Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/966 E. 2022/591 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/966 Esas
KARAR NO : 2022/591
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/10/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı … arasında bir ortaklık ilişkisi mevcut olup www. .com adresli internet sitesi, bu site içerisinde yürütülen ticari faaliyet, bu faaliyetin yürütülmesi ile ilgili tüm unsurlar ve bu faaliyetten doğan hasılat ortaklık ilişkisinin mahsulü olmakla davacı ortaklığın ve hasılatın %50 sahibi olduğunu, ortaklık faaliyeti devam etmekte iken 24 Temmuz 2009 tarihinde davalılardan … iş yerinin kilidini değiştirmiş, tüm şirket evrakına el koymuş, internet ve bankacılık faaliyetlerinde kullanılan şifrelerini değiştirmiş , pos makinelerini davalı babası …’un fiili yönetiminde olup diğer davalı annesinin adına kayıtlı olan şahıs firmasına yönlendirerek şirkete ve tüm gelirlerine el koyduğunu, Davacının fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak, 08.03.2010 tarihinde davacı ile davalı …, davalı … …. şirketi arasında bulunan adi ortaklığın tespiti, davacının şirket faaliyetlerinden doğan alacağından 50.000,00 USD’sinin TCMB efektif döviz kuru üzerinden 24/07/2009 tarihinden itibaren işleyeek reeskont faizi ile birlikte tahsili, www…..com isimli internet sitesinin %50’lik bölümünün davacıya aidiyetinin tespiti istemli …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, o dava 1086 Sayılı HUMK döneminde açılmış olup alacağın toplam miktarı tam olarak bilinmediğinden ve bilinmesi de mümkün olmadığından o dönemde kısmi dava olarak açıldığını, takip eden dönem içerisinde 6100 Sayılı HMK. yürürlüğe girmiş olup belirsiz alacak davası kurumu getirilmekle zamanaşımını kesmek için, davacının şirket faaliyetlerinden doğan alacağına ilişkin olarak, öncelikle olay ve taraflar yönünden hukuki ve fiili irtibat bulunması itibarıyla davanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, birleştirme talebinin kabul edilmemesi veya mümkün olmaması halinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele sayılmasına, belirsiz alacak davası olarak açılan işbu davanın kabulü ile; ortaklık faaliyetinden doğan bakiye alacaktan 10.000.00-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ve ortaklık parasına ve ortaklığın tüm unsurlarına el koyma tarihi olan 24.07.2009 tarihinden itibren reeskont avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının adi ortaklık iddiası ile ilgili …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2014/… Esas sayılı dosya üzerinden hukuk davası ve şikayeti üzerine …. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde ikame edilen 2010/… Esas sayılı kamu davası görülmüş ve her iki davada da davacının adi ortaklık iddiası ve bu husustaki talepleri reddedildiğini, işbu davanın konusu Adi Ortaklık Kar Payı’nın tahsili olup, yukarıda bahsi geçen hukuk dosyasının konusu ise adi ortaklığın tespiti, markanın mülkiyetinin yarısının davacıya devri ve davacı tarafından davalıya verilen 150.000.00-USD’nin şimdilik 50.000 USD’sinin tahsili olduğunu, özetle; … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen hukuk davasında, davacı kar payı alacağı talebinde değil, müvekkile tevdi ettiğini iddia ettiği meblağ ile ilgili alacak talebinde bulunduğunu, diğer bir ifade ile hukuk davasındaki talepler ile huzurda görülen taleplerin aynı olmadığını, somut olay bakımından, müvekkil türk ticaret kanunu kapsamında Tacir sıfatına haiz olmadığı için, huzurda görülen davanın görev kuralları gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde ikame edilmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesini, davacıyla … arasında iddia gibi bir “ortaklık ilişkisi” söz konusu olmadığını, herhangi bir “ortaklık” kurulmamış olup, Davacının belirli bir hizmet bedeli karşılığında Müvekkilin ortağı olduğu … … şirketine hizmet vermesi söz konusu olduğunu, Davacı ilk defa Adi Ortaklık Kar Payı talebinde bulunmakla Kısmi Dava olup, bu hususta talebi olsa dahi, zaman aşımını durdurmadığını, Dava dilekçesinde, “zamanaşımını” bertaraf etmek amacıyla davanın ikame edildiği belirtilmekle birlikte, Davanın zamanaşımına uğradığı ve ayrıca davanın hukuk davasının karar duruşmasının icra edileceği 18.10.2018 tarihinden 1 gün önce açıldığı dikkate alındığında, davacının huzurda görülen davayı ikame etme amacının, sırf bu davayı Hukuk Davası ile birleştirmek ve Hukuk Davasını uzatmak olduğunu, Davacı bu şekilde, müvekkil ve ailesi aleyhine ikame ettiği davaları uzatarak, müvekkile haksız bir baskı uygulama yolunu tercih ettiğini, nitekim Hukuk Davası ve Ceza Davası da davacının benzer usuli işlemleri ile yaklaşık 10’ar yıl sürdüğünü, Davacı, bu bağlamda Hukuk Dosyasında disiplin para cezasına da çarptırıldığını, davanın esastan, görev yönünden, zaman aşımından ve husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerin diğer davalı …’un anne ve babası olduğunu, Davacı ile diğer davalı …’un hissedarı olduğu … … Web Sitesi’ne ilişkin tahsilatların yapılması konusunda bir hizmet ilişkisi kurulduğunu, … … şirketinin davacı ile olan hizmet ilişkisini