi raporu
4-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının İcra Dairesinin yetkisine itirazı yönünden; İtirazın iptali davasının öncelikle görülme şartı; yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun yapılıp süresinde itiraz ile durmuş bir icra takibinin bulunmasıdır. İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildikten sonra itirazın iptali davası açılması halinde, mahkemece öncelikle (mahkemenin görev ve yetkisinden önce) icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı incelenmeli, icra müdürlüğü yetkisiz ise dava, dava şartı yokluğundan HMK 114/2.maddesi uyarınca usulden reddine karar vererek işten el çekmesi gerekir. İtirazın iptaline bakan mahkemenin icra dairesini yetkili daireye göndermek gibi bir karar vermesi mümkün değildir.
2004 sayılı İİK’nun 50/1 maddesi yollamasıyla icra müdürlüğünün yetkisi bakımından HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. Dava konusu uyuşmazlık konusu alacağa ilişkin taraflar arasında sözleşme mevcut olup, sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca mahkememizin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Buna göre dava konusu icra takibinin yetkili icra dairesince yapılmış olduğu anlaşılmakla, Mahkememizce davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur.
Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesi’nin 2018/… esas sayılı takip dosyasında faturadan kaynaklanan 116.904,94-TL asıl alacak için takip yapıldığı, ödeme emrinin 16/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 21/05/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 08.01.2020 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacı tarafın ticari defterlerinin, HMK 222/2 maddesine göre delil teşkil ettiği, davalı taraf ihtara rağmen ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmediği ve ibrazdan kaçındığı, davacı ticari defterleri ile muhasebe hesap ve kayıtlarına göre; ödeme emri tarihinde, davacının davalıdan, 116.551,19.-TL alacağının olduğu, fatura içeriğinin; taşıma hizmeti olduğu, davalı şirketin bazen gönderici bazen alıcı konumunda olduğu, 29.09.2017 tarih seri … seri numarası ile başlayan, 28.03.2018 tarih Seri … sıra numarası ile biten davacı faturalarının bir kısmının davalı kaşeli fatura teslim tutanağıyla, diğer e faturaların ise; E arşiv fatura olduğu ve davalı firmanın sistemine düşmüş olduğu, … İcra Müdürlüğü’nün, 2018/… esas sayılı ödeme emrine, davalı tarafından edilen itirazın, 116.551,19.-TL asıl alacak üzerinden iptali ile icra inkar tazminat hükmünün mahkemenin takdirinde olduğuna ilişkin kanaatini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu ve faturaların defterinde kayıtlı olduğu, ancak yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının faturaya konu mal veya hizmeti verdiğini kanıtlaması gerektiği, davacı tarafından taşıma hizmetine ilişkin belgelerin sunulduğu ve bilirkişi tarafından incelendiği, bu halde davalının bu faturaya ilişkin işin yapıldığının kabulü gerektiği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, ancak bilirkişi incelemesi ile davacının takip talebinden daha düşük olarak alacaklı olduğu miktarın tespit edildiği, bu hali ile bilirkişi tespiti doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 116.551,19-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren, avans faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 23.310,23- TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 7.961,61-TL harçtan, peşin alınan 1.411,93-TL harç mahsup edilerek kalan 6.549,68-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.411,93-TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.456,33-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.022,36-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yapılan 925,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 922,20-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9- 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2020

Katip … Hakim …
e-imza e-imza