Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/987 E. 2019/7 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/987 Esas
KARAR NO : 2019/7

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR TARİHİ : 10/01/2019

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, dava dışı kasko sigortalısına ait aracın davalı sigorta şirketine trafik poliçesi ile sigortalı aracı kusurlu olarak çarpması nedeniyle oluşan ve kendilerince sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan takibe itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, müvekkilinin bulunduğu yer İstanbul Anadolu Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, sigortalıların kazada kusurlarının olmadığını, kusur ve zararın ispata muhtaç kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, TTK’nın 1472. maddesi uyarınca hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; ödeme emrine karşı, borcun tamamının yanı sıra, davalı borçlu sigortalı şirketin adresinin İstanbul Anadolu yakasında bulunduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiği görülmüştür.
İtirazın iptali davalarında en önemli ve birinci şart geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunmasıdır. Yetkili icra dairesi tarafından çıkartılmış bir ödeme emri bulunmuyorsa geçerli bir ilamsız icra takibinden bahsetmek mümkün değildir. Böyle bir ihtimalde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekir.
Somut olayda, her iki sigorta şirketinin merkezi İstanbul Anadolu yakasında bulunduğu gibi kaza da İstanbul Anadolu yakasında Ataşehirde meydana gelmiştir. Dolayısıyla, icra takibinin İstanbul’da yapılmasının herhangi bir yasal dayanağı bulunmamaktadır. İcra dairesinin yetkisine itiraz yerindedir. Her ne kadar icra dosyası içerisinde alacaklı vekilince yetkili icra dairesine dosyanın gönderilmesi yönünde talepte bılunulduğu görülmüşse de, yukarıda da değnildiği üzere yetkili icra dairesince çıkartılmış usulüne uygun ödeme emri bulunmamaktadır. Kaldı ki, mevcut davada itirazın iptaline dayanak gösterilen icra takip dosyası yetkisiz icra dairesinin dosyasıdır.
Bu durumda en son ödeme emrini gönderen mevcut icra dairesinin yetkisiz olduğu belirlendiğine göre, bu icra dairesince çıkarılan ödeme emri nedeniyle itirazın iptali davası açılamaz. Zira az yukarıda da değinildiği üzere, yetkili icra dairesince çıkarılmış bir ödeme emri bulunmamaktadır. (Bkz. Yargıtay 19. HD, 24.02.2006 tarih, 2005/6881-2006/1842 E.K; aynı Dairenin 16.03.2006 tarih, 2005/8035-2006/2603 E.K sayılı ilamları) Hal böyle iken, icra dairesinin yetkisi itirazın iptali davasında özel dava şartı olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-HMK’nın 114/2 maddesi uyarınca davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.408,09 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde parasal sınır itibariyle kanun yolları kapalı ve kesin olmak üzere karar verildi. 10/01/2019

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*