Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/957 E. 2020/546 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/957 Esas
KARAR NO : 2020/546
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2020

Mahkememizde görülen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalının 07/08/2018 tarihli sözleşme gereğince 5 adet 60 tonluk ve 1 adet 150 tonluk pres makinesinin satışı konusunda anlaştıklarını buna binaen davalının ekim ayında makinelerin teslimini taahhüt ettiğini ve makine bedelli olarak toplamda KDV dahil 200.000,00-TL kararlaştırıldığını, müvekkilinin satış bedeline mahsuben 30.460,00-TL’yi davalının hesabına 07/08/2018 tarihinde havale ettiğini kalan 169.540,00-TL için ise 10 adet çeki ciro edip imza karşılığında davalıya verdiğini, ancak davalı makineleri teslim etmediği gibi çekleri de iade etmediğini beyanla borçlu olmadıklarının tespitini, ödenmesi halinde ise bedellerin istirdadını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı, … Makinada çalışan emekli biri olduğunu ve … Makine adına sözleşme imzalama yetkisinin olmadığını, çekleri … Makine adına teslim alarak şirkete teslim ettiğini, sonrasında … Makine tarafından ciro edildiğini, hesabına gönderilen meblağı ise … Makineye elden teslim ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, İİK’nın 72 maddesi uyarınca temel ilişki kapsamında verilen çeklerin bedelsiz kaldığının tespiti ile bedeller ödenmişse istirdat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davaya konu edilen 10 adet çek nedeniyle bedelsizlik def’inin davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği hususundadır. Zira, mahkememizce her bir çek yönünden ilgili bankasından ibraz ve ödeme bilgileri sordurulmuş olup, “… … Şubesi, 30/12/2018 keşide tarihli, … seri numaralı, 30.000,00-TL bedelli çek” haricinde çeklerin ciro silsilelerinin hiçbirisinde davalı …’ün cirosu ve imzası bulunmamaktadır. Nitekim davalı beyanında da iş bu çekleri dava dışı ve eski çalışanı olduğu … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına şirkete teslim edilmek üzere emaneten aldığını belirtmiştir. Yani, davalı bu çekler nedeniyle meşru hamil olmadığını, elden şirkete götürdüğünü savunmuştur. Gerçekten de çeklerin arka yüzlerinin incelenmesinde davacı …’ten sonra … İthalat İhracat İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin beyaz cirosunun olduğu sabittir. Sonrasında ise çekler başka üçüncü şahıslara tedavül etmiştir.
Öte yandan, davalının cirosunun mevcut olduğu çek dışındaki diğer çekler dava dışı hamiller tarafından bankalara ödeme için ibraz edilmiştir. Davacı taraf söz konusu çeklerde müracaat borçlusu ciranta konumundadır. Yani, davacı cirantadan sonra gelen müracaat borçlularına çekler için başvurularak ödeme yapıldığı takdirde davacıya da rücu ihtimali doğacaktır. Ancak, 10 adet çekin 9unda davalının cirosu olmadığı gibi, bankaya ödeme için ibraz eden şahıs da olmadığı gelen banka cevabi yazılarından anlaşılmaktadır. Davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu çeklerin verilmesine dayanak teşkil ettiğini iddia ettiği adi yazılı belgede ise çeklere açık bir şekilde atıf yapılmamaktadır. Yine davacının ilamsız takip konusu yaptığı davalı ile aralarındaki sözleşmelerde atıf yapılan çek bilgileri de dava konusu çeklerle birbirini tutmamaktadır. Yani, çeklerin davalıya takip konusu sözleşmeye binaen ifa amaçlı verilmiş olduğu da net bir şekilde ortaya konulamamıştır. Kaldı ki, dava dilekçesinde sonuç kısmında açık bir şekilde dava konusu çekler nedeniyle menfi tespit ve istirdat istemi ileri sürülmüştür.
Sadece, 30.000 TL bedelli … … Şubesi 30/12/2018 tarihli çekte lehtar Yakuttan sonra davacı …, sonrasında ise davalı … ciro yoluyla devralmış, sonrasında ise … ‘a ciro edilen çek bankasına ibraz edilerek bedeli tahsil edilmiştir. Davalı açık bir şekilde dilekçesinde davacı ile aralarında ticari ilişki olmadığını ikrar ettiğinden bu adı geçen çek yönünden bedelsizlik iddiası sabittir. (Kaldı ki, adi yazılı sözleşmelerin hiç birisinde bu çeke atıf dahi yoktur.) Ancak, diğer çekler yönünden tamamının bankaya ödeme için üçüncü kişiler tarafından ibraz edildiği sabit olup, ciro silsilelerinde davacıdan sonraki kısımda davalının beyaz cirosunun dahi bulunmadığı anlaşıldığından, davacıya karşı davalının bu çekler nedeniyle rücuen takibe geçmesi mümkün değildir. Çünkü, davalı müracaat borçlusu değildir. Dolayısıyla, davacının davalıya karşı çeklere dayalı olarak menfi tespit ve istirdat davası açmasında hukuki yararının olduğu söylenemez. (Yargıtay 19. HD 2016/18980 E., 2018/6126 K. sayılı 27/11/2018 günlü emsal karar) Yukarıda da belirtildiği gibi davacıdan sonra cirosunun bulunduğu tek çek olan 30.000 TL bedelli … … Şubesi’ne ait çek açısından ise, davalının temel ilişkinin olmadığını ikrar etmesi, kaldı ki olsa dahi malları teslim ettiğini ispat edememesi dolayısıyla bedelsizlik def’inin ileri sürülmesi yerindedir. Sonuç olarak 10 adet çekten 9unda davacıdan sonra çekte davalının ciro ve imzasının olmadığı, bu nedenle davacının bu davalıya menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi yönünde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-… … Şubesinden keşideli, 30/12/2018 keşide tarihli, … seri numaralı, 30.000,00-TL bedelli çek nedeniyle davacı …’ün davalı …’e İİK’NIN 72. MADDESİ UYARINCA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Diğer çekler yönünden ise çeklerin arka yüzlerinde davalı adına atılmış herhangi bir ciro imzası bulunmadığından davanın hukuksal yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Alınması gereken 2.049,30-TL harçtan peşin alınan 3.415,50 TL harcın mahsubu ile, artan 1.366,20-TL’nin istek halinde yatıran davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen, 2.049,30 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere cem’an 2.085,20 TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı yan kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 4.500,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen 329,60 TL posta ve tebligat masrafının kabul ve ret oranları nazara alınarak 49,40 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından sarf edilen 50 TL masrafın ise yine haklılık durumuna göre 42,50 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 30/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*