sona erdirmesine akabinde, … … şirketi Davalı …’un yetkili temsilci olduğu, …’un şahıs şirketi olan Zülal Ticaret — … ile bir “Tahsilat Hizmetleri Sözleşmesi” akdettiğini, bu sözleşmeye göre, … … şirketine “Tahsilât Hizmetleri Sözleşmesi” kapsamında geçmişte Davacı tarafından verilmiş olan hizmet, artık Davalı Müvekkil …’un yetkilisi bulunduğu şahıs şirketi üzerinden tanımlanan sanal POS cihazı aracılığı ile verildiğini, …, … …’ye bu hizmetleri 2010 yılına kadar vermiş olup, Davacıya haksız fiil teşkil eden doğrudan veya dolaylı olarak herhangi fiil veya eylemleri bulunmadığını, nitekim bu husus, Hukuk Davası ve Ceza Davasında da tespit edilmiş ve müvekkillerine davacının husumet yöneltemeyeceğine hükmedildiğini, davacı ile davalı müvekkiller arasında ne yazılı, ne sözlü herhangi bir sözleşme mevcut olmamakla birlikte, davacının davalı müvekkiller ile gerek işbu davaya gerekse herhangi başka bir ihtilafa sebep olabilecek nitelikte ne ticari ne de hukuki bir ilişkisi bulunmadığını, davacının, ne işbu davanın konusuna ne de herhangi başka bir konuya ilişkin olarak davalı müvekkiller ile arasında herhangi bir ilişki mevcut olmadığını, davaya ilişkin husumet, davalı müvekkilleri ile davacı arasında değil, davacı ile davacının ticari ilişki içinde bulunduğu … … şirketi arasında olduğunu, davanın esastan, görev yönünden, zaman aşımından ve husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; adi ortaklığın tespiti ile kazanç payına ilişkin alacak istemine ilişkin olduğu, asıl davada davalı … ve birleşen …. ATM’nin 2016/… Esas sayılı dosyası davalısı … … yönünden davanın sübut bulmadığından, asıl davada davalılar … ve … yönünden husumet yokluğu nedeniyle dava ve birleşen dava dosyasının reddine karar verildiği, dosyanın temyiz talebi üzerine 04/06/2020 tarihinde Yargıtayca önce bozma kararı verildiği, daha sonra Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2022/… esas 2022/… karar sayılı ilamı ile ” Taraflar arasındaki ceza davasında; katılan olarak yer alan davacı ile hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan yargılanan davalı gerçek kişiler arasındaki ilişkinin ortaklığa değil hizmet akdine dayandığı, davalı … şirketinin Türkiye’deki faaliyetlerine yönelik tahsilat işlemlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla ücret karşılığında davacıya yetki verildiği, ….com sitesi aracılığı ile yapılan tüm işlemlerin davalı …’in yetkilisi olduğu … şirketi adına yapıldığı, bahse konu web sitesinin malikinin ise davalı … olduğu, yine davacı ile diğer davalı sanıklar Necla ve Talat arasında da herhangi bir sözleşmesel ilişkinin bulunmadığı maddi vakıa olarak tespit edilerek, davalı sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği ve işbu ceza mahkemesi kararının Dairemizin bozma kararı sonrasında kesinleştiği görülmektedir. Buna göre; davacı tarafından, ortaklığın varlığına dair yazılı delil sunulmadığı, aynı zamanda ceza yargılamasında taraflar arasında adi ortaklık bulunmadığına dair maddi vakıaya yönelik tespitin hukuk hakimini bağlayacağı dikkate alındığında, adi ortaklığın ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkeme kararının açıklanan bu hususlar gözetilerek onanması gerekirken, zuhulen bozulduğu bu defa yapılan inceleme ile belirlendiğinden, davalıların bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın karar düzeltme isteminin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK’nın 440 ıncı maddesi gereğince davalıların karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairece verilen 25/01/2022 tarihli 2021/ … E. 2022/ … K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının ONANMASINA” karar verildiği görülmüştür.
…. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; katılanın …, sanıkların …, …, …, … olduğu, her ne kadar sanıklar hakkında hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı cezalandırılması istemi ile mahkememize kamu davası açılmış ise de, toplanan delillerden sanıkların üzerlerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından CMK 223/2-a maddesi gereğince sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, dosyanın istinaf aşamasında olduğu görülmüştür.
Dava, adi ortaklıkta kar payının ödenmesi, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamına göre;
Adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi için öncelikle taraflar arasında bir adi ortaklığın bulunması gerekmekte olup … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/… Esas sayılı ve …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas sayılı dosyalarıyla sabit olduğu üzere taraflar arasında adi ortalığın bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken maktu 80,70-TL harcın, peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 90,08-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar, kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar tarafına verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan 31,50-TL yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile davalılar tarafına verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.20/10/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